gönderen elbeyli » Pzr Kas 27, 2011 1:45
Merhaba,
Vatansever aydınlar neyi bekliyor? Yani siz neyi bekliyorsunuz? Bu sorunun yanıtını verecek olan sizsiniz. Neden mi?
Açıklayayım;
Bu konuyu tartışmaya açmaya neden olan şey sanırım sizin harekete geçmek isteğiniz.
Yazdıklarınızı ilgiyle, sevgiyle ve heyecanla okudum ve yeni şeyler öğrendim. Tarihin bilginiz ve özellikle bizleri ilgilendiren bölümleri hakkındaki bilginiz ve bilinç düzeyiniz yüksek. Örgütlenmenin gerekliliğine inancınız var ve Mustafa Kemal'in "Ulusal Örgütlenme" hakkındaki çözümlemesini bugün içinde uygun buluyorsunuz.
Bilgi ve bilinç düzeyiniz yüksek, örgütlenme inancınız ve harekete geçme isteğiniz var. Yani günümüzün "Mustafa Kemal"lerisiniz. Günümüzün Vatansever aydınları sizlersiniz. Peki neyi bekliyorsunuz? İçtenlikle soruyorum neyi bekliyorsunuz?
Eleştirdiğiniz aydınlar gibi siz de yazılar yazmaya devam mı edeceksiniz?
Heyecanlı delikanlılar gibi gösterişli günlük eylemler yapıp, ne kadar kahraman ne kadar cesur bir devrimci olduğunuzu göstermeye mi çalışacaksınız?
Bunlar size küçük gelir.
Ne yapmalı, nasıl örgütlenmeli?
Öncelikle sizin yazdıklarınızla ilgili eleştirilerimi daha sonra ne yapmalı nasıl örgütlenmeli sorusunu yanıtlamaya çalışacağım.
Aşağıdan yukarıya örgütlenmenin bugün karşılaşabileceği iki sorunu yazmışsınız.
Birincisi örgütlenmek isteyenlerin içindeki korku, ikincisi askeri işgal olmadığı için halkın harekete geçmeyeceği.
1. Haklısınız. Üç askeri darbe özellikle 1980 darbesi örgütlenmeyi zihinlerden silmiş ve tüm halka "örgüt" ve "örgütlenme" sözcükleri hakkında korku salmış. Ardından "Ergenokon","Balyoz" ve benzeri uygulamalarla bu korku arttırılmaya çalışılmıştır. Ancak Milli Mücadele döneminde aynı şeyler yaşanmadı mı? Padişah Damadı Sadrazam Damat Ferit, sadrazam olur olmaz, İngilizler'in isteği ile İttihat ve Terakki'nin bütün önde gelenlerini tutuklattırmaya başladı mı? Milli Mücadele de görev alacak olanlar, sonra Cumhuriyet'in ilk bakanları arasında bulunacaklar tutuklanmadı mı ? Bekirağa bölüğü koğuşları dolup taşmadı mı?
Peki ne oldu? Örgütlenme engellenebildi mi? Hayır, neden? Çünkü örgütlenme birkaç kişinin öznel isteği ise o örgütlenme yok olup gider. Örgütlen me birkaç kişinin öznel isteği değil toplumun nesnel gereksinimi ise bunu önüne geçilemez. Örgütlenme başlar. Ne korku dinler ne baskı... Toplumun ve örgütün başarısı ise önder kadroya bağlıdır. İnsanların içindeki korku örgütlenmeye engel değildir.
2. Gelelim aşağıdan yukarı örgütlenmenin karşısındaki ikinci soruna; "Askeri işgal yok." Evet, bu saptama da doğru. "Gizli İşgal" var. Askeri işgalin hedeflerine zaten ulaşılmıştır. Yeraltı ve yer üstü kaynakları, onların taban ve tavan fiyatları, fabrikalar, bankalar, iletişim ve ulaştırma alanları işgal edilmiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çıkarları doğrultusunda kullanılmasına büyük ölçüde son verilmiştir. Gizli işgal halkı uyutmaktadır. Evet bu bir sorundur. Ancak aksi durum çözüm için yeterli değildir. Yani askeri işgal olsa halk uyanır aşağıda yukarı örgütlenir miydi? Halk öfkelenir ve başı bozuk bir şekilde dağınık tepkiler gösterirdi ancak bu Ulusal bir örgütün oluşturulması için yeterli olur muydu? Hayır. Balkanları böyle kaybettik. İzmir'in işgalinden sonra Kuvvayı Milliyeci Bekir Sami ve üç arkadaşı Manisa'ya giderek Yunan işgaline karşı koymayı teklif ettiğinde, şehrin ileri gelenleri onları "bozgunculukla" suçlanmıştır. Akşama kadar kimse onlara yemek dahi vermemiştir. Bugün Irak ve Afganistan da aynı durumdadır. Yani askeri işgal halkı sadece öfkelendirir ve bu öfke yerini işbirliğine ve vatan hainliğine bırakabilir.
Umarım çok sözü çok uzatmadım. Halkın korku içinde olması ve askeri işgal olmaması, aşağıdan yukarı bir örgütlenmenin önünde aşılması zor bir engel değildir.
Asıl aşılması gereken zor engel, mahalle, ilçe ve köylerdeki yerel ölçekli örgüt liderlerinin askeri darbelerle yok edilmiş olmasıdır.
Ne yapmalı nasıl örgütlenilmeli? Zor ve ilk engel olan lider kadro engeli aşılmalıdır. Lider kadrolar nasıl yetiştirilmeli yada var olan liderlere erişilmeli? Yerel dernekler, vakıflar, odalar yani meşru, yasal ve yerel küçük örgütler kurulmalı ve küçük örgütler yerel sorunlarını takip ederek, eğitim çalışmaları yapmalıdır. Hem kuramsal olarak bilinç düzeylerini arttırmalı hemde yerel ölçekli sorunlara eylemsel çözümler üreterek mücadelenin içine hem kendi yeteneklerini hem de kuramlarını sınamalıdırlar. İşte bu küçük ve yerel örgütlerden Ulusal ve büyük bir yapıya gidilebilir, ve buradan Ulusal liderler çıkabilir.
Size somut önerim bulunduğunuz yerde bir Dernek kurmaya çalışmanız. Metin Aydoğan, Cengiz Özakıncı, Banu Avar, Mustafa Yıldırım gibi yazarların kitaplarını ders kitabı gibi ele alarak eğtim çalışmalarına başlamalısınız. Hiç kimseden birşey beklemenin zamanı değildir?
Vatanseversiniz, aydınsınız... Neyi bekliyorsunuz?
İyi ki varsınız, sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
Sevgi ve saygıyla sarılıyorum.
En son
elbeyli tarafından Çrş Kas 30, 2011 0:18 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kez düzenlendi.