Türkiye süper güç olabilir mi?
Son zamanlarda dış basında Türkiye için tek olumlu haber, önceki gün New York Timesda yayınlandı. Gazetede yayınlanan makalede Türkiyenin 20016 yılında Avrupa Birliği üyesi olarak dünyada çok güçleneceği öngörüsü yer aldı.
Gerçekten insanın içini ferahlatan bir haber. Gerçi Türkiye o kadar içe dönük yaşıyor ki, söz konusu makalede yer verilen tahminleri görecek hali bile yok. Herkes türbanla yatıp, türbanla kalkıyor.
Hadi türbanı tartışmasını bir kenara bırakalım ve New York Timesda yayınlanan bu makaleyi gerçekçi varsayarak düşünmeye başlayalım.
Soru şu, Türkiye süper güç olur mu? Fakat soruyu böyle sorarsak bugünün koşullarında eksik sayılır. Kanımca o soruyu şöyle sormak gerekir: Acaba Türkiyenin dünyada süper güç olmaya niyeti var mı?
Öyle ya; söz konusu tarih bundan sekiz yıl sonrası
Bu kadar gelecek vaat eden olan bir ülkenin şimdiden çalışıyor olması gerekmez mi? Çalışmaktan kastım, geleceğe dönük plan ve projeler yapmak. Acaba Türk Silahlı Kuvvetleri hariç Türkiyenin geleceğe yönelik senaryolar geliştiren bir kurumu var mı? Hiç zannetmiyorum.
Çünkü bu tip projeksiyonlarla, bırakın sekiz yılı, 50 yıl sonrasını tahmin etmek ve ona göre taktik geliştirmek zorundasınız. Tabi geleceğe dönük iddianız varsa.
Fakat Türkiyenin önündeki en önemli proje olan Avrupa Birliği sürecinde bile bir hayli geride kaldık. Çünkü o kadar içe kapandı ki Türkiye, süreç durakladı.
Asla Türkiye için kötümser olmadım. Asla Türk insanının ve bu ülkeyi küçümsemedim. Her zaman ve her türlü koşulda çok önemli bir potansiyeli var, fakat bu tek başına yetmez.
Örneğin, herkes tutturmuş, Öyle bir bor zenginliğimiz var ki, dünyayı yerinden oynatacağız diyor. Bu neye benziyor biliyor musunuz, Hiç çalışmadan, üretmeden, loto ya da piyangodan büyük ikramiye kazanarak zengin olmanın hayalini kurmaya.
Hayır hayır sakın sinirlenmeyin. Çünkü iddia etmekte değil, gerçekten yapıp, ortaya çıkarıp dünyaya kanıtlamak gerekir. Sadece hayal kurmakla olmaz.
Tıpkı Avrupa Birliği sürecinde zaman kaybetmemiz gibi bir şeyböyle hayallere dalıp gitmek.
2002 yılında İstanbula gelen ünlü gelecek bilimcilerinden Francis Fukuyama, Capital Dergisine Türkiyeyi değerlendirirken şöyle demişti: Türkiyenin zayıflığı, politik sisteminin hiçbir zaman güçlü manevralara olanak verecek kadar gelişmemiş olmasındandır.
Fukuyama bu tespiti yapıp şöyle devam etmişti: Ekonomiyi liberalize etme, devleti liberalize etme, temel kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi.., Tüm bunlar bir araya gelir ve düzelirse, Türkiyenin liderlik etmemesi için hiçbir neden yok. Hatta oldukça uygun.
Fukuyama bu sözleri altı yıl öncesi söylemişti. Peki Türkiye geçen altı yıl içinde bu yapısal dönüşümü gerçekleştirebildi mi? Kimi zaman umut verici adımlar atılmış olsa da, sonuç gelmedi.
Tekrar New York Timesın makalesine dönersek
O makalenin iddiasının gerçekleşmesine, Türkiyenin süper güç olabilmesi için önümüzde 8 yıl var. Peki sekiz yılda Türkiye ne kadar dönüşebilir?
Soruları çoğaltabiliriz. Fakat ortaya çıkan gerçek şu ki, Türkiye geçmişte olduğu gibi bugün de, zamanı hiç iyi değerlendiremiyor.
Erdoğan AKTAŞ