Türkân Hatun, Türkan Sultan

Türkân Hatun, Türkan Sultan

İletigönderen Feza Tiryaki » Çrş Mar 21, 2012 22:56

Türkân Hatun, Türkan Sultan


Türkan Şoray, Türk sinemasının sultanı adıyla anılır. En son, dün duyduğumuz bir haberi, bir görevliyle yaptığı ağız dalaşı, görevliyi işinin başından ayırtması, daha önce de Osmanlıcılık sevdâsına hizmet için çevrilen bir dizinin başrolünü üstlenmesi, unutulan, adı nerdeyse hiç anılmayan Türkan Şoray’ı tekrar gündeme getirdi.

Yandaş bir gazete, Türkân Şoray’ın başrol oynadığı Kıyam dizisindeki “Hatice Sultan” rolü için, Türkan Şoray’ın “sultan” sıfatı tescillendi ( onaylandı) diye yazmış.

Çevirdiği dizi filmin adı, “Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam.”

“Bir Zamanlar Anadolu” filmi çevrilmişti geçen yıllarda. Bir sürü de ödül almıştı. İsmi yüzünden bu filme hep uzak durdum, aldığı ödüllerin de kasıtlı verildiğini, bu adıyla bu filmin algımıza olumsuz etki yaptığını, günümüzde bir amaca hizmet ettiğini düşündüm.

Bir zamanlar sözü, özlemi, sevgiyi çağrıştıran bir söz. Elinden kaçıp giden için dersin. Anadolu elinden mi çıkıyor milletimizin? Ne oluyor?Ah, bir zamanlar neydi o günler diye iç çekilirken denecek bir söz bu. Tekrar kavuşmak istersin o günlere, o çağa, o insana… Söze, bir zamanlar diye başlarsın…

“Bir Zamanlar Osmanlı” filmine bu ad yetmemiş gibi ikinci bir söz eklemişler. ikinci adı, “Kıyam”. Kıyam Arapça bir söz. Anlamı ayağa kalkma, ayakta durma demek. Namazın ayaktaki bölümüne de kıyam denir.

Bu sözün bir anlamı da kalkışma, isyan, ayaklanma demektir. Ölümden sonra dirilmenin, kıyamet gününün adı da kıyamdır.

Şimdi Türk devletinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin, yani Türkiye’nin Radyo ve Televizyon Kurumu’nun, yani TRT’nin, bu çok ilginç bir adı olan filmin başrol oyuncusu olarak seçtiği “Türkan Sultan’a” gelelim.

Türkan Şoray’ın adı, Türkân, Türk tarihinde yeri olan bir ad.

Türkân çok bilinen Türk kadın adlarından biri. Anlamı kraliçe, güzel kız demektir. Bu söz, Farsça Türk kelimesinin çoğuludur. Türkler anlamında. Pek çok Türk sultanının da adıdır.

Türk dilinde Türkân gibi çok kullanılan Türk kadın adlarını hepiniz bilirsiniz. Bunlardan bazılarını sayarsak:

Seçkin, üstün olan, seçilen. Tilbe, dilek, Murat anlamında. Sibel, yağmur damlası, buğday başağı. Özden, soyca temiz olan, özden gelen. Türkmen, Türk, Oğuz boylarının bir kolu. Umay, çocukları, korumasız küçük hayvanları koruyan koruyucu kadın tanrı. Hanım, soylu, sayılan kadın, hakan eşi.Asena, Türklere yol gösteren dişi kurtun adıdır. Pelin yayla çiçeği. Gökçe, gök meleği. Banu, akıllı, bilgili demek… Eski Türklerde Banu Hatun , Bilge Hatun, Türkân Hatun önemli adlardır. Destan kahramanlarıdır.

Alparslan’ın annesinin adı da Türkân Hatun’dur. Anasıyla ilgili bir destanı da vardır. Bebekken bir kartal, onu anası Türkân Hatun’un kucağından kapıp kaçırır. Alpaslan’ı aslanlar büyütür. Sonra ölmüş annesi rüyasına girerek ona yol gösterir. Mete Han’ın kızkardeşi: Türkân Hatun.
Türk Destanına adını veren Oğuz Kağan’ın annesinin adı: Türkân Hatun. Oğuz Han doğunca üç gün üç gece anasından süt emmez. Sonra Türkân Hatun bir rüya görür…

Hatun, farsça kökenli bir söz, kadın demektir. Nasıl kadın? Saygı gösterilen, yüksek karakterli, kişilikli kadın, hakan eşi olan kadın, hakanla tahta oturan kadın.

Oğuz Destanı’nın biri de Oğuzân ve Türkân’dır (Oğuzlar ve Türklerin tarihi).

Karakeçili aşiretinin bir oymağının adı, Türkân.

Kutluk Türk devletinde, Türkân Hatun.

