TÜRKİYEde yerel seçim siyaseti nereye mi gidiyor?İşte size ilk fotoğraf.
Görmeyenlerinize ayrıntılarıyla anlatayım.
Yer Diyarbakır.
Tarih: 26 Şubat 2008.
Yani geçen pazartesi günü.
Demokratik Toplum Partisi (DTP), Diyarbakırda miting yapıyor.
Leyla Zana konuşacak.
Ama kürsüye ondan önce bir imam çıkarılıyor.
Başında sarık, elinde Kuran.
Müthiş bir öfke belagatiyle elindeki Kuranı aşağıdaki kalabalığa doğru sallıyor.
Bu fotoğraf, DTPnin önümüzdeki belediye seçimindeki stratejisini de ortaya koyuyor.
Belli ki DTPyi, Diyarbakır Belediyesini AKPye kaptırma telaşı sarmış.
Yine belli ki, mantıkları şu:
AKP din faktörünü kullanacağına göre, biz daha erken davranıp o kozu elinden alalım.
Anlayacağınız, iş yine malum "siyasi hasat" meselesine geliyor.
Yeni siyasi ahlakımızın, daha doğrusu ahlaksızlığımızın özeti de şu:
"Hasat kaldırmak için her şey meşrudur..."
Ve artık hasadın adı, İslam dinidir.
Türbandır.
Kurandır.
21inci yüzyıl Türkiyesinin icat ettiği dini Makyavelizmin de hülasası.
* * *
İlk işaret, türban için Anayasanın değiştirilmesi sırasında geldi.
DTP durup dururken bu değişikliğe destek verdi.
İkinci işaret, Diyarbakır meydanında verildi.
Biz daha "Bu türbana destek nereden çıktı" sorusuna cevap ararken, Kuran kürsüye çıktı.
Vah zavallı Diyarbakırım.
Kanalizasyon meselen bir başka bahara kaldı.
Yollarda akan lağım, trafik keşmekeşin, işsizlik, çocukların sefaleti, çerçöp, pislik, zevksizlik, şehirde iyi gitmeyen her şey başka mevsime.
Bu seçim meselemiz "din".
Sağ partiler dini istismar yarışında startı aldı.
Bir zamanların Marksist PKKsı ve DTP de depara kalktı.
Dini kim daha fazla sömürürse, kim daha fazla "türbandan", "camiden", "hocadan, imamdan" bahsederse; kimin vaaz üslubu ötekinden daha etkileyici; kimin nefesi, belagati daha güçlü, öfkeli; kimin hançeresi daha çatlamışsa o kazanacak.
Duyduk duymadık demeyin, Diyarbakır, belediye seçimine hazırlanıyor.
Şehri 2015 yılına kadar yönetecek insanlar bu seçimle işbaşına gelecek.
Kafada sarık, elde Kuran.
Ağızlarda şehvetli, öfkeli belagat...
Bakın "kaos" dememize kızanların açtığı yol Türkiyeyi nerelere götürüyor.
* * *
Çok umutlu olmasam da Diyarbakırlı kardeşlerime seslenmek istiyorum.
Dinin böylesine kötü biçimde istismarına izin vermeyin.
Diyarbakırın çok ciddi sorunları var.
Mevcut yöneticiler bunlarla uğraşmak yerine, durmadan etnik siyaset yaptılar.
Etnik istismar yüzünden geçmişi kaybettiniz.
Geleceği de dini istismar yüzünden kaybetmeyin.
Türbanla, sarıkla sizi avlamaya çalışan bu siyaset erbabına, yolsuzlukları, şehrinizin kanalizasyonlarını, çöpünü, trafiğini hatırlatın.
* * *
İçim parçalanarak izliyorum.
Türban artık belediyelerdeki yolsuzlukları, yönetimdeki beceriksizlikleri gözlerden saklayan bir perde haline getiriliyor.
Din istismarı, siyasetin her alanına bulaşıyor.
Sizce Müslümanların buna karşı çıkma zamanı gelmedi mi?..
Ertuğrul ÖZKÖK-Hürriyet