Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

Genel & Güncel Konular

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Deli Haydar » Pzr May 16, 2010 14:25

Nezir Karabaş yazdı:Kürtler yaşamı cehenneme çevirecek!

Yavaş çevirsinler, adaklık Karabaş!
Zaten cehenneme dönmedi mi Dünya!
Hakk'ın sözü ile, Türk olunca yine baş,
O zaman, çiçek gibi olacak Dünya!
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Türk-Kan » Pzr May 16, 2010 15:30

'Size 31 Mayıs’a kadar süre...'

Mahkumiyeti İmralı'da infaz edilen Abdullah Öcalan, avukatlarıyla yine ilginç mesajlar verdi.


“15 Ağustos’a gerillaları ben hazırladım. Bunu savunmalarımda da yazdım, kabul ettim. 15 Ağustos için gerillaları yurt içine gönderdim. Ancak gelişen gerilla anlayışı tam benim istediğim gibi gelişmedi. Gerilla anlayışım bu değildi. Bazen bir korucu için on tane çocuk öldürdüler. Ben başta böyle olayları gerçekleştirdiklerine inanmıyordum. Hatta ilk birkaç ay bunlara inanamıyordum. Ancak sonra anladım ki, gerillaların bir kısmı farklı ilişkiler gerçekleştirmişler, çete anlayışını geliştirmişler, devletin bazı unsurlarıyla ortak şeyler yapmışlar. İşte Çürükkayalar, Dörtlü Çete, Hogir, Şemdin onlar farklı bir anlayışı, çete anlayışını geliştirdiler. Bunlar bizi çok zorladılar. Bunlar bir de yaptıkları bazı şeyleri benim adıma yaptıklarını söylüyorlardı. Ben kesinlikle bunlara bu konuda talimat vermedim, bunların yaptıklarını tasvip de etmedim.”

HALKIMIZA SOYKIRIM TEHLİKESİ VAR

“Öcalan ismi kullanılarak kahramanlık yapılmamalıdır. Ben dört yıl önce elimi birçok şeyden çekmiştim, ancak barışçıl bir çözüm ihtimali için yine elimden geleni yaptım. Bundan sonra bunu yapmayacağım. Benim zihniyetimde ucuz şeylere yer yoktur. Ben 31 Mayıs’a kadar bekleyeceğim. Önümüzde iki-üç hafta var. Bu zamana kadar olumlu bir gelişme olmazsa artık hiç bir şeye karışmayacağım. Kim, ne yapacaksa, kendi kararlarıdır. Orta yoğunluktaki bir savaştan söz ediliyor, bunun şöyle bir tehlikesi var: Böyle bir savaş gelişirse bu sadece öyle dağla da olmaz, şehirlerde de bunun etkisi çok büyük olur. Kent isyanlarına dönüşebilir. Her şehirde büyük katliamlar da gelişebilir. Halkımız bunu bilmeli ve buna hazırlıklı olmalıdır. Savaştan beslenenler büyük bir şiddet uygulayabilir. Bu şiddette birçok genç, kadın, çoluk, çocuk ve halkımızdan birçok insan da ölebilir. Devlet çok daha sert ve acımasızca Kürtlere yönelebilir. Herkes tedbirini almalıdır. Benim için bir şey yapmasınlar, ne yapıyorlarsa kendileri için yapsınlar. Halkımızın üzerinde soykırım, bir tehlike ve tehdit olarak duruyor. Onun için ne yapıyorlarsa kendileri için yapsınlar. Benim buradaki durumum gerekçe yapılmamalı. Ne yapıyorlarsa kendi onurları, kendi kaderleri, kendi hakları için yapsınlar.”


Habercem, 16 Mayıs 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen İrfan Tuna » Pzr May 16, 2010 16:06

Amerikan Kuklası ABDullah Öcalan yazdı: “... barışçıl bir çözüm ihtimali için yine elimden geleni yaptım. Bundan sonra bunu yapmayacağım. Benim zihniyetimde ucuz şeylere yer yoktur. Ben 31 Mayıs’a kadar bekleyeceğim. Önümüzde iki-üç hafta var. Bu zamana kadar olumlu bir gelişme olmazsa artık hiç bir şeye karışmayacağım. Kim, ne yapacaksa, kendi kararlarıdır. Orta yoğunluktaki bir savaştan söz ediliyor, bunun şöyle bir tehlikesi var: Böyle bir savaş gelişirse bu sadece öyle dağla da olmaz, şehirlerde de bunun etkisi çok büyük olur. Kent isyanlarına dönüşebilir. Her şehirde büyük katliamlar da gelişebilir. Halkımız bunu bilmeli ve buna hazırlıklı olmalıdır. Savaştan beslenenler büyük bir şiddet uygulayabilir. Bu şiddette birçok genç, kadın, çoluk, çocuk ve halkımızdan birçok insan da ölebilir. Devlet çok daha sert ve acımasızca Kürtlere yönelebilir. Herkes tedbirini almalıdır. Benim için bir şey yapmasınlar, ne yapıyorlarsa kendileri için yapsınlar. Halkımızın üzerinde soykırım, bir tehlike ve tehdit olarak duruyor. Onun için ne yapıyorlarsa kendileri için yapsınlar. Benim buradaki durumum gerekçe yapılmamalı. Ne yapıyorlarsa kendi onurları, kendi kaderleri, kendi hakları için yapsınlar.”


Ey açılımcılar... ABDullah Öcalan'ı yakalayıp ülkemize getiren timin başındaki eski Özel Kuvvetler Komutanı Emekli Org. Engin Alan'a terörist muamelesi yapanlar... 1999'da PKK terörürünü büyük bir askeri başarıyla bitiren ''Şanlı'' Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, günümüzde ''Zanlı'' muamelesi yapanlar... Uyguladığınız politikalarla yarattığınız boşlukta bir ''ulusal Kahraman'' haline getirilen bu Hacivat'ın cezaevinden savurduğu bu meydan okumaya vereceğiniz bir yanıt yok mu?
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Başkomutan » Sal May 18, 2010 0:10


Devlet, “diz çökecek”miş!..

Millet olarak elbette; “La havle” çekeceğiz çünkü devlet kurmuş ve temsîl yetkisi vermişiz, azanı cezalandırsın, düşmanı yok etsin diye kurumlara!...

Devlet de sistem gereği sandıkta görevlendirilen Hükümet’e vermiş bu görevi. O da “açılım” la, saçılımla, ayrıştırmayla veya ayrışmak isteyenlere demokratik destekle meşgûl!