Büyük Selçuklu İmparatoru Melik Şah’ın eşi Türkân Hatun. Babasının öldürülmesiyle tahta çıkan oğlu küçüktü, oğlunun yerine devleti yönetti.

Harzemşahlarda, (Selçuklu’dan sonra kurulan Türk devleti, Batı Türkeli) Cengiz Han zamanında yaşayan Alâattin Mehmet’in annesi Türkân Hatun. Cengiz Han’a (Moğol Hükümdarı) kafa tutan, boyun eğmeyen Celâlettin Harzemşah’ın büyük annesi.

Türk destanlarına göre, Tanrı önce göğü, yeri, güneşi, ayı yıldızları yaratmış… Bütün bu yaratılanları Türk’ün, Türkân’ın gelişine hazırlık olsun diye yaratmış…

Bu arada eski Türk tarihinden söz ederken içinde bulunduğumuz günden de söz edelim. “Yeni Gün Bayramı.”

Türklerin millî bayramıdır “Yeni Gün” . Ergenekon’dan çıkış. Dört yüzyıl süren dağların arasındaki tutsaklığın bitişi. “Mart Dokuzu” da denir bu güne. “Yeni Gün” adını Farsçaya çevirmişler sonradan, “Nevruz “ demişler. (Bölücülerimiz ise daha bir çevirmişler bu sözü. Nevroz yapmışlar. Ayrılık olsun diye.)

Bütün bunlardan şunu öğreniyoruz. Türkân Türk kültüründe önemli bir isimdir. Bize tarihimizi anımsatır, kimliğimizi yeniden buldurur…

Bu adın arkasına “Sultan” eklerseniz anlamı şöyle olur:

Sultan, Arapçada, iktidar olan, padişah, hakan, han demektir. Türkler iktidar sahibine bey, padişah derlerdi; Batılılar ise onlara sultan derler.

Sultan müslümanların kullandığı bir sözdür. Hıristiyanlardaki kralın karşılığı.

Sultan aynı zamanda padişah eşlerine, padişahın kız ve erkek çocuklarına , kızkardeşlerine de denir. Saygı ifade eder.


Türkan Sultan, bu artistin takma adıdır. Neden böyle dendiğini kimileri sanat yeteneğinde, kadın film sanatçıları arasında ilk sırayı yıllar yılı kimseye bırakmamasında bulurlar. Kimileri karısından boşanmadan Türkan Şoray’la yirmi yıl birlikte yaşayan, kendisinden çok yaşlı ( 22) Rüçhan Adlı’nın ona bu ismi taktığını söylerler. Çiçekler gönderir, üstüne “Sultanım” diye yazdırırmış.

Sonra bu adı magazin gazetecileri kullanmış ve halka benimsetmişler.

“Şoray Kanunlarını” da o dönemde dayatmış. Filmlerinde öpüşme ve açık sahneler olmayacak… denmiş. Halkın, “ Türkan Şoray Kirpiği” adını verdiği örgü motifi de o dönemlerden kalmış…

Türkan Şoray sonra Cihan Ünal ile evlenmiş, bir kızı olmuş. Yaşam öyküsünde kendi adını taşıyan bir okul yaptırdığı da yazıyor.

1945 yılında doğmuş. Eğitimini Feriköy ilkokulunda tamamlamış (1956). Sinemaya 1960 yılında başlamış. 1991 yılında “devlet sanatçısı” ünvanını almış. 2010 yılında “Unesco Türkiye İyi Niyet Elçisi” seçilmiş.

En son Haluk Bilginer’le bir gülmece salon dizisinde oynadığını anımsıyorum: “Tatlı Hayat” . Önceden kahkahası kurgulanan bir dizide. Güleceğin yeri sana belirtiyorlar, sen de kurulu bebek gibi gülüyorsun işte…Sadece boş boş gülmek, vakit geçirmek için seyredilen bir dizi…

Sonra başka film çevirdi mi bilmiyorum. Adını tekrar duyurması çok yeni. Bu Osmanlı dönemi hayranlığı furyasında, bu plânlı şekilde milletimize karşı yapılan kafa karıştırma işleminde Türkan Şoray’ın da rol aldığını duyunca içimden hayıflanmıştım.

İyi kötü Sultan adlı bir lâkabı vardı, onu da kaybedecek, yazık… demiştim…

Hadi Ajdalar, Gencebaylar… şunlar bunlar neyse de Türkan Şoray neden ortaya atıldı? Paraya ihtiyacı mı vardı? Şöhreti mi azalmıştı? Nesi eksikti?..
Derken dün asıl bomba patladı.

Haberi okudum, bir daha okudum, yine okudum… İnanamadım… Yakıştıramadım…

Türkan Şoray Ankara’ya gidecekmiş, geç kalmış.VİP’ten geçmek istemiş. Özel kişilere ayrılan geçiş kapısı. Devletin üst görevlilerine ayrılan kapı. Ayrıcalıklı kapı. Haberde şöyle yazıyor:

“... Uçağa yetişmek için Devlet Sanatçısı sıfatıyla VİP kapısını kullanmak istedi.”

