Türk’ten kim ve neden rahatsız?
13 yıl kadar önce kavramsal şizofreniye bağlı toplumsal şizofroniden söz etmiştim. “Kendi millî ve dinî kimliğini benimseyememiş insanlar, hem kendilerine, hem içinde bulundukları topluma zarar verir. Çünkü içinde yaşadıkları toplumla çatışma içine düşmüşlerdir. Bu hastalıkların tedavisi şarttır. Hangi görüşe sahip bulunursanız bulunun, bu gerçekliği kabul etmek aklın ve bilimin gereğidir. O halde millî ve dinî kimliği birbirine aykırı unsurlarmış gibi ele almak, birbirinin alternatifi gibi takdim etmek, bu yüzden çağın şartlarına uyum sağlayamamak da aynı derecede hastalıktır ve tedavi edilmelidir. Türkiye’nin çözümü, sosyal psikolojide aranmalıdır” görüşümü de hâlâ koruyorum.
***
Atatürk, “Aziz milletime tavsiyem odur ki, başına geçireceği adamların kanlarındaki ve vicdanlarındaki cevheri asliyi tayin etmekten bir an olsun uzak durmasın” sözlerini, acaba hangi sebepler ve hangi dönemler için söylemişti?
Türkiye Cumhuriyeti kurulurken de yeni vatandaşlık bilincine göre, herkes yeni soyadı aldığı için, atın izi itin izine karıştı!
80 yıllık Cumhuriyet tarihinde, haberalma dilinde “koza” diye tabir edilen kişiler, önemli makamlara getirildi. Çocukluğundan itibaren ele alınıp, özel olarak yetiştirilen ve ülkenin yönetim noktalarına geldikten sonra görevi tebliğ edilen kişidir koza...Koza, etkili ve yetkili bir makama gelene kadar, milletin değerleri ile barışık bir çizgide yürür. Ne yapacaksa, yetki sahibi olduktan sonra yapar.
Türkiye’nin Atatürk’ten sonraki siyasi kadrolarına bakınız? Siyasi partilerin yönetim kadrolarında bulunanlara, bakanlık, başbakanlık, hatta cumhurbaşkanlığı yapanlara bakınız? Kimleri koruyup kollamışlar, kimleri yükseltmişler, kimleri indirmişler?
***
Kozaların en tehlikeli olanları, milli ve dini mesajları kullanan siyasi-sosyal grupların içine yerleştirilenlerdir. Aslında kozalar, ikiyüzlü olup olmadıklarına bakılarak hemen anlaşılırlar. Özellikle siyasette söylemi ile eylemi birbirini tutmayan, özü sözü bir olmayan adam, kişiliksiz bir yaratık değilse, büyük ihtimalle kozadır.
Bunlar, kendi kimliğini açıkça ortaya koyamadığı için düştüğü bunalım içinde Türk Milleti’nden intikam almaya çalışan insanlardır. Bu sebeple Anayasa’dan Türk lafzının çıkarılmasını isterler!.
Bu tür adamları ve onları yönlendiren kozaları, ekonomiden, kültür ve sanat âleminden, medyadan, bürokrasiden ve siyasetten çekin, Türkiye bir yıl içinde süper devlet olur! Çünkü kozalar çekilirse, Türk milletinin önündeki bütün engeller kalkar...
***
Yanıbaşımızda 1.5 milyon Müslüman öldürüldü, hâlâ öldürülüyor. Afganistan ve Irak’tan sonra Libya’yı, Suriye’yi işgal ediyorlar, bununla birlikte Kelime-i Şehadet’ten “Muhammedûn Resulullah” bölümünü kaldırıyorlar, Avrupa, “Allah nezdinde hak din İslâmdır” ayetini camilerimizden çıkardı! ABD’nin 21. yüzyıl stratejisi İslâm’ı dönüştürmek ve 22 İslam ülkesinin haritasını değiştirmek olarak açıklandı.
Bu politikalara hizmet edenlere Türk halkı milli ve dini gerekçelerle oy veriyorsa, bunun adı toplumsal şizofreni değil de nedir?
Müslüman katilleriyle işbirliği yapanlara, istikrar sürsün diye oy veren Müslüman Türklerin sağlıklı davrandığı söylenebilir mi?
Milli kimliği, dini kimliği kullanılarak parçalanmak istenen, dinini bile doğru algılayamayan bir toplumun sağlıklı oy verdiği söylenebilir mi?
Kaynak 19 Haziran 2011 Yeniçağ