Vatan Toprağı Satılır Mı? AKP Satıyor
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. (Mehmet Âkif Ersoy)
AKP Hükümeti Türkiye’de Cumhuriyet’in ilanından bu yana taş taş üstüne konmuş ne varsa hepsini satmakta. Buna topraklarımız da dahil… Evet, AKP İstiklal Savaşımızda al kanlarla sulanan topraklarımızı parça parça Avrupalılara satıyor. Şeyhlerle, sultanlarla anlaştılar, tarım arazilerimizi de onlar alacak. Köylülerimizi Arap şeyhleri işçi olarak çalıştıracak.
Bütün üretim kaynaklarımız yabancılaşıyor. Bu politikayla ülkenin geleceği ipotek altına alınıyor. Unutmayalım, İsrail Filistinlilerden Dolar karşılığı satın alınan topraklar üzerinde kuruldu.
2003-2011 arasında 8 yıllık AKP iktidarı boyunca yabancılara 82 milyon metrekare toprak satıldı. Yabancı şirketler 29 ya da 49 yıllığına, Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 17’si kadar 150 bin kilometrekarelik maden alanını işletme hakkına sahip oldu.
Mütekabiliyet (Karşılıklılık) koşulunu kaldırdı. Tapu Kanunu’nda değişiklik öngören 5782 sayılı yasanın, Anayasa Mahkemesi tarafından onaylanmasıyla birlikte yabancılara toprak satışının önündeki bütün engeller kalktı. Bu, Lozan’ın delinmesi, ortadan kalkması anlamını taşıyor. Yabancı şirketler, bugüne kadar işletmesini aldıkları Petkim, Telekom, bankalar gibi şirketlerin, maden alanlarının, limanların, enerji tesislerinin, derelerin tapularını alabilecek. Yasa ile şirketler, maden alanlarının mülkiyetini, tapusunu üzerlerine geçirecek bir duruma geldiler.
***
Peki, AKP topraklarımızı neden satıyor?
Hükümet, vatan topraklarının yabancılara satışını geçen yıl bir çırpıda 24 kat (2,5 hektardan 60 hektara) neden artırdı? Paçaları tutuştu da ondan! Neden tutuştu? Yanıtı Standart and Poors’un raporunda (S. Önkibar, Yeni Mesaj, 3.5.2012):
• Dış talepteki yavaşlama ve kötüleşen dış ticaret, ekonomik dengeyi daha zor hale getirdi. Türkiye’nin yüksek dış borcu ve bütçenin dolaylı vergilere bağımlılığı nedeniyle riskler artı. Türkiye’nin dış finansman açığı çok yüksektir ve bu sebeple şoklara açıktır.
• Merkez Bankası rezervleri ve Türkiye’nin yabancı para gelirlerinin toplamı, dış yükümlülüklerinin üçte ikisine bile erişemiyor.
• 2011 ‘de Türkiye’nin cari açığı tüm dış gelirlerinin yüzde 40’ını aştı. Bu oran 2009’da yüzde 7 idi.
• Enerji faturası 12 ayda 57 milyar doları geçti. Türkiye’nin ihracat pazarı olan Euro bölgesindeki kriz ve resesyon sebebi ile AB pazarlarındaki ihracatta gerileme var. Türkiye’nin ticaret hadlerinde olumsuz seyirler var ki bütün bunlar şok habercisidir!
Kısacası ekonomik krizi geciktirmek için âcilen paraya ihtiyacı var AKP hükümetinin, gelsin o zaman işin kolayı, satalım parsel parsel “sıksan, şüheda fışkıracak” topraklarımızı…
***
Türkiye’de yabancıya toprak satışının derecesi nedir? Bu husus, bir oranla ifade edilebilir; örneğin, satılan alan ülke yüzölçümüne oranlanabilir.
AKP’nin iktidara yerleştiği 2003 yılına kadar 80 yıllık Cumhuriyet tarihimizde yabancılara toplam 12 km² toprak satmışız. On yıllık AKP iktidarında bu rakam 11 kat büyüyerek 136,5 km² olmuş. Bu takdirde oran şudur:136,5 km² / 783 562 km² = % 0.017).
Aslında bu oran da pek anlamlı sayılmaz. Yeterince anlamlı olabilmesi için oranlamanın, ülkenin yüzölçümüne değil, yerleşim alanları toplamına yapılması lazım. Adamlar gidip dağ başında toprak satın almıyor ki... Bu takdirde, yabancının mülkü haline gelen topraklar, çok daha yüksek bir yüzde ile ifade edilecektir. Son yasal düzenleme ile artık tarım alanları da satılabilecek. Bunun da ayrıca hesabı gerekir.