Ancak… diye devam ediyor haberi yazan:

“Ancak VİP kapısındaki görevli, “ Buradan sadece VİP geçişleri yapılıyor.” diyerek Şoray’ın geçişine engel oldu. “

Buraya kadar okuyunca, şimdi bunda ne var diyeceksiniz değil mi? Bunu duyan kişi hemen kimliğini, bunun belgesini göstermiştir ve geçmiştir, öyle değil mi? Yok öyle değil!

Görevliye devlet sanatçısı olduğunu söylemiş Şoray. Devlet sanatçısı olduğunu kibarca anlatmış. Kibarca anlatmak ne demekse? Kibar olmayan anlatma da var demek ki! Haber yine, ancak… diye devam ediyor:

“Ancak görevli Şoray’a, “Ben sizin devlet sanatçısı olduğunuzu nereden bileceğim Hanımefendi. Bir çok devlet sanatçısının ünvanı iptal edildi.” yanıtını vermiş. “Kartınızı gösterin.” demiş.

Şimdi yine diyeceksiniz, göstermiştir kimliğini geçmiştir nesi haber bunun! Yoksa gösterdiği halde geçirmediler mi?

Yok öyle de değil. Hanımefendi öfkelenmiş bu tavra. Kartı yanında olduğu halde kartını göstermek istememiş. İş bu kadarla da kalmamış. Öfkesinden uçağa binmekten de vazgeçmişmiş…

“Olayı haber alan görevlinin amiri hemen duruma müdahale etti ve Şoray’dan özür diledi.”

İşte işin bu noktası tam evlere şenlik. Tam bir az gelişmiş ülke görüntüsü…Çağdaş olmayan bir ülkenin devlet görevlilerinin durumu… Görevini yapan memurun başına gelenler… Ciddiyetten uzak olma, başıboşluk, adam kayırmaca, adam kaydırmaca, adam tutmaca…

Bakınız haberin devamı nasıl anlatılıyor:

“Kendisine gösterilen tavra çok üzüldüğünü anlatan Şoray, görevlinin oradan uzaklaştırılması ve ısrarlar üzerine 5 - 10 dakika bekletilen uçağa binmeyi kabul etti. “

Kendisine ne tavrı gösterilmiş? “Kartınızı gösterin. Ben sizi nerden bileyim?” denmesi mi tavır?

Görevli memur seni tanımak zorunda mı? Niye tanısın? Hem tanısa bile kontrol etmesi görevi değil midir?

Görevli oradan nasıl uzaklaştırılır? Buna kimin hakkı vardır? Mahkeme kararı mı çıkartmış? En tepeden emir mi gelmiş? Ne olmuş? Şerefiyle görevini yapan niye oradan uzaklaştırılır, görevi başından alınır da, sonra bu hanımefendi nazla geçer, uçağına biner. Hem de uçak 5-10 dakika bekletilir. Keyfî bekletilir… Nazı için birinin, öfkesi geçsin diye… Aman, ne olur dönmesin, vazgeçmesin, uçağa binsin diye…

Haberin devamı şöyle:

“Şoray havalimanında yaşadığı gerginliği üzerinden atıp akşam saatlerinde Ankara Film Festivali’nin açılışına katıldı.”

Oh, çok şükür yaşadığı gerginliği üstünden atabilmişler, Ankara Film Festivali’ne katılabilmişler…

Darısı “Kıyam” da gösterecekleri başarıya. Açılımdaki katkısına…

Türkler tarihte ne “Sultanlar” ne “Hatunlar” gördü…

Tarihin yazdığı Türkân Hatunların yanında, günümüzde yaratılan Türkan Sultanlar bunlar…

Devir değişti.

Yadırgamayalım…


Feza TİRYAKİ, 21 Mart 2012
En son Feza Tiryaki tarafından Prş Mar 22, 2012 16:08 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1006
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: Türkân Hatun, Türkan Sultan

İletigönderen Türk-Kan » Prş Mar 22, 2012 0:33

Adımı mı duydum? :artis:

Çakma Türkân'lar bir yana, hakiki Türkân'lar bitmez :turkiye:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Türkân Hatun, Türkan Sultan

İletigönderen Feza Tiryaki » Prş Mar 22, 2012 0:38

Sevgili Türkân, biliyordum ama bu yazıyı yazarken Türkân adının ne kadar özel bir ad olduğunu bir kez daha anladım. Hele Türk-Kan denmesi ne kadar doğruymuş öğrendim... Yazının içinde açıkladığım özel adların bazıları da hep yakınlarımdaki kişilerin adları... Selâmlar, sevgiler...
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1006
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12


Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x