Emin Gürses: Ben ihtilalciyim
Doç. Dr. Emin Gürses, Ergenekon duruşmasında konuştu:
''Ben İhtilalciyim. Kuvvetim olsa ihtilal yaparım''
İlk defa mahkemeye çıkıyorum. Biz mahkemelere genelde bilirkişi olarak giderdik. Hakim ve savcılar çay ve simit ısmarlarlardı. Burada simit ve çay da yok.
Gözaltında Savcı Zekeriya Öz ile 8 saat sohbet ettim, ancak ifadem 3 sayfa olarak tutanağa geçirildi, bazı açıklamalarının eksik yazıldı, ifade tutanağı yanlışlarla dolu.
Gözaltına alınışım sırasında Polis kamerasına, 'Hiçbir Cumhuriyet Savcısı Emin Gürses'in evine kasklı, çelik yelekli, tüfekli 20 tane adam gönderemez. Bunu yapan Savcıyı, ABD Büyükelçiliği görevlendirmiştir' dedim. Bu açıklamam iddianameye konulmuş. Ben küfür etmem, söverim,
Talebim olmadığı halde İstanbul Valiliği, ''MOSSAD'ın peşimde olduğu'' gerekçesiyle koruma tahsis etti, dilekçe vermem üzerine korumalar geri çekildi.
15 yıl yüksek tahsilim var, 20 yıldır da etnik terör konusunda çalışıyorum.
Bildiğim şeyleri kimi zaman hakim ve savcı arkadaşlarımla da konuşuyordum. Burada tutuklanmış DGM savcısı görmüyorum.
Evimden Türk dünyası müzikleri de alınmış.
Emekli tümgeneral bana bir yazı göndermiş. Gönderen gavur mudur? Onu da buraya koymuşlar.
Şansıma evde temizlik yapmıştım. Bir şey bulamamışlar, üzülüyorlar.
Rize Kültür Vakfı'ndaki görüntülerim de bu iddianamede. Faşist devlet midir burası? Yasak mı oldu bunlar? Sanat müziği MP3'ü çıkmış. Ben okurken Bach, Dede Efendi, yazarken de Ruhi Su, İsmail Hakkı'yı dinlerim.'
-CEZAEVİNDE 2 KİTAP-
10 aydır tutukluyum, bu sürede 2 kitap yazdım, tashihleri kaldı.
(Bu sırada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün ''Tashih ne kadar sürer?'' diye sordu, Gürses, ''Tashihim 1-2 ay daha sürer. 1-2 ay daha şikayetim yok'' dedi.)
Cezaevi yerine hapishane terimini kullanıyorum. Cezaevi suçluların yeridir. Hapishane zorla getirilenlerin yeridir ama şikayetim yok. Üst katta çocuklar gürültü yapıyordu, ders çalışamıyordum, iyi oldu.
Halkı isyana tahrikle suçlanmışım. Ben ihtilalciyim. Bunu yazarken, parantez içinde de terörist yazmışlar. Emniyet'e de, Öz'e de anlattım, anlamamışlar.
Atatürk ihtilalinin arkasındayım, Soros'un işine geldiği için ''devrimci'' sözcüğünden uzak duruyorum. (Gürses, Mahmut Esat Bozkurt'un ''Atatürk İhtilali'' adlı kitabını heyete gösterdi, ihtilal ile terörizm arasındaki farkı anlattı)
-SAVCILARIN ''TERÖR'' TANIMINI BİLMEDİKLERİ İDDİASI-
İddianame savcıları ''terör'' tanımını bile bilmiyorlar.
Benim öğrencim olsalar, terörden sınıfta bırakırım onları. Terör dersleri veriyorum, tanımları bile bilmiyorlar. Şimdi beni terör örgütü üyesi diye yargılıyorlar.
Telefon konuşmalarımı da tutanağa yanlış geçirmişler. Sordum, 'Hocam çok hızlı konuşuyorsun, anlamadık' dediler. Telefon konuşmasıyla adam tutuklanır mı? Bu kanunu kim yaptı? Acil meclise girmem lazım, bu kanunu değiştirmek için.
'Teşkilattan beni aradılar' diyorum. Teşkilat, Emniyet.
Ben Emniyet'te, Harp Akademileri'nde "Güvenlik" dersleri veriyorum. Bunu da sordular. Gavurun yeri mi burası? Öğrencilerim, 'seni kayda alıyoruz, dikkat et hocam' diye uyarıyorlardı.''
