Herkese merhaba

bu foruma bugün üye oldum.

Dinci-tarikatçi bir kadrolasma bütün devlet kurumlarini ele geçiredursun, Türkiye'nin bütün köy ve kasabalarinda açilan Kuran Kurslari'yla, tarikatçi konferans ve seminerlerle yogun bir beyin yikama kampanyasi bütün hiziyla devam ediyor.

içinizde sehirli olup da tatil yöreleri hariç Anadolu'nin köylerine kasabalarina pek ugramayanlar bu yogun kampanyayi pek farketmiyor olabilirler. çok uzaklara gitmenize gerek yok. örnegin Istanbullular, bir en yakin kasabalara, Sile'ye Agva'ya gidip bakin, neler oluyor. Cumhuriyet bayramlari, 23 Nisanlar minimumla geçistirilirken kutlu dogum haftasi nedeniyle yapilan tarikatçi seminerler belediye tarafindan bütün halka yol üstüne asilan afisler ve anonslarla duyuruluyor.

Beyinlere asilanan fikirler belli:
* din iman meselesidir, sorgulanmaz, sadece ezberlenir. Dinsel dogmalari sorusturmaya kalkan imansiz ve günahkardir.
* laiklik dinsizliktir
* Atatürk deccaldir
* bizi birlestiren tek sey dindir, din olmalidir
* Fethullah (veya yörenin tarikati reisi her kimse) büyük adamdir; parasi boldur, üstelik türlü mucizelere kanidir
* daha çok dogurun (ki beynini yikayabilecegimiz daha çok fakir, çaresiz ve cahil insan olsun)

Milli görüs kendi hedefleri dogrultusunda çalisiyor. Peki aydinlar, üniversiteler, bilimi ve bilimsel düsünceyi köylere kasabalara yaymak için ne yapiyorlar? Hemen hemen hiç bir sey. En azindan ben bugüne kadar bir sey görmedim.

Avrupa ve ABD'nin en büyük üniversiteleri bilimi halka tanitacak ve sevdirecek bölümler kuruyor, bilim tarihi, evrim teorisi ve çevre sorunlariyla ilgili yayinlar ve seminerler yapiyorlar. Bizim üniversitelerin bu tür çalismalari var mi? Tübitak'i unutun, çünkü yakinda AKP'nin eline geçecek.

Dini dogmalardan baska bir sey görmeyen zavalli Türk halkinin uyandirilmaya ihtiyaci var. Ama bu nasil olacak?

AKP dini dogmaciligi üniversitelere sokmaya ugrasirken bilimi camilere mi sokmali?

Halki felsefe ve bilim tarihi, din-bilim çatismalari konusunda aydinlatacak programlar ve gezici seminerler mi yapmali?

Islam dininin tabu kabul edilen dogmalarini tartismaya mi açmali?

Fikriniz nedir? Halka ulasamazsak hep kendin söyle kendin dinle tarzi tartismalarla bosuna zaman kaybederiz. Is oy almaya gelince yine din sömürüsü yapmayi kendine yakistiramayan partiler nal toplar.

Bu faaliyetlere engel olmaya çalisacak dinci-tarikatçi kadrolarla nasil basedilecek?

Bence birinci öncelik Islam'in dogmalarini tartismaya açmaktir. Islam dinini çikarcinin ve yobazin eline birakmamak gerekiyor. Tartisilmayan, sansürlenen her konu yobazlasir ve dogmatiklesir. Halbuki Islamiyet'in ilk dönemleri, Farabiler Ibn'i Sina'lar bize gösteriyor ki Islam bir yobazlik dini olmak zorunda degildir. Islam'i yobazliktan kurtarmak için tartismaya açmak gerekiyor.

Ne düsünüyorsunuz?

