Türkiye İşçi Partisi (TİP) / Metin AYDOĞAN

Türkiye İşçi Partisi (TİP) / Metin AYDOĞAN

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Şub 21, 2015 19:15

Türkiye İşçi Partisi (TİP)

Türkiye İşçi Partisi’nin güçlenmesi ya da güç yitirmesi, her partide olduğu gibi, izlenen politik çizgiye bağlı kalmıştır. Ülke gerçeklerine dayanan izlence (proğram) ve çalışma biçimi büyüme nedeni olurken, siyasi yabancılaşmaya yol açacak davranışlar partiyi küçültü. Gelişmeye neden olan çalışmanın temel özelliği, ulusal bağımsızlığa önem verilmesi ve bu öneme bağlı olarak Kurtuluş Savaşı’nın tüm kazanımlarıyla birlikte sahiplenilmesiydi. Aybar’ın Genel Başkan olduğu dönemde kabul edilen tüzük ve izlencede, “ulusal bağımsızlığın her şeyin üstünde” tutulacağı, bütün uluslarla “Kurtuluş Savaşı Türkiyesi’ne yaraşır biçimde” barışçı bir dış politika yürütüleceği, “ilerici aydınlar ve Atatürkçü gençlik”in “halkla yazgı birliği” yaparak Türkiye’nin gerilikten kurtarılacağı söyleniyor, söylenenler parti politikalarına yansıtılıyordu.

Sosyalist Kitle Partisi

Sosyalist Partiler içinde, ülke gerçeklerine yaklaşım ve halka ulaşma konusunda, Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) ayrı bir yeri vardır. 1961 yılında on bir sendikacının kurduğu, daha sonra Mehmet Ali Aybar başta olmak üzere kimi aydınların katılımıyla güçlenen bu parti, kapatıldığı 1971 yılına dek on yıl boyunca, etkili bir karşıtçılık (muhalefet) yürüttü ve Türk siyasi tarihine, en yüksek düzeyde kitleselleşen sosyalist parti olarak geçti. 1965 ve 1969’da katıldığı iki genel seçimden, ilkinde on beş ve öbüründe iki milletvekili çıkardı, 1966’da katıldığı senato yenileme seçiminde ise bir senatörlük kazandı.

Aybar Dönemi

Türkiye İşçi Partisi’nin yükselme dönemi, Mehmet Ali Aybar’ın Genel Başkanlık yaptığı 1962-1967 arasındaki ilk beş yılıdır. 1964’te İzmir’de yapılan Birinci Büyük Kurultay’da kabul edilen izlence, ülke sorunlarına yeni yaklaşımlar getiriyor ve Türkiye’nin gerçeklerine ters düşmeyen kimi somut çözümler öneriyordu. İzlencede; emekçi kitlelere ulaşmanın amaç edinildiği açıklanıyor, başta işçi ve köylüler olmak üzere çalışan kitlelerin sorunlarına çözümler getiriliyor, Türk halkına yabancı gelmeyen yaklaşımlarla ulusçu önermelerde bulunuluyordu. İzlence, partili-partisiz kimi bilim adamı ve uzmanın katıldığı toplantılarda saptanmıştı. Anti-emperyalist ve anti-feodal ereklerin oluşturduğu demokratik açılımlar içeriyor, sosyalizm sözcüğü izlencede yer almıyordu. 1  Kurtuluş Savaşı’nın ulusal bağımsızlık çizgisi, Cumhuriyet döneminin devletçiliğiyle birleştirilmişti.

Kitleselleşme

Ayakları yere basan izlence, 60’lı yılların Türkiyesi için önemli sayılacak oranda ilgi gördü. TİP, aydınlardan ayrı olarak kimi büyük kentlerde işçiler ve yoksul bölgelerde topraksız köylüler tarafından da desteklendi. Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin yoğun saldırılarına karşın, kısa bir süre içinde Türkiye’nin hemen her ilinde örgütlendi.

1965 genel seçimlerinde, halktan yüzde üç oy aldı. Ancak, TİP’in yükselişi uzun sürmedi. 1968’de Sovyetler Birliği’nin Çekoslovakya’yı işgal etmesi gerekçe yapılarak başlatılan parti içi çatışma, Milli Demokratik Devrim-Sosyalist Devrim tartışmalarıyla düşüngüsel (ideolojik) bölünmeye yol açtı.