40 yıllık çocukluk arkadaşlarım ile mahalle ağzıyla yaptığım cinsel içerikli konuşmalar da toplumun gözünden düşürülmem amacıyla dosyaya konulmuş.
-TUTUKLANMAM RİCA ÜZERİNE YAPILDI-
Cumhuriyet gazetesinde, Aydınlık dergisinde yayımlanan yüzlerce makale ve röportajım dosyaya konulmamış....
MİT Müsteşarı 5 Ocak 2007 tarihinde "ulus devletin tehdit altında olduğu"nu söyledi. Müsteşar terör örgütü üyesi mi? Burada görmüyorum.
Benim her tarafı tahrik ettiğim söyleniyor. 10 aydır içerdeyim bir tane ayaklanma olmadı
Tutuklanmam rica üzerine yapıldı. Rica eden Amerika Büyükelçiliği Basın Ateşeliği'dir.
Adımı listeye Emniyet İstihbarat Daire Başkanı koydu. Önemli bir siyasi liderin araya girmesi sonucu listeden çıkardılar. Tekrar şikayetler oldu, yeniden listeye girdim.
Bir televizyon kanalında 'Çocuklar dağlarda şehit oluyor, arkasında da İsrail ve Amerikalı ekipler, paramiliter güçler var' dediğim için tutuklandım.
İngiltere'de avukatlık bürosunda çalıştığım arkadaşım, şimdi yargıç, bana haber gönderdi. İngiltere İçişleri Bakanı'nın en sevindiği şeyin, Veli Paşa'nın not defterinin masasına gelmesi olduğunu söyledi.
Alman İçişleri Bakanı da Talatpaşa Komitesi'nin çökertilmesine, Doğu Perinçek'in içeri alınmasına sevinmiş.
Ergenekon operasyonu, Türk Silahlı Kuvvetlerini kışkırtma operasyonudur. TSK'ya darbe yapsın diye baskı yapıyorlar. "Teğmenleri aldım, orgeneralleri de aldım" diyorlar. TSK galeyana gelmiyor. Bir yönüyle de TSK'yı toplumda küçük düşürmek istiyorlar.
İsrail'in Gazze'yi işgal edeceğini önceden söyledim, suç oldu. Şimdi kimse İsrail'e bir şey yapamıyor..
CHP Gençlik Kolları sonrasında İşçi Partisi Gençlik Kolları üyesi ve Londra Üniversitesi öğrenci gençlik örgütü üyesi oldum. Dünyada bir sürü terör örgütünü araştırdım ancak ''Ergenekon'' diye bir örgütü duymadım.
Bu yargılamanın sonunda Gladyo'ya varılır, davanın tutuksuz sanıklarından Semih Tufan Gülaltay'ın bilhassa Gladyo açıklamalarının mahkemece dikkate alınması gerekir.
Bu uşağa dikkat edin, bunun söylediklerinin üzerine gidin Hem dünyanızı hem ahiretinizi kurtaracaksınız.
-ABD, JANDARMA'YI KONTROL EDEMİYOR-
ABD Jandarma'yı kontrol edemiyor, bu nedenle en fazla Jandarma'ya saldırılıyor.
Ama halk konuşmaya devam ediyor, tıpkı Hrant Dink olayında olduğu gibi. Hrant Dink'in öldürüleceğini ben Trabzon'da kahvehanede duydum. Bu her yerde konuşuluyordu, herkes biliyordu. Şimdi İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek de orada görevliydi, o da biliyordu. Hrant Dink'i devlet korumamıştır. Bu cinayet ile devlete darbe gelmiştir, aslında devlete saldırılmıştır'' dedi.
-DARBE VE İHTİLAL ARASINDAKİ FARK-
''İhtilal'' kavramının içinde siyasal ve sosyal bazı yeni düzenlemeler bulunur.
"Darbe"de ise bir hırsız devrilir, yerine başka bir hırsız gelir. Bunu ABD yapar.
-DANIŞTAY SALDIRISI-
Savcılara Danıştay saldırısına ilişkin bilgiler verdim, kullanılmadı. Bunun arkasında 10 milyar dolar değerinde iptal edilen ihaleler olduğunu, İsrail parmağının olduğunu söyledim.
''Ergenekon operasyonunun aslında gladyoyu perdelemek amacıyla kullanılabileceği konusunda Savcı Zekeriya Öz'ü uyardım, Savcı bana 'ben profesyonelim' dedi. Gördük, şimdi altından çıkamıyor.
