Ve "Türkiye A.Ş." Olduk mu?!.

Bugün Resmi Gazete'de iki önemli Cumhurbaşkanlığı genelgesi yayınlandı.

Genelgelerden birisi, açıktan atamalarla ilgili. Buna göre, 6 kurum dışında kalan tüm kurumlar, “özel sınavla” alınacak personel için Cumhurbaşkanlığı iznine tabi olacak.

İzni veren, alınacak kişileri de belirler, değil mi?

Bir vakitler torpili önlemek için devlete alımlarda yazılı sınav sistemine geçilmişti. Önce mülakat, ardından özel kaleme alım gibi hüllelerle, sistem delindi. Anlıyoruz ki, yeniden ve tamamen “torpil”e dönüyoruz.

Binlerce garibim öğretmen atanmak için, milyonlarca genç işe girmek için bekleyedursun!..

-Türkiye Varlık Fonu A.Ş.'nin Yönetimi-

İkinci genelge doğrudan milletin olan ve elde kalan son varlıklarının akibetini belirleyen Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş.'nin yeni kadrosuyla ilgili. Yönetim değişti; Erdoğan bu A.Ş.'nin de Başkanı oldu. Başkanvekilliğine de damat Berat Albayrak getirildi. Zafer Sönmez Genel Müdür, Selim Arda Ermut, Hüseyin Aydın, Rifat Hisarcıklıoğlu, Erişah Arıcan ve Fuat Tosyalı ise Yönetim Kurulu üyesi yapıldı.

Sözkonusu atamalarda, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut'un bu defa yönetime alınmaması dikkat çekti, ama daha dikkat çekici bir başka isim var.

O isme gelmeden önce 24 Haziran'dan bu yana yapılan atamalarla ilgili bazı değerlendirmeler ve bazı bakanlıklarda yaşananlara dair kulislerde konuşulanları aktaralım.

-Devlet Kulisleri-

Hangi bakan ve bürokratın, kimlerin veya hangi vakıfların kontenjanından göreve getirildiği isim isim sayılıyor. Son yapılan Yargıtay üyelikleri atamalarında dahi kontenjanlara ilişkin yüzdeler veriliyor...

Etkili bir bakanın sadece kurum dışından getirdiği 3 danışmanla çalıştığı, hatta tüm personelin kullandığı bir bakanlık giriş kapısı için, “Burayı sadece ben ve danışmanlarım kullanacak” talimatı verdiği, bunun büyük huzursuzluk yaratması üzerine talimatın şimdilik beklemeye alındığı anlatılıyor...

Keza bir başka bakanlıkta daha önceden ihalesi yapılmış ve inşaatına başlanmış bir proje için, “Bunu iptal edin, yeni birisine vereceğiz” denildiği, ancak yüklü miktarda ceza ödemek zorunda kalınacağı söylenince, bunun da şimdilik kaldığı öne sürülüyor...

“Yeni Türkiye”ye geçilmeden hemen önce yaşanan bir olay; Ünlü bir müteahhit, devlete ödemesi gereken taksidin üçüncü kez ertlenmesini ister. İlgili daire başkanı, ertelemeye onay vermez. Müteaahit, tabir-i caizse bakanlığı basıp, Bakanın makam odasının önünde daire başkanına ağır küfürlerle hakaret eder. Araya giren Bakan, müteahhidin erteleme talebini kabul ederken, daire başkanı yurtdışına gönderilir...

Bir başka iddia; Bir bakan, emrinde yüzlerce tecrübeli bürokrat olduğu halde bakanlığı ile ilgili sunumu özel bir firmaya hazırlattırır. “Efendim, bunu bir de bizim bürokratlara gösterelim” denildiğinde, “O cahil memurlar ne anlar!..” cevabını verir...

Uzatmayalım; Hemen hemen tüm kurumlarda hakim olan hava, şu sözlerle özetleniyor:

“Bürokratlara, 'Devlet gibi değil, özel sektör gibi bakacak ve düşüneceksiniz' deniliyor.”

“En ufak itiraz veya yasal durum ya da teamüllerin hatırlatılması halinde hemen 'bürokratik oligarşi', hatta 'vatan hainliği' suçlaması yapılıyor.”

-Erişah Arıcan Kimdi?-

Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş.'ye Yönetim Kurulu üyesi yapılan dikkat çekici isme gelirsek; Bu isim Erişah Arıcan.

Nereden hatırlıyoruz?

WikiLeaks'te 2016'da yayınlanan ve damat Berat Albayrak'a ait olduğu öne sürülen e-postalardan.

O vakitler Marmara Üniversitesi'nde görevli olan Prof. Dr. Arıcan'ın, Albayrak'ın tezini yazdığı öne sürülmüştü.

Arıcan'la ilgili iddia, “tez yazımından” ibaret değildi. Üniversitedeki akademisyenleri dünya görüşleri itibarıyla isim isim “fişleyip”, Berat Albayrak'a gönderdiği de bildirilmişti.

Tez konusunun gündeme gelmesinin ardından Arıcan'ın hızla yükselişine dikkat çekilip, önce Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Müdürlüğü görevine, ardından da Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildiği hatırlatılmıştı.

İşte bu isim şimdi de Varlık Fonu A.Ş.'de!..

Gel de bir kez daha Erdoğan'ın 15 Mart 2015'te Balıkesir'de işadamlarına Başkanlık sistemine geçişin önemini anlatırken, “Sizden istirhamım, yeni Türkiye’yi, başkanlık sistemini, yeni Anayasayı her fırsatta milletimize anlatmanızdır. Sizler bir işadamı gibi bu ülkenin yönetilmesini istemez misiniz? Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz” demesini hatırlama!..

Tamam “A.Ş.” gibi yönetime geçtik de bu gidişattan maalesef artık başka anlamlar çıkmıyor mu?

Müyesser YILDIZ, 12 Eylül 2018