Bölücü-bebek katili-kalleş örgütün siyasallaşmışları, gemi iyice azıya aldılar! Gözlerini kararttılar iyice! “Ege’de coşar, Karadeniz’de taşarız” demişlerdi, ondan önce Diyarbakır’dan; “has..tirin!” çekmişlerdi ama duymazdan gelmişti “One minut”çü Başbakan!

Şimdi de demokratik bölücülerin dokunulmazı; “Diyoruz ki, ... eğer bu politikayı, savaşı sürdürürseniz iddia ediyorum, yemin ediyorum Kürt halkı yaşamı cehenneme çevirecek. Kürt halkı Ortadoğu’da yaşamı kilitleyecek. ... artık hükümetin bakanları TBMM’nin milletvekilleri ve göreceksiniz yarın öbür gün generaller, Türk askerinin o Türk gençlerinin cenazesine gidemeyecekler.” derken; dokunulması kolay olan il başkanı sıfatlı mahluk ise;
“... Kürtler artık eski Kürtler değil. Diz çöktürmeye çalıştığınız bu halkın önünde diz çökeceğiniz günler çok yakındır.” diye tehdît yarıştırıyorlar!

Muğla’da silah patlatıyor, kendi içlerinden birini vuruyorlar! MHP il binası ve Türk bayrağı asılı evleri, iş yerlerini taşlayarak dağıtıyorlar!

21. yy. Haçlısı ABD ve AB dikteleriyle çıkartılan yasalarla eli-kolu bağlı polis; belki de Kandil’de törenle karşılananların da aralarında olduğu 200 kişilik PeKaKa’lıya demokratik eskortluk yapmaktan öteye gidemiyor!

Dükkânı tahrip edilen esnafa, henüz “Geçmiş olsun.” diyen bir parti temsilcisi çıkmadı! Geçmiş olsuna gidelim denilen siyasiler ise; “Zaten bizden değil!” diye geçiştirdi! Bu kısır siyâsi mantıkla, elbette bekçisiz köylerde kuduruk itler, salya-sümük ürüyerek dolaşırlar! Kendinden olmayan vatandaşın oyuna talip olmayan, zarar-ziyana uğramış vatandaşla hemhâl olmayan bir mantığın, siyâseten başarısı mümkün müdür?

Ana Muhalefet ve diğer Muhalefet Partisi, Meclis’i çalıştırarak çıkarılmasına kerhen destek olduğu yasalara karşı suçlu olmaktan çekinerek olsa gerek ki olanları sessiz sedasız izlemekte ve hükümetten aldığı yüz ve destekle iyice azıtan bölücü örgüt de şehirlerde hayatı zindan etmekte!...

Siyâsiler demokratlıkları, diplomatlıkları gereği bu tehditleri, olanları, olacakları görmezden geliyor tamam da bu memleketin Cumhuriyet Savcıları, neredeler?

Devleti, milleti açıkça tehdît eden bu taşeron bölücülere dur diyecek Kanun adamlarımız neredeler?

Geçerli yasalar, AKP tarafından değiştirilinceye kadar bu suç örgütünün pervâsız temsilcilerine müdâhele etmeye izin vermez mi?

Bu tehlikeli ve tahrikkâr gidişin sonunu gören yok mu? Hafif bir yelle külleri dağılan korlaşmış ateşten çıkan kıvılcımları gören yok mu? Kuvvetli bir rüzgâr eserse -ki estirilmek istendiği çok belli- çıkacak yangından zarar görmeyecek kişi, kurum, bölge var mı?

Devlet olmanın, devlet kalmanın olmazsa olmazı; etrafta düşman bırakmamak, başlıya baş eğdirmek, dizliye diz çöktürmek değil midir ki şimdi bölücü örgüt temsilcileri, devlete diz çöktürmekten bahsedebiliyorlar!

Bu acziyet midir, teslimiyet midir yoksa demokratlık-diplomatlık mıdır?


18 Mayıs 2010 Mustafa ASLAN
YENİÇAĞ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Urunguj » Sal May 18, 2010 1:34

Devlet nedir? Bizi koruyandır. Bizi güncel ve gelecek tehditlerden koruyandır !

Al yazmalım selvi boylum filmini yeniden seyre koydular ya, oradan arak.

APO'nun tehditlerine sessiz kalan devlet benim değildir!
Kullanıcı küçük betizi
Urunguj
Üye
Üye
 
İletiler: 222
Kayıt: Cmt Ara 05, 2009 0:44

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen BabaHoroz » Sal May 18, 2010 10:26

Adamlar çok iyi çalışıyorlar,bizimkiler uyuyor.Hızla iç çatışmaya doğru gidiyoruz.Bu oyuna dur diyecek mekanızmalar bile sessiz kalıyor.Devlet önlemini almazsa,suçluları cezalandırmazsa,halk olaya müdahale eder bu da iç çatışma çıkartır.
Uyanık olalım,sağduyulu hareket edelim,bize düşen budur.Yetkililerde suçluya karşı gerektiği gibi hareket etsin
Sadece ve Sadece DENİZLİSPOR lu,Her konuda Objektif, Dobra, AntiEmperyalist ve Tam Bir TÜRK
Kullanıcı küçük betizi
BabaHoroz
Üye
Üye
 
İletiler: 104
Kayıt: Cum Mar 07, 2008 13:21

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Başkomutan » Pzr May 23, 2010 21:25

Resim

Teröristlerin kirli elleri üniversitelere uzanıyor

PKK, bu kez de üniversiteleri hedefine aldı. Muğla, Ankara, Marmara, Ege, Hacettepe ve Dicle’nin ardından ODTÜ’de meydana gelen olaylar, bölücü yapılanmanın kirli emellerini ortaya koydu. 50 kişilik bir grup ‘ODTÜ Stadyum’ olarak bilinen sahaya PKK-Apo yazdı, teröristler lehine slogan attı.

Bölücüler ODTÜ’de cirit atıyor


PKK terör örgütü artık üniversitelerde de ciddi yapılanma içerisine girdi. Muğla, Ankara, Marmara, Ege, Hacettepe, Kahramanmaraş, Dicle ve son olarak da Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) meydana gelen olaylar, bölücü yapılanmaların üniversiteler üzerindeki oyunlarını bir kez daha deşifre ederken, geçtiğimiz günlerde ODTÜ’de, bahar şenlikleri öncesinde toplanan yüzlerce kişi, konser alanı içerisine mumlarla ’Devrim’yazısı yazdı. Ülkü Ocaklarının web sayfasından Batuhan Çolak’ın yazısında yaklaşık 50 kişilik bir grubun konser alanındaki ODTÜ Stadyum olarak bilinen sahanın ortasına ’PKK-APO’ yazdıkları belirtilerek bölücü terör örgütü lehine slogan attıklarına dikkat çekildi.