Mustafa Tümener
NOT: Konuyla ilgili birkaç yazim milliyet bloglarinda

Değerli Mustafat,

Öncelikle hoşgeldin ve yorumlarınla bize güç kattın.
Milli hassasiyetine ve 2.aydınlama ile ilgili temennilerine yürekten katılıyorum.
Ön yargılı bir topluma dönüştürüldüğümüz için 2. sözcüğü ister istemez 2.cumhuriyet gibi ilk bakışta baskın karakter gibi duruyorsa da;
yazının genel tema'sına baktığımızda
İslam'da aydınlanma unsuru daha ağır basıyor gibi geldi.
Konu başlığı çok iddialı, içeriği ise çok hassas..
Ama işaret ettiğin her husus ta doğru..
Allah yardımcın olsun..
başarılarının devamını yürekten diliyor
en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sayin Mustafa Tümener , dediklerinize sahsen katiliyorum.Bence bu insanlara ulasmak , onlari dinlemek icin herseyden önce bir siyasal partinin önderligine ihtiyac var.Ancak asil önemlisi paraya ihtiyac var.Ne yazik ki dünyanin hicbir yerinde bu isler parasiz olmuyor.Peki para nereden gelcek? Para, o siyasal partinin temsil ettigi siniflarin destegi ile gelir.Mesela Akp 'ye kesilen para cezasini kimse konusmuyor bile cünkü adamlarin arkadasindaki anadolu sermeyasi sonuna kadar destek cikiyor.(ayrica elindeki yerel yönetimler de cabasi)

Baska önemli bir husus ise, Türk insaninin -özellikle sizin yazinizda bahsettiginiz orta anadolu ve büyüksehirlerin varoslarinkilerin- yeniden üretildigidir.Eger bu insanlara laiklik , cumhuriyetin degerleri diyerek gidilirse bunun hic bir ise yaramayacagi aciktir.Bu insanlarin tek bir derdi var gecim derdi.Gerisini düsünemeyecek kadar zor durumdalar.Üstüne bir de dinin afyonlastirici etkisi kullanilarak bu insanlar cok kolay manipule edilmektedirler.

Yazinizda dinin kimi konularinin tartismaya acilmasi gerektiginden bahsetmissiniz ki bence de dogru ancak su an icin bunu yapmaya kalkisacak bir siyasal parti , dogrudan intihar etmis sayilir.Sonucta hayatinin 24 saatini ona ögretilen dogmalara göre yasayan insanlara bu sekilde konusmak sadece onlarin tepkisini ceker.Bu , bence zaman icerisinde , toplumun bu noktaya egitimle ve yavasca cekilmesi ile mümkün olabilir.

Türk insani kisa vadeli cikarlarini düsünür, gerisi ona gereksiz gelir.Önemli olan bugünü kurtarmak ve gemisini yüzdürmeye devam etmektir.Bu insanlardan oy almak isteyenler de bence öncelikli olarak bunu gözönünde bulundurmalidir."Halki felsefe ve bilim tarihi, din-bilim çatismalari konusunda aydinlatacak programlar" yapmak , "bilimi camilere sokmak", toplumun genelinde görülen bu insan yapisiyla -su an icin- olanak disidir ve ancak uzun vadeli programlarin isiginda gerceklestirilebilecek olaylardir.

Son olarak, bütün bunlari yapabilecek güclü bir organizasyona gerek var ancak bugün sadece bunun hayalini kurabiliyoruz.Bu hayali gerceklestirebilmek icin hepimizin elini tasin altina sokmasi gerekiyor aksi halde hepimiz suclu sayiliriz.En son olarak ;

