Ümraniye Davası kapsamında tutuklanan ve 18 aydır cezaevinde olan emekli Astsubay Mahmut Öztürk, kendisiyle ilgili suçlama ve delil olmadığından tahliye edildi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesindeki 15. duruşmada, Ümraniye Davasının ilk tahliye kararı çıktı. Kendisiyle ilgili suçlama ve delil olmayan Mahmut Öztürk, tahliye edildi.
İşte Öztürkün savunması:
Suçum asker olmak
İddİanamede bana 1 sayfalık yer ayrılmış ama herhangi bir iddiada bulunulmadığı gibi bir delil de sunulmuyor. Buna rağmen 18 aydır tutukluyum. Mehmet Demirtaş ve yeğeniyle yaptığım alışverişler, örgüt olarak değerlendirildi. Tek suçum asker olmak.
Sekreteri şifre sandılar
PInar adlı bir bayan, 9 yıldır yanımda sekreter olarak görev yapıyor. Telefon görüşmelerinde onun da adı geçiyor. Ben yaptığım işi anlatması için Pınara gitmelerini söyledim. Ancak bana Emniyette Pınar kim? Şifre mi? diye sordular. Sekreterimin adı, kod adı oldu.
Yalan ve terör bilmem
Mahmut Öztürk, savunmasının ardından çapraz sorguda savcının Kaçak durumundaki bir zanlı neden evine geldi? sorusuna Evinize biri gelse ne yaparsınız? Bilmiyordum ama arandığın bilsem de alırdım. Komutanım bize terörü ve yalanı öğretmedi yanıtını verdi.
Ümraniyede ilk tahliye
Ümraniye davasının ilk tahliyesi 15.duruşmada geldi. Silahlı terör örgütüne üye olmaktan yargılanan emekli Astsubay Mahmut Öztürk, ilk savunması yaptıktan sonra tahliye edildi
20 Ekimde başlayan Ümraniye davasında ilk tahliye dün geldi. Muzaffer Tekinin ardından emekli Astsubay Mahmut Öztürkü dinleyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanığın tahliye talebini kabul etti. Mahmut Öztürk dün yaptığı sözlü savunmasında iddianamede kendisine 1 sayfalık yer ayrıldığını herhangi bir iddiada bulunulmadığını ve kendisiyle ilgili bir delil sunulmadığını belirterek, buna rağmen 18 aydır tutuklum dedi.
Tek suçum asker olmak
Öztürk savunmasında, Mehmet Demirtaşa ait LPG istasyonundan gaz aldığını, Demirtaşın yeğenine ait manavdan alışveriş yaptığını ve bunun örgüt olarak değerlendirildiğini belirterek, Tek suçum asker olmak diye konuştu. Örgüt üyesi olduğu iddia edilen tutuklu sanıklardan Oktay Yıldırım ile 1994 yılında aynı kışlada görev yaptığını ve lojman komşusu olduğunu belirten Öztürk, savunmasına şöyle devam etti: 1997de Oktay Yıldırımın tayini Şemdinliye çıktı. 1998de İstanbula geldi. Onunla gezerken karşılaştığımız Muzaffer Tekin beni ismen çağırdı. Tekin, 1982 yılında ben kıta eri olarak görev yaptığım yerde astsubay olmamı sağlamıştır. Bizi bürosuna davet etti. Tekin fuel-oil işi yapıyordu. Ben emekli olduğum için çalışmıyordum. Araba ile gezecek benzin paramız olmadığı için arabayı park edip otobüsle geziyorduk. Ben de fuel-oil işi yapıp yapamayacağımı düşündükten sonra bu işe başladım. Muzaffer Tekin işi bırakmıştı, müşteri portföyünden yaralanmak için görüşmelerimiz sürdü. Onunla ortak olmadık onun yaptığı işi ben yapmaya başladım
Hastaneye götürdüm
Danıştay saldırısında da adı geçen Muzaffer Tekinin kendisine ait Çavuşoğlunda bulunan ve kreş olarak işlettiği villaya gittiğini ve oradan kendisini eve davet ettiğini belirten Öztürk, eve gittiğinde Tekini kanlar içinde yerde otururken bulduğunu belirtti. Öztürk, Tekinin kendisine, Başıma çuval geçirmeye çalışıyorlar dediğini belirterek masada bulunan notları gösterdiğini kaydetti. Tekini hastaneye götürmeyi teklif ettiğini belirten Öztürk, Tekinin ise buna karşı çıktığını söyledi. Zekeriya Öztürkün Tekini hastaneye götürdüğünü ve kendisinin Tekinin intihara kalkıştığı bıçağı Zekeriya Öztürke teslim ettiğini belirten Öztürk şunları anlattı: Ben de evin pencerelerini kapattıktan sonra hastaneye gittim. Bizi gözaltına alıp Ankaraya götürdüler. Bana gözaltında, Ergenekon ile ilgili sorular yöneltilmedi. İddianamede bana 1 sayfalık yer ayrılmış. Arkadaşlarımın örgüt üyesi olduğuna inanmıyorum. Savcıların yalan söylediğine de inanmıyorum. Gözlerinden kaçmıştır. Bir örgüt toplantısına katılmadım. Herhangi bir gösteri ve yürüyüşe de katılmadım varsa katıldığımın delili, ispatlasınlar
Pınar kod adı oldu
Savunmasınra yanında Pınar adlı bir bayanın 9 yıldır görev yaptığını belirten Öztürk, telefon görüşmelerinde kardeşine, Ali Yiğite ve Pınara gidin ifade versinler benim yaptığım işi anlatsınlar dediğini, emniyette kendisine Pınar kim? Pınar şifre mi? diye sorulduğunu söyledi. Oktay Yıldırımın okumayı ve yazmayı çok sevdiğini kendisinin ise ticareti sevdiğini belirten Öztürk, Sosyal arkadaşlık suç oldu dedi. Öztürk sözlü savunmasının ardından emniyette ve savcılıkta verdiği ifadeleri kabul ettiğini belirtti.
İrandan davaya müdahillik talebi var
1995 yılında İstanbulda öldürülen İran uyruklu Asghar Sematgounun oğlu Ferşad Sematgou, Van Baro Başkanlığı avukatlarından Zeki Yüksel ve Dinçel Aslan aracılığıyla Ümraniye davasına müdahil olmak için dilekçe verdi. Asghar Sematgounun halen İranda yaşayan oğlu Ferşad Sematgounun avukatlarından Dinçel Aslan, Dimet İş Merkezinde bulunan bürosunda bir basın toplantısı düzenledi. Aslan, Ergenekon davasına müdahil olmak için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına gönderilmek üzere CMK 250. maddesi ile yetkili Van Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına dilekçe verdiklerini belirtti.
Arandığını bilsem de evime alırdım
Mahmut Öztürkün sözlü savunmasının ardından çapraz sorgusu alındı. Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Danıştay saldırısından kaçak durumundaki bir zanlının neden Öztürkün evine geldiğini sordu. Öztürk bu soruya, Sizin evinize biri gelse ne yaparsınız? Arandığını bilmiyordum. Arandığın bilseydim de alırdım. Komutanım bize terörü ve yalanı öğretmedi yanıtını verdi. Savcı Pekgüzel, Muzaffer Tekinin ofisinde neler konuşulduğunu, büroya kimlerin gelip gittiğini de Öztürke zordu. Öztürk, Tekinin handa küçük bir ofisi olduğunu, akşam saatlerinde ofisin kapandığını genellikle emekli askerlerin geldiğini söyledi. Emekli askerlerin çoğunun apartman yöneticisi olduğunu belirten Öztürk, fuel-oil satış işi yaptığı için ofise gelenlerle tanıştığını ve kartını verdiğini belirtti.
Öztürke Uğur Dündar sorusu
Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, intihara kalkışan Muzaffer Tekin ile ilgili olarak ilk önce jandarmayı mı yoksa Uğur Dündarın yanında çalışan birini mi aradığını sordu. Öztürk, Muzaffer Tekini kanlar içinde görünce Önce konuşsun ve konuştukları çekilsin diye tanıdığım bir kameraman çocuğu aradım. Hastaneye giderken de jandarmayı aradım yanıtını verdi.