Kafalarda soru işareti

Yüzlerce kişinin tribünlerde, bir o kadarının da alanda bulunduğu bir zamanda yapılan eyleme tepki gösteren iki öğrenciye ise linç girişiminde bulunulduğunun yer aldığı haberde güvenlikçilerinin müdahalesiyle kurtarılan iki öğrencinin hafif şekilde yaralanmalarının olayın tek sevindirici yanı olduğuna vurgu yapıldı. Bölücü terör örgütünün propagandasını yapıp, tepki gösterenleri linç etmeye kalkanların olay sonrasında herhangi bir güvenlik soruşturması geçirmemiş olmaları ve okul yönetimi tarafından herhangi bir cezaya uğramamaları kafalarda soru işareti bıraktı. Hatırlanacağı üzere 2007 yılının Ekim ayında gelen 14 şehit haberi ülkemizi yasa boğmuştu. Bu dönemde ODTÜ’lü bir grup öğrenci de okul içerisinde ’Şehitlere Saygı Yürüyüşü’ adıyla bir etkinlik düzenlemiş, o günlerde düzenlenen yürüyüşe katılan öğrenciler, teröre tepki göstermişti. Ancak bölücü terör örgütü yandaşları, yürüyüşü düzenleyen öğrencilere saldırmışlardı.


YENİÇAĞ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Başkomutan » Pzt May 24, 2010 15:33

Diyarbakır Kitap Fuarı’nda “Kürtçülük” ve “Misyonerlik”

TÜYAP’ın düzenlemiş olduğu Diyarbakır Kitap Fuarı Kürtçüler ve Misyonerlerin rahatlıkla at oynattıkları bir alan oldu.

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile 18-23 Mayıs 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilen Diyarbakır Kitap Fuarı ve Diyarbakır Eğitim 2010 Fuarı, TÜYAP Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi’nde 18 Mayıs 2010 Salı günü saat 12.00’de düzenlenen törenle Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Onur Bilge Kula, TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan ve Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri Metin Celal Zeynioğlu tarafından açıldı.

120 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla bu sene ilk kez düzenlenen fuarda geniş bir konu yelpazesi içinde konferans, söyleşi, panel, şiir dinletisi gibi 40 kültür etkinliğinde ve imza günlerinde 300 yazar okurlarıyla buluştu.

Fuar 6 gün süresince Mıgırdiç Margosyan, Doğan Hızlan, Füruzan, Ahmet Telli, Altan Öymen, Zeynep Oral, Baskın Oran, Ahmet İnsel, Ömer Laçiner, Fırat Ceweri, Oya Baydar, Muhsin Kızılkaya, Şeyhmus Diken, Özcan Karabulut, Adnan Binyazar, Ömer Türkeş, Hicri İzgören, Kemal Varol, Selim Temo, Şükrü Erbaş, Sezai Sarıoğlu, Sennur Sezer ve pek çok yazar, şair ve bilim insanını ağırladı.


FUARIN ANA TEMASI: BÖLÜCÜLÜK VE MİSYONERLİK

Kürtçülüğün uluslar arası ideologlarından Viyana Üniversitesi Kürdoloji Bölümü Başkanı Celile Celil’ın panelist olduğu fuarda 11 Ekim 2007 günü Diyarbakır'da ölen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından atılmış Kürtçe roman yazarı Mehmet Uzun da anıldı.

Fuar süresince oldukça rahat hareket eden misyonerler de Zirve Yayınevi standlarında bol bol Kürtçe İncil dağıttılar. Bu faaliyetlerin Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü standının hemen iki stand ötesinde yapılabilmesi de ayrıca ilgi çekiciydi.

Kitap fuarının geleneksel hale gelmesi için destek vereceklerini belirten Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, şöyle konuştu:

    Azadiya Welat Gazetesi eski yazı işleri müdürü Vedat Kurşun 166 yıl hapis cezası aldı. Görüşü ve etnik kimliği ne olursa olsun fikrinden dolayı cezaevinde bulunan bütün yazar, aydın ve düşünürlerin özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz. Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesinde yapacağınız her kazıda karşınıza tarihi bir abide çıkar. Türkiye'nin herhangi bir yerleşim yerinde yapılacak kazılarda kitap defineleri bulabilirsiniz. Bu ülke 12 Eylülde kitapların defnedildiği süreci yaşadı. Diyarbakır'da halen kanal çalışmalarında kitap parçaları çıkıyor.


TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan da şu açıklamaları yaparken Kürtçülük konusunda Osman Baydemir’den geri kalmadığını göstedi:

    Fuarın ve sanatın üç büyük şehrin sınırları dışına çıkmasından mutluluk duyuyorum. Sanatın herkes için olduğu kanısındayım. Her kente gidince bir yazarı hatırlarım. Diyarbakır'a gelince sevgili dostum Kürt yazar Mehmet Uzun'u hatırlıyorum. Burada Kürt yazarların, Kürt kitaplarının olması Türkiye'nin zenginliğidir. Mehmet Uzun çektiklerini kinle değil acı ile söylüyor. Mehmet Uzun, modern Kürt dili ve edebiyatının yaratıcısıdır. Farklı dillerin, farklı kültürlerin, farklı dünyayı algılamaların çağımızdaki çeşitliliğin güzelliği olduğunu savunurum. Kürt dili ve edebiyatının bu bağlamda gelişmesini, okunmasını ve sergilenmesini destekliyorum.


ResimResim
ResimResim


Haberiniz.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Ram » Pzt May 24, 2010 22:14

FUARIN ANA TEMASI: BÖLÜCÜLÜK VE MİSYONERLİK

Kürtçülüğün uluslar arası ideologlarından Viyana Üniversitesi Kürdoloji Bölümü Başkanı Celile Celil’ın panelist olduğu fuarda 11 Ekim 2007 günü Diyarbakır'da ölen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından atılmış Kürtçe roman yazarı Mehmet Uzun da anıldı.

Fuar süresince oldukça rahat hareket eden misyonerler de Zirve Yayınevi standlarında bol bol Kürtçe İncil dağıttılar. Bu faaliyetlerin Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü standının hemen iki stand ötesinde yapılabilmesi de ayrıca ilgi çekiciydi.




