Türk Vatanının Satış Belgesi!
“Bir fesat ve hıyanet ocağı olan ve memleketimize nifak tohumları eken, uyuşmazlık yaratan, Hıristiyan hemşerilerimizin huzur ve refahı içinde uğursuzluğa ve felakete sebep olan, İstanbul Rum Patrikhanesi’ni topraklarımız üzerinde bırakamayız. Türkiye’nin Rum Patrikhanesi için arazi göstermeye ne mecburiyeti var? Bu fesat ocağının hakiki yeri Yunanistan değil midir?”
Gazi Mustafa Kemal Paşa - Hakimiyet-i Milliye Gazetesi
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları şu gerçeği bilmek zorundadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün HAKK’a yürüdüğü tarih olan 10 Kasım 1938’den itibaren Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türkler tarafından, Türk budunu için yönetilmemektedir. Bugün içine düşürüldüğümüz “ahval ve şerait”in suçlusu, iktidar koltuğuna oturan ve Batı’nın kuyruğuna yapışan tüm siyasi partilerdir.
Ancak, iktidar koltuğuna oturtulan “Büyük Abi”nin gayr-ı meşru çocuğunun önüne konulan yol haritası ile Türk milletinin geleceğine pranga vurulmuştur. Tarih 3 Kasım 2002’dir.
Vakıflar Yasası ile ilgili emirname, 2003 yılı itibariyle tüm “AB İlerleme Raporları”nda yer almıştır. Küresel çetelerin icra organları ABD ve AB emperyalizmi dayattığı içindir ki, geleceklerini patronlarının talimatlarına bağlayanlarının boynu kıldan incedir. Malum emir, demiri dövmektedir.
20 Şubat 2008’de yasalaşan Vakıflar Yasası bir teslimiyet belgesidir.
Bu yasanın vakıflara tanıdığı imtiyazlar sınırsızdır. Azınlık Vakıfları’na ait mallar Osmanlı tapularında; “Meryem Oğlu İsa veya Hıristiyan Azizleri” adına, tescil edilmiştir. İstanbul’daki yaklaşık 11.500 taşınmaz el değiştirecek ve bu şehir “Kostantinopolis”leşecektir.
Hz. Muhammed’in “Ne güzel kumandan-ne güzel asker” söylemiyle övdüğü Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği İstanbul, Haçlı işgaline teslim edilecektir. Üstelik bu rezil işgal tüm vatan sathını da kapsayacaktır.
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne;
ANKARA
AB Uyum Yasaları çerçevesinde yapılan çalışmalarda yararlanmak üzere, öncelikle İstanbul-Çanakkale-İzmir ve Hatay illerinde bulunan nam-ı müstear, nam-ı mevhum ( Hz.İsa-Hz.Meryem ve Hz.Musa) adına kayıtlı tapu bilgilerine ihtiyaç duyulmuştur. Söz konusu bilgilerin Genel Müdürlüğümüze gönderilmesini arz ederim.
Vakıflar Gel Md. Yrd. Burhan Ersoy
(25-Nisan-2006 tarih ve 02.1.VGM.0.12.00.303.01.99)
Elbette bu teslimiyet yasasının Azınlık Vakıfları’na sağladığı imtiyazlar sadece mal varlıkları ile sınırlı değildir. Vakıflar Genel Md. Yrd.nın itiraf ettiği gibi özellikle AB’nin baskısıyla çıkarılan bu yasa yeni bir “Haçlı Seferleri” organizasyonudur.
Bu yasa ile;
• Azınlık Vakıfları içeriden ve dışarıdan her türlü parasal yardımı alabileceklerdir.
• Faaliyetleri sınırsız olacaktır.
• Yabancılar vakıf kurabilecektir. Özelikle bu madde yabancı istihbarat kuruluşlarının işine çok yarayacaktır. Her türlü casusluk faaliyetleri, vakıf çatısı adlında yasal olarak yapılacaktır.
• Vakıflar tüzel kişilikler halinde teşkilatlanacak ve ticari işletme ve şirket kuracaklardır.
• Vakıflar istedikleri kadar toprak alıp, mülk edineceklerdir.
• Vakıflar uluslararası faaliyet ve işbirliğinde bulunma hakkına sahip olacaklar, yurt dışında şube açıp üst kuruluşlar kurabileceklerdir.