Akrep gibisin
kardeşim,/
korkak bir
karanlık içindesin
akrep gibi./
Serçe gibisin
kardeşim,/
serçenin telaşı
içindesin./
Midye gibisin
kardeşim,/
midye gibi kapalı,
rahat./
Ve sönmüş bir
yanardağ ağzı gibi korkunçsun,
kardeşim./
Bir değil,
beş değil,/
yüz milyonlarlasın maalesef./
Koyun gibisin
kardeşim,/
gocuklu celep
kaldırınca sopasını/
sürüye katılıverirsin hemen/
ve âdeta mağrur,
koşarsın salhaneye./
Dünyanın en
tuhaf mahlukusun yani,/
hani şu derya içre olup/
deryayı bilmiyen
balıktan da tuhaf./
Ve bu dünyada,
bu zulüm/
senin sayende./
Ve açsak,
yorgunsak, alkan içindeysek eğer/
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak /
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
Nâzım Hikmet

mustafat, söylediklerinize katılıyorum ama bence bu din tüccarlarının tarihte işine gelmediği gibi yine işine gelmeyecektir.İnsalara din dogmanalarından bahsettiğimiz zaman sanki karşısında yabancı bir canlı varmış gibi bakıyolar sinirleniyolar, öfkeleniyolar.Ben birkaç kez denedim.Bu izlenimi aldım.

Ayrıca Çekmeköy,Sarıgazi,Yenidoğan taraflarına yolunuz düşerse Ahmed Mahmud Ünlü nam-ı değer Cübbeli Ahmet hoca konferanslarına katılabilirsiniz.(Ayrıca Kadınlar için özel yerde ayrılmıştır.)

Bu konferanslarla nasıl beyin yıkama operasyonunun başlatıldığı belli oluyor.Çözüm Aydınlanmacı bir hükümetin iktidar olmadığı sürece zor gibi görünüyor.Eğitim politikası ile din dogmalarının önüne geçebilmek için sizinde belirttiğiniz gibi Felsefe,Bilim Tarihi,Bilim-Din çatışması gibi alanlarda mücadele etmek ancak sonuç getirir.Ama bunu sivil toplum kuruluşları ile yapmaya kalkmak bence başarısız bir sonuç olur.Sivas katliamı buna örnektir, halk bu konuda çok hassas ne yazık ki...

Çözüm yine Milli bir hükümet,Aydınlanmacı bir hükümet,Halkçı bir hükümetle başlar.Bunun meyveside almak zaman alır diye düşünüyorum.Bunun dışında hükümet olamadan mücadele ne yazık ki çok zor...

Hatirlarsaniz bundan 10-15 yil önce Atatürk'ü elestirmek tabuydu. Simdi basta dinci-tarikatçi gazetelerde çarsaf çarsaf Atatürk'ü elestiren ve hatta kötüleyen yazilar görmek mümkün. Bazilari için de Kemalizm darbecilikle es anlamli. Gerçi Atatürk gözümüzden düsmedi, ama onun da elestirilmesine alistik.

Düsünün, bu hava degisimi ne kadar kisa zamanda oldu. Benzer bir hava degisimi dini dogmalar konusunda da olabilir, ve olmali da. Bence Türkiye'nin en büyük sorunu yobazlik, ve yobazliga bagli cehalet.

Aslinda böylesine bir fakirlik ortaminda sosyal demokrat partilerin oy kazanmasi gerekirdi, ama olmuyor. Neden? Bir neden belki dayanisma ve sadaka dagitmayi tarikatlerin üstlenmesi. Evet, bu para isi. Ama önemli bir neden de yobazlik ve kadercilik. Misir'a bakin. Nüfus artip halk sefalete ve cehalete düstükçe sol partiler degil, radikal dinciler oy kazaniyor.

Radikal dincilerle ölümüne tartismaya girmeye gerek yok. Herkes bu konuda biraz daha cesaretli olsa, neye inanip neye inanmadigini açikça söylese ve yazsa en azindan bir baslangiç olur. Sonra hiç ummadiginiz bir sekilde gerisi çorap sökügü gibi gelir.

ABD'deki köktendinci evangelistler de ayni bizim islamcilar gibi bayagi azip kudurmuslar, laik ABD anayasasinin kendi lehlerinde degistirilmesinin, Darwin'in evrim teorisinin biyoloji derslerinden aforoz edilmesinin pesine düsmüslerdi. Kismen basarili da oldular. Ama sonra Sam Harris, Richard Dawkins, Daniel Denett gibi yazarlar çikip dini dogmalari ve din baronlarini bodoslama elestirmeye basladilar. Bu arada Dawkins'in "tanri yanilgisi" adli kitabi milyonlar satti.

