VELA HAVNA ya da BREST-LITOVSK
Ağınlılar küçümsedikleri olaylar için, ‘La havle..’ çekmek yerine, Ağın köylerini sayarak ‘Vela Havna, Küzne, Yabanlı, Ekirek, Modanlı’ derler.
Yanılmıyorsam, Mehmet Ağar da Ekireklidir.
Şimdi, gece ve gündüz, sabah ve akşam, gazete ve televizyonlarda, Suriye’nin köy ve kasabaları sayılmakta ki, gıda getirdi.
İnanın tansiyon hapı almak durumuna geldim.
Bu kadar aymazlık okumakla değil, ancak ‘III. Abdülhamit rejimi’nde yaşamakla kazanılabilir diyorum.
Bilmem ne kadar uzunlukta, bilmem ne kadar genişlikte ‘güvenli koridor’ açabilmak için, tam sekseniki milyonu hipnotize etmişler gibi.
Bu ‘öykü’nün gerisinde, III. Abdülhamit’e ‘Kürdistan’ı kurdurmak görevi verilmiş, onun için çabalıyor dersem, sanıyorum bir tek kişinin onayını alamam.
Hayır ‘Kürdistan’ değil Irak-Şam İslam Devleti dersem, belki katılanlar olabilecektir.
Nasıl olmasın ki ?
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 76 ilinde Irak-Şam İslam Devleti’nin örgütlü olduğu bilgisine ulaşmış.
Bence bu rakam seksenbir ildir.
Başındaki valiler dahil.
Çünkü Alaca Karanlık Partisi, günün alacasına göre kimi zaman ‘Demokrat’, kimi zaman ‘Cumhuriyetçi’, kimi zaman bilmem neci olursa olsun, özünde ‘İslamcı’dır.
Hem de ‘Radikal İslamcı’.
‘Ümmetçi’ ve ‘hilafetçi’.
Bakınız, bugün ‘halifeliğin Kemalistlerce ortadan kaldırıldığı gün’ün yıldönümüdür.
Haydi, Diyanet İşleri Başkanı ‘hilafet’in ruhuna fatiha hutbesi yayınlasın bakalım !
Geçiyorum ve başlıktaki Brest-Litovsk’a geliyorum.
Birinci Dünya Savaşı ki, asıl amacı son üç İmparatorluk olan Rus Çarlığı, Osmanlı İmparatorluğu ve İran’ı parçalamak ve yarı-sömürgeden tam sömürgeliğe getirme savaşdır.
Rusya’da Ekim Devrimi yapılmış ve Kerensky hükûmeti düşürülmüştür.
Lenin emperyalistlerle ayrı ayrı ‘barış antlaşması’ imzalanması taraftarıdır.
Kerensky ise sürgündedir ve, « Rusya belki ortadan kalkacak ama kesinlikle aşağılayıcı ve onursuz Brest-Litovsk antlaşmasını imzalamayacaktır » demektedir. [Bkz Fransız Basınında Genç-Türk Devrimi, s.155).
Yani o sözde ‘demokrat’ ve hatta ‘sosyalist Kerensky’, kendince aşağılaycı olarak gördüğü ‘Barış Antlaşması’nı imzalamamayı ‘Rusya’nın ortadan kalkmasını’ yeğ tutmaktadır.
Sanki, III. Abdülhamit’in bugün Türkiye’nin ortadan kalkması pahasına ‘zalim Esed’le görüşmeye yanaşmaması gibi..
Oysa Rusya, Brest-Litovsk gereği, Talat Paşa hükûmeti’ne, Doğu Anadolu’da işgal ettiği illeri en kısa sürede boşaltacağını ve Ardahan, Kars ve Batum’un Türkiye’ye iadesi için gerekeni yapacağını bildirecektir.
Ve Türkiye’nin kurtuluş mücadelesine en büyük desteği verecektir.
Demek ki, Türkiye’de, öyle çocukça ve göstermelik ‘Milliyetçilik’ hezeyanları yerine, tarihten ders alınırsa ; bugün çok açık ve belirgin bir biçimde, Türkiye’nin ortadan kalkması değilse bile, her saniye biraz daha batağa saplandığını görmek gerekmektedir, bu bir.
İkincisi, III. Abdülhamit rejiminin, hiçbir koşulda, ama hiçbir koşulda ‘ulusal çıkarlar’ımıza hizmet etmediğini görmek gerekmektedir, eder iki.
Üçüncüsü, bu III. Abdülhamit Rejimi ile Irak-Şam İslam Devleti rejimi arasında, özde bir ‘ayırım’ yoktur.
‘Fetullah Gülen Efendi’ hareketiyle de özde bir ‘ayırım’ı yok idi, eder dört.
Yukarıda belirttiğim gibi, artık bu ‘rejim’in temel niteliklerini görmeyenleri görmek beni tansiyon hastası etmektedir ; o nedenle Cerablus-Azez-Mazez diyenlere, Ağınlılar gibi ‘vela Havna, Küzne, Yabanlı, Ekirek Modanlı’ diyorum.
Ve III.Abdülhamit Rejimi’nin her koşulda yıkılacağı ve Suriye’nin kurtuluş mücadelesine destek veren, geçek bir ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihteki onurlu yerini yeniden alacağına inanıyorum.
Halep orada ise arşın Tarih’in içinde…