VİCDAN MAHKEMESİ..
Boşuna çabalamayın.
Her yaptığınızın hesabını vereceğiniz günler adım adım yaklaşıyor.
O kadar çaldınız, o kadar çırptınız, o kadar istismar ettiniz ki artık saklanamıyor, örtü yetmiyor yaptıklarınızı gizlemeye.
Türkiye Cumhuriyeti’ni “Vakıf Cumhuriyeti” yaptınız.
O vakıflara da tosun, torba kim varsa doldurdunuz.
Dünya gençliği uzay bilimleri, nükleer tıp, yapay zeka uygulamaları ile eğitilirken, bizim gençliği ‘Okçular Vakfı’na mahkum ettiniz.
Kamu ihalesi gündeme geldiğinde tosunlarınız kapattı köşe başlarını.
Bebelerinizin uzaktan yönettikleri şirketlere parsellediniz, devletin imkanlarını.
Eskiden, gariban çocukları ülkenin her yanında açılan yatılı Hemşirelik, Ebelik okullarına gider, lise eğitimi süresince hastanelerde uygulamalı eğitim alır, mezun olduğunda da ataması yapılırdı bir hastaneye.
İnsan Sağlığı ile ilgili bu eğitim kurumlarını özele açtınız, Lise Diploması satan okullar haline getirdiniz.
Yetmedi, kızlardan gelen para ile yetinmediniz erkek hemşire icat ettiniz.
Şimdi binlerce Sağlık Meslek Lisesi çıkışlı genç özel hastanelerin kapısında nöbet tutuyor, ‘Acaba iş bulabilir miyiz’ diye.
Bu büyük günahın, bu büyük vebalin altında imzası olanlardan biri, Kayseri’nin vekili oğluna ‘Özel Sağlık Lisesi’ açtı.
Baktı oğlan sağlıkta iyi para var, Corona Testi kiti için sosyal medyada sipariş toplamaya başlamış,
Çok değil canım tanesi 30 ABD Doları.
Durum ortaya çıkınca kıvırdılar, çevirdiler başarılı olamayınca samimiyetle özür dilediler.
Özür yetmez İsmail efendi, özür yetmez.
Kaldıysa kırıntısı, erdemin, ahlakın, şahsiyetin.
Gereğini yapar istifa edersin.
Bütün dünya ülkeleri olduğu gibi ülkemizde de Corona Virüsü ile Mücadele ediliyor.
Bu adı konulmamış bir savaştır.
Ve bütün savaşlar 3 ordu yaratır.
Yas tutanlar Ordusu, sakatlar ordusu ve hırsızlar ordusu.
Bu savaştan ise Yas Tutanlar Ordusu çıkacak.
Sakatlar Ordusu yerine ‘Aç İnsanlar’ Ordusu çıkacak.
Bir de Hırsızlar Ordusu çıkacak.
Ama bir de ‘Uyanmış bir Millet Ordusu’ çıkacak ki, bu ordudan korkun.
Bu Ordu var ya bu ordu.
Çağıracak İsmail Tamer’i Vicdan Mahkemesi’ne.
Soracak Sağlık Eğitimini nasıl sulandırıp, mahdumuna nasıl paralar kazandırdığını.
Test kiti vurgunu girişimini soracak elbette.
Cağıracak Taner Yıldız’ı, aynı Mahkeme.
Türkiye’nin elektriğinin Mehmet Cengiz’e, Türkiye’nin Doğalgaz işinin nasıl yandaşa, yalakaya peşkeş çekildiğini, Türkiye’nin GES Ruhsatlarının ‘Sen-ben-bizim oğlan’ arasında nasıl pay edildiğinin hesabını soracak.
Cağıracak Yaşar Karayel’i, ‘Memlekette adam mı kalmadı da oğlunu torpil kontenjanından milletvekili yaptırdın’ı sorgulayacak.
Şeker Fabrikası’nı soracak, fabrika arazini soracak.
Yemekhane ihalelerini soracak mesela, bir başkasına.
Bir başkası Kayserispor üzerinden omoyla yıkanıp Memleket Ekonomisine kazandırılan! kirli paraların hesabını verecek o vicdan mahkemesine.
Ve biz o zaman bakıp bakıp diyeceğiz ki;
“Neler çektiniz bu mahdumlarınızdan, damatlarınızdan, yakınlarınızdan, yandaşlarınızdan. Nasıl da kullandınız siyaset ve kamunun imkanlarını, mahdumlarınız için, damatlarınız için, yandaş bir avuç mutlu azınlık için”
Namık Tamer’in test kiti hesabı, aysbergin görünen bölümünü oluşturuyor.
Asıl büyük kir, asıl büyük vurgun ve vurgunlar aysbergin su altında kalan bölümünde.
Ama yakında sular çekilecek.
İşte asıl kıyamet o zaman kopacak.
Ahmet ZORLU - Kayseri Olay Gazetesi 30 Mart 2020 Pazartesi yazısıdır