Türkiye’nin bütün düğmeleri yanlış iliklendi!
Basında zaman zaman, Türk Milliyetçilerinin Erol Güngör’den sonra fikir adamı yetiştiremediğini iddia edenler oluyor. Bu kabulü öne sürenler, çoğunlukla, milliyetçi fikir çizgisinden sapanlardır. Dolayısıyla farkında bile olmadan kendilerini eleştirmektedirler.
Bazıları da sonradan savruldukları çizgiye hizmeti geçen hatırlı bir şahsiyetin ismini veriyor ki bu da objektif bir tutum değildir.
Bu konuyu yıllar önce de ele almış ve belirtmiştim ki “Bu tür tartışmaların zamanlaması herhalde tesadüf değildir!”
Çünkü genelde bu yaklaşımlar hep seçim öncesinde gündeme getirilir, milliyetçi kitleler umutsuzluğa sürüklenmek istenir.
* * *
Diğer taraftan şimdi aramızda bulunmayan ve hepsi de Türk fikir hayatına katkıda bulunmuş olan, Ziya Gökalp çizgisindeki aydınların hakkını teslim etmek başka bir şeydir, onları yanlıştan münezzeh bir konuma yerleştirmek başka bir şey!
Mesela, Turan fikrinin Türkiye’deki babası Ziya Gökalp’ın kültür ve medeniyet ayırımına dayalı, “Kültür millidir, medeniyet evrenseldir, medeniyetin ürünlerini alalım, kültürümüzü koruyalım” kabulü, yanlıştır!
“Tarihin en büyük Türk milliyetçisi, hatta en büyük milliyetçisi” dediğim Atatürk’ün bile Gökalp çizgisini takip ettiği için, bu kabulden kaynaklanan yanlış kültür uygulamaları vardır. Herkes, Gökalp’a dayandığı için yanlışlar zinciri bugüne kadar devam etmiştir. Osmanlı, Gökalp’tan önce de bu kabul yüzünden, Tanzimat’ı ilan etti ve çöktü! Türkiye Cumhuriyeti de bu tarihi şartlanma yüzünden, ABD ve AB’nin kapısına bağlanıp sıkıntılı bir sürece girdi!
* * *
Atatürk, bir yerlerde yanlış yapıldığını fark etmiş ve 10’uncu Yıl Nutku’nda, “Türk kültürünü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkaracağız” diyerek açığı kapatmaya çalışmıştı ama sonraki Cumhurbaşkanları ve Genelkurmay Başkanları, bu sözü “çağdaş medeniyetin üstüne çıkmak” şekline dönüştürünce, Türkiye’nin bütün düğmeleri yanlış iliklendi!
Bu görüşleri 20 yıl önce, 10 yıl önce de gündeme getirdim. Kimse konuyu tartışmadı bile!
Fikir üretmek elbette, işin temelidir. Ancak, üretilen fikirler, siyasi programa dönüştürülüp, öncü bir kadronun inancı haline getirilmezse, entelektüel bir gayret olarak kalır.
Meselâ, milliyet nazariyeleri konusunda Mehmet İzzet de Ziya Gökalp kadar değerli bir fikir adamı idi ama bugün adını bile kimse bilmiyor! Çünkü fikirleri uygulanan Gökalp olmuştur.
Bugün, mevcut resmi-özel yapılanmalar, kurumlar, bütünüyle Batı’nın yörüngesine girmişse, ekonomi ile birlikte medya da yabancılaşmışsa, milliyetçi fikirlerle kim ilgilenecektir? Kültür endüstrisine yatırım yapan kaç Türk işadamı vardır?
* * *
Siyasetin önderleri de fikirlerle, kitaplarla ilgilenmiyorsa, hatta hiçbir farklı fikir üretilmesin, Batı’nın güdümündeki eski devlet politikaları veya yeni statükoya ait Amerikan fikirleri papağan gibi tekrar edilsin istiyorsa, bunun sonucunda meydana gelen toplumsal fikir kısırlığının sorumlusu olarak, binbir sansür, tehdit, şantaj baskısı altında topluma ışık tutmaya çalışan milliyetçi aydınları veya yazılarından dolayı, başları zaten yeterince belâda olan gazetecileri göstermek doğru olabilir mi?
Arslan BULUT - 4 Mayıs 2011, YENİÇAĞ
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr