Kaynak: http://www.ulusalihanet.com
Hiçbir yabancı, Türk Milletinin menfaatlerini, Türk Milletinin kendisi kadar düşünemez! Türk gençleri, başkalarının menfaatini temin etmek için yurdumuza sokulan yıkıcı fikir akımlarına karşı şahlanmalıdır.
Davalarımızın çözümü, kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.
Toprak bütünlüğümüzü, Devletimizin ve Milletimizin bölünmezliğini hedef almış olan hainane faaliyetlere karşı Türk Milleti olarak ayağa kalkmalıyız. Türk Gençliği için, Milli vazifenin ilk şartı olarak Milliyetçilik ve Türkçülük gelmektedir. Gençlerimizi, yeni büyük bir savaş beklemektedir. Bozgunculuğa, tembelliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir savaş
Türklüğü inkar eden, Türk Milletinin birliğine ve bütünlüğüne karşı çıkan komünizme, bölgeciliğe, mezhepçiliğe ve diğer her çeşit bölücülüğe karşı amansız bir savaş
İşte bunun için Milliyetçi Hareketi başlattık.
Milliyetçi Hareket, Ülkücülüğü ve gerçekliği birlikte yoğurarak yeni ufuklara doğru Türk Milletinin kanatlanışını öngörmektedir. Gayemiz, Türk Milletini, insanca ve ilmi usullerle en kısa yoldan, kendi gücü ile ayakta durabilecek, kuvvetli, refahlı, mutlu; hak ve şereflerine sahip bir toplum haline getirmek ve modern milletlerin en ön safına geçirmektir.
Gayeye ulaşma yollarımız ise, Türk Milletini uyandırma, ona yeni bir yaşama gücü ve hızı verme, Milli tarihe ve Türklük şuuruna dayanan, modern ilmi ve yüksek ahlakı önder kabul eden yeni bir yaşama felsefesi ile doldurarak çalışmaya ve harekete sevk etmedir. Vatandaşlarımıza içten ve dıştan çevrili bulunduğumuz tehlikeleri anlatma ve yurdumuzun kurtuluş ve yükseliş davasını halka mal etme sureti ile büyük hamleyi gerçekleştirmedir. Gayeye ulaşabilmenin diğer yollarından birisi ise; Millete önderlik edecek aydınları yetiştirme, onları halk sevgisi ile doldurarak bencillikten uzak halk gibi, halkla beraber yaşayarak halk için çalışan insanlar durumuna getirmek ve böylece halk ile aydını kaynaştırmaktır.
Dünya üzerinde yaşayan milletler ailesinin en şerefli, en büyük üyelerinden birisi olan Türk Milletinin yaşayabilmesi, yükselebilmesi, güçlü ve mutlu olabilmesi için yeni bir mücadeleye atılması gerekmektedir. Bu mücadele vatandaşlarımız arasında lekesiz ve gölgesiz tam bir adalet ve hak düzeni kurulması mücadelesi olacaktır. Bu savaş, geriliği, bilgisizliği, yoksulluğu yok etme savaşı olacaktır. Bu savaş, başkalarının pazarı olmaktan, başkaları tarafından sömürülmekten, başkalarından yardım dilenmekten kurtulmanın savaşı olacaktır. Bu savaş, bizi sarmış bulunan iktisadi, içtimai, siyasi ve manevi her çeşit tutsaklık zincirlerini parçalama savaşı olacaktır. Her türlü art düşüncelerden ve önyargılardan kurtularak, insan sevgisini ve insan haysiyetine karşı derin saygıyı esas alan, her hal ve şart içinde haksızlığa boyun eğmeyen asil bir baş kaldırma hareketi olacaktır.
İnsanlık alemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısı olma hareketini geliştireceğiz. Türk Milletine çağlar üzerinden sıçrama yaptırarak onu ilimde, teknikte, yüksek manevi değerlere sahip olmakta en yükseğe çıkarmanın savaşını vereceğiz. Bizi anlamayanlar, anlamak istemeyenler vardır ve daima olacaktır. Dar dünyaları içinde bencilliklerinin, çıkarlarının kölesi olan ruhlar bize düşmanlık etmeğe devam edeceklerdir. Kıskançlığın, hasedin, sahteciliğin, yalancılığın, alçaklığın, çirkefin içinde beslenen kimseler aleyhimizde her çeşit faaliyeti yapmaları olağandır ve buna devam edeceklerdir. Milliyetçi Hareketçiler, Dokuz Işıkçılar, Ülkücüler böyle yanlış yolda olanların da kurtuluşu, iyiliği ve uyandırılması için iğrenmeden, tiksinmeden , ürkmeden ve korkmadan vakarını ve inançlarını taze tutarak çalışacaktır.
Biz Türk Milliyetçileri, Ülkücüleri olarak Türk Milleti için en güzeli, en iyiyi, en yükseği sağlamak üzere her engeli aşarak ve hiçbir şeyden yılmayarak ileriye atılmalıyız. Elimizde hedefe ulaşmak için harcayabileceğimiz fazla zaman yoktur. Dünyanın en zengin toprakları üzerinde, en önemli bir bölgede, tarihin gördüğü en güçlü devletleri kurmuş ve en şanlı orduları yürütmüş olan bir milleti, yoksul, geri, teşkilatsız, bakımsız, perişan ve dağınıklık içinde tutarak,kendi haline bırakmayacaklarını hatırdan çıkarmamalıyız.
Davranmalıyız, el ele verip, omuz omuza şahlanmalıyız. Yokluktan bahsedenlere inanmamalıyız. İmkansızlık ve yokluk insanların her zaman yok etmeye muktedir oldukları düşmandır.
Yeni bir Türk mucizesi doğmalıdır
Doğacaktır. Belki yarın, belki yarından da yakın!
Alparslan TÜRKEŞ
Dokuz Işıktan