Uyan Türkiye’m.
“Hâkimeyet kayıtsız şartsız milletindir” diyen Atatürk, “kayıtsız şartsız” ifadesi ile neyin kastedildiğini şöyle açıklamıştır:
“Kayıtsız şartsız tabiriyle belirtilen egemenliği milletin üzerinde tutmak demek, bu egemenliğin bir zerresini, sıfatı, ismi ne olursa olsun hiçbir makama vermemek, verdirmemek demektir.”
Bir başka konuşmasında “nâmuslu ve şerefli yaşamak için millî egemenliğin muhafaza ve müdafaa edilmesini vasiyet eden Atatürk, sanki bu günleri görmüş gibi “egemenliğin hiçbir mânâ, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve belirtide ortaklık kabul etmeyeceğini” haykırmaktadır.
Yemin ederim ki, 23 Nisan münasebetiyle bugün hangi lacivert giyinmiş iskelet, hangi smokinli kadavra ve hangi kukla, hangi makamda konuşacaksa yalan söyleyecektir!
Çünkü Türklüğün, kendi vatanında bile yerden yere vurulmasının bir numaralı müsebbipleri olan bu siyasî robotların başarılı olmaları hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Avrupa Parlâmentosunun bir alt komisyonu hâline gelecektir! Bütün dünyaya meydan okuduğumuz günlerde “başkaldırının başkenti” olarak bilinen Gazi’nin Ankara’sı da Brüksel’e bağlı bir eyalet merkezi olacaktır!
Ey Türk istikbâlinin evlâdı.
Seni tarihte emsali görülmemiş bir girdabın içine çekmekte olanlar, bugün sıkılmadan millî egemenliğin fazileti hakkında nutuk atacaklardır.
Bu palavralann hiçbirine inanmayacaksın!
Çünkü şahsi menfaatlerini AB’nin siyasî, iktisadî ve kültürel emelleriyle tevhid edenler Yeni Sevr’i kabul etmiş, yasama, yürütme ve yargı yetkisiyle egemenliği Avrupa Birliği’ne devretmek için de hazırlıklara başlamışlardır!
Anayasa değişiklikleriyle ilgili tasarının anlamı, Türk Devleti’ni Türk evlâdının elinden almaktır!
Şöyle ki:
Anayasanın 6. maddesindeki “egemenliğin kullanılması hiçbir surette, hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz” hükmü, “egemenliğin kullanılması AB üyeliğinin gerektirdiği hâller dışında hiçbir surette kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz” şeklinde değiştirilecektir!
7. maddede “Türk Milleti’ne ait olan yasama yetkisinin devredilemeyeceğine” dair hükmün başına da gene “AB üyeliğinin gerektirdiği hâller dışında” ifadesi eklenecektir ki, anayasanın tam 11 maddesinin bu şekilde değiştirilmesi öngörülmektedir.
Bu değişikliğin kanunlaşması demek, Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk evlâdının elinden alınması, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin ortadan kaldırılması demektir.
Gazi’nin dediği gibi “egemenlik demek namuslu ve şerefli yaşamak demektir”
Bunlar namusumuzu ve şerefimizi ayaklar altına alacaklar.
Uyan Türkiye’m!
Necdet SEVİNÇ, Yeniçağ, 23 Nisan 2005