Üç Dava Sorunların Üstünü Örtünce
Yaklaşık bir yıldır toplum: Türban, AKPyi kapatma ve Ergenekon davaları ile yatıyor, bu davalarla kalkıyor. İç ve dış sorunlar Allaha emanet!
Kıbrıs sorunu Talatın eline bırakıldı. Barış ve sorunlara çözüm umudu iki toplum arasındaki görüşmelere bağlandı.
Acaba çözüm; iki devletten kurulu bir yeni cumhuriyet mi yoksa, Rum Cumhuriyeti namı altında Kıbrıs Türklerini devlet olmaktan azınlık konumuna düşürecek formül mü?
Enflasyon çift haneli rakamlarda. Çarşı pazarda tüketim malları el yakıyor. Orta sınıf perişan. Açlık ve yoksulluk sınırı giderek genişliyor.
Akaryakıt boruları patlıyor. Kuraklık Orta Anadoluyu kavuruyor.
Üniversitelerin başını türbanla taçlandırma çabaları almış başını gidiyor. YÖKün yeni üniversitelere atanması için Çankayadaki AKPliye gönderdiği listede siyasal simge türbanı savunanların çoğu ilk sıralarda.
Ergenekon davası öylesine dağıldı, uçuk hale dönüştü ki, kim nedir, nerededir, kim cuntacı, kim darbeci, kestirmek artık olanaksız.
* * *
Doğru mu yanlış mı araştırmadan, görkemli başlıklarla yayımladıkları kimi belgeler bir dezenfermasyon mudur değil midir, taraflı gazetelerin umurunda değil. Dinci basın, Cumhuriyete karşı olanlar:
Yeter ki iflas etmiş ikinci Cumhuriyet görüşüne destek versin
Yeter ki TSKyi, ülkenin saygıdeğer bütün kurum ve kişilerini gözden düşürsün
Örneğin MİTin yalanladığı belgeleri, telekulaktan geçen konuşmaları yeterli bulup yayınlamayı marifet sayıyor.
Adalet Bakanı ikide bir yargıya saygıdan, yargıya müdahaleden kaçınmak gerektiğine değinen klasik söylemlerde bulunacağı yerde savcıların iddianame hazırlıklarında daha titiz davranmaları gerektiğine değinmeyi aklının ucundan geçirmiyor.
Yolsuzluk nitelikli hırsızlıktır, buna tevessül edenler kim olursa olsun asla müsamaha görmeyecek diyen başefendi RTE, bir adım ötesindeki, üstelik genel başkan yardımcısı kişinin (Şaban Dişlinin) marifetlerini basında okuyor. Susuyor.
Yaklaşık bir yıldır üç dava, baş belası türban, kapatma ve Ergenekon davaları; toplumsal, ulusal, ekonomik ve sosyal sorunların üzerini örttü. Hiçbiri yeterince konuşulmuyor, tartışılmıyor.
Meydanı boş bulan RTE hükümeti; tek yanlı, ekonomi, sosyal gelişmeler tıkırında gidiyor diyen bir edebiyat tutturmuş, 70 milyona yutturuyor.
* * *
Barış meleğimiz de ülkede her şey normal, istikrar tamam; halkoyu, Batı ve ABD desteği arkasında oradan buraya koşturup duruyor.
Son serüveni Moskova. Ruslar bir çalışma gününe RTE ile görüşmek uğruna ara vermemek için mi yoksa yemek ve iş görüşmesini bir arada çözmeyi amaçladıklarından mı, elbette bilmek, öğrenmek olanaksız
Akşam saatlerinde bir şatoda ağırlamışlar bizimkini!
Medyamızın gözde gazeteleri kuşkusuz Türk tarafından sızdırılan (yemeklerin listesi eksik) haberlere geniş yer verdiler. Moskovadaki RTE-Medvedev-Putin buluşmasında Ruslar AByi sollayan, Dışişleri Bakanlığının tozlu raflardan indirip ad değiştirerek RTEnin önüne koyduğu Kafkas İstikrar ve İşbirliği (pakt değil) Platformu önerisine yeşil ışık yaktığını, neredeyse Rus liderlerinin böyle öneri getirdiği için RTEye sarılıp yanaklarından üç defa, Slav usulü bir kez de dudağından öperek kutladıklarını yazacaklar!
Bu görüşmede platformu yaşama geçirme çalışmalarını yürütecek olan, göbeği giderek omuzlarından önde giden Dışişleri Bakanı Ali Babacan da bulunmuş
Dün kimi köşe yazılarındaki bilgileri görünce RTE ile Çankayadaki AKPlinin tatil sefaları ile uğraşırken Ali Babacanı unuttuğumuzu fark ettim.
Meğer Babacan beyefendi de türbanlı eşi ile üstelik Akdeniz sahillerinde değil, Romada tatile çıkmış
O da Çankayadaki gibi, ancak 12 Ağustos sabahı, savaşın beşinci günü yurdumuza teşrif buyurmuş!
Âleme talkını verip üzüm yemeyi bizim Müslüman kardeşler ve eteklerindekiler pekâlâ aksatmadan uyguluyorlar
Müslümanlıkta böylesine görkemli yaşama, böylesine giyim kuşama düşkünlüğü engelleyen gelenekleri yıkarak vallahi billahi bunlar İslama darbe yapıyorlar.
(Sayın Zekeriya Özün dikkatine:) İlhan Selçuk yazılarıyla Ergenekon örgütünü yönlendirmiş ya! Bu kadro ise toplumu başka heveslere yönlendiren darbeyi uyguluyorlar. Ne haber?
Cumhuriyet