• Yurt dışındaki diğer vakıflara üye olabileceklerdir.
• Vakıf bünyesinde çalışan misyonerler okul açabileceklerdir.
Bu noktada ABD Temsilciler Meclisi Yan Komisyonu’nda oylanan karar tasarısını hatırlamak son derece önemlidir. Ne demişti küresel efendiler?
“Heybeli’de Ruhban Okulu açılmalıdır.”
Neden? Amaç sadece bu okulda misyoner ajanlar yetiştirmek ve Anadolu coğrafyasını İsa’nın ordusuna katmak değildir. Patrik’in “EKÜMENİK” olması sadece İstanbul’un ikinci bir Vatikan olması demek değildir. Ekümenliğini ilan eden Patrikhane sayesinde ABD, dünya Ortodoksları üzerinde hâkimiyeti ilan edecektir.
Üstelik yerli cemaat vakıfları da bu yasadan yararlanacak, üç devrim yasasının en önemlisi Tevhid-i Tedrisat yok edilecektir. Bununla birlikte AKP, CFR’ye verdiği sözü de yerine getirecektir.
AK KİTAP: Sayfa 12…
“Partimiz, eğitimi yerelleştirmeyi öngörmektedir.”
Yurt dışındaki ajan vakıflara üye olan azınlık vakıfları, yurt içinde bu vakıflara bağlı olarak casusluk görevlerini rahatça yerine getireceklerdir.
Vakıflar Yasası sınırları Misak-ı Milli ve Türk’ün canı, kanı ile çizilmiş vatan topraklarının, harpsiz, darpsız teslim edilişinin, belgesidir.
Lozan Antlaşması Cumhuriyet’in hukuk sisteminin temelidir. Ve Lozan’ın antlaşma maddeleri anayasal değerdedir. Lozan bu yasayla yerle bir edilmek istenmektedir.
Aynı zamanda Vakıflar Yasası, yalnız Haçlıların değil, küresel çetelerin icra organı SOROS, Rockefeller ve benzeri Siyonistlerin desteklediği tüm Evangelist Protestan vakıfların ülkemizi talan etmesine yol açacaktır. Sevr, tarihin çöplüğünden çıkarılmış ve Türkiye’nin önüne konulmuştur.
Ve Vakıflar Yasası ile verilen ödünler, SEVR’in şartlarından daha ağırdır. Bu yasa ile HAÇ’ın galibiyeti kutsanmaktadır. Türk milleti tarihinde ilk defa tek kurşun atmadan mağlup ilan edilecek ve kültür mirasını yitirecektir.
Gün bölücülerindir, gün gaflet ve delalet içinde olanlarındır. Lozan’ın intikamı Vakıflar Yasası ile alınmaktadır.
Türkiye yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama operasyonlarıyla kaynamaktadır. Bakanlar, milletvekilleri AKP’den istifa etmiştir. Dün aynı yolda yürüyenler, bugün kulvarlarını ayırmış birbirlerini suçlamaktadır. Her iki taraf da “günah keçisi” olarak yekdiğerini işaret etmektedir. Bu operasyonun mimarı tek başına elbette cemaat değildir. Bir vakitler sırtı sıvazlanarak görevlendirilen muhteşemin bileti, küresel çeteler tarafından büyük bir olasılıkla sadece gidiş olarak kesilmiştir. “Hırsızlık, yetim malı yemek” elbette büyük bir suçtur.
Ancak Vakıflar Yasası’nın verdiği ödünler, gündemi işgal eden rant kavgası ile kıyaslanamayacak kadar büyüktür. Öyle ki hırsızlık, verilen ödünlerin yanında son derece masum kalmaktadır.
Çünkü Vakıflar Yasası, vatanın satış belgesidir. Bu yasa af edilemez, ötelenemez bir ihanet belgesidir.
Bu yasa, Bağımsızlık Savaşı’nda vatana katılan nice isimsiz şehidin mezarları üzerine inşa edilen kiliseler zinciridir. Sinagoglar, Türk milletinin verdiği vergiyle inşa edilen Haçlı ibadethanelerine harcanan para ihanetin açık göstergesidir. Teslimiyet bayrağı göndere çekilmiş ve Hilal, Haç’a teslim edilmiştir.
Yıl, uğursuzundur!..
Figen ÖZEN, 26 Aralık 2013
http://www.milliiradebildirisi.org