Ve ilk tahliye...

Güncel Meydan | Güncel Haberler Köşesi

Ve ilk tahliye...

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Kas 19, 2008 15:16

Ümraniye Davası kapsamında tutuklanan ve 18 aydır cezaevinde olan emekli Astsubay Mahmut Öztürk, kendisiyle ilgili suçlama ve delil olmadığından tahliye edildi.

Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi’ndeki 15. duruşmada, Ümraniye Davası’nın ilk tahliye kararı çıktı. Kendisiyle ilgili suçlama ve delil olmayan Mahmut Öztürk, tahliye edildi.

İşte Öztürk’ün savunması:

Suçum asker olmak

İddİanamede bana 1 sayfalık yer ayrılmış ama herhangi bir iddiada bulunulmadığı gibi bir delil de sunulmuyor. Buna rağmen 18 aydır tutukluyum. Mehmet Demirtaş ve yeğeniyle yaptığım alışverişler, ’örgüt’ olarak değerlendirildi. Tek suçum asker olmak.

Sekreteri şifre sandılar

PInar adlı bir bayan, 9 yıldır yanımda sekreter olarak görev yapıyor. Telefon görüşmelerinde onun da adı geçiyor. Ben yaptığım işi anlatması için Pınar’a gitmelerini söyledim. Ancak bana Emniyet’te “Pınar kim? Şifre mi?” diye sordular. Sekreterimin adı, kod adı oldu.

Yalan ve terör bilmem

Mahmut Öztürk, savunmasının ardından çapraz sorguda savcının “Kaçak durumundaki bir zanlı neden evine geldi?” sorusuna “Evinize biri gelse ne yaparsınız? Bilmiyordum ama arandığın bilsem de alırdım. Komutanım bize terörü ve yalanı öğretmedi” yanıtını verdi.

Ümraniye’de ilk tahliye

Ümraniye davasının ilk tahliyesi 15.duruşmada geldi. ’Silahlı terör örgütüne üye olmaktan’ yargılanan emekli Astsubay Mahmut Öztürk, ilk savunması yaptıktan sonra tahliye edildi

20 Ekim’de başlayan Ümraniye davasında ilk tahliye dün geldi. Muzaffer Tekin’in ardından emekli Astsubay Mahmut Öztürk’ü dinleyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanığın tahliye talebini kabul etti. Mahmut Öztürk dün yaptığı sözlü savunmasında iddianamede kendisine 1 sayfalık yer ayrıldığını herhangi bir iddiada bulunulmadığını ve kendisiyle ilgili bir delil sunulmadığını belirterek, “buna rağmen 18 aydır tutuklum” dedi.

Tek suçum asker olmak

Öztürk savunmasında, Mehmet Demirtaş’a ait LPG istasyonundan gaz aldığını, Demirtaş’ın yeğenine ait manavdan alışveriş yaptığını ve bunun örgüt olarak değerlendirildiğini belirterek, “Tek suçum asker olmak” diye konuştu. Örgüt üyesi olduğu iddia edilen tutuklu sanıklardan Oktay Yıldırım ile 1994 yılında aynı kışlada görev yaptığını ve lojman komşusu olduğunu belirten Öztürk, savunmasına şöyle devam etti: “1997’de Oktay Yıldırım’ın tayini Şemdinli’ye çıktı. 1998’de İstanbul’a geldi. Onunla gezerken karşılaştığımız Muzaffer Tekin beni ismen çağırdı. Tekin, 1982 yılında ben kıta eri olarak görev yaptığım yerde astsubay olmamı sağlamıştır. Bizi bürosuna davet etti. Tekin fuel-oil işi yapıyordu. Ben emekli olduğum için çalışmıyordum. Araba ile gezecek benzin paramız olmadığı için arabayı park edip otobüsle geziyorduk. Ben de fuel-oil işi yapıp yapamayacağımı düşündükten sonra bu işe başladım. Muzaffer Tekin işi bırakmıştı, müşteri portföyünden yaralanmak için görüşmelerimiz sürdü. Onunla ortak olmadık onun yaptığı işi ben yapmaya başladım”

Hastaneye götürdüm

Danıştay saldırısında da adı geçen Muzaffer Tekin’in kendisine ait Çavuşoğlu’nda bulunan ve kreş olarak işlettiği villaya gittiğini ve oradan kendisini eve davet ettiğini belirten Öztürk, eve gittiğinde Tekin’i kanlar içinde yerde otururken bulduğunu belirtti. Öztürk, Tekin’in kendisine, “Başıma çuval geçirmeye çalışıyorlar” dediğini belirterek masada bulunan notları gösterdiğini kaydetti. Tekin’i hastaneye götürmeyi teklif ettiğini belirten Öztürk, Tekin’in ise buna karşı çıktığını söyledi. Zekeriya Öztürk’ün Tekin’i hastaneye götürdüğünü ve kendisinin Tekin’in intihara kalkıştığı bıçağı Zekeriya Öztürk’e teslim ettiğini belirten Öztürk şunları anlattı: “Ben de evin pencerelerini kapattıktan sonra hastaneye gittim. Bizi gözaltına alıp Ankara’ya götürdüler. Bana gözaltında, Ergenekon ile ilgili sorular yöneltilmedi. İddianamede bana 1 sayfalık yer ayrılmış. Arkadaşlarımın örgüt üyesi olduğuna inanmıyorum. Savcıların yalan söylediğine de inanmıyorum. Gözlerinden kaçmıştır. Bir örgüt toplantısına katılmadım. Herhangi bir gösteri ve yürüyüşe de katılmadım varsa katıldığımın delili, ispatlasınlar”

