HASAN. 7 yaşında.
İzmirli.
Hemşerim olduğu için yakından takip ederim. İlk kez, 4 yaşındayken haber yapmıştım onu.
Gördüm ki, bu hafta bazı gazetelerde yine fotoğrafı var. Yine gülümsüyor.
Çünkü o "mutluluk hastası..."
*
Diyeceksiniz ki, o ne?
100 bin insanda 1 görülüyor. Tıp literatüründe "Williams Sendromu" olarak geçiyor. 7nci kromozomda oluşan bir bozukluk aslında... Bu bozukluk nedeniyle, devamlı gülümsüyor. Şen şakrak... Hayata pembe gözlüklerle bakıyor. Doktorlar, "kokteyl adamı" diyor onlara... Çünkü hep, adeta kokteyle katılmışçasına mutlu, keyifli... Neşeli müzikler dinlemeyi seviyor. Gürültü sevmiyor. Kavga edenleri görmeye tahammül edemiyor. Ağlayanlara katlanamıyor. Ölüm, kaza gibi hadiseleri konuşmaktan nefret ediyor. Tartışmaktan kaçınıyor. Dost canlısı. Çok kolay arkadaşlık kuruyor. Surat asanlarla görüşmüyor.
*
E şahane...
Hastalık bunun neresinde?
Şurasında...
Canını sıkan bir olay gördüğü zaman, bunalıma giriyor, kilitleniyor. Takılmış plak gibi, devamlı aynı lafları tekrar ediyor. Normale dönmesi günler alıyor. Dikkat eksikliği oluyor. Allah korusun, çok üstüne gidilirse, kalp krizine sebep oluyor.
O yüzden, özellikle haberler varken televizyon açılmıyor, kavga edilmiyor, bağırılmıyor, suratlar asılmıyor, mutluluğunu, huzurunu, keyfini bozacak davranışlardan uzak duruluyor.
*
Hani bazen soruyorsunuz ya, "bunca şehit varken, bunca acı yaşanırken, neden bazı kişiler hiç istifini bozmuyor, pembe tablolar çiziyor, keyifle gezip tozmaya devam ediyor, papağan gibi habire aynı lafları tekrar ediyor" diye...
Sanırım bundan.
"Mutluluk hastalığı"na yakalanan tek vatandaşımız, minik Hasan değil... Çok var.
Bi teşhisleri eksik.
Y. Özdil