VİTES KÜÇÜLTEN TÜRKİYE(IV): ÇÖKMEKTE OLAN ŞEHİR EFSANELERİ…
Dr. Noyan UMRUK
Bir sürü şehir efsanesi teker teker çöküyor. Yavaşlamanın temel nedenleri buzdağının görünmeyen kısmı gibi birer birer su üstüne çıkıyor. Ekonominin boğazını tıkayan ilk faktör iç ve dış özetle toplam talepteki ciddi gerilemeler…
Yatırım+Tüketim=İç talep gerilemesi:
Tüketim ve yatırımlardaki gerileme yavaşlamanın önemli bir nedeni. Yatırımlar yüzde 7.5, gerilemiş; yatırımlar, 2008-2009’da olduğu gibi krizlerde düşer.
Özel tüketimin daralma eğilimi hızla artıyor, devletin cari(tüketim) harcamalarındaki (yüzde 5,7’lik) artış ise bu daralmaları telafi edememiş.
Sonuçta, bu üç harcama kaleminin toplamı, yani iç talep, bir yıl içinde yüzde 1,8 oranında küçülmüş.
Cari devlet harcamalarındaki artışın ana nedeni ise memur maaşları değil, özel sektörden “mal/hizmet alımları”.
Maaş/ücret giderlerinin cari kamu harcamaları içindeki payı, 1998’de yüzde 65, 2002’de yüzde 60, 2012’den sonra ortalama yüzde 44’lere doğru çekiliyor…
Kısacası, son yıllarda “kamu hizmetleri”nin kamu personeli tarafından sunulan bölümü adım adım istisnai olmakta; taşeronlaşma ön plana çıkmakta.
Ekonomiye güven endeksi sadece son aylarda %15-20 gerilemiş durumda…
Ülkede gelir dağılımında orta ve düşük gelir gruplarına yönelik hiç bir iyileşme yok.İç talep-tüketim baskı altında. Emekçi ve emekliler ile önemli bölümü iktidar eliyle süratle zenginleştirilen yüksek gelir grupları arasındaki makas hızla açılıyor. En fazla 7-8 kat olması gereken en yoksul, en zengin katmanlar arasındaki gelir farkı, OECD verilerine göre 14. Oysa asıl tüketecek grup, bu orta ve alt gelir grupları…Keynes de böyle diyordu.
Büyüme- Dış Ticaret ilişkisi-Dış ticaret hacmi ve ihracat:
Milli gelirin daha da küçülmesini, büyümenin yavaşlamasını dış ticaret önlüyor.
İç talep daralırken milli gelir artabilir mi?
TÜİK’in 2012 verileri bunun mümkün olduğunu gösteriyor.
İthalat değişmemiş; mal ve hizmet ihracatı yüzde 17 oranında artmıştır.
Ekonominin küçülmesi bu sayede önlenmiş; 2011’de yüzde 8,8 oranında büyüme hızı sağlanmış…
Gelelim günümüze…Siyasi bakımdan ABD desteğine yaslanan Türkiye, ekonomik bakımdan tüm çabalara rağmen dış ticaret hacmi açısından hala Avrupa’ya %40’ı aşan oranda bağımlı. Oysa, güvenilen dağlara karlar yağmakta…Avrupa krizde. Avrupa'nın en zengini, Almanya'da bile yoksulluğa tepkiler patlıyor.. Güney Avrupa ise evlere şenlik… Diğer ihracat odağı Rusya, Ukrayna krizi nedeniyle uygulanan ambargo ve petrol-doğal gaz fiyatlarının düşürülmesi nedeniyle ciddi sorunlar yaşıyor. Turizm, giyim sebze ve meyve ihracatı tehlikede,,, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Mart ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Buna göre Türkiye genelinde ihracat Mart ayında yüzde 13,4 gerileyerek 11 milyar 229 milyon dolar olarak gerçekleşti. İlk 3 ay için ihracat yüzde 6,8 gerileyerek 35 milyar 816 milyon dolara düştü.
