Türk Polisi, Sesimi İşitiyor Musun?
Polisimize tokat attılar, ben gördüm, umarım siz de gördünüz, hâlâ gözlerimde bu utanç, sanki bize atılmış gibi, yüzüm değil yüreğimiz yanıyor, hâlâ yanıyor tıpkı Çuval acısı gibi…
Polis, Türk polisi, biz ne yiğitler gördük polis özel harekâtta, ne kahramanlar, ne korkusuzlar…
Mahmut’u hatırlıyorum, özel harekât polisi, yıl 93, İran’a sızdı Mehmetçikle beraber, bu tokat atmaya cüret edenlerin kampını bastı, darmadağın edip sağ salim döndü ama bir gözü kör şimdi, patlayan bir el bombasının şarapnelinden…
Şemdinli özel harekât polislerini hatırlıyorum, yediğimiz içtiğimiz birdi, gece yarısından sonra çorba içmeye giderdik, yiğit özel harekât polisinin çorbası, güç verirdi bize, şimdi ne oldu size ey Türk polisi…
Bu kutsal topraklarda sana tokat atmaya kim cüret edebilir!
Bu cüreti gösteren hainler kimden alıyor bu cüreti, hiç kendine sorumuyor musun Ey Türk Polisi!
İki büyük gücümüz var bizim Türk Askeri ve Türk polisi…
Mehmetçik, bizim bildiğimiz Mehmetçik, çuval acısıyla yüreği yanık, biliyoruz…
Dağlıca baskını hala hatırda, ardından Aktütün, siyasetin ihanetine uğradı Mehmetçik, yüreği öfkeli biliyoruz çünkü dersini aldı yaşananlardan, gafletten ve ihanetten ders çıkardı, inanıyoruz, peki ya sen Türk polisi?
Bölünüyorsun cemaat diye diye, görmüyor musun?
Senin kahraman adın ile sahte belgeler üretiliyor, insanlar hapse atılıyor görmüyor musun?
İhanete düşen bu İstanbul soruşturması da senin üzerine yıkılacak kahraman Türk polisi, bu hesap sana kalacak, görmüyor musun, onurumuza atılan tokat bunun işareti, her suçu günahı sana yıkacaklar, polis yaptı diyecekler, bu ihanete düşen siyaset kaçacak, her kağıda belki de okumadan imza atan savcılar bir kenara çekilecek ve sen ortada kalacaksın ey Türk polisi, o zaman çevrende kimse kalmayacak, görmüyor musun?
İstersen bizi, sözlerimize inanmak için, Şemdinli’ye sor, 92-93-94 Şemdinlisine sor, polis özel harekata sor, iyi tanırlar bizi, ekmeğimiz bir suyumuz bir…
Bizim kalem yalan yazmaz, dil söylemez, öz bir söz bir, bu gidişat gidişat değil kardeşlerim, bu tokat tokat değil, kurşunun çeliğinden beter, vurmuyor delip geçiyor yüreği…
Ey Türk polisi, sesimi işit!
İki büyük gücümüzden birisin, biri Mehmet diğeri Polis…
Kötülükler senin adınla yapılıyor dikkat et, kimse çıkıp da ben yaptım demiyor, polis yaptı diyor, istersen Zekeriya Öz’e sor…
Ne yaparsan yap ama adaletten şaşma, çünkü bu adalet bizim, hepimiz içindir, gün gelir sana da gerekebilir…
Doğruluktan şaşma, dürüstlükten şaşma, kimseye alet olma, Hakk’ın yolu hakkın yoludur, hak yeme, haksızlık yapma, çünkü bu Kul hakkıdır, bunun hesabını kimse veremez, vicdanını kaybetme…
Bak bize, dön bir bak bize, yüz bini aşkın dostumuz vardı, bir anda elimizden aldılar dostlarımızı, facebook sayfamızı kapattılar, bilmem ki haberin var mıydı bu işten…
Bak bize, dön iyi bak bize, senin kaleminle yazıyorlar, imza başkası olsa da kalem senin, vicdansızca yalan atılıyor üstümüze, olsun, sen alet olma bu kötülüklere, yoksa senin üstüne kalacak dikkat et.
Şeyh Edibali’yi unutma, Osman Gazi’ye nasihatini unutma;
“Ey Oğul! Haklı olduğunda mücadeleden korkma,
bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler…”
Bu tokat tokat değil kardeşlerim, iyi görün ne olduğunu….
Ey Türk Polisi sesimi işit!
Türk milletine oynanan bu ihanet oyunu senin üzerinden oynanıyor, artık iki seçeneğin kaldı unutma!
YA BU İHANETİ YOK EDECEKSİN
YA DA
SEN DE BU İHANETİN BİR PARÇASI OLARAK TARİHE GEÇECEK VE YARGILANACAKSIN!
Erdal SARIZEYBEK, 10 Mayıs 2011