YALAN EKEN HÜSRAN BİÇER
İrfan Tuna
Yalan söyleme konusunda kimse ellerine su dökemez
Elinizdeki bardağın bardak değil de vazo olduğuna bile inandırabilirler sizi
İyi eğitim almışlardır
Etkili koltuklarda otururlar
Ağızları iyi laf yapar
Sihirbazın şapkasından arada bir tavşan, onların ağzından hep yalan çıkar
Hep yalan söylerler
Doğru söylediklerinde bile, bilin ki, söylemek istedikleri yalanı süslemek, yalanlarına sizi inandırabilmek için yaparlar bunu
Gözünüzün içine baka baka yalan söylerler
Bıkmadan, usanmadan, yüzleri kızarmadan yalan söylerler
Yalanları defalarca ortaya çıkar
Aynı yalanları döner dolaşır yine söylerler
Bu yeteneklerinden dolayı boğaz manzaralı yalılarda, sırça köşklerde otururlar
Yüksek maaşlar, ödüller alırlar
* * *
Kimlerden mi söz ediyorum?
Ülkemizin itibarı yüksek Amerikan uşaklarından söz ediyorum elbette
Bunların kimi Sorosla sıkı fıkıdır
Kimi CIA ajanı Graham Fullerin gözdesidir
Kimi Karen Foggun emir eridir
Kimi politikacı, kimi gazetecidir
Kimi akademisyendir, kimi vakıf yöneticisidir
Hepsi de Türkiyeyi aşağılamakla, pazarlamakla, insanlarımızı kandırmakla, kazıklamakla yükümlüdür
Hepsi de ABD ve AByi parlatmakla görevlidir
Ambalajları farklı farklıdır ama aynı Amerikan fabrikasının ürünüdürler
Kiminin ambalajı İslamcılıkdır
Kimininki solculukdur
Kimininki sağcılıkdır
Kimi Kürtçüdür
Kimi liboş, kimi ikinci Cumhuriyetçidir
Ama hepsi de ABD değirmenine su taşır
Hepsi de Amerikancıdır
Hepsi de Amerikancıdır
Hepsi de Amerikancıdır
Kıbleleri Amerikadır
İlham kaynakları Beyaz Saraydır, Pentagondur
Türkiyede Türk Silahlı Kuvvetlerinin, ulusal güvenliğimizi yaşamsal düzeyde ilgilendiren bir konuda görüş açıklamasını bile siyasete müdahale olarak yorumlarlar
Ordu işine baksın, siyaset yapmasın
diyerek yaygaraya başlarlar
Ama ABDnin emperyalist çıkarları söz konusu olduğunda Pentagonun ve ABD ordusunun ülkemizdeki sözcüsü gibi, hoparlörü gibi davranırlar
Ulusal güvenliğimizle ilgili konularda söz hakkı tanımadıkları Türk Silahlı Kuvvetlerimizi, ABD çıkarları için dünyanın öbür ucuna göndermeye çalışırlar
ABD ve ABye, ABDnin, ABnin altımızı oyan kurumlarına, temsilcilerine son derece saygılıdırlar
Türkiyemizin ulusal çıkarlarını savunan güçlerine karşı saldırganlıkta sınırları yoktur
* * *
Bunların attığı manşetlere, yazdığı yazılara bakarsanız her iki yılda bir ABye girmişizdir
AB süreci bizi demokratikleştiriyor derler
KKTC AB önünde engel, Denktaştan kurtulursak, statükocuları aşarsak, Kıbrıs sorununu çözeceğiz, ABye gireceğiz
derler
ABye girersek, herkes iş bulacak, cebimiz para dolacak, Türkiyeye yabancı sermaye akacak
derler
Saddamın elinde kimyasal silahlar var
Saddam, bölge için bir tehlikedir
ABD Iraka demokrasi ve özgürlük getirecek
derler
ABD stratejik müttefikimiz
derler
ABD, PKKya karşı Türkiyenin yanında derler
ABD, Türkiyeyi karşısına almaz, Irakta bir Kürt devleti kurmaz, paranoyak olmayın derler
Artık ulus devletlerin dönemi bitti, küreselleşme bütün dünyayı insan haklarıyla tanıştıracak, özgürleştirecek derler
Tarihimizle yüzleşelim, soykırım yaptığımız Ermenilerden özür dileyelim derler
Dünyanın patronu ABDdir, ABDnin karşısında kimse duramaz derler
Hatta bu konuda Cüneyt Ülsever gibi, ABD kökenli Metotlar açıklayanlar bile çıkar
Güldürmeyin beni; kimse SS2 Metodu'nun önünde duramaz! NOT: 1) Daha evvel de yazmıştım; SS1 Metodu Seve Seve Metodu''dur. 2) Her iki metot da ABD kökenlidir derler
(Olası alternatif hükümet senaryosu- Cüneyt Ülsever- 28 Mart 2001-Hürriyet) Cüneyt Ülseverin ima ettiği SS2 Metodunun ne olduğunu umarım anlamışsınızdır
Borçlarımızın katlanarak arttığını göre göre, döviz açığımızın büyüdüğünü, dış ticaretimizin büyük zararlar yazdığını, varlıklarımızın ve zenginliklerimizin küresel eşkıyaların eline geçtiğini bile bile; böbürlenerek Ekonomimiz hızla büyüyor
Küresel güç oluyoruz derler
* * *
Gazete arşivlerini biraz karıştırırsanız, bırakın 10 yıl öncesine gitmeyi, geçtiğimiz 10 yıl içinde yazılmış yazıları, söylenmiş sözleri, verilmiş demeçleri biraz incelerseniz, neler görürüsünüz neler
Eminim ki, bugünleri araştıracak ve tarihi yazacak olan gelecekteki kuşaklar, bugünün itibarlı traji-komik Amerikan uşaklarını, tarih içinde Vahdettinin, Damat Feritin, Ali Kemalin yanındaki yerlerine yerleştirmekte pek zorlanmayacaklardır
İşgal ettikleri mevkiler büyük ama kendileri küçük olan bu adamlar, ektikleri yalanların bedelini bugün halkımıza ve vatanseverlere ödettiriyorlar ama ektikleri yalanların hüsranını bir gün mutlaka kendi elleriyle biçeceklerdir
Mutlaka