VESAYETİN BÜYÜĞÜ
‘Vesayet’in de türleri vardır.
Türkiye’de en çok sözü edilen de ‘askerî vesayet’tir değil mi?
Pekiyi son otuz yılda asker hangi alanlarda ‘vasilik’ yapmıș da ‘hükûmet’lerin elini kolunu bağlamıștır?
Donla ‘Tören kıtası’ denetlenmeye kalkıșıldığında, ‘Adam gibi giyin de gel’ diyen bir asker gördünüz mü?
Askerler esir alındığında, esir alan kuvvetleri ‘mahreç’lerinde toz-duman ederek tutuklu askerleri yurda getiren bir komutan duydunuz mu?
Ama askerlerinin bașına çuval geçirildiğinde, ‘hükûmeti’ zorda bırakmamak için ‘olur böyle vakalar’ diyen komutanı biliyorsunuzdur kușkusuz.
Askerin kendi döșediği mayınları, ‘hükûmet’ isterse İsrail’e temizletsin diyen komutanı da..
Askerleri, açık ve net olarak yazıyorum, Amerikan polislerine teslim eden komutan ya da ‘komuta kademesi’ Yunan değildi ki.
‘Hükûmet’in vesayetindeki askerdi.
‘Hükûmet’ de, yine açık ne net olarak yazılmalıdır, ABD’nin vesayetindedir.
Ve bu vesayeti ‘görünürdeki asker’ kaldırmak ‘azim ve kararlılığında’ değildir.
Noktalı virgül.
‘Hükûmet’i altına girdiği vesayetten kim kurtaracak diye sorulduğunda ise, hep bir ağızdan ‘siyaset’ diyeceğinizi duyar gibiyim.
Çünkü asıl sorun halkın üzrindeki vesayetin ortadan kaldırılmasıdır.
O zaman ana muhalefet ‘CeHePe’ ya da MHP akla gelebilir.
Zaten BDP’ye kalsa ‘vesayet’ değil asker tümden ortadan kaldırılmalıdır.
Onlar peșmergenin vesayeti altına girecekleri günleri beklemektedirler.
İșçi Partisi ise iktidara geldiğinde ‘vesayet altındaki hükûmet’i ortadan kaldıracağı için herhangi bir vesayet sorunu olmayacaktır.
O nedenle lideri zindanlarda değil midir?
İșçi Partisi, benim anladığım kadarıyla, devleti yeniden kurmak için vardır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini, ‘kurucu irade’ bağlamında, ‘Atatürk ilkeleri’ doğrultusunda yeniden kuracaktır.
‘Devlet’i fethedecek, ulusallaștıracaktır.
Bence ancak o zaman ‘Ulusal Devlet’ten sözedilebilecektir.
Buraya da bir noktalı virgül koyup, ana muhalefete dönülecek olursa;
bugün Türk ulusunun üzerindeki en büyük vesayet CeHePe’nin vesayetidir denilebilir.
Halkçılık denilince CeHePe, laiklik denilince CHP’liler akla gelmiyor mu?
Ya da sanal bir biçimde getirtiliyor.
Milliyetçiliği MHP’ye kaptırdığından, CeHePe zaten milliyetçi olamamaktadır.
AB’ci olan CeHePe’nin aynı zamanda devletçi olması da olanak dıșıdır.
Öte yandan, CeHePe’nin cumhuriyetçiliği ‘ikinci cumhuriyetçi’lerin vesayetindedir.
CeHePe’nin devrimciliği ise, yılını doldurmadan ‘Eyvallah Kemal’ devrimciliğine getirilmiștir.
Ve bugün, ‘Cumhuriyet’i kuran, halkçı, laik, milliyetçi, devletçi ve devrimci Türk milleti bütün bu özelliklerini CeHePe’nin vesayetine terketmiștir.
Vesayetten kurtulmanın ön koșulu millet olmanın bilincine varmak, Türk milleti olmak için de ‘kendi nitelikleri’ni yeniden keșfetmek gerekmektedir.
Türk milleti çalıșkandır, zekidir, hayırseverdir falan ama; diğer milletlerden ayıredici özellikleri, cumhuriyetçi, laik, halkçı, devletçi ve devrimci olmasıdır.
Șöyle bir etrafımıza baktığımızda kimlerin bu özellikleri tașıyıp tașımadığını çıplak gözle görebilir miyiz göremez miyiz?
Haydi birlikte bakalım!
Vesayetin büyüğünü görebildiniz mi?
Ve belki vesayetten kurtulmanın yolunu da..
Habip Hamza Erdem