CIA şefi Fuller ve Prof. Barkey, raporlarında ‘açılım’ı önleyecek unsur olarak Anayasa mahkemesi’ni hedef gösteriyor.Amerikan gizli servisi CIA’in, AKP ’açılım’ıyla birebir örtüşen bir raporu 12 yıl önce hazırladığı ortaya çıktı. Rapor SSCB’ye karşı oluşturulan “Yeşil Kuşak” projesinin fikir babası olan Orta Doğu Şefi Graham Fuller ve Türkiye uzmanı Prof. Henri Barkey imzasını taşıyor.
Asker ‘olur’ vermişSÖzde sorunun çözümüne dair tespitler içeren raporda şok ifadeler var. ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Abramowitz’in isteğiyle hazırlanan rapor, askerin ’açılım’a sıcak baktığını ancak ’cesur bir siyasi lider gerektiği’ tespitini yapıyor. İşte rapordan çarpıcı satır başları:
Erbakan bir adım attıRP lideri Erbakan Kürtler’in Müslüman kimliğine hitap etti ve şiddeti reddeden bazı dinci Kürt milliyetçilerini partisinde topladı. Ancak bunlar PKK’yı tercih eden laik Kürtler gibi... RP tam bir seçenek değil.
Yasalar değişmeliKÜrtler hem geleneksel partiler, hem de kendi partileri aracılığıyla TBMM’de sesini duyurma çabasında başarılı olamıyor. Türkiye Cumhuriyeti yasaları ’bölücülük’ damgası vurarak tüm girişimleri engelliyor. Devlet kendini reformlarla yenileyerek Kürt sorununu çözebilir.
Erdoğan’ın cesur çıkışıSİvİl politik liderler çok zayıf. Türkiye’de bu sorunu askeri olmayan yöntemle çözme cesaretini gösterecek lider yok. (O tarihte siyasi lider olmayan Erdoğan, şimdi tek başı-na meydan okuyor.)
‘Açılım’ın ta kendisiİLERİ sürüldüğünün aksine, çözümü asker engellemiyor. Sorun, sorumluluk almak istemeyen siyasilerin tutumunda... ‘Önce terör bitsin, sonra reform’ yaklaşımı hatalı. Kürtler TBMM’de temsil edilmeli ve ’ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi’ önlemler alınmalı.
CIA Kürt açılımı için cesaretli lider aramış1997 yılında iktidarın bugünkü söylemi ile birebir örtüşen(!) bir Kürt sorunu dosyası hazırlayan CIA şefi Fuller’in, raporunda “Asker çözüme sıcak. Ancak cesur lider yok!” dediği ortaya çıktı
Haber-Analiz: Mustafa DURANAKP iktidarının kapı kapı dolaşarak destek aradığı sözde Kürt sorunu açılımı ile ilgili tartışmalar sürerken, projenin ABD ile olan bağları ile ilgili ilginç detaylar gelmeye devam ediyor. ABD’nin 1997 yılının haziran ayında, AKP iktidarın bugünkü açılım söylemi ile bire bir örtüşen(!) bir Kürt sorunu dosyası açıkladığı ortaya çıktı. SSC’ye karşı oluşturulan ’Yeşil Kuşak’projesinin mimarı CIA Orta Doğu Şefi Graham Fuller ve Türkiye uzmanı Prof. Henri Barkey’in hazırladığı raporda şok tespitlerde bulunuluyor. Kürt sorunun çözümü konusuna askerin sıcak iddiasına yer verilen raporda, açılım için cesur siyasi liderin olmayışından bahsediliyor. İşte ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz’in isteği üzerine hazırlanan rapordan bazı satır başları:
Ya PKK ya Refah* Etnik Kürtlük bilinci bir daha geri dönülmeyecek şekilde yerleşti.
* Kürtler hem geleneksel partiler, hem de kendi partileri aracılığıyla TBMM’de seslerini duyurma çabalarında başarılı olamıyor. T.C. yasaları “bölücülük” damgası vurarak tüm girişimleri engelliyor.