"... 2. Sınıf Emniyet Müdürü, Diyarbakır İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve aynı zamanda tartışmalı TARAF gazetesinin deyazarıolan Kerim Taş..." / http://www.odatv.com/n.php?n=emniyet-mu ... 0403101200



... Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nde görevli iki memur şunları söyledi:efendim meydanda 150 bin kişi var, sizden ricamız istiklal marşı okutmamanız ve Türk bayrağı açtırmamanız. Araya karışmış provokatörler olabilir”. / http://www.odatv.com/n.php?n=diyarbakir ... 1303101200


Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Türk-Kan » Pzr May 30, 2010 15:40

Küstah tehdit

[img]http://img444.imageshack.us/img444/4125/12750848364809215.jpg[/img]

PKK açılımının mimarı Henry Barkey, “Türkiye’nin Irak’taki Yeni Siyaseti” adıyla yayımladığı son raporunda AKP iktidarını ‘açılımdaki coşkuyu kaybettiniz’ diye uyardı. Barkey, bu coşku kaybının Türkiye’de PKK terörünü azdıracağını ima etti.

ABD gözünde güvenilir olmak!

CIA ajanı Barkey, Irak’ın kuzeyindeki Peşmergeler ve içerideki bölücülere yönelik açılımlar sayesinde Türkiye’nin ABD gözünde güvenilir bir müttefik haline geldiğini ifade etti, “Açılımın hız kesmeden devamı Ankara’nın menfaatine” dedi.

Önce terör destekçilerini dinlediler

TEHDİDİN hafta başında BDP’lilerin ABD’ye yaptıkları ziyaretin hemen sonrasına denk gelmesi de ilginç karşılandı. Pentagon’da Amerikalı yetkililere PKK brifingi veren BDP heyeti, Türkiye hakkında atıp tutarak şikayette bulunmuşlardı.

Yeniçağ, 15 Ağustos 2009’da “CIA planında şok tespit” başlıklı manşet haberinde, 1997’de Pentagon’da hazırlanan, Yeşik Kuşak projesinin mimarı Graham Fuller ve Türkiye uzmanı Henry Barkey imzalı raporun ayrıntılarına yer vermişti.

Resim

CIA şefi Fuller ve Prof. Barkey, raporlarında ‘açılım’ı önleyecek unsur olarak Anayasa mahkemesi’ni hedef gösteriyor.

Amerikan gizli servisi CIA’in, AKP ’açılım’ıyla birebir örtüşen bir raporu 12 yıl önce hazırladığı ortaya çıktı. Rapor SSCB’ye karşı oluşturulan “Yeşil Kuşak” projesinin fikir babası olan Orta Doğu Şefi Graham Fuller ve Türkiye uzmanı Prof. Henri Barkey imzasını taşıyor.

Asker ‘olur’ vermiş

SÖzde sorunun çözümüne dair tespitler içeren raporda şok ifadeler var. ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Abramowitz’in isteğiyle hazırlanan rapor, askerin ’açılım’a sıcak baktığını ancak ’cesur bir siyasi lider gerektiği’ tespitini yapıyor. İşte rapordan çarpıcı satır başları:

Erbakan bir adım attı

RP lideri Erbakan Kürtler’in Müslüman kimliğine hitap etti ve şiddeti reddeden bazı dinci Kürt milliyetçilerini partisinde topladı. Ancak bunlar PKK’yı tercih eden laik Kürtler gibi... RP tam bir seçenek değil.

Yasalar değişmeli

KÜrtler hem geleneksel partiler, hem de kendi partileri aracılığıyla TBMM’de sesini duyurma çabasında başarılı olamıyor. Türkiye Cumhuriyeti yasaları ’bölücülük’ damgası vurarak tüm girişimleri engelliyor. Devlet kendini reformlarla yenileyerek Kürt sorununu çözebilir.

Erdoğan’ın cesur çıkışı

Sİvİl politik liderler çok zayıf. Türkiye’de bu sorunu askeri olmayan yöntemle çözme cesaretini gösterecek lider yok. (O tarihte siyasi lider olmayan Erdoğan, şimdi tek başı-na meydan okuyor.)

‘Açılım’ın ta kendisi

İLERİ sürüldüğünün aksine, çözümü asker engellemiyor. Sorun, sorumluluk almak istemeyen siyasilerin tutumunda... ‘Önce terör bitsin, sonra reform’ yaklaşımı hatalı. Kürtler TBMM’de temsil edilmeli ve ’ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi’ önlemler alınmalı.

CIA Kürt açılımı için cesaretli lider aramış

1997 yılında iktidarın bugünkü söylemi ile birebir örtüşen(!) bir Kürt sorunu dosyası hazırlayan CIA şefi Fuller’in, raporunda “Asker çözüme sıcak. Ancak cesur lider yok!” dediği ortaya çıktı

Haber-Analiz: Mustafa DURAN

AKP iktidarının kapı kapı dolaşarak destek aradığı sözde Kürt sorunu açılımı ile ilgili tartışmalar sürerken, projenin ABD ile olan bağları ile ilgili ilginç detaylar gelmeye devam ediyor. ABD’nin 1997 yılının haziran ayında, AKP iktidarın bugünkü açılım söylemi ile bire bir örtüşen(!) bir Kürt sorunu dosyası açıkladığı ortaya çıktı. SSC’ye karşı oluşturulan ’Yeşil Kuşak’projesinin mimarı CIA Orta Doğu Şefi Graham Fuller ve Türkiye uzmanı Prof. Henri Barkey’in hazırladığı raporda şok tespitlerde bulunuluyor. Kürt sorunun çözümü konusuna askerin sıcak iddiasına yer verilen raporda, açılım için cesur siyasi liderin olmayışından bahsediliyor. İşte ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz’in isteği üzerine hazırlanan rapordan bazı satır başları:

Ya PKK ya Refah

* Etnik Kürtlük bilinci bir daha geri dönülmeyecek şekilde yerleşti.

* Kürtler hem geleneksel partiler, hem de kendi partileri aracılığıyla TBMM’de seslerini duyurma çabalarında başarılı olamıyor. T.C. yasaları “bölücülük” damgası vurarak tüm girişimleri engelliyor.

* Geriye, “Refah” ve “PKK” seçeneği kalıyor.

Erbakan hitap etti


* Refah Partisi, Kürtler’in Müslüman kimliğine hitap edebilmesini bildi. Erbakan, şiddeti reddeden bazı dinci Kürt milliyetçilerini partisinde toplayabildi. Ancak Refah tam bir seçenek teşkil etmiyor.

* PKK, Türk askerini yenememesine rağmen, politik ve askeri bir güç olarak varlığını sürdürmesini, zafer olarak görüyor...

PKK pazarlık güçleri

* Politik yönden faal Kürtler’in, PKK’nın yok olmasının, Türk devletine karşı önemli bir pazarlık gücünü kaybetmeleri anlamına geleceğine inanıyor...

