Türkiye’de kadük olmuş kurumlar,

Türkiye’de kadük olmuş kurumlar,

İletigönderen zafer atun » Çrş Haz 26, 2024 15:48

Kadük olmak; “Hükümsüz, geçersiz” anlamındaki kelime, özellikle usûle âit bir eksiklikten dolayı yasalaşamadığı için yâhut yasalaştıktan sonra uygulanmayıp fiilen terkedildiği için hükümsüz kalan bir proje veya yasa için kullanılır.

Sayıştay, Zabıta Teşkilatı, Muhtarlıklar, Tarım ve Orman Bakanlığı, T.B.M.M , Türkiye İnsan Hakları Kurumu, TÜİK, SPK, Kamu Denetçiliği Kurumu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Adalet Bakanlığı; ilk etapta aklıma gelen kurumlar artık bir işlevi ve önemi etkisi ve yetkisi kalmayan kurumlar.
Ancak bu kurumlarda yüzlerce kişi çalışıyor ve maaş alıyorlar. Fiiliyata baktığımızda hiçbir etkileri ve yetkileri yok.
2017 yılında tek adam yönetimine geçtikten sonra herşey KHK’lar ile çözümlenmeye ve yönetilmeye başlandı. Bu kurumlar KİT haline dönüştüler. Bütçede artık hatırı sayılır bir yük oluşturuyorlar.

Sayıştay; etkili ve yetkili bir kurumdu. Ancak yönetimin tekerine çomak soktuğu için etkisizleştirildi, adı kaldı yadigar.
Zabıta teşkilatı; Sözlük anlamında şehir polisi olarak da geçiyor. Şehirdeki her tür faaliyeti denetleme ve önleme yetkisi vardı. Bugün hiçbir şeyi denetlemeyen/denetleyemeyen göstermelik bir kurum oldu. Piyasa hesapta serbest piyasa ekonomisine geçti. İsteyen istediği fiyatı dikte eder gıdacılar ise denetlenmez oldular. Denetlenmiş gözükenler de yaptırım ve teşhir yerine göstermelik para cezaları ile savuşturuluyorlar.
Tarım ve Orman Bakanlığı; Her tür gıda ve tağşiş ürünü denetleme/yasaklama ithal gıdalara onay verme makamı iken siyasi saiklerle atı alanın üsküdarı geçtiği adı var kendi yok bir kurum oldu.
TBMM; Bütçedeki en büyük kara deliklerden biri, 600 vekil ve bunların danışmanları sekreterleri vb personel ile yaklaşık 5000 kişinin çalıştığı fakat hiçbir yetkisi ve yaptırımı olmayan sürekli kayıkçı kavgalarının yapıldığı kendilerini ayrıcalıklı gören her tür kıyak ve ihaleyi kendi aralarında kotaran bitiren bir grubun yerleştiği halktan kopuk kurum.
Türkiye İnsan Hakları Kurumu; Her gün bir kadının öldürüldüğü, her gün bir iş kazasında işçilerin öldüğü, çocukların taciz ve tecavüze uğradığı sadece tabeladan ibaret kurum. Türkiye dünyada en çok gazetecinin hapiste olduğu, depremzedeleri haklarını aradıkları için döven göz altına alan, her tür memur, öğrenci, emekli, işçi eylemlerini orantısız güç ile bastıran yurtdışı AİHM karalarını yok sayan ama ne hikmetse bu konuyla ilgili göstermelik bir kuruma sahip bir ülke.
TÜİK; 1984 kitabında bir yalancılık bakanlığı vardı. Bunun Türkiye’deki karşılığı olan kurum. Her tür veriyi eğip bükerek çarpıtarak yönetimin işine geldiği gibi yalan dolanla kamuyu aldatarak açıklayan bir kurum. Ülkedeki memur, işçi, emekli maaşları bu kurumun belirlediği enflasyon oranlarına göre belirleniyor. Hiçbir güvenilirliği ve prestiji kalmamış bir kurum.
SPK; Sermaye kutsaldır mottosuyla yola çıkıldığında ülkedeki irili ufaklı sermaye kuruluşlarının halka arz olduğu hisselerinin borsada işlem gördüğü alternatif yatırım aracı kurumların denetlendiği bir kurum. Ancak onun da yasasını 2012 senesinde 6362 nolu khk ile değiştirdiler. Manüpilasyon suç olmaktan çıkartıldı, Hisselerde yapılan manüpilasyonlar sonucunda kazanılan haksız kazanca el konup hapse atma olayı bitirildi. Bunun yerine para cezası getirildi. Borsa küçük yatırımcı yerine belli çıkar gruplarının at koşturduğu bir yer haline getirildi. Alanın ve satanın belli olmadığı, takasın belli olmadığı tüm bu bilgilerin karartıldığı bir dolandırılma arenası oldu.
Kamu denetçiliği Kurumu yada Obdusmanlık; Bugüne kadar neyi denetlediği hangi konuyla ilgili aklı selim bir yol gösterdiği Obdusman olan kişilerin neye göre belirlendiğinin belli olmadığı belirsiz kurum.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Ülke sathında her tür çalışanın hakkını koruması gereken işveren ile işçi sorunlarını çözümlemesi gereken en üst kurum. Ama ne hikmet kerametse kurum tartısı hep işverenden yana tartıyor. Artık güvenilmeyen tabela kurumu.
Adalet Bakanlığı; Herkese eşit mesafede olması adalet dağıtması gereken kurum. Ancak artık güçlünün ve varsılın dediğinin olduğu her tür suç ve suçlunun yaptıklarının yanına kaldığı Bakan ve valilerin (Zarrab olayı) suçluların önüne yattığı onları koruyup kolladığı bir ülkede o da bir tabela kurumundan öteye gidemiyor.

İşte kısaca KİT haline getirilmiş, kendi yandaşlarına para aktarma kurumuna dönüştürülmüş yerlerden küçük bir örnek. Ancak büyük çoğunluk halen Cumhuriyet ile yönetilip iktidar veya yönetimi verdikleri oylar ile değiştirebileceklerini zanneden insanlar ile dolu. Her seçim dönemi petroller, doğalgazlar bulunup, Togg adı verilen Saabın bir modeli motoru bir yerden kaportası başka bir yerden elektronik aksamı farklı yerden getirilen montaj, yedek parçası bile olmayan bir aracı yerli üretim diyerek algı operasyonu ile insanlara yutturan büyük ve kıskanılan ülke ve bu ülkenin kölelik düzeninde yaşamaya çalışan insanları.
Neden her fırsatta insanlar yaşadıkları coğrafyayı terk etmek için fırsat kolluyorlar bir düşünün.
Ya da sizin 3’cü dünya ülkelerinden ne farkınız var son yıllarda hangi başarının altına imza attınız. Bilime yeni bir soluk getirebildiniz mi? Dünyaya ne tür bir katkı sundunuz?
Algı operasyonları ancak kendinizi kandırmanıza yarar.
Nereye kadar?

Zafer ATUN
27Mayıs2024
zaferatun.wordpress.com
Kullanıcı küçük betizi
zafer atun
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Pzr Ara 09, 2012 15:26

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x