Bence Türkiye'ye de dini dogmalari elestirmekten korkmayan böyle cesur yazarlar ve konusmacilar lazim. Tek tük birkaç kisinin ses vermesi çok tehlikeli, ama ayni andi birçok kafadan ses çikarsa risk dagilmis olur.

"Hepimiz müslümaniz ama..." tarzi ifadelerden vazgeçilmeli. Bir kere hepimiz müslüman olmak zorunda degiliz, çünkü Türkiye resmi bir dini olmayan laik bir ülkedir. Herkes istedigi dini seçebilir, isteyen de ateist kalir.

Ben örnegin kendimi kültürel olarak müslüman sayarim, ama ömür boyu müslüman kalacagimi kimseye garanti edemem. Cennete, cehenneme, emirler yagdiran, milletin saçiyla bacagiyla ugrasan orta dogu diktatörü tarzi insansi bir Allah'a inanmam. Benim için Allah evreni doga kanunlariyla yöneten soyut bir varliktir; diger bir deyisle, evren = Allah. Bu konuda hatta Milliyet bloglarinda bir yazi yazmistim.

Yunus Emre'nin, Mevlana'nin çiktigi topraklarda yasiyoruz. Islam'in dogmatik ve ezberci yönü yerine akilci ve aydinlatici yönü ön plana çikarilabilir.

Hatta dinsizin hakkindan imansiz gelir kabilinden Anadolu alevilerin daha aydinlik dünya görüsünü bilimsel düsünceyle beraber yayacak yeni bir tarikat kurulabilir. Biz de kendi Kuran kurslarimizi açariz. Karismaya kalkana da "kardesim sen dinsiz imansiz misin, Kuran'a karsi misin?" deriz.

Ben örnegin kendimi kültürel olarak müslüman sayarim, ama ömür boyu müslüman kalacagimi kimseye garanti edemem. Cennete, cehenneme, emirler yagdiran, milletin saçiyla bacagiyla ugrasan orta dogu diktatörü tarzi insansi bir Allaha inanmam. Benim için Allah evreni doga kanunlariyla yöneten soyut bir varliktir; diger bir deyisle, evren = Allah. Bu konuda hatta Milliyet bloglarinda bir yazi yazmistim.

imzamı atıyorum

bende kişisel yorumumu yazmak isterdim ama inançlı arkadaşları belki incitebilirim,çünkü bu konudaki düşüncem çok ağır eleştirilerle dolu...

Yazının içeriğine ve özüne tamami ile katılıyorum...

tamam güzel kardeşim,duygu ve düşüncelerin çok güzel katılmamak elde değil ama sana bir sorum olacak bu milliyet blogundada yazdım demenin manası nedir sürekli tekrarlıosuniordada yazmıştım,yazdım diye

kaspersky yazdı:tamam güzel kardeşim,duygu ve düşüncelerin çok güzel katılmamak elde değil ama sana bir sorum olacak bu milliyet blogundada yazdım demenin manası nedir sürekli tekrarlıosuniordada yazmıştım,yazdım diye

Manasi aynen yazdigim gibi, konu hakkindaki daha ayrintili yazim milliyet bloglarinda demek istedim. Belki bu forumun kurallarina aykiridir diye link vermek istemedim. O kadar tekrar ettigimin de dogrusu farkina varmamistim.

"manasi nedir" derken niyetin yoksa soru sormaktan çok bir seylerden rahatsiz oldugunu mu belirtmek? o zaman açikça söyle, nedir seni rahatsiz eden, ben de cevabimi açikça vereyim.

yok neden rahatsız olayım,sadece dikkatimi çekti o kadariyanlış anlamayın rica ederim