Pınar kod adı oldu

Savunmasınra yanında Pınar adlı bir bayanın 9 yıldır görev yaptığını belirten Öztürk, telefon görüşmelerinde kardeşine, Ali Yiğit’e ve Pınar’a “gidin ifade versinler benim yaptığım işi anlatsınlar” dediğini, emniyette kendisine “Pınar kim? Pınar şifre mi?” diye sorulduğunu söyledi. Oktay Yıldırım’ın okumayı ve yazmayı çok sevdiğini kendisinin ise ticareti sevdiğini belirten Öztürk, “Sosyal arkadaşlık suç oldu” dedi. Öztürk sözlü savunmasının ardından emniyette ve savcılıkta verdiği ifadeleri kabul ettiğini belirtti.

İran’dan davaya müdahillik talebi var

1995 yılında İstanbul’da öldürülen İran uyruklu Asghar Sematgou’nun oğlu Ferşad Sematgou, Van Baro Başkanlığı avukatlarından Zeki Yüksel ve Dinçel Aslan aracılığıyla Ümraniye davasına müdahil olmak için dilekçe verdi. Asghar Sematgou’nun halen İran’da yaşayan oğlu Ferşad Sematgou’nun avukatlarından Dinçel Aslan, Dimet İş Merkezi’nde bulunan bürosunda bir basın toplantısı düzenledi. Aslan, Ergenekon davasına müdahil olmak için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmek üzere CMK 250. maddesi ile yetkili Van Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na dilekçe verdiklerini belirtti.

Arandığını bilsem de evime alırdım

Mahmut Öztürk’ün sözlü savunmasının ardından çapraz sorgusu alındı. Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Danıştay saldırısından kaçak durumundaki bir zanlının neden Öztürk’ün evine geldiğini sordu. Öztürk bu soruya, ” Sizin evinize biri gelse ne yaparsınız? Arandığını bilmiyordum. Arandığın bilseydim de alırdım. Komutanım bize terörü ve yalanı öğretmedi “ yanıtını verdi. Savcı Pekgüzel, Muzaffer Tekin’in ofisinde neler konuşulduğunu, büroya kimlerin gelip gittiğini de Öztürk’e zordu. Öztürk, Tekin’in handa küçük bir ofisi olduğunu, akşam saatlerinde ofisin kapandığını genellikle emekli askerlerin geldiğini söyledi. Emekli askerlerin çoğunun apartman yöneticisi olduğunu belirten Öztürk, fuel-oil satış işi yaptığı için ofise gelenlerle tanıştığını ve kartını verdiğini belirtti.

Öztürk’e Uğur Dündar sorusu

Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, intihara kalkışan Muzaffer Tekin ile ilgili olarak ilk önce jandarmayı mı yoksa Uğur Dündar’ın yanında çalışan birini mi aradığını sordu. Öztürk, Muzaffer Tekin’i kanlar içinde görünce ” Önce konuşsun ve konuştukları çekilsin diye tanıdığım bir kameraman çocuğu aradım. Hastaneye giderken de jandarmayı aradım “ yanıtını verdi.



Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Pınar » Prş Kas 20, 2008 14:14

Ergenekonda ilk ceza kesildi

Mahkeme Ufuk Türkyılmaza hapis cezası verdi.

Ergenekon terör örgütü davasının ilk cezası gazeteciye kesildi. Akşam Gazetesinin Ankara Temsilciliğinde görevli güvenlik muhabiri Ufuk Türkyılmaz, Ergenekon AŞnin sırları çözülüyor başlıklı haberi sebebiyle hapis cezası aldı.

Söz konusu haberde, Danıştay saldırısı hükümlüsü Alparslan Arslanın, halen Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu eski Yüzbaşı Muzaffer Tekinin ortağı bulunduğu şirketin avukatı olduğu yazılmıştı.

Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, muhabirin haberiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiğine karar verdi. Mahkeme, TCKnın soruşturmanın gizliliğini ihlal suçunu düzenleyen ilgili maddesi uyarınca muhabir hakkında 1 yıl hapis cezası verdi.

Ceza ertelendi. Kararda şöyle denildi: "Söz konusu yazı ile yürütülen soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği sabit olduğundan eylemine uyan TCKnın ilgili maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın adli sicil kaydının bulunmadığı ve yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir."

Kaynak
Halk tarafından devlete "Sen bana hizmet etmek için varsın, bunun ötesinde senin bir anlamın yok" dendiğinde herşey yoluna girecektir...

(Osman Pamukoğlu)
Kullanıcı küçük betizi
Pınar
Üye
Üye
 
İletiler: 1380
Kayıt: Çrş Haz 06, 2007 7:47


Şu dizine dön: Haberler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x