* Türkiye’nin son derece canlı bir sivil topluma, demokratik bir hükümete ve çok serbest bir basına sahip. Ama iş Kürt sorununa gelince, bu mekanizmalar işlemiyor. Türk Devleti Kürt sorununu tamamen bir “güvenlik sorunu” şeklinde görüyor ve bundan dolayı dolayı son derece sıkı kısıtlamalar getiriyor.

Liderler çok zayıf

    * Basın çok dikkatli hareket ediyor ve kendi kendini sansürlüyor. Birkaç cesur gazete yazarı ve televizyoncunun dışında resmi açıklamalar ve resmi çizginin dışına çıkılmıyor... Entellektüeller ve akademisyenler de pek derine inmek istemiyorlar...

    * Sivil politik liderler çok zayıflar ve Kürt sorununa girmeyi arzulamıyorlar. Bu cesareti gösterenlerin bir bölümü politik yönden kayba uğradılar, diğer bölümü ise, hiçbir kazanç elde edemedi... Kürt sorunu, Türkiye’nin tek etnik gruptan oluşmadığını, aksine bir mozaik olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır... Türkiye’de bu sorunu askeri olmayan yöntemlerle çözme cesaretini gösterecek lider yoktur

Asker engel değil

    * Çoğu çevrede ileri sürüldüğünün aksine, sorunun çözümü askerler tarafından engellenmiyor. Sorumluluk almak istemeyen siyasilerden dolayı gecikiyor.

    * “Önce terör bitsin, sonra reformlara girilir yaklaşımı hatalı. Çözüm için öncelikle ” Demokratikleşme kısıtlamalarının kaldırılması “ gerekir.

    * Kürt kökenli vatandaşların TBMM’de temsil edilmeleri çok önemli ve tek çıkış yolu ” ekonomik-sosyal-kültürel-siyasi “ önlemler alınması.

Bedeli ne olursa olsun, adım atacağız

Başbakan Erdoğan, Kürt açılımı konusundaki eleştirilere meydan okudu.

Kuruluşunun 8. yılını kutlayan AKP’nin İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Başbakan Erdoğan, sözde Kürt sorunu konusundaki açılımı eleştirenlere yüklendi. Türkiye’nin terör sorununu çözmesi durumunda daha güçlü bir ülke olacağını ifade eden Başbakan, “Enerjimizi bu meseleye harcadık. 25 yıl boyunca Türkiye hem milli hem uluslararası bir mesele olarak, bu meseleye kaynaklarını heba etti. Şimdi diyoruz ki Türkiye bu meseleyi çözüme kavuşturulmalı” dedi. Erdoğan şöyle devam etti:

Tam zamanı geldi

“Şimdi artık bu meseleden kurtulmanın tam zemini diyoruz. Ülkenin her kesiminde bu meseleyi artık uyanmamak üzere tarihe gömmek için bir istek olduğunu görüyoruz. Halkımızda bu istek bu talep var. Nerede olmadığını benim halkım çok iyi biliyor. Buradan AKP’yi vurabileceğini zannedenler bunu engellemeye çalışıyorlar. Bedeli ne olursa olsun adımlarımızı attık atıyoruz ve atacağız. Birliğimizi bütünlüğümüzü asla ve asla tartışma konusu yapmayız.”

Hani uzlaşmacıydılar

Muhalefet partilerinin bu konuda uzlaşmaya yanaşmadıklarını Belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu işin koordinesini, koordine görevi verdiğimiz İçişleri Bakanım, ana muhalefete, muhalefete, partilere randevu mektubu yazar da, kalkıp ana muhalefet partisi red cevabı, Bahçeli red cevabı verirse buna ne cevap vereceğiz? Hani bunlar uzlaşmacıydı? Kabul et, otur görüş ‘ biz bu şartlarda yokuz’de. Ama bunu bile yapamadılar. Bunların ne denli uzlaşmacı olduğu belli. Ama bizim kapımız herkese açık. Kim bizimle görüşmek isterse biz görüşmeye açığız.”

Bahçeli hezeyan içinde

Konuşmasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi sert ifadelerle eleştiren Başbakan, şunları söyledi: Bahçelit tam bir panik ve hezeyan arasında. Son derece çirkin bir üslupla, yardımcıları da dahil. Bana ve partime pervasızca saldırıyor. Sayın Bahçeli, ’Norşin’kelimesini dilinize dolayarak, haksızlık ediyorsunuz Alparslan 1071’de kazandığı zaferle Anadolu’nun kapılarını açtı. Siz Alparslan’dan daha mı milliyetçisiniz?

Barkey: Türkiye’de siyaset çok güçlendi

1997 yılındaki raporunda “Kürt sorununu çözecek cesur siyasetçi yok” diyen Barkey,bu kez AKP iktidarını övdü

CIA’nın Orta Doğu şefi Graham Fuller’le 1997 yılında “Kürt sorunu” raporu hazırlayarak Ankara’ya yol haritası sunan sözde Türkiye uzmanı Henry Barkey, yine şok açıklamalarda bulundu. AKP iktidarının açılım çalışmalarına destek veren Barkey, Anayasa Mahkemesi ve TSK’yı hedef aldı. İşte CIA ajanı Barkey’in sözleri:

    * İlk önce anayasada, vatandaşlık tanımını daha kapsayıcı hale getirecek biçimde bazı revizyonlar yapılması mevcut anayasa sadece Türkleri işaret ediyor. Sorun (ve çok zor olmasının sebebi) bunun tam da Türk devletinin kurucusu (Mustafa Kemal Atatürk) tarafından belirlenmiş tanımına aykırı düşmesi. Kurucunun söylediği her şeyin kutsal ve değiştirilemez olduğunu, buna dokunamayacağınızı düşünen epey geniş bir kesim söz konusu.

    * İktidarın bir kısmı yerel yönetimlere devredilmeli.

    * Silah bırakması için PKK’ya yönelik bir tür af veya başka bir açılım ortaya konması. Gelen haberlere bakılırsa hükümetle ordu arasında böyle bir önerinin biçimine dair bir çalışma söz konusu. Adam gibi bir af çıkarmanız lazım.
    TSK yenemeyeceğini anladı

    * Büyük tehlike, bu değişikliklerin birçoğunun Anayasa Mahkemesi’nden dönebilecek olması. Anayasa Mahkemesi gerçekten bağımsız bir kurum değil. AKP’nin yaptıkları aleyhinde davranmaya eğilimli olan ideolojik bir kurum.

    * Ordunun nihayet PKK’yla veya Kürtlerle 25 yıldır süren bu savaşı kazanamayacağını idrak eder noktaya geldiğini söylemeliyim.

    * Türkiye’deki siyasetin çok daha güçlü ve çok daha dirençli hale geldiğine çoktandır tanık oluyoruz. Kürt siyasetçilerde öyle. Güneydoğudaki belediyeleri kontrollerinde tutuyorlar.