Aybar Sonrası

Mehmet Ali Aybar, Genel Başkanlık’tan ayrıldı. O dönemde hızla yayılan sosyalist akımlar, partiyi kuruluş dönemindeki çizgiden uzaklaştırarak sovyet çizgisinde politika yürüten ortodoks bir “sosyalist” parti durumuna getirdi. Bir türlü bitmeyen halka uzak düşüngüsel tartışmalar, partiyi kitlelere yabancılaştırdı ve hızla güç yitirmesine yol açtı. Dış saldırıların yapamadığını parti içi tartışma sağlamıştı.

Edindiği yeni siyasi çizgi nedeniyle güç yitiren TİP, yeniden güçlenmek için, ayrılıkçı Kürt kümelerine yöneldi ve bunlarla yoğun bir ilişki içine girdi. Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKD) ve Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) ile birlikte, Diyarbakır’da gizli olarak kurulmuş olan Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) de desteğini alarak Doğu Mitingleri düzenledi. Bu gelişmeler sonunda, Doğudan umduğu oy desteğini bulamadığı gibi, Türk halkının desteğini de yitirmiş oldu. Kapatıldığında, kendiliğinden kapanacak denli güçsüzleşmişti.

Küçülme

Türkiye İşçi Partisi’nin güçlenmesi ya da güç yitirmesi, her partide olduğu gibi, izlenen politik çizgiye bağlı kalmıştır. Ülke gerçeklerine dayanan izlence ve çalışma biçimi büyüme nedeni olurken, siyasi yabancılaşmaya yol açacak davranışlar partiyi küçültü. Gelişmeye neden olan çalışmanın temel özelliği, ulusal bağımsızlığa önem verilmesi ve bu öneme bağlı olarak Kurtuluş Savaşı’nın tüm kazanımlarıyla birlikte sahiplenilmesiydi.

Aybar’ın Genel Başkan olduğu dönemde kabul edilen tüzük ve izlencede, “ulusal bağımsızlığın her şeyin üstünde” tutulacağı, bütün uluslarla “Kurtuluş Savaşı Türkiyesi’ne yaraşır biçimde” barışçı bir dış politika yürütüleceği, “ilerici aydınlar ve Atatürkçü gençlik”in “halkla yazgı birliği” yaparak Türkiye’nin gerilikten kurtarılacağı söyleniyor, söylenenler parti politikalarına yansıtılıyordu. 2 

Kuruluş Çizgisi

Mehmet Ali Aybar’ın Genel Başkan seçildikten hemen sonra, 8 Şubat 1962’de yaptığı basın açıklaması, Türkiye İşçi Partisi’ni başarıya götüren girişimin hangi anlayışla başlatıldığını göstermesi bakımından önemlidir. Aybar bu açıklamada şöyle söylüyordu: “Partimiz, programındaki anlayışı benimseyen herkese, hangi sınıftan olursa olsun açıktır... Devlet sektörünün ağır bastığı planlı ekonomi düzeninde, özel sektör daha uzun yıllar, ulusal kalkınmamızda yararlı olacağı için korunacak ve teşvik edilecektir... Ulusal bağımsızlığımıza zarar vermeyen dış yardımlardan yararlanılacaktır... Ölümsüz Atatürk’ün söylediği gibi, herhangi bir hakkı ancak çalışarak kazanabiliriz... Amacımız, emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı ilk kurtuluş savaşını veren Türkiye’yi, her bakımdan tam bağımsız, ülkesi ve ulusu ile bölünmez, halkçı, emekten yana, devletçi, laik, insan haklarına ve sosyal adalete dayanan demokratik bir Cumhuriyet olarak çağdaş uygarlık yolunda hızla ilerlemekdir...” 3 

Yabancılaşma

Aybar ayrıldıktan sonra, partiye; ülke gerçeklerinden kopuk, özgünlüğü ve yaratıcılığı olmayan, sert söylemli bir anlayış egemen oldu. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili olumlu değerlendirmeler önce ortadan kalktı sonra açık ya da örtülü, karşıt söylemlere dönüştü. Artık, sürekli olarak; sınıf mücadelesinden, sosyalizmden, faşizmden ya da enternasyanalizmden söz ediliyor, sanayileşmiş Batı ülkelerinde bile tartışılmayan düşüngüsel konular Türkiye’de tartışılıyordu.