* Geriye, “Refah” ve “PKK” seçeneği kalıyor.
Erbakan hitap etti* Refah Partisi, Kürtler’in Müslüman kimliğine hitap edebilmesini bildi. Erbakan, şiddeti reddeden bazı dinci Kürt milliyetçilerini partisinde toplayabildi. Ancak Refah tam bir seçenek teşkil etmiyor.
* PKK, Türk askerini yenememesine rağmen, politik ve askeri bir güç olarak varlığını sürdürmesini, zafer olarak görüyor...
PKK pazarlık güçleri* Politik yönden faal Kürtler’in, PKK’nın yok olmasının, Türk devletine karşı önemli bir pazarlık gücünü kaybetmeleri anlamına geleceğine inanıyor...
* Türkiye’nin son derece canlı bir sivil topluma, demokratik bir hükümete ve çok serbest bir basına sahip. Ama iş Kürt sorununa gelince, bu mekanizmalar işlemiyor. Türk Devleti Kürt sorununu tamamen bir “güvenlik sorunu” şeklinde görüyor ve bundan dolayı dolayı son derece sıkı kısıtlamalar getiriyor.
Liderler çok zayıf* Basın çok dikkatli hareket ediyor ve kendi kendini sansürlüyor. Birkaç cesur gazete yazarı ve televizyoncunun dışında resmi açıklamalar ve resmi çizginin dışına çıkılmıyor... Entellektüeller ve akademisyenler de pek derine inmek istemiyorlar...
* Sivil politik liderler çok zayıflar ve Kürt sorununa girmeyi arzulamıyorlar. Bu cesareti gösterenlerin bir bölümü politik yönden kayba uğradılar, diğer bölümü ise, hiçbir kazanç elde edemedi... Kürt sorunu, Türkiye’nin tek etnik gruptan oluşmadığını, aksine bir mozaik olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır... Türkiye’de bu sorunu askeri olmayan yöntemlerle çözme cesaretini gösterecek lider yoktur
Asker engel değil* Çoğu çevrede ileri sürüldüğünün aksine, sorunun çözümü askerler tarafından engellenmiyor. Sorumluluk almak istemeyen siyasilerden dolayı gecikiyor.
* “Önce terör bitsin, sonra reformlara girilir yaklaşımı hatalı. Çözüm için öncelikle ” Demokratikleşme kısıtlamalarının kaldırılması “ gerekir.
* Kürt kökenli vatandaşların TBMM’de temsil edilmeleri çok önemli ve tek çıkış yolu ” ekonomik-sosyal-kültürel-siyasi “ önlemler alınması.
Bedeli ne olursa olsun, adım atacağızBaşbakan Erdoğan, Kürt açılımı konusundaki eleştirilere meydan okudu.
Kuruluşunun 8. yılını kutlayan AKP’nin İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Başbakan Erdoğan, sözde Kürt sorunu konusundaki açılımı eleştirenlere yüklendi. Türkiye’nin terör sorununu çözmesi durumunda daha güçlü bir ülke olacağını ifade eden Başbakan, “Enerjimizi bu meseleye harcadık. 25 yıl boyunca Türkiye hem milli hem uluslararası bir mesele olarak, bu meseleye kaynaklarını heba etti. Şimdi diyoruz ki Türkiye bu meseleyi çözüme kavuşturulmalı” dedi. Erdoğan şöyle devam etti:
Tam zamanı geldi“Şimdi artık bu meseleden kurtulmanın tam zemini diyoruz. Ülkenin her kesiminde bu meseleyi artık uyanmamak üzere tarihe gömmek için bir istek olduğunu görüyoruz. Halkımızda bu istek bu talep var. Nerede olmadığını benim halkım çok iyi biliyor. Buradan AKP’yi vurabileceğini zannedenler bunu engellemeye çalışıyorlar. Bedeli ne olursa olsun adımlarımızı attık atıyoruz ve atacağız. Birliğimizi bütünlüğümüzü asla ve asla tartışma konusu yapmayız.”
