Yalan Haber Gerçekten Çabuk Yayılır!

Yalan Haber Gerçekten Çabuk Yayılır!

İletigönderen gamze köse » Cum Eki 25, 2024 19:22

28 Ekim 2017'de yaşanan trajikomik bir olay: Filistinli bir işçi Facebook sayfasında işyerindeki buldozerin yanı başında çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı. Fotoğrafın altına da "Günaydın!" yazdı. Otomatik bir algoritma Arap harflerinin transliterasyonunda ufak bir hata yapıp harfleri "günaydın" anlamına gelen "Ysabechhum!" olarak değil de "katlet" anlamına gelen "Ydbachhum!" olarak algıladı. Adamın buldozerle insanları ezmeyi planlayan bir terörist olabileceğinden şüphelenen İsrail güvenlik kuvvetleri, adamı bir çırpıda gözaltına aldı. Algoritmanın hata yaptığı anlaşılınca adam serbest bırakıldı. Ama soruna yol açan Facebook paylaşımı yine de kaldırdı. Dikkati elden bırakmamak lazım tabii! Günümüzde Batı Şeria da Filistinlilerin başına gelenler, gün gelip dünyanın dört bir yanındaki milyonların başına geleceklerin ön gösteriminden ibaret olabilir. Filistinlilerin her telefon konuşması, her Facebook paylaşımı veya her şehirlerarası seyahati İsrail’in mikrofonları, kameraları, insansız hava araçları ya da casus yazılımları tarafından gözetleniyor. Toplanan veriler daha sonra büyük veri algoritmalarının yardımıyla analiz ediliyor. Bu sayede İsrail güvenlik kuvvetleri potansiyel tehlikeleri tespit edip sahaya bir sürü asker sürmeye gerek kalmadan etkisiz hale getirebiliyor. Filistinliler Batı Şeria'da birtakım kasabaların ve köylerin idaresine sahip olsalar da gökyüzünü, radyo frekanslarını ve siber âlemi İsrail kontrol ediyor. Bu yüzden de Batı Şeria'daki 2,5 milyon Filistinliyi etkili şekilde kontrol altında tutabilmek için şaşılacak kadar az İsrail askerine ihtiyaç duyuluyor. (Yuval Noah Harari “21.Yüzyıl için 21 Ders”)

7 Ekim 2023 tarihinde başlayan Filistin-İsrail çatışmasını bu doğrultuda düşünürsek; bir iki düzine Filistinlinin İsraillilere saldırması ve bu saldırının videolarının birkaç saat içinde sosyal medyada yayılması İsrail'in Filistinlilere yapacağı soykırımı meşrulaştırmak için kurgulandığı anlaşılıyor.

Sosyal medya platformları aracılığıyla ‘Fake News’ yani ‘Sahte Haberler’ oldukça yaygınlaştı. Sosyal medya, gerçek olan doğruları bile ortadan kaldırma gücüne erişti. Artık kime, neye, neden inanacağımız paranoyasıyla yaşıyoruz.

“Yalanlar Gerçeklerden Daha Hızlı Yayılıyor”

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından yapılan araştırmada; yalan haberlerin gerçek haberlerden daha fazla kişiye ulaştığı ve sahte haberlerin gerçek haberlere göre %70 oranında daha fazla yayıldığını ortaya koyan çalışması Science dergisinde yayımlandı.
(https://www.science.org/doi/10.1126/science.aap9559)

“Linç Etme Kültürü ve Şiddet”

Sosyal medya platformlarını elinde tutanlar, shoplu fotoğraflarla, deepfake (sahte) videolarla, yalan yanlış bilgilerle bu platformları kullananları istediği şekle sokabiliyor. ABD’nin başlıca 17 istihbarat kurumu, Facebook gibi sosyal medya paylaşım sitelerinde sahte haberlerin yayınlanması ve hızla yayılması konusunda ABD halkının %88’nin gerçeği algılamasını etkilediğini söylüyor. Pew Araştırma Merkezi'nin de 2016'da yaptığı ankete göre: ABD'li yetişkinlerin yaklaşık üçte ikisi (%64), yalan haberlerin gerçekler hakkında büyük bir kafa karışıklığına neden olduğunu söylüyor. https://www.pewresearch.org/journalism/ ... confusion/

Bu sahte haberler, sosyal medya ortamlarında bulunan ya trollerden ya bot hesaplardan ya da kamuoyu üzerinde etkisi olan fenomenler üzerinden aktartılıyor. Bu sahte haberlere maruz kalan kitleler, gerçekle sahteyi birbirinden ayıramayacak duruma geldiğinde linç etme kültürü ortaya çıkıyor. Sosyal medya platformlarında linç etme kültürüyle radikalleşenler gerçekte olabilecek çatışma halinde sokaklarda şiddet gösteriyor.

Dünyanın herhangi bir yerindeki olay, çatışma, gerilim, şiddet, eylem sosyal medya platformları eşliğinde daha da aşırılaşabiliyor veya şiddetlenebiliyor.

Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından desteklenen Facebook üzerinden yürütülen kampanyalarla ‘Arap Baharı’ hareketinin ‘Kanlı Bahar’a dönüşmesini tüm dünya sanal sahnede izlemişti.

Sosyal Medya ve Sahte Haberler

2010’da Tunus’ta tezgâhına el konulmasına isyan eden sebze meyve satıcısı Muhammed Buazizi’nin kendisini yakmasıyla başlayan isyan Arap Baharı’na dönüşmüştü. Muhammed’in kuzeni Ali, Muhammed’in kendini yaktığı anları ve protesto görüntülerini Facebook hesabından paylaşmasıyla dünyaya hızla yayılmıştı. Bu görüntülerle Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın tamamına yayılan Arap Baharı Hareketi, sosyal medyada; özgürlük, demokrasi ve insan hakları söylemleriyle pazarlandı. Daha sonra, nefret ve şiddet söylemleriyle sokaklara çıkan milyonlarca insanın göçe zorlandığı, evsiz bırakıldığı, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı, baskının ve zulmün el değiştirdiği, demokrasinin silahlarla geldiği, milyonlarca insanın yaralandığı ve binlerce insanın öldüğü ‘Kanlı Arap Baharı’na dönüştü. Gerçekte, o coğrafyada önemli suyollarının bulunması, petrol ve doğalgaz gibi zengin enerji kaynaklarının varlığı nedeniyle milyonlarca insanın kaderini kontrol edenler ‘Kan Bahar’ı istemişti. Ve bu isteklerini sosyal medya algoritmalarını kullanarak gerçekleştirmişti.

Suriye'de Kimyasal Saldırı Yalanı

İngiltere'den Suriye'ye rejim karşıtı mücadele için giden İngiliz Samira Schakle, Suriye iç savaşını oldukça dramatik bir şekilde anlatıyorken kimyasal saldırı yalanını da araya serpiştirmeyi ihmal etmiyor veya ettirmiyorlar. ABD, Fransa ve İngiltere'nin Suriye’ye ortaklaşa yaptığı füze saldırısını haklı çıkarmak için Suriye devletinin sivillere yönelik kimyasal saldırıda bulunduğu söylemi bir tür yalan haber örneğidir. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ‘uluslararası kurumun Suriye’de yaptığı araştırmayla kimyasal silah olmadığı belgelendi.’ diye açıklama yaptı. (https://anlatilaninotesi.com.tr/2018051 ... 78720.html)

2015 yılında Facebook, Suriye devletini terör örgütü ilan etti. Suriye devleti yanlısı haber kanallarının Facebook hesapları Facebook tarafından kapatıldı. Ve üstelik Suriye devletine karşı savaşan cihatçılara eğitmenler sağladı. Algoritmalar sayesinde kullanıcılarının her şeyini bilen Facebook, Suriye devlet yanlılarının kişisel verilerini saldırı düzenlemeleri için Suriye muhaliflerinin hesabına yönlendirdi. (https://www.voltairenet.org/article214362.html#nb10) Böylelikle, Facebook yardımıyla başlayan Suriye iç savaşı binlerin ölümüne, milyonların başka ülkelere göç etmesine neden oldu. Suriye fiilen bölündü.

2018'de NATO tarafından finanse edilen etkili bir düşünce kuruluşu olan Atlantic Council ile Facebook, ‘dünya çapında seçimlerde seçmenleri ve sivil toplumu etkilemek için Facebook’un doğru kullanımı’ adı altında ortaklık kurdu. Facebook, ayrıca seçimler ve diğer çok hassas anlarda ‘Atlantic Council'in Dijital Araştırma Birimi İzleme Görevleri’ni de kullanacak.

Facebook bu işbirliğini, “belirli bir coğrafi bölgeye odaklanmamızı sağlayacak — yanlış bilgi ve yabancı müdahaleyi izlemek ve ayrıca vatandaşları ve sivil toplumu eğitmeye yardımcı olmaya yarayacak bir çalışma.” olarak açıklıyor. (https://about.fb.com/news/2018/04/new-e ... nitiative/ ) Bu aslında dijital röntgenimizin çekilmesinin işbirliğidir.

Birinci Dünya Savaşı’nı iyi bir fikir gibi göstermek için reklam kampanyası tasarlamakla görevli ABD Kamu Enformasyon Komitesi’nden sorumlu Amerikalı Edward Bernays “Propaganda” kitabında şöyle yazıyordu: “Ne aldığımızı, nasıl oy verdiğimizi ve neyi iyi neyi kötü addettiğimizi sessizce belirleyen şey, bir tür yönetsel aristokrasidir.”

Yani, yönetimi elinde tutanlar ya medyayla ya da sosyal medyayla kitleleri hileli yönlendirmelerle yönetir, zihinlerini şekillendirir, zevklerini oluşturur, fikirleri benimsetir.

Facebook ve Atlantic Council’in ortaklığını bu yönde düşünerek yorumlamