Türk-Kan yazdı:
bu siginma mektubu bir osmanli beyine yakismamis. keske vataninda ölseydi de kahraman olsaydi...
Teşekkür ederim.celalsungur yazdı:tıijeb yazdı:NUTUK 1. Sayfa:
Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta.
bunun neresinde vahdettine karşı bir hakaret var
MUSTAFA KEMALİN İDAM FERMANI
Padişah buyruğu
KUVAYI Milliye adı altında çıkardıkları fitne ve fesatla, anayasaya aykırı olarak halktan zorla para toplamak, asker almak, bunun aksine hareket edenlere işkence ve eziyet ederek şehirleri yakıp yıkmaya kalkışmak suretiyle iç güvenliği bozanların tertipçisi oldukları iddiasıyla haklarında dava açılan,
3. Ordu Müfettişliği'nden alınarak askerlik mesleğinden çıkartılmış bulunan Selanikli Mustafa Kemal Efendi, Eski Yirmiyedinci Fırka Kumandanı miralaylıktan emekli İstanbullu Kara Vasıf Bey, Eski Yirminci Kolordu Kumandanı Mirliva Salacaklı Fuat Paşa ile Eski Vaşington elçisi ve Ankara milletvekili Midillili Rüstem ve Sıhhiye eski Müdürü İstanbullu Doktor Adnan Bey ile Üniversite Batı Edebiyatı eski öğretmeni Halide Edip Hanım'ın, ayrıntıları 11 Mayıs 1336 (1920) tarihli ve 20 numaralı karar tutanağında yazılı olduğu üzre, Mülkiye Ceza Kanunu'nun kırk beşinci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle elli beşinci maddesinin dördüncü fıkrası ve elli altıncı maddesi uyarınca, sahip oldukları askeri ve mülki rütbe ve nişanlarla,
her türlü resmi ünvanlarının kaldırılmasına ve idamlarına, halen firarda bulunmaları dolayısıyla kanun hükümleri gereğince mallarının haczedilerek, usulüne göre idare ettirilmesine dair İstanbul Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından gıyaben verilen hüküm ve karar tasdik edilmiştir. Bu Padişah Buyruğu'nu yürütmeye Harbiye Nazırı görevlidir.
Mehmet Vahdettin..
Kaynak..Harbiye-Divan-ı Harp... DOSYA No : 70... Harbiye Nezareti... Adliye-i Askeriye Dairesi... Şube :
Adet : 705
Resmen bildirilir ki, Zat-ı Şahane (Vahdettin) içinde bulunulan durum sonucunda özgürlüğünü ve hayatını tehlikede gördüğünden, bütün Müslümanların halifesi sıfatıyla İngiliz korumasını ve aynı zamanda İstanbuldan başka bir yere götürülmesini istemiştir. Padişahın isteği, bu sabah yerine getirilmiştir. Türkiyedeki İngiliz kuvvetlerinin başkumandanı General Sir Charles Harrington, padişahı almaya giderek bir İngiliz savaş gemisine kadar kendisine eşlik etmiş ve padişah, vapurda Akdeniz Filosu Genel Kumandanı Amiral Sir de Brook tarafından karşılanmıştır. İngiltere Olağanüstü Komiser Vekili Sir Newiil Henderson, padişahı gemide ziyaret ederek, Kral Beşinci Georgea bildirmek üzere isteklerini sormuştur. (...)
İmza: Harrington
Kemal Atatürk, bu gelişmelerden sonra Vahdettinle ilgili olan düşüncelerini şöyle dile getiriyor:
Kamuoyunu, gerçek ile karşı karşıya bırakmayı tercih ederim. Yanlış bir mirab usulü sonucu olarak, büyük bir makam ve gösterişli bir unvan elde edebilmiş
bir alçağın, gururu çok yüksek, soylu bir milleti nasıl utanç verici bir duruma düşürebileceği, o zaman daha kendiliğinden anlaşılır. Gerçekten de, her ne sebep ve şekille olursa olsun, Vahdettin gibi özgürlüğünü ve hayatını milleti içinde tehlikede görebilecek kadar
bayağı bir yaratığın, bir dakika dahi olsa bir milletin başında bulunduğunu düşünmek ne üzücüdür! Şükretmeye değer ki
bu alçak, kendisine miras kalmış saltanat makamından millet tarafından düşürüldükten sonra, alçaklığını tamamlamış bulunuyor. Türk milletinin (saltanatı kaldırma) işinde önce davranması elbet de takdire değer.
Üst üste mesaj atmak forum kurallarina aykiridir. "Düzenle" secenegini kullanarak bir önceki mesajiniza ekleme yapabilirsiniz.