Hani uzlaşmacıydılarMuhalefet partilerinin bu konuda uzlaşmaya yanaşmadıklarını Belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu işin koordinesini, koordine görevi verdiğimiz İçişleri Bakanım, ana muhalefete, muhalefete, partilere randevu mektubu yazar da, kalkıp ana muhalefet partisi red cevabı, Bahçeli red cevabı verirse buna ne cevap vereceğiz? Hani bunlar uzlaşmacıydı? Kabul et, otur görüş ‘ biz bu şartlarda yokuz’de. Ama bunu bile yapamadılar. Bunların ne denli uzlaşmacı olduğu belli. Ama bizim kapımız herkese açık. Kim bizimle görüşmek isterse biz görüşmeye açığız.”
Bahçeli hezeyan içindeKonuşmasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi sert ifadelerle eleştiren Başbakan, şunları söyledi: Bahçelit tam bir panik ve hezeyan arasında. Son derece çirkin bir üslupla, yardımcıları da dahil. Bana ve partime pervasızca saldırıyor. Sayın Bahçeli, ’Norşin’kelimesini dilinize dolayarak, haksızlık ediyorsunuz Alparslan 1071’de kazandığı zaferle Anadolu’nun kapılarını açtı. Siz Alparslan’dan daha mı milliyetçisiniz?
Barkey: Türkiye’de siyaset çok güçlendi1997 yılındaki raporunda “Kürt sorununu çözecek cesur siyasetçi yok” diyen Barkey,bu kez AKP iktidarını övdü
CIA’nın Orta Doğu şefi Graham Fuller’le 1997 yılında “Kürt sorunu” raporu hazırlayarak Ankara’ya yol haritası sunan sözde Türkiye uzmanı Henry Barkey, yine şok açıklamalarda bulundu. AKP iktidarının açılım çalışmalarına destek veren Barkey, Anayasa Mahkemesi ve TSK’yı hedef aldı. İşte CIA ajanı Barkey’in sözleri:
* İlk önce anayasada, vatandaşlık tanımını daha kapsayıcı hale getirecek biçimde bazı revizyonlar yapılması mevcut anayasa sadece Türkleri işaret ediyor. Sorun (ve çok zor olmasının sebebi) bunun tam da Türk devletinin kurucusu (Mustafa Kemal Atatürk) tarafından belirlenmiş tanımına aykırı düşmesi. Kurucunun söylediği her şeyin kutsal ve değiştirilemez olduğunu, buna dokunamayacağınızı düşünen epey geniş bir kesim söz konusu.
* İktidarın bir kısmı yerel yönetimlere devredilmeli.
* Silah bırakması için PKK’ya yönelik bir tür af veya başka bir açılım ortaya konması. Gelen haberlere bakılırsa hükümetle ordu arasında böyle bir önerinin biçimine dair bir çalışma söz konusu. Adam gibi bir af çıkarmanız lazım.
TSK yenemeyeceğini anladı
* Büyük tehlike, bu değişikliklerin birçoğunun Anayasa Mahkemesi’nden dönebilecek olması. Anayasa Mahkemesi gerçekten bağımsız bir kurum değil. AKP’nin yaptıkları aleyhinde davranmaya eğilimli olan ideolojik bir kurum.
* Ordunun nihayet PKK’yla veya Kürtlerle 25 yıldır süren bu savaşı kazanamayacağını idrak eder noktaya geldiğini söylemeliyim.
* Türkiye’deki siyasetin çok daha güçlü ve çok daha dirençli hale geldiğine çoktandır tanık oluyoruz. Kürt siyasetçilerde öyle. Güneydoğudaki belediyeleri kontrollerinde tutuyorlar.
YENİÇAĞ, 14 Ağustos 2009