"Vatan haini ilan edecekler!"
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Şu madde şöyle olmalı, böyle olmayacaksa hiç olmasın, mevcut madde, mevcut anayasa değiştirilmesin” diyenler olduğunu belirterek “Yarın istediği cümleyi bu anayasada görmeyenler, bu anayasayı yapanları vatan haini diye ilan edecek. Bizim de hain olmaya niyetimiz yok. Biz ülkemizi seviyoruz. Bunlar da kolayca kullanılacak sıfatlar değildir” dedi.
Bizim bir yorum yapmamıza gerek yok. Cemil Çiçek yapılacak işin nasıl yorumlanacağını söylüyor. Aslında yoruma da gerek yok zaten. Ne diyor Anayasa’nın dördüncü maddesi?
“Anayasanın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” diyor.
***
Peki değiştirilmek istenirse bugünkü hukuk sistemine göre suçun adı nedir ve cezası nedir?
Türk Ceza Yasası’nın “Anayasayı ihlal” başlıklı 309’uncu maddesinin birinci fıkrası aynen şöyledir:
“Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.”
“Cebir ve şiddet kullanılmadığına göre bu suç işlenmiş sayılamaz” denilebilir. Peki ama Türkiye’de şu anda estirilen terör nedir? Belediye başkanları bile 200-400 yıl hapis talebiyle yargılanıyor. Medyayı önce iktidar sonra da Amerika’daki Yahudi sermayesi devralıyor. Kitap yazanlar terör örgütü üyesi olmakla suçlanırken örgütlü olduğu belli olan cinayet bir grup gencin işi olarak görülüyor. Devletin cebir ve şiddet gücü, olayları aydınlatmak için değil örtbas etmek için kullanılıyor. Ve böyle bir ortamda Türk Milleti’nin değiştirilemez egemenlik hakkı iktidar partisi tarafından tehdit ediliyor.
Önce suç duyurusu sonra cinayet olursa
Eğitimde ve kamusal alanda Kürtçe’ye karşı olduğunu açıklayan ve KCK’yı da “terörist başı talimatıyla kurulan alternatif yapılanma” olarak nitelendiren Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel hakkında, Baskın Oran, Ahmet İnsel, Gençay Gürsoy ve arkadaşları “siyasi amaçla demeç vermek” ve “yargı görevi yapanı etkilemek” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Teröristler konuşacak ama Genelkurmay Başkanı konuşmayacak.. Gelinen nokta bu!
Ben işin başka bir yönüne dikkat çekmek istiyorum.
Allah göstermesin, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e yönelik bir suikast girişimi olsa, hakkında suç duyurusunda bulunan kişileri suçlamak kimin aklına gelir?
Hani basında Hrant Dink öldürülmeden önce hakkında suç duyurusunda bulunan, dava açan Avukat Kemal Kerinçsiz’i veya duruşmalara katılarak protesto edenleri cinayetle suçlayanlar var da..
Suçlananlar, kendi mesleklerinde başarılı olmuş zeki insanlar ama Hrant Dink’in öldürüleceğini nereden bilebilirlerdi? Belli ki birileri önce zemin oluşmasını bekledi, sonra eylem emri verdi.
Obama’nın en büyük başarısı!
Uçüncü konu ABD’nin Washington Post gazetesinde yayımlanan yazıda, ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye ile ilişkileri idare etme şekli, onun en iyi dış politika başarılarından biri olarak nitelenmesi..
ABD Başkanı Türkiye ile ilişkileri idare etmiyor, Türkiye’nin dış politikasını idare ediyor. Libya’ya müdahale edeceğiz diyor, iktidar, İzmir’i müdahale merkezi yapıyor.. “Suriye’yi suçlayın” diyor, AKP iktidarı, gereğini yerine getiriyor. Böyle yüzlerce örnek var!
Bu durum gerçekten de Obama yönetiminin başarısıdır da Tayyip Erdoğan yönetiminin başarısı sayılabilir mi? Bu davranışlar, “temel milli yararlara karşı hareket” ve Hatay’da toplanan Suriye muhaliflerinin eğitilmesi, Suriye’ye gönderilmesi örneğinde olduğu gibi “yabancı devlet aleyhinde asker toplamak” suçlarını oluşturmuyor mu?
Arslan BULUT - 24 Ocak 2012, YENİÇAĞ
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr