Bir yönetmen var... İsmi, Türk ismi: Fatih... Soyadı, heyecan verici: Akın... Ama kendisi neyin fatihi, akını neye karşı o biraz muğlak.
Anası onu doğururken, babası Fatih ismini verirken, akıllarına gelmezdi her halde böyle bir laf söyleyeceği.
Ama kader, bazılarını ismiyle ödüllendirirken, bazılarını da cezalandırıyor.
En büyük Türk düşmanlarının soyadını Türk yapabiliyor mesela...
Veya askerlikten kaçmak için, Türkiye Cumhuriyeti kimliğine kağıt parçası diyecek kadar alçalanlara, asker soylu Türkün adını verebiliyor.
Kader...
Kader Türklere ceza vermiyor böyle, Türklüğünden utananlara damga vuruyor.
Yaşamın Kıyısında isimli son filmi, tüm Avrupada gösterime giren yönetmen Fatih Akın, Türkiyede askerlik yapmayacağını, gerekirse Türk vatandaşlığından çıkacağını söylüyor.
Komediye bak!...
Adamın adı dünyaya damga vuran Türk padişahıyla aynı, ama manikürleri bozulacak diye üç buçuk, hatta dört atıyor bir tarafları...
Cannesda yarışan Yaşamın Kıyısında filminin Avrupa sinemalarında gösterime girmesi nedeniyle, demeç üstüne demeç veren ve vücudundaki boncuğun boşaltım sistemiyle dışarı atılması sonrası araştırma ekiplerince hücuma uğrayan ünlü yönetmen Fatih Akın, ideolojik olarak askere gitmek istemediğini söylüyor.
Durum ideolojik değil, tamamen psikolojik ve fizyolojiktir bizce.
Ancak, rahatsızlık bu değil.
Bir Türk vatandaşının, Avrupadan yemlenmesi, baştacı edilmesi ve başının okşanması için öncelikle anavatanına küfretmesi, Onu hiçe sayması hatta reddetmesi gerekiyor.
İsviçredeki Tages-Anzeiger ve Basler Zeitung gibi önde gelen gazetelerin Das Magazin isimli kültür ilavesine konuşan Fatih Akın, Filmlerinizi ne olarak tanımlıyorsunuz şeklindeki soruya şu cevabı veriyor:
Bir dünya sineması. Almanyadan dünya sineması.
Ancak kimsenin beni karar vermeye zorlamadığı sürece.
Bu kim olabilir. Üçüncü İmparatorluk dışında ve sonrasında (Nazi dönemi kastediliyor) yeni bir dördüncü imparatorluk olabilir.
Ya da Türkiye isteyebilir. Ben daha Türkiyede askerlik yapmak zorundayım. Ama bunu istemiyorum. Gönlüm yok. Zorlama olursa vatandaşlıktan çıkarım. Ben elime silah almaktansa, bir parça kağıttan feragat etmeyi tercih ederim.
Tabii bu, benim kimliğim elimden alınıyor anlamına gelmez. İstanbullu olarak kalırım.
Yani Fatih Bey, Konstantinopolis vatandaşı...
Daha da öte, bir dünya vatandaşı...
O halde, kimlik dediğimiz kağıt ve benlik dediğimiz şuura gerek yok.
Fatihe yeni bir isim gerek, Fatih adına da gerek yok.
Fatih de savaşı hatırlatıyor, Akın da çok sert.
Değiştirsin bence bunları da...
Adam gibi ne varsa bünyesinde kalan, onları da atsın...
Bazı bünyelerde, adam emareleri kaşıntı
yapıyor...
Kaynak