***
Bir ara basında okumuştum: AKP hükümeti mülk satışı için Körfez, ABD ve Uzakdoğulu yatırımcıları çekmek amacıyla tanıtım atağı başlatmış. Tanıtım kampanyasında, büyükelçilere mektup gönderilerek, Türkiye’de taşınmaz alımında sağlanan kolaylıkları bulundukları ülkelerdeki yatırımcılara anlatmaları isteniyor. Bilmiyorum, bekledikleri sonucu aldılar mı? Bir yargıda bulunmak için, o tarihten sonra satışlarda anlamlı bir tırmanma oldu mu, ona bakmak lazım.
Ancak şunu üzülerek kaydetmeliyim ki bu gidiş tam bir kapitülasyondur. Ülke büyük parçalar halinde yabancılara pazarlanıyor. Kral ve şeyhlerin talepleri karşılanacak. Bundan sadece Arap ve Anglo-Amerikan şirket imparatorlukları yararlanacak.
***
Topraklarımızın yabancılara satılması konusunda bir okurumla ilginç bir yazışmam oldu, aşağıya onu da almadan geçemeyeceğim. Okurun yorumuyla başlıyorum:
• Ahmet Türk'ün 300 bin dönüm toprağı varmış. Özellikle doğu ve güneydoğudaki arazilerin tapuları Ahmet Türk gibi birkaç yüz bin kişinin elinde bulunuyormuş. Türkiye'deki arazilerin genel dağılımı nasıldır, kim ne kadar araziye sahiptir, bu veriler de önemli. Eğer araziler Ahmet Türk gibilerin üzerine kayıtlı ise, Türkiye'de Hans'ın da toprak sahibi olmasında sakınca yoktur bence...
-İkisi aynı mahiyette değil: Hans'a giderse, o toprak Almanya'nın millî servetine eklenmiş oluyor. Ahmet Türk'ün mülkiyetindeki toprak her hal ve durumda Türkiye'ye aittir, Türkiye'nin millî servetinin bir parçasıdır. Bir diğer sorun da, toprak dağılımı adaletsizliğidir. Bunu kendi aramızda halledebiliriz. Oysa, yabancı ülkenin malı olan toprakla ilgili bir sorunu kendi başımıza çözemeyiz. O artık uluslararası bir konudur.
• Hocam, Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. Sanırım, bu olup bitenin içinde biz de yanacağız galiba. AKP destekçileri “yabancılar toprakları alıp götürmüyorlar, sen de git o ülkelerden al” diyorlar.
• Vatan topraklarının yabancılara para karşılığı satılmasını böylesine kayıtsızca karşılayan yurttaşlarımız bence acınacak durumdadır. Çünkü onlar birçok yüksek fikir ve duygudan yoksun kişilerdir. Bilim yönünden zayıftır, sosyal ahlak bakımından gelişmemişlerdir. Millî duygu, vatan ve millet sevgisi, millî birlik, dayanışma nedir bilmezler. Dünyada olup bitenden habersizdirler. Kim dost, kim düşman, onu da bilmezler. Bu yurttaşlarımızı bütün bu açılardan bilgi sahibi yapacak, eğiteceksin ki o zaman vatan toprağı satmanın ne anlama geldiğini anlasınlar, yapanlara karşı çıksınlar. İşte Atatürkçüleri böylesine zor bir görev beklemektedir değerli dost.
Kaldı ki o toprak artık hukuken ülkemizde değildir, götürülmüştür, yabancı devletlerin servetine katılmıştır. Senin o ülkelerin çoğunda, gidip toprak satın alman da son derecede zordur. Öte yandan, her iki satış birbirinden çok farklı boyutlar içerir. Bu hususları önceki makalelerimde uzun uzun inceledim.(Bkz: http://www.cihandura.com).
***
Onca zenginlik içinde aç bırakılan Somalili insanların durumuna düşmek istemiyorsanız, topraklarınıza sahip çıkın, satmayın! (Zahide Uçar)
AKP’den bu beklenir; zihniyeti, işi budur, satmaktır. Peki, CHP ne diyor buna, MHP ne diyor?
Yazıklar olsun… Türkiye’nin bu silahsız işgaline onlar da kayıtsız kalıyor!...
Prof. Dr. Cihan DURA, 3 Mayıs 2013