Gürses, bazı konuşmalarından dolayı tutuklanacaklar listesine eklendiğini öne sürerek, hakkındaki suçlamaya ilişkin dosyaya telefon konuşmalarının, bir röportajının ve 2 konferansta yaptığı konuşmaların konulduğunu söyledi.
(Ankara'da 2003 yılında düzenlenen bir konferanstaki konuşmasını okuyan Gürses, bu konuşmada Elazığ'daki bir ayaklanmaya ilişkin Atatürük'ün 8 Mart 1925 tarihindeki beyannamesinde geçen ''tereddütsüz ve şiddetle görevlerini ifaya çağırıyorum'' ifadesini kullandığını anlattı.)
Bu konuşmadaki ''şiddetle'' ifadesi suç unsuru gibi gösteriliyor.
-TUTUKLANMAMA HAKİM KARAR VERMEDİ-
Tutuklanmama hakim karar vermedi, savcılar tarafından tutuklandım. Savcı Zekeriya Öz bana ''Kusura bakma, çıkınca tazminat davası açarsın'' dedi.
Dosya kalın, şüphe kuvvetli, tutukluluğumuz devam etti. Operasyonun arkasında ABD ve bazı yabancı güçler olduğunu söylemem mi kuvvetli şüphe uyandırıyor? Bunu Süleyman Demirel de söyledi, Nazlı Ilıcak ile Fehmi Koru da yazdı. Emin Gürses sahipsiz, onu aldınız içeri. Bu ülkede hiç bir Cumhuriyet Savcısı beni terör örgütü üyeliğinden tutuklayamaz. Düz Savcı olur da, Cumhuriyet Savcısı olamaz. 'Beni ABD Savcısı tutukladı' dedim. O mudur kuvvetli suç şüphesi.
Telefondaki cinsel içerikli konuşmalarım, ya da Kaymakam Kemal Bey ile ilgili toplantı mı kuvvetli şüphe uyandırmıştır?
Türk Ortodoks Patrikhanesi'ne gitmem mi kuvvetli suç şüphesidir? Atatürk: "Baba Eftim" demiş Papa Eftim'e. O diyorsa Baba Eftim'dir. Atatürk'ün talimatıdır, gideceğiz oraya, gerekirse yasaları ona göre uyduracağız. Ben oraya tekrar gideceğim. Hem orada öyle köfte yapıyorlar ki... Orada yapılan bir toplantıya kapalı diyeceğime gizli demişim. Onu yazmışlar iddianameye. Tam İstanbul Türkçesi öğreniyordum zaten. Londra'ya gittim.
(Gürses, savcıların Harp Akademileri'nde ders vermesinin üzerinde çok durduklarını söyleyerek, bu konuda eleştirilerde bulundu.)
-DİNK İLE İLGİLİ SÖZLERİ-
Hrant Dink Diyarbakır'daki bir konuşmasında "Taşnak hareketi Ermenileri mahvetti. PKK hareketi de sizleri mahvedebilir" dedi. Paris'teki konuşmasında da 'Ben Türkiye'de buradan rahat konuşuyorum' dedi. Bunlar Türkiye lehine sözlerdi. Bartolomeos Trabzon'a inemedi. Bundan sonra bütün pislikleri Trabzon'un başına yıktılar.
(Gürses, bir konuşmasında karşısındakinin sözleri üzerine ''ABD ve İsrail büyükelçiliklerinin havaya uçurulacağı'' yönünde bir beyanının olduğunu, bunun iddianameye alındığını belirterek bunu eleştirdi.
Böyle bir şeyin mümkün olmadığını ifade eden Gürses, ''Ancak benim elimde olsa bunları kapatırım. Bugün bütün gazeteler İsrail ile ilişkilerin kesilmesi gerektiği yazıyor'' dedi.
Yaklaşık 3 yıllık bir dönemde korumalarla gezdiğini ve aynı dönemde kendisine silah ruhsatı verildiğini belirten Gürses, bu sırada görüştüğü Necip Hablemitoğlu'nun kendisine büyükelçiliklerin istihbarat birimlerinin peşinde olduğunu, öldürülebileceğini söyleyerek, imkanı varsa Rize'ye gitmesini tavsiye ettiğini anlattı.
Gürses, savunmasını daha sonra kendisine ilişkin hukuki değerlendirmeleri tek tek ele alıp açıklamalarda bulunarak sonlandırdı.)
Emin Gürses'in çapraz sorgusu ve avukatlarının savunması yarın gerçekleştirilecek.
http://www.gercekgundem.com/?p=169467