YENİÇAĞ, 14 Ağustos 2009


CIA yine isbaşında

PKK açılımının mimarı CIA ajanı Henry Barkey, son raporunda AKP’nin ‘açılım’ı sürdürmeye dair coşkusunun zayıfladığını belirterek, bunun Türkiye’de şiddeti artırabileceği ‘uyarı’sında bulundu

Haber: Önsel ÜNAL

Lehigh Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi ve Carnegie Endowment adlı düşünce kuruluşunun uzmanı (Graham FULLER'in kalfası) CIA ajanı Henri Barkey imzalı, “Türkiye’nin Irak’taki Yeni Siyaseti” konulu raporda, AKP’nin “PKK açılımını sürdürmeye dair coşkusunun büyük kısmını, en azından gelecek yılki seçimlere kadar kaybettiğine dair ” görünür işaretler “ olduğu savunuldu. PKK açılımının mimarlarından olan Henry Barkey rapırunda, ” bunun terör örgütü PKK’nın kendisini silahsızlandırmaya duyduğu ihtiyacı ortadan kaldırabileceği ve daha önemlisi, Türkiye’de, Kürt nüfusun yaşadığı bölgelerde şiddeti artırabileceği, bunun ise Ankara ile bölgesel yönetim arasındaki ilişkileri zorlaştırabileceği “ iddia edildi. Raporda, ” bir zamanlar Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetime muhalefetin öncülüğünü yapan Türkiye’nin, şimdi bu politikasında 180 derece dönüş yapmakta olduğuna “ işaret edildi.

İşbirliği yapılıyor!

Türkiye’nin hem Irak’ın kuzeyindeki peşmerge yönetimine hem de kendi içindeki Kürt nüfusa yönelik açılımının, Ankara’nın iç ve dış siyasi amaçlarına hizmet ettiği, Türkiye’nin Irak siyasetindeki elini de güçlendirdiği savunulan raporda, her iki açılımın Türk-Amerikan ilişkilerinde Ankara’nın omuzlarından önemli bir yükü kaldırdığı ve Türkiye’yi Irak’ta daha değerli ve güvenilir bir muhatap haline dönüştürdüğü görüşü dile getirildi. Raporda, Türkiye’nin bölgesel yönetimle yakın ekonomik ve siyasi bağlar geliştirdiği ve her iki tarafın terör örgütü PKK’nın etkisizleştirilmesi çabaları da dahil olmak üzere bir dizi konuda işbirliği yaptığından bahsedildi.

Şehit Bahtiyar Yalınca’nın cenaze töreninde anne ve babasıyla kardeşleri, ay-yıldızlı bayrağa sarılı tabutun üzerine kapanarak gözyaşı döktü.

Washington’da BDP’lilerle buluştu

CIA ajanı Prof. Henri Barkey, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz’in isteği üzerine Haziran 1997’de AKP iktidarın bugünkü açılım söylemi ile bire bir örtüşen(!) bir Kürt sorunu raporu hazırlamıştı. CIA Orta Doğu Şefi Graham Fuller’i de yanına alan Barkey, raporda PKK’ya af getirilmesini ve siyasete girmesinin gerektiğini belirtiyor. Barkey imzalı raporda, bir de ABD’nin PKK sorunu için o dönemde cesur bir lider arayışnda olunduğu belirtiliyor. Barkey son olarak, ABD’de büro açan ve Pentagon’a brifing veren BDP’lilerle bir araya gelmişti. Görüşmeye, BDP’li Selahattin Demirtaş, Emine Ayna ve kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk katılmıştı. Ayna, ABD ziyaretini şu sözlerle anlatmıştı: “Pentagon’da PKK’yı yaratan nedenleri dile getirdik. Sorunu asıl sahiplerinden dinlemelerini istedik. Madem hükümet her konuda ABD ile anlaşıyor, biz de derdimizi onlara anlatalım dedik.”

“Ben artık yokum KCK ile BDP var”

TERÖR örgütü PKK’nın İmralı’daki elebaşı, avukatları aracılığıyla rolünü BDP’ye devrettiğini açıkladı: 31 Mayıs’tan sonra çekiliyorum. Yanlış anlaşılmasın, bir savaş falan başlatmıyorum. Sağlığım ve şartlarım da ortada. Bundan sonra sorumluluk KCK’dedir, hatta BDP’de ve devlettedir. Sonuçta ben burada yönetemem. Ne yapacaklarına kendileri karar verecekler.

Teröristbaşı çekiliyormuş!

Terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan, yine avukatlarının aracılığıyla konuştu. Avukatlarıyla görüşmeleri PKK’ya yakın internet sitelerinde yayınlanan Öcalan’ın “Bir muhatap bulamadığımdan dolayı da 31 Mayıs’tan sonra çekiliyorum. Yanlış anlaşılmasın. Bu bir savaş çağrısı değildir” dediği belirtildi. Teröristbaşının şunları söylediği kaydedildi: “Benim sağlığım ve şartlarım ortada. Bundan sonra sorumluluk KCK’dedir, hatta BDP’de ve devlettedir. Sonuçta ben burada yönetemem. Ne yapacaklarına kendileri karar verecekler. Bayık, Karayılan, Abbas, Haydar onlar samimidirler, halkın önderliği rolünü üstlenmişlerdir.”

YENİÇAĞ, 29 Mayıs 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen İrfan Tuna » Pzt May 31, 2010 12:12

PROF. DR. EROL MANİSALI-ABD, ÜLKEMİZİ ADIM ADIM BÖLÜNMEYE SÜRÜKLÜYOR

Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Türk-Kan » Prş Haz 03, 2010 11:37



EMİNE AYNA: 'SAVAŞ, SADECE KÜRDİSTAN'DA OLMAYACAK

BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, terör örgütü PKK'nın İskenderun'daki hain saldırına değinirken, "Ben İskenderun'daki eylemden şunu anladım. Bu savaş artık sadece Kürdistan'da olmayacak" dedi. Ayna, DTP'nin kapatılmasının ardından Meclis'ten Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine çekilmediklerini söyledi.

