kaye yazdı:"Sen ne kadar anlatırsan anlat karşıdaki anlamak istediği kadar anlar" diye başlamak istedim söze..
Tüm yazılanları okudum ve anladım ki daha fazla tarihsel belge göstermeye gerek yok, gösterilmesi gereken herşey gösterilmiş zaten. Bu yüzden ben olaya mantıksal açıdan yaklaşarak anlatmaya çalışacağım, inşallah muvaffak olurum:
1- Vahdettin'in hain olması, tüm Osmanlı'nın ve padişahlarının da hain olması anlamına gelmez..
2- Bir devlette (veya imparatorlukta) tüm hükümdarlar devlete müspet hizmet edecek, millî başkan olacak, şahsî menfaatlerini müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhid etmeyecek, çıkınını doldurmayacak ve yedi sülalesini ihya etmeyecek, dini siyasete payanda yapmayacak diye bir kural yoktur, herkesin aynı olması da beklenemez. Siyasî tarihte bu gibi örnekleri çok bulabilirsiniz, hem de her ülkenin tarihinde..
3- Eğer Vahdettin ve Atatürk hakikaten denildiği gibi anlaşmış olsalardı, her türlü tilkiliği bilen ve yapan İngiltere sizce bu oyunu göremezmiydi! Eğer Vahdettin bize değil de İngiltere'ye ihanet etseydi, İngiltere bu adamı topraklarına kabul edermiydi! Kabul etme sebeplerinden biri de zaten daha önce ihanet içerisinde olan bir insanı, günü geldiğinde tekrar kullanmak olmaz mı!
4- Kuva-i İnzibatiye'nin; parasız, ilaçsız, giysisiz, silahsız ve aşsız bir hâlde düşmanla ve yobazlarla savaşan kaç tane Kuva-i Milliyeci öldürdüğünü; bunun kuvvacılara ve bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'ne ne kadar bir külfete sebep olduğunu düşünüyor musunuz!
5- "Hain olmadığı hâlde, şartlar bunu gerektirdiği için Atatürk'te hain demiştir" diyenler ve diyecekler! Siz M.Kemâl'in kaç cephede savaştığını düşünüyorsunuz! Peki, hiç savaş kaybetmediğini biliyor musunuz! Asıl ve en zor savaşını da Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra cehalete karşı verdiğini biliyorsunuzdur; hiç bir zaman bu konuda ve her konuda ödün vermediğini, alavere-dalavere çevirmediğini, fikrinden dönmediğini ve hep herkese açık olduğunu, kimseye minnet etmediğini, kimseden yardım istemediğini ve hâliyle kimseye müdanasının olmadığını bilmiyor musunuz! Atatürk dönemi dış liderlerden örnekler vereyim: Churchill, Mussolini, Hitler, Wilson.. Bu adamlar dünya tarihinin en büyük liderleridir. Mustafa Kemal Paşa'nın bu adamları hem askerlik hayatında hem de siyasi hayatında hep alt ettiğini biliyorsunuzdur, Vahdettin ve taraftarlarıyla mı başa çıkamayacağını sanıyorsunuz
da "Anlaştılar", "Şartlar bunu gerektirdi", "Cumhuriyetin bekaası için bu yalan gerekliydi" gibi savlar öne sürüyorsunuz!! Hem Atatürk'ün kaç tane yalan sözünü hatırlıyorsunuz?
6- "Tarih yazanlar tarih yapanlara sadık kalmalıdır" düsturuna katılıyorsunuzdur; peki, Mustafa Armağan, Murat Bardakçı gibi tarih yazdığını iddia eden adamlara nasıl oluyor güveniyorsunuz da, tarihi yapan ve yazan bir insana, herşeyinizi borçlu olduğunuz Cumhuriyet'in kurucusuna inanmıyorsunuz!!!!
7- Vahdettin'in hain olmadığına dair belgelerin hep İngiltere kaynaklı olduğunu biliyor musunuz!
8- Vahdettin'in hain olmadığını iddia eden Ecevit'lerin bile çok koyu Fetocu olduklarını gözardı ediyor musunuz?
9- Sitemizde mevcut: "Banu Avar'la Sınırlar Arasında - Fransa ve Sevr Rüyası" adlı belgeseli, sonuna kadar seyreder misiniz?
10- I. Dünya Savaşı'nda ülkemizi işgal eden, milyonlarca insanımızı öldüren, ırzımıza geçen, topraklarımızı parçalayan emperyalist ülkelerle bugün aynı söylemlerde bulunduğunuz için acınacak halde olduğunuzu, onların ekmeklerine yağ sürdüğünüzü biliyor musunuz? Maksatlarınınsa Atatürk'ü korkak, güçsüz, yalancı göstermek; Türk Milleti'ni en büyük siyasi liderlerinden soğutup aramızda nifak oluşturmak ve Türkiye Cumhuriyeti'ni parçalamak, yıkmak olduğunu anlayamıyor musunuz?????
11- Atatürk'ü karalamak içinde dini, AB kriterlerini, türbanı, demokrasiyi, Osmanlı'yı, Vahdettin'i (mukayese yeteneği olmayan insanlar için muallakta ama hoş olan şeyleri) kullandıklarını göremiyor musunuz????