Ustalık Dönemi Felaket Dönemine Dönüşüyor / Bartu SORAL

Ustalık Dönemi Felaket Dönemine Dönüşüyor / Bartu SORAL

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr May 13, 2012 0:39

Ustalık Dönemi Felaket Dönemine Dönüşüyor

Yıllık enflasyon yüzde 11.1 ile Ekim 2008’den beri en yüksek noktaya ulaştı. Yani son üç buçuk yılın rekorunu kırdı. 22 Nisan Pazar günkü yazımda Merkez Bankasının enflasyon tahminlerindeki şaşırmalara vurgu yapmıştım. Bu sene başında Merkez Bankasının 2012 enflasyon beklentisi yüzde 5’ti. Ancak Nisan ayı itibari ile yıllık enflasyon yüzde 11.1’e ulaştı. İki mislinden fazla! Enflasyon oranı son üç buçuk yılın rekor seviyesinde. AKP, “ustalık döneminde”, ithalat, dış ticaret açığı, cari açık ve dış borçta rekor kırdıktan sonra, şimdi de enflasyonu rekor seviyeye taşıdı.

Enflasyon tahminleri önemli. Bütün ekonomi kararlarında enflasyon oranı hesaba katılır. Kararlar ona göre şekillenir. Yatırımcı buna göre hesap yapar, karar alır. Zamlar buna göre belirlenir. Elbette tahminler de hata payı her zaman vardır. Bir işe girişirken; hesap kitap yapar, bunu 300 liraya bitiririm dersiniz. Evdeki hesap çarşıya uymaz, iş 350 liraya biter. Olabilir... Ama bizim hükümet bu hesabı yapsa iş 650 liranın üstünde bitecek!

AKP Hükümeti işler ters gitti mi susar. Veya suçu başkasına atar. Rekor seviyede enflasyonun suçlusu bulunmuş; elektrik ve doğal gaz zamları. Yaa!..Peki kim yaptı o zamları?.. Enflasyon tahmini yaparken bu zamlar katılmadı mı hesaba? Yoksa para bitti, mecbur mu kaldınız bu zamlara?.. 5 Nisan Perşembe tarihli yazımda elektrik ve doğal gaz zamlarının tamamen hükümetin beceriksizliği sonucu oluştuğunu yazmıştım. Kamuoyuna sunulan dünya doğal gaz fiyatlarındaki artış gerekçesinin aldatmaca olduğunu zira dünyada doğal gaz fiyatının artmadığını vurgulamıştım.

İdeolojisi bozuk Standard & Poor’s!?

Uluslararası derecelendirme kuruluşu, Standard & Poor’s Türkiye’nin kredi notu görünümünü pozitiften durağana düşürdü. Gerekçeleri;

1. Cari açık oranının (dünyada bir rekor kırarak) milli gelirin yüzde 10’una dayanması.

2. Vadesi gelmiş dış borç ödemesinin yüksekliği.

3. Buna karşılık Merkez Bankası rezervlerinin bu yükümlülüğe oranla yetersiz olması.

4. Devlet bütçesinin dolaylı vergilere dayandığı.

5. Daralan ihracat imkanları.

Gerekçeler doğrudur. Ekonomimizin iyi gitmediğini epeydir vurguluyoruz. Büyüme sürdürülebilir değil. İthalata dayalı. Üretmiyoruz. Ekonomimiz dış finansmana bağımlı durumda. Sıcak para girişi yavaşlayınca deprem oluyor, durursa büyük yıkım yaşayacağız. Bu gerçekler bir çok uluslararası raporda vurgulanıyor. Başbakan’ın bu somut gerçekleri bir kenara koyup, “bu karar ideolojiktir” demesi, ardından “bunu Recep yutmaz” yorumunda bulunması tehlikelidir.

Derecelendirme kuruluşları ticari işletmelerdir. İdeolojileri para kazanmaktır. Bu kuruluşlar dünyanın bir çok ülkesinin ekonomi verilerini izlerler, not verirler. Bu notlar daha çok sabit sermaye yatırımcıları için bir referanstır. Yani borsaya, mevduata gelen sıcak para akımları bu kuruluşları pek ciddiye almaz.

Okuyucumuzu bilgilendirmek açısından şu bilgileri de paylaşalım; 2008 ABD’de başlayan ekonomik krizin, oluşması ve tetiklenmesinin başlıca sorumlusu bu derecelendirme kuruluşlarıdır. Batık ipotekli menkul kıymetlere en yüksek notları veren, spekülasyon yaratarak yatırımcıların bu menkul kıymetleri almalarını sağlayan kuruluşlar bunlardır. Hatta bu süreçte yüksek not açıklanan kurumların ertesi hafta battığına şahit olunmuştur, (Bu açıdan bizim televoleci iktisatçılara benziyorlar). Krizin Avrupa’yı en sert biçimde vurduğu dönemin hemen öncesinde, batık olduğu çoktan belli olan Yunanistan’ın kredi notunu AAA olarak belirliyordu, bu kuruluşlar... Yani Yunanistan batmışken ve bataktan kurtulması neredeyse mümkün değilken, orada analiz yapan bu derecelendirme kuruluşları durumdan haberdar değilmiş. Derecelendirme kuruluşlarını pek ciddiye alan kalmadı, bizim Başbakan dışında. Onun da eleştirileri, bu kuruluşların ciddiyetleriyle aynı düzeyde gidiyor.

Aradaki fark; onlar para kazanıyor, siz büyük bir ülkeyi yönetiyorsunuz. 75 milyon insanı ilgilendiren ekonomi, “Recep yutmaz” düzeyinde ele alınamaz.

Darağacında Üç Fidan...

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan... Mustafa Kemal Atatürk’ün “Tam Bağımsızlık” ilkesini sonuna kadar savunuyorlardı... 6 Mayıs 1972 tarihinde, 20’li yaşlarındayken idam edildiler. Peki, Türkiye şimdi “tam bağımsız“ mı?..

Peki, hangi güç idama müsaade etti?..

Sağda, solda, dışarıda aramayın!..

Ölüm yıldönümlerinde saygıyla anıyorum...


Bartu SORAL, 6 Mayıs 2012
bartu@bartusoral.com.tr
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Bartu SORAL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x