1970’te Genel Başkan olan Behice Boran’ın 8 Ocak 1971 günü yaptığı basın açıklaması, TİP’deki düşüngüsel değişimi ortaya koyan bir belge gibidir. Siyasi yabancılaşmayı, yalnızca anlayış olarak değil, kullanılan dil bakımından da ortaya koyan bu açıklamada, Boran şunları söylüyordu: “Faşizm, parlamenter bir kılığa büründürülmüş ya da üniforma giydirilmiş biçimiyle kapı ağzında boy göstermiştir... Faşizm, burjuva diktatörlüğünün açık teröre dayanan en keskin biçimidir... Faşizmin baş hedefi işçi sınıfıdır... Faşizm şoven ve ırkçı bir milliyetçiliği körükler... Anayasamız Türkün tarifini, Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olmak biçiminde yaptığı ve dil farkı gözetilmeksizin bütün yurttaşları eşit saydığı halde; yurttaşlarımız olan ve sayıları milyonlara varan Kürt halkına ırkçı şoven bir milliyetçilik anlayışıyla baskı yapılmakta, insanlık dışı muameleler reva görülmektedir. Kürt halkının Anayasa’nın tanıdığı demokratik özgürlüklerden, eşitlikten yararlanması önlenmektedir... Milli Güvenlik Kurulu, Anayasa’nın tanımladığı ‘Milli güvenlik ile ilgili kararların alınmasında ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcılık etmek üzere gerekli temel görüşleri Bakanlar Kuruluna bildirir’ bir kurul olmaktan çıkmış, bütün ülke sorunlarını ele alıp ülkeyi doğrudan yönetmeye yönelmiştir...” 4 


 1  “Türkiye İşçi partisi (1961 – 1971)”, Artun Ünsal, Tar.Vak.Yurt Yay., İst.– 2002, sf. 3
 2  “Tip Olayı 1961 – 1971” Prof. Sadun Aren, Cem Yay., İst. 1993, sf. 52 ve 59
 3  a.g.e. sf. 40, 41, 42
 4  a.g.e. sf. 142, 144


Metin AYDOĞAN, 18 Şubat 2015
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Türkiye İşçi Partisi (TİP) / Metin AYDOĞAN

İletigönderen Erkan Güçiz » Cmt Şub 21, 2015 21:39

Neredeyse yarım yüzyıl önce Aybar'ın söylediklerini bugün aynıyla yaşıyoruz.

Çok yol alamamışız...

Baylar, özellikle sizlere hitap ediyorum, Hükümet koltuğunda oturan baylar. Anayasayı sizlere çiğnetmeyeceğiz. (Gürültüler) Sizlerin mantığı ile hükümetler sandıktan çıkar; ama şunu iyi belleyiniz:

Milletlerin tarihi sandıktan çıkmaz.

Akıllar başlara devşirilmelidir:

Biz de Adalet Partisinin kapatılması için Anayasa Mahkemesine başvurabiliriz. Hem bizim delillerimiz geçerli şeylerdir, bu nokta unutulmasın. Ama biz sizin kapanmanızı değil, Anayasa sınırları içine girmenizi isteriz. Çünkü emekçi halkımızın her, gün gözünden düşen, düşmeye mahkûm olan bir partisiniz. Kaldı ki, toprak ağalarının, büyük sermayedarların çıkarlarım savunan bir partinin, demokratik ortamda seçim mekanizmasının hakemliği ile günbegün eridiğini görmek zevkinden mahrum olmak da istemeyiz.

Türkiye İşçi Partisini kapatacaklarmış!.. Kimin haddine!... Bunu başardıklarını farzımuhal biran için kabul etsek bile, millî, kurtuluş hareketinin, sosyalizm için mücadelenin duracağı, hattâ duraklayacağı düşünülebilir mi?... Bu hareket, kaynağını tarihsel gelişmemizden almaktadır. Mücadele devam edecektir ve üstelik sizler “Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidar” durumuna düşmüş olacaksınız. (Gürültüler)

Faşizm geçmeyecektir, baylar!...

Anayasayı koruyan kuvvetler sizden kat kat güçlüdür. Çünkü onlar, haklı bir dâvayı savunmanın yenilmez manevi gücüne de sahiptirler.

Akıllar başlara devşirilmelidir!.

Türkiye İşçi Partisini kapatacaklarmış!...
Hodri meydan!.
Saygılarımla.

(Mehmet Ali Aybar Adalet Partililerin “yuh!” sesleri ve Türkiye İşçi Partililerin alkışları arasında kürsüden indi)

DÖNEM: 2, CİLT 14, TOPLANTI: 2, MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ
66ncı Birleşim, 27.2.1967 Pazartesi

http://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/MM__/d02/c014/mm__02014066.pdf
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18


Şu dizine dön: Metin AYDOĞAN

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 10 konuk

cron

x