
ABD, Türk Ordusu’nun başında Hilmi Özkök gibi komutanlar olsun istiyor. Ülkemizdeki Amerikancılar da öyle.
İşte o Hilmi Özkök ki, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde, İstanbul Harp Akademileri Komutanlığı’nda, 20 Nisan 2005 günü ABD’nin, Türk Ordusu’nun başında görmek istediği komutan tipinin tüm ipuçlarını veren bir konuşma yapmıştı.
Bu konuşmada, milli güvenlik ve milli egemenlik kavramlarının artık geçerliliğini yitirdiğini, bunun yerini küresel güvenlik kavramının aldığını söylemişti… ABD tarafından üretilen bu güvenlik kavramı içinde, ’’Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Orta Asya’yı kapsayan geniş coğrafyada ABD ile stratejik ortaklığı’’ savunmuştu… ABD’nin ’’kriz bölgesi’’ olarak tanımladığı bölgelerde ’’ABD ve NATO görevlerini yerine getirmek’’ten, ’’Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi içinde ABD ile birlikte hareket etmek’’ten, çevre ülkelere Irak ve Afganistan örneklerinde yapıldığı gibi ‘demokrasi, güvenlik ve refah’ götürmek’’ten söz etmişti…
ABD, bugüne dek, Hilmi Özkök’e bir ‘demokrasi madalyası’ takmadı ama, onun ABD’ye olan ’’sadakatli duruşu’’ tüm ABD belgelerinde takdir edildi.
Anımsayın, dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Pearson, 22 Mart 2003 tarihinde Vaşington’a gönderdiği 7 sayfalık telgrafta ne demişti.
WikiLeaks belgeleri arasında ortaya çıkan bu telgrafı, WikiLeaks belgelerini yayımlayan Taraf gazetesi sansürlemiş, 24 Mart 2011 tarihli Aydınlık gazetesi yayımlamıştı.
Ne demişti Pearson:
’’... (Türk generaller) AKP’den seçilmiş Tayyip Erdoğan’ın davranışlarından büyük rahatsızlık duymaktadır. Erdoğan güçlü bir müttefikimizdir. Orgenerallerin tutum ve duruşu Amerikan menfaatlerinin korunması açısından engelleyicidir. Orgeneral Hilmi Özkök’ün sadakatli duruşu mutlaka sahiplenilmelidir.
Muhalif orgeneraller, Orgeneral Hilmi Özkök’ün çizgisine itiraz etmektedirler... Erdoğan kendisine desteğin devamı halinde ABD’nin bir müttefiki olarak Ortadoğu ve Irak dahil olmak üzere Türk hava sahasını, kara ve demir yolları ile Mersin ve İskenderun limanlarını kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir... Ancak Türk ordusundaki üst rütbeli subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz. Bu üst rütbeli subaylarla ilgili özel kaynak verilerimiz CRT (kripto) olarak gönderilmiştir. Bu dosya ile ilgili veri toplamalarımız devam etmektedir.
Amerikan menfaatlerine karşı çıkan Org. Aytaç Yalman, Org. Şener Eruygur, Org. Çetin Doğan, Org. Hurşit Tolon, Org. Fevzi Türkeri, Org. Tuncer Kılınç, Org. Yaşar Büyükanıt Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’ün emir ve talimatlarına uymadıkları gibi her an muhtıra verebilirler. Bu bakımdan değerlendirildiğinde güçlü bir medya grubunun oluşturulmasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konu Recep Tayyip Erdoğan ile paylaşılmış olup gereğinin değerlendirileceği hakkında olumlu değerlendirmelerin yapıldığı ve yapılacağı teyidi alınmıştır…’’
***
Dünkü (5 Ağustos 2011 tarihli) Milliyet’teki köşesinde sevgili Melih Aşık da, ’’ABD ve TSK...’’ başlıklı yazısında ABD Büyükelçisi Pearson’ın, yine Wikileaks belgeleri arasında ortaya çıkan 18 Nisan 2003’te Vaşington’a gönderdiği “GİZLİ” ibareli bir başka telgrafına değiniyor.
Bu telgrafta Vaşington’a şu mesajı göndermiş Pearson:
’’... Türk Genelkurmayı’nın, ABD’nin Irak stratejisine karşı uzatmalı muhalefeti, operasyonel konularda ayak sürümesi ve ABD’nin Irak’ta Türk karşıtı bir gündemi olduğuna dair devam eden suçlamaları, Genelkurmay’ın ABD ile ilişkilere ne kadar bağlı olduğu konusunda daha çok soru sorulmasına yol açtı.’’
’’...Özkök’ün ABD ile yeniden sağlam bir işbirliği inşa etmek için, Türk Genelkurmayı’ndaki muhaliflerinin emekli olmasını bekleyerek fırsat kolladığı yönünde bazı ipuçlarına sahibiz. İrtibatta olduğumuz kişiler, Türk devlet sistemi üzerindeki mevcut askeri hâkimiyette köklü değişiklikler olması kadar, ABD - Türkiye ilişkisinin yeniden dinamizm kazanmasının da, hem katı muhafazakârların istifasını hem de özellikle modern, ileri görüşlü yeni bir subay kadrosunun yetişmesini gerektireceğini tahmin ediyorlar.’’
***
Sözüm, ülkemizin vatanseverlerini hedef alan, Ergenekon, Balyoz, Kafes gibi adlarla anılan ABD tertiplerini hâlâ anlamamış olanlaradır.
Ey Ahali!
Anlamadınız mı hâlâ, Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner’in 3 kuvvet komutanıyla birlikte neden istifa ettiğini?
Anlamadınız mı hâlâ, Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner’i 3 kuvvet komutanıyla birlikte istifa noktasına getiren alçakça tertiplerin gerçek amacını?
Anlamadınız mı hâlâ, ülkemize ve Türk Ordusuna ABD tarafından biçilen taşeronluk rolünü?
Bu taşeronluk rolünü kabul edenlerin, bu sistem içinde birer ‘demokrasi kahramanı’; direnenlerin ‘darbeci’ ilan edildiğini.
Anlamadınız mı hâla, kimlerin, ulusal güvenliğimizi, birliğimizi, bütünlüğümüzü, bölgemizi tehdit eden ABD’ye ’’sadakatle’’ bağlı olduğunu?
Anlamadınız mı hâlâ, Hilmi Özkök’ün, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde de, günümüzde de ’’Pişmiş ete neden soğan doğramadığını’’, neden sustuğunu?
Anlamadınız mı hâla, ’’One minute’’ şovları yapanların aslında neye ve kime müttefik olduğunu?
Eğer hâlâ anlamadıysanız, yukarıdaki telgrafları bir kez daha okuyun, anlamadıysanız bir daha okuyun. Yine anlamadıysanız, Işık Koşaner’in veda mektubunu dönün dönün bir daha okuyun.
Yine anlamadıysanız haber verin, Ramazan davulcusunu gönderelim.
İrfan Tuna – 6 Ağustos 2011 – Güncel Meydan