BDP Diyarbakır il başkanlığı tarafından bölgedeki operasyonların durdurulması, cezaevindeki çocukların serbest bırakılması ve Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözümlenmesi için 'Ya özgürlük, ya hiç' sloganıyla yürüyüş düzenlendi. BDP İl binası önünde toplanan ve 2 kilometrelik yoldaki katılımlarla birlikte sayıları yaklaşık 25 bini bulan protestoculara BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, BDP Diyarbakır İl Başkanı Nijad Yaruk öncülük etti. BDP otobüsünden 'Yaşasın Kurdistan'ın başkenti Amed(Diyarbakır)', 'Yaşasın gerilla, yaşasın Öcalan' sözlerinin yer aldığı Kürtçe şarkı eşliğinde ön tarafta yürüyen kadınlar , 'Tek muhatap önder Apo', 'Gün önderliğe özgürlük olmalı' pankartlarını taşıdı. Yüzlerini puşularla kapatan bir grup genç ise ellerinde bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın posterleri ve terör örgütü PKK flamalarıyla PKK ve Öcalan lehine sürekli slogan attı. Koşuyolu parkı önünde BDP'liler otobüsün üzerinde konuşurken protestocular, sürekli 'Kurdistan sizinle gurur duyuyor' sloganı attı.

'İSRAİL SALDIRISINDA, İSRAİL KADAR TÜRKİYE DE SORUMLUDUR'

BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, İsrail'in Filistin'e yardım götüren gemilere baskın yaparak insanları öldürdüğünü, tutukladığını ancak bu konuyla ilgili tartışılmayan bir konu olduğunu söyledi. Ayna, şöyle dedi:

"Buradan, tartışılmayan bir şeyi ifade edeyim. Bu ölümlerden, bu baskından, bu sonuçtan en az İsrail devleti kadar Türkiye Cumhuriyeti devleti de sorumludur. İsrail devletinin sadece Filistin halkının kanı eline bulaşmamıştır. Dünyadaki bir çok halkın kanı eline bulaşmıştır, bunlardan biri de Kürt halkıdır. Kürt halkının kanı da İsrail devletinin eline bulaşmıştır. 1990'lı yıllara kadar İsrail devletinin uygulamaları meşru değildi. Herkes kınıyordu. Herkes Filistin halkının yanındaydı. Ne zaman meşru bir devlet oldu bu uygulamalarıyla, Türkiye Cumhuriyeti devleti gizli ve açık anlaşmalar yapmaya başladıktan sonra. O günden sonra İsrail devletinin terörü meşrulaştı. Neydi bu anlaşmaların temeli?. T.C. devletinin İsrail devletiyle yaptığı anlaşmaların temelini Kürt halkının haklarını tanımama, Kürt halkını silah ve şiddet uygulamak oluşturdu. Bugün çıkıp bize hikaye okumasınlar. Hani Başbakan bir gün demişti ya 'One minute.' Biz uzun süredir Başbakan'a İsrail silahlarıyla bombalarıyla Kürt halkını öldürmeye 'One munite' diyoruz. Başbakan istifa etmelidir. Hergün bir aradalar, telefonla görüşüyorlar. Bu gemi yola çıktığından beri İsrail ne yapacağını söylüyor. Neden Dışişleri Bakanı bir hafta öncesinden İsrail'e gitmedi? Niye orada oturup beklemedi gemiyi niye? Siz her gün görüşmüyor musunuz? Her gün görüşüyorlar. Neredeyse yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor. Hergün anlaşmalar imzalıyorlar. Vecdi Gönül, dedi 'Heronlarla ilgili anlaşmayı iptal etmeyeceğiz, ne ilgisi var' dedi? O ölümlerden birebir Başbakan'ın kendisi sorumludur."

'APO'NUN İSTEĞİ ÜZERİNE İSTİFA ETMEDİK'

Yürüyüşü düzenleme nedenlerinden birinin barıştaki ısrarları olduğunu söyleyen Emine Ayna, ancak özgürlük olmadan barışında gerçekleşemeyeceğini, özgür insanlar arasında barıştan söz edilebileceğini söyledi. Ayna, 31 Mayıs'ta Abdullah Öcalan'ın geri çekileceğini söylediğini de dile getirerek, "31 Mayıs'tan sonra çekileceğini söyledi sayın Öcalan. Ben dedi muhatap bulamıyorum. Barış diyorum. Gelin birlikte çözümü konuşalım, PKK'nın dağdan nasıl ineceğini konuşalım, bunu konuşmak zorundayız. En basitten silahları nereye koyacaklarını konuşalım, bu halkın istediği bu ülkeyi bölmek değil diyor. Ama bir tek kişi bile çözüm konusunda kendisine cevap vermedi. O sürekli barıştan ve diyalogtan söz etti. DTP kapanınca, biz istifa edeceğiz dedik. Çünkü siyasetin tüm kanalları kapatılıyor dedik. Buna rağmen döndü bize bir çağrı yaptı dediki 'sizi anlıyorum onurlu bir karar alıyorsunuz ama bir şans daha' dedi. Biz meclise döndük istifa etmekten vazgeçtik" dedi.

'SAVAŞ SADECE KÜRDİSTAN'DA OLMAYACAK'

Bugün gelinen noktada artık savaşın kendisini göstermeye başladığını dile getiren Emine Ayna, şöyle dedi:

"Ben İskenderun'da gerçekleşen eylemden şunu okudum. Artık bu savaş sadece Kürdistan'da olmayacak. Ben bunu okudum. Kimse kızmasın bana bunu söylediğim için. Gerçekler acıdır, acıtır. Gerçekleri konuşmak zorundayız, konuşursak çözebiliriz. Birbirimizi kandırarak değil. Kafamızı kuma gömerek değil. Ben İskendurun eyleminden bunu okudum. Bu mudur hükümetin, Başbakan'ın istediği bu savaşın bütün Türkiye'ye yayılması mıdır. Zevkmi alıyor insanların ölmesinden, haklarının ihlal edilmesinden. Nedir derdi, yeter artık. Bir çağrı yapıyorum herkese. Kürdüne, Türküne herkese çağrı yapıyorum. Öyle görünüyor ki, bundan sonra bir savaş gelişirse geçirdiğimiz 30 yıl gibi olmayacak. Herkese çağrım, değil bir gün bir saniye bile durmayalım. Barış için, özgürlük, eşitlik, adalet için hep birlikte bütün gücümüzle çalışıp çabalayalım."


DHA, 2 Haziran 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen ceylanmm » Cum Haz 04, 2010 0:08

Hadi Emine hanim,sizler hepiniz insest cocuklarisiniz,resimde sizin ve yaninizdakilerin suratlarina bakinca ne kadar hakli oldugumu herkes anliyor,bir örnekte apo pisligi ve sülalesi,sizlerle hesaplasmaya haziriz,kolaysa savasinizi bir Türkiye üzerine yayin bakalim.Türkiye Türklerindir.Ebediyen Türklerin olacaktir.
Kullanıcı küçük betizi
ceylanmm
Üye
Üye
 
İletiler: 34
Kayıt: Sal Eyl 16, 2008 19:18

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Başkomutan » Cmt Haz 05, 2010 17:06

Resim

Tuncel: "PKK'yı terör örgütü olarak görmüyoruz"

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in de bulunduğu yaklaşık 100 kişi, Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde yapılan yürüyüşte çıkan arbede de BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır'ın kalça kemiği kırılmasını Taksim Meydanına yürüyerek protesto etti. Tuncel burada yaptığı konuşmada, "Biz de PKK'yı bir terör örgütü olarak görmüyoruz" dedi.


