TÜRKÇÜLÜK VE HALKÇILIK

Türkiye'de farklı cenahlarda kendilerini var etmeye çalışan kuvvetler, ısrarla "Halkçılık" ilkesi ve Türkçülük Fikrini ayrı ayrı, hatta karşıt yönelimler olarak değerlendirmektedirler.

Kendisini "Kemalist" ya da "sol" merkezde tanımlayan kimi odaklar, Türkçü Doktrini "Irkçı - Faşist" olmakla itham ederken, sözde "Türkçü - Turancı" olarak kendisini tanımlayan kimi çevreler de "Halkçılık" ilkesini "sosyalist" bir yönelim olmakla mahkum ederek ideolojik bir çıkmaza kendi kendilerini sokmaktadırlar.

Evvela bilinmelidir ki, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın programı olan 6 Ok, Milliyetçilik ve Halkçılık ilkelerinin yan yana bulunduğu ve Türk Devletinin temel kurucu ilkeleri olarak yer etmiştir.

Atatürk, Cumhuriyetin kurucu kadrosunun niteliğini ve Kurtuluş Savaşının programını tanımlarken "Biz bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yok etmek isteyen kapitalizme karşı savaşmayı meslek edinmiş insanlarız." demiş, daha en başından itibaren Halkçı bir tavır almıştır.

Atatürk yine Nutuk'ta da ifade ettiği gibi "“Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.” şeklinde temel yürütücü ideolojimizi tanımlamıştır.

Türkçülük Fikrine ve Halkçılık ilkesine "sağ"dan ve "sol" dan yöneltilen karşılıklı eleştiriler, aslında Atatürk'ün düşüncesinin doğru anlaşılamamasından kaynaklanan doğal bir sonuçtur.

Oysa "Türk milleti" tanımı Türkçülük ve Halkçılık'ın izdivacından doğmuş bir kavramdır. Bakınız bu konuda 6 Ok'u Atatürk ile birlikte program haline getiren ve Türkçülüğün fikir babalarından olan Ziya Gökalp nasıl tanımlıyor.

"TÜRKİYE'DE ALLAH'IN KILICI HALKÇILARIN PENÇESİNDE VE ALLAH'IN KALEMİ TÜRKÇÜLERİN ELİNDE İDİ. TÜRK VATANI TEHLİKEYE DÜŞÜNCE, BU KALEMLE BU KILIÇ İZDİVAÇ ETTİ. BU İZDİVAÇTAN BİR CEMİYET DOĞDU Kİ ADI TÜRK MİLLETİ'DİR.

İstikbalde de daima halkçılıkla Türkçülük el ele vererek idealler alemine doğru beraber yürüyeceklerdir." Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, Siyasi Türkçülük Bölümü ( S:202 - 203 )

Özellikle gençliğin bu iki kavram üzerine eğilmesi ve Türkçülük Fikrini asıl kaynaklarından, yani Yusuf Akçura'dan, Ziya Gökalp'ten ve Atatürk'ten öğrenmesinde büyük fayda var. Aksi taktirde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisini ve kurucu ilkelerini, Batı merkezli odaklar kendilerine göre tahrif etmeye devam edeceklerdir.

Mithat Akar - Gaziantep