Diğer dışsatım seçenekleriyle, Libya, Mısır ve Suriye ile kanlı-bıçaklı durum ortada. Libya, müteahhitleri tamamen kapı dışarı ettiği gibi, milyarlarca dolarlık alacaklarının da üstüne yattı…Irak’la ilişkiler limoni… İran’la gerilim yükseliyor.Ayrıca, bu durum ulaşım, dış ticaret filolarının hareketini imkansız kılıyor…Mısır Türkiyeden yapılacak RoRo seferlerine aybaşından itibaren izin vermeyeceğini açıkladı. Tek açık liman ilişkilerimize rufailerin karıştığı birilerinin sürekli çemkirir göründüğü, lakin mahdum gemiciklerinin fink attığı İsrail’in Hayfası… Irak’ta İŞİD belası, Suriye’de bunun yanında tıpkı Mısır gibi fütursuzca ve israrla yanlış ata oynanan mezhepçi bir dış politika ekonomik sonuçlarını vermiş görünüyor…
Turizm gelirleri açısından Türkiye’ye en çok turist gönderen iki ülke Almanya ve Rusyadan yoğun rezervasyon iptalleri gündemde…
Nitekim, yüksek göstermeyi amaçlayan abartmalara rağmen(Örneğin;17-25 Aralık yolsuzluklarını da kapsayan altın ihracatı meselesi… İran’ın doğal gaz, petrol ithalatı -bu ülkeye uygulanan yaptırımlar nedeniyle- şaibeli altın transferleriyle ödenerek, aracılık edilmesi istatistiklerde “ihracat” olarak gösterilerek ihracat rakamlarına eklenmiş.) yukarıdaki ülkelere yapılan ihracat Şubat 2015 rakamlarına göre sektörlere göre %10-40 oranlarında düşmüş durumda…
Sonuç: Talebi azalan üretim kesimleri neden daha fazla üretsin ki; finansal alanda zahmetsizce karını maksimize etmek(ençoklaştırma) varken…
(1)Tim verileri-Türkiye'nin ihracatında en büyük kaybın yaşandığı ülkelerin başında Rusya geliyor. Ukrayna krizi, yaptırımlar ve petrol fiyatlarının düşmesi nedeni ile zor günler yaşayan Rusya'ya ihracat Mart ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 33 azalarak 328 milyon dolara düştü. Mart 2014'de Türkiye'den Rusya'ya ihracat 486 milyon doları bulmuştu.2015'in ilk 3 ayında Rusya'ya yapılan ihracat 937 milyon dolarda kalırken, geçen yılın ilk çeyreğinde ihracat 1 milyar 436 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. İlk çeyrek açısından Rusya'ya ihracat kaybı yüzde 35'leri buldu. 2014'de Rusya'ya ihracat rakamı toplamda 6 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2013'de Rusya 7 milyar 96 milyon doları bulan ihracat rakamı ile Türkiye'nin 4'üncü büyük ticaret ortağı idi. 2015 için kaybın bir önceki yıla göre yüzde 30'un üzerinde olmasından endişe ediliyor.
Türk girişimcilere göre Rusya'ya ihracat rakamlarının düşüşünde en önemli etken lojistik ve kota sorununun çözülememesi. Yaş meyve ve sebzenin dışında katma değeri yüksek ürünlerin ihracatında sorun yaşayan Türkiye, yeni gıda ürünlerinin Rusya pazarına girişinde de başarılı olamadı.Ukrayna krizi nedeni ile yaptırım uygulayan Batılı ülkelerden gıda alımını durduran Rusya ithal ikame modeline geçti. İçerde üretici desteklenirken, dış pazardan alımlar da İsrail başta olmak üzere İran ve Latin Amerika ülkeleri ile çeşitlendi.
Rusya Gümrük Servisi verileri dikkate alındığında, Türkiye'nin Rusya'ya ihracatının düşmesini tek başına Rusya krizi ile açıklamak mümkün değil.Rusya Federal Gümrük Servisinin verilerine göre Rusya ve Türkiye arasında toplam ticaret hacmi sert bir şekilde düştü. Rusya'nın genelde dış ticareti Ocak ayında yüzde 33,9 düşüşle 39 milyar dolara gerilerken, Türkiye ile dış ticaret hacmi yüzde 87,7 kayıpla 2,3 milyar dolara geriledi