Beyoğlu Galatasaray Meydanında toplanan aralarında BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in de bulunduğu yaklaşık 100 kişi "Silopi Terörü İsrail Teröründen Farksızdır Kınıyoruz" yazılı pankartı açtı.

Ellerinde "Kürt Halkı Boyun Eğmedi Eğmeyecek" "Operasyonlar Durdurulsun", "Ölüme Giden Yolları Kapatalım" yazılı dövizleri taşıyan grup, sloganlar atarak İstiklal Caddesi üzerinden Taksim Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti.

Taksim Meydanı'nda grup adına basın açıklamasını okuyan BDP İstanbul İl Başkanı Mustafa Avcı "Bu ülkenin temel sorunu Kürt sorunudur. Bu tespit devletin en üst yetkilileri tarafından yapılıyor. 3 Haziran 2010 tarihinde operasyonlara dur demek, kan ve gözyaşının akmasını önüne geçmek ve demokratik tepkilerini ortaya koymak için kamuoyu ile paylaşmak üzere Silopi halkı ile yürüyüşe geçen meclis grubu üyesi Sevahir Bayındır, doğrudan hedef alınarak güvenlik güçlerinin terörüne maruz kalarak yaralanmıştır" dedi.

Şırnak'ta da 14 yaşında bir çocuğun polis aracı altında kalarak öldüğünü dile getiren Avcı, bunların AKP hükümetinin bilgisi dahilinde geliştiği inancındayız dedi.

Yapılan basın açıklamasının ardından söz alan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de, "Silopi'de yürüyüş gerçekleştirmek isteyen aralarında milletvekillerimizin de bulunduğu gruba güvenlik güçleri saldırıda bulundu. Bu saldırıyı lanetle kınıyoruz. Bu ülkede devlet bir kez daha kendi milletvekiline gerçek yüzünü gösterdi. Bu ülke İsrail'deki devlet terörüne karşı ayakta. Başbakan bunu söylerken "o yardım gemisiydi" diyor. Biz buna katılıyoruz, tıpkı yıllardır Filistin halkına uyguladığı gibi. Siz buna ortak oldunuz. Siz niye bunun özeleştirisini yapmıyorsunuz. Başbakan daha Furkan 19 yaşındaydı nasıl öldürüldü diyor. Evet biz buna da katılıyoruz ama sayın Başbakan bir de sizin yaptıklarınızı hatırlatalım. 30 yıldır Kürdistan'da savaş yürütülüyor" diye konuştu.



"PKK terör örgütü değil"

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Netanyahu ile aranızda ne fark var, o Filistin halkına bunu uyguluyor siz de Kürt halkına bunu uyguluyorsunuz. Başbakan diyor ki "orada Hamas var, Hamas'ı terör örgütü olarak görmüyoruz, PKK ile onu karşılaştırmak isteyenler var" diye. Sayın Başbakan biz de PKK'yı bir terör örgütü olarak görmüyoruz bunu bir kez daha buradan hatırlatıyoruz. Başbakan siz bugün 20 milyon Kürdü tanımadığınız sürece gerçek anlamda barış olmaz."


haberiniz.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Türkiye Düşmanları Saldırıyor! Adım Adım İç Savaşa Doğru

İletigönderen Deli Haydar » Pzr Haz 06, 2010 13:00

Emine Ayna yazdı:Ben İskenderun'daki eylemden şunu okudum: Bu savaş artık sadece Kürdistan'da olmayacak...

Ne zaman meşru bir devlet oldu bu uygulamalarıyla, Türkiye Cumhuriyeti devleti gizli ve açık anlaşmalar yapmaya başladıktan sonra. O günden sonra İsrail devletinin terörü meşrulaştı. Neydi bu anlaşmaların temeli?. T.C. devletinin İsrail devletiyle yaptığı anlaşmaların temelini Kürt halkının haklarını tanımama, Kürt halkını silah ve şiddet uygulamak oluşturdu...

Öyle görünüyor ki, bundan sonra bir savaş gelişirse geçirdiğimiz 30 yıl gibi olmayacak. Herkese çağrım, değil bir gün bir saniye bile durmayalım. Barış için, özgürlük, eşitlik, adalet için hep birlikte bütün gücümüzle çalışıp çabalayalım...

Sebahat Tuncel yazdı:Başbakan daha Furkan 19 yaşındaydı nasıl öldürüldü diyor. Evet biz buna da katılıyoruz ama sayın Başbakan bir de sizin yaptıklarınızı hatırlatalım: 30 yıldır Kürdistan'da savaş yürütülüyor...

Netanyahu ile aranızda ne fark var, o Filistin halkına bunu uyguluyor siz de Kürt halkına bunu uyguluyorsunuz. Başbakan diyor ki "orada Hamas var, Hamas'ı terör örgütü olarak görmüyoruz, PKK ile onu karşılaştırmak isteyenler var" diye. Sayın Başbakan biz de PKK'yı bir terör örgütü olarak görmüyoruz bunu bir kez daha buradan hatırlatıyoruz. Başbakan siz bugün 20 milyon Kürdü tanımadığınız sürece gerçek anlamda barış olmaz...

Böylesine demokrat, insan sevdalısı, hak-hukuk aşığı, kalleş pusularda şehit düşen Mehmetçik'in kanından iç savaş falına bakıp Türkiye'nin geleceğini okuyan değerli milletvekillerimizin oluşturduğu bir mecliste bizim gibi "altı okçu"lara yer olur mu hiç! Hiç .ok atmayalım tabii: Neyse ki sadak, el-emin Kılıçdaoğlu Kemal Bey'e inam!

Ey güzide milletvekillerimiz,
Başınızda başbakanınız, onun başında gezegeni cehenneme çevirmekle yükümlü iblis maşaları, elinizden geleni ardınıza koymayın. Gereksinim duyduğunuz kalleşlik-şerefsizlik, kin-kibir ve yalan-dolan Kürt Teali Cemiyeti'nden gelen kalıtınızda ve ağababalarınızdan yemlendiğiniz arpalarda saklıdır.

Ne mutlu ta 1927'den bugünkü ihaneti görene!
Ne mutlu "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyebilene!
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x