Nüfusun sadece yüzde 25.9u yoksulluk sınırının üzerinde gelir elde ediyor.
Ankara Ticaret Odasının (ATO) yaptığı araştırmaya göre, Türkiye 52 milyon 278 bin 252 kişi yoksulluk sınırının altında, 10 milyon 871 bin 672 kişi ise açlık sınırının altında yaşıyor. Buna göre, Türkiyenin yüzde 74.1i, yoksul, yüzde 15.4ünün ise açlık sınırının altında gelir elde ediyor.
ATOnun Açlık ve Yoksulluk Araştırmasına göre, hane halkı özel tüketim harcamaları cari fiyatlarla 2006 yılında yüzde 14.9 ve 2007 yılında da yüzde 13.2 olmak üzere iki yılda toplam yüzde 30 arttı. Türk-İşin 2007 yılı için aylık olarak hesapladığı açlık ve yoksulluk sınırının ortalaması dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, açlık sınırının yıllık ortalaması 664.6 YTL, yoksulluk sınırı 2 bin 91,5 YTL olarak gerçekleşti. Araştırmada, 2007 yılında Türkiyedeki ortalama hane geliri ise aylık bin 602 YTL olarak tahmin edildi.
-AİLELERİN YÜZDE 15 İ AÇLIK SINIRININ ALTINDA GELİRE SAHİP-
Buna göre, gelirden en az pay alan birinci yüzde 5lik dilimdeki ailelerin aylık ortalama geliri 251 YTLde, ikinci yüzde 5lik dilimdeki ailelerin geliri 450 YTLde ve üçüncü dilimdekilerin ortalama geliri ise 571 YTLde kaldı. Söz konusu ilk üç dilimin ortalama aylık geliri 664.6 YTL olan açlık sınırını geçemedi. Toplam 2 milyon 595 bin aile 2007 yılında açlık sınırının altında bir gelirle yaşamını sürdürmek zorunda kaldı. Bu ailelerdeki nüfus ise 10 milyon 872 bin kişi olarak tahmin edildi. Buna göre, Türkiyedeki ailelerin yüzde 15i, nüfusun da yüzde 15.4ü açlık sınırının altında gelire sahip olduğu görüldü.
52 MİLYON 278 BİN KİŞİNİN YOKSUL YAŞADIĞI TAHMİN EDİLİYOR-
Araştırmaya göre, gelir dağılımı sıralamasında dördüncü yüzde 5lik dilimdeki ailelerin 2007 yılı ortalama aylık geliri 667 YTL ile açlık sınırının çok az üzerine yer aldı. Nüfusun yüzde 4.9unun yaşadığı bu dilimdeki aileler açlık sınırının altına düşme riskini en fazla taşıyan grup olarak öne çıktı. Beşinci dilimdeki ailelerin ortalama geliri 755 YTL, altıncı dilimdekilerin geliri 840 YTL, yedinci dilimdekilerin geliri 931 YTL, sekizinci dilimdekilerin geliri bin 23 YTL, dokuzuncu dilimdekilerin geliri bin 116 YTL, onuncu dilimdekilerin geliri bin 211 YTL olduğu görüldü. Onbirinci dilimdekilerin geliri bin 315 YTL, onikinci dilimdekilerin geliri bin 430 YTL, onüçüncü dilimdekilerin ortalama geliri bin 555 YTL, ondördüncü dilimdekilerin geliri bin 715 YTL ve onbeşinci dilimdekilerin geliri ise bin 876 YTL düzeyinde tahmin edildi.
Buna göre gelir dağılımında 1-15inci yüzde 5lik dilimlerde yer alan 12 milyon 973 bin aile 2 bin 91,5 YTL olarak belirlenen 2007 yılı ortalama açlık sınırının altında ortalama aylık gelir elde etti. Yoksulluk sınırının altında gelir elde eden ailelerde ise nüfusun yüzde 74.1ini meydana getiren 52 milyon 278 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor.
Araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiyedeki ailelerin sadece yüzde 20sinin aylık ortalama hane geliri 2 bin 91,5 YTL olan yoksulluk sınırının üzerine çıktı. Gelir dağılımında 16ncı sıradaki yüzde 5lik dilimin 2007 yılı aylık ortalama hane geliri 2 bin 94 YTL olarak hesaplandı. Nüfusun yüzde 5.3ünü barındıran bu dilimdeki aileler de tüketici fiyatlarındaki artışlara ve gelirlerindeki reel azalışa bağlı olarak yoksulluk sınırının altına inme riski taşıyor.
-TÜRKİYEDEKİ AÇLIĞIN BOYUTU İSTATİSTİKLERLE GİZLENMEYECEK KADAR BÜYÜK-
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türkiyede hem açlığın hem de yoksulluğun boyutlarının istatistiklerle gizlenemeyecek kadar büyük olduğuna dikkat çekti. 8 milyon aileye kömür dağıtılmasıyla, milyonlarca aileye gıda yardımı yapılmasıyla övünülen bir ülkede 539 bin kişinin açlık sınırında, 12 milyon kişinin de yoksulluk sınırında yaşadığına yönelik bir istatistiğin hiçbir inandırıcılığı bulunmadığını belirten Aygün, şöyle konuştu:
Hesaplama sistemlerinde değişiklik yaparak kişi başına geliri 9 bin doların üzerine çıkarmak, ülkedeki aç ve yoksul insan sayısının azalmasına neden olmuyor. Son aylarda temel gıda maddelerinin fiyatlarında yaşanan artışların da Türkiyedeki açlık sorununu büyüteceği de ortada. Türkiyede 52,3 milyon insan açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Bu bizim insan kaynağımız. Türkiyeyi gelişmiş ülkeler sınıfına sokacak da bu insan kaynağı, yerinde saydıracak olan da bu insan kaynağı. Beslenme gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insandan bilimde, tıpta, sosyolojide, eğitimde, sanatta gibi alanlarda başarılı olmasını bekleyemeyiz. Türkiyenin topyekun ilerleyebilmesi için önce gelir dağılımındaki adaletsizliğin düzeltilmesi ve insanların insanca yaşama kavuşturulması gerekir.