Türkiye’nin zaafa düşürülmesinden kim sorumlu?
Tayyip Erdoğan, parti toplantısında “Şunu çok net olarak görüyoruz ki terör örgütü geçmiş dönemlerde olduğu gibi yine kirli oyunların içine girmiştir. Yeni bir ihale almıştır, şu anda bunun gereğini yerine getirmektedir” demişti.
Erdoğan, Şemdinli’deki son saldırıdan sonra da “Hangi güçler adına taşeronluk yaptığı aziz milletimiz tarafından yakından bilinen terör örgütü yok edilinceye karar mücadelemiz devam edecektir” dedi.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de saldırıyla ilgili olarak birkaç gün Çorum’da bir şehit babasının “Biz koskoca bir devletiz, koskoca ordumuz var, birkaç çapulcu üzerinde neden etkili olamıyoruz, bunları susturamıyoruz” sözlerini hatırlatarak “Bugün verdiğimiz şehitlerimizle ilgili ben Genelkurmaydan tatmin edici bir açıklama bekliyorum. Bu şehit babasının hislerine tercüman olacak, tatmin edecek açıklama bekliyorum. Kamuoyu da bekliyor” diyerek sorumluluğu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne attı.
Şahin, terör örgütünün arkasında artık kimlerin bulunduğunun apaçık ortada olduğunu ifade ederek, “Birtakım dış güçlerin taşeronluğunu yapmaktadırlar” dedi.
Demek ki iktidar, terör örgütünün yeni bir ihale aldığını, dış güçlere taşeronluk yaptığını nihayet kabul etti. İyi ama hani PKK’yı Ergenekon yönlendiriyordu? Bu iddia nerede şimdi?
Yoksa Davos’ta “one minute” gösterisi ile başlayıp Akdeniz’deki “Mavi Marmara” operasyonu ile devam eden süreç midir dış güçleri harekete geçiren?
- Ayrıca terörle mücadele ve vatan savunmasında kritik görevlerde bulunan subayların, darbecilik veya PKK ile işbirliği iddialarıyla 70 kişilik kafileler halinde tutuklanması veya gözaltına alınması söz konusu olan bir ülkede, başka bir zaaf aramaya gerek var mıdır?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu konuda “Güvenlik güçlerinin terörle mücadelesini zaafa uğratacak adımlar atıldı. Kuzey Irak’tan kaynaklanan terör tehdidine karşı geniş çaplı kara harekâtının önü kesildi. Türkiye’nin güvenliği ABD’nin istihbarat desteğine ve terörün hamisi Barzani’nin inisiyatifine terk edildi. PKK açılımıyla terörle mücadeleden vazgeçilip terörle müzakere dönemine girilerek etnik bölücülüğün taşeronluğuna soyunuldu. Karşımızdaki felaket ortamı bilinçli çabalarla adım adım hazırlandı” diyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “Siyasi irade maalesef terörle mücadeleyi zaafa uğratmıştır” diyor.
Siyasi iradenin Türkiye’de zaafa uğratmadığı ne kaldı sahi?
Nitekim DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk da “Hükumet, yargıyla, askerle, basınla, sendikalarla, tekel işçisiyle, tarım işçisiyle kavga ediyor. Devleti sosyal olmaktan çıkardı, yandaşların devleti haline getirdi. Hükümet, Türkiye’yi adliye koridoruna çevirdi. Cudi dağında, Hakkari’deki askerin morale ihtiyacı var. Onları dik tutan, moraldir. Onları moralsizliğe mahkum eden hükümet, yalnızlığa mahkum olur” diyor.
İkinci defa tahliye edilen emekli orgeneral Çetin Doğan da “Türkiye’nin her tarafında Silivri kampüsleri kuracaklar” diye uyarıyor. İktidarın bu uygulamalarına destek veren bir yazar,“Binlerce tutuklama olacak?” diye sevinç çığlıkları atıyordu. Daha dün, başka bir yazar, tahliyeleri eleştirirken “Yaz çok sıcak geçecek. Serinlemek için ’barışın ve anti-Ergenekon hamlenin’nihai bir zaferine ihtiyaç duyacağız” diye yazdı.
- Ülkenin milli direnç gücünü, terörle ve darbeyle bağlantı kurarak bu kadar kırdıktan sonra, meydana gelen zaaftan yine TSK’yı sorumlu tutarak, iktidarın terörle mücadele edebilmesi mümkün olabilir mi?
Arslan BULUT YENİÇAĞ
20.06.10