'Washington Büyükelçiliği'ne Hangi Bakan Aday?
Washington'da ekim ayı çok hareketli geçiyor.
Siyasi, ekonomik ve ideolojik toplantılar birbirini izliyor.
TÜSİAD Washington'a adeta çıkartma yaptı; Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz başkanlığında temaslarda bulunuyor.
Ekonomi Bakanı Ali Babacan da Washington'da...
Obama Yönetimi kepenk indirdi, Amerikalı muhatapları kendi dertlerine düştü ama yine de, heyetler dertlerini anlatacak bir ortam buluyor..
Cemaat kuruluşları başka bir çaba içinde; Fethullah Gülen'in Hizmet Hareketi'ni anlatmak için konferanslar düzenliyor.
Bu ay, ABD'deki direnişçiler için de bereketli bir ay olacak.
Cumhuriyet Bayramı her platformda coşkuyla kutlanacak, Gezi direnişçilerine destek gösterileri yapılacak.
Bu arada, görev süresi dolan diplomatlar Washington'a veda ediyor, yeni atamalar için ‘Hoş geldin’ partileri veriliyor.
Büyükelçiliğin ikinci adamı Timur Söylemez ile Müsteşar Rauf Alp Denktaş Washington'daki görevlerini arkadaşlarına bırakıp Türkiye'ye dönüyor.
Washington Büyükelçisi Namık Tan, iyi bir ev sahipliği örneği gösterip, tarihi ‘Büyükelçilik Konutu’nu konuklara açıyor. Caz konserleri Amerikalı misafirleri büyülüyor.
Siyasi kulisler de hareketli...
Son günlerde, Büyükelçi Tan'ın yerine kimin atanacağına ilişkin konuşmalar arttı.
İlginç görüşler öne sürülüyor.
Tahminlerin hemen hepsi, siyasette 3 yılını dolduran AKP'li iki bakan üzerinde yoğunlaşıyor.
Egemen Bağış ve Ali Babacan.
Ekonomist oluşu ve yumuşak tavrı nedeniyle, Erdoğan'ın tercihinin Babacan olacağı değerlendirmesi yapılıyor.
Ayrıca, Babacan'ın ‘Cemaat’e ters gelmeyecek bir isim olduğu da konuşuluyor.
Büyükelçi Tan; yerine seçilecek kişi belli olana kadar, Washington ile Ankara arasında özgürlükler, insan hakları ihlalleri ve dış politika sıkıntılarını yaşamaya devam edecek.
Washington'a büyükelçi olarak hangi isim atanırsa atansın, AKP politikalarında iyileşme olmadıkça, ABD Yönetimi ile sıkıntılar süreceğe benziyor.
BİLGİ İÇİN:
Sevgili Gong'cular
Falun Gong Hareketi sizler için bir yaşam tarzı olabilir. Saygı duyarım.
Budizm, Taoizm ve meditasyonla ilgili değilim. Ancak 100'den fazla ülkede örgütlü bir hareket, ister sazlı-sözlü zikir yapsın, isterse meditasyon, tarikatın tarifi bellidir ve Falun Gong Hareketi bu tarife uyuyor. Ayrıca, bu benim tanımlamam da değil.
Konumuz da bu değil…
‘Fethullah Gülen ve Falun Gong’ başlıklı yazımda, iki harekete ABD'den verilen destekle ilgili (iddiaların) benzediğini anlatmaya çalıştım.
"Uygulamanın şu anda dünya çapında Türkiye dahil 100'den fazla ülke ve bölge tarafından desteklendiğini ve serbestçe tatbik edildiğini, birçok ülkede okullarda beden dersi yerine getirildiğini, hapishanelerdeki mahkumlara topluma yararlı bireyler olmaları için öğretildiğini ve Üsdat Falun'un ‘kitaplarının telifi’yle geçindiğini" yazmışınız. Teşekkür ederim.
Bu benzerlikler de bana birini hatırlatıyor.
Yılmaz POLAT, 12 Ekim 2013
yilmaz.polat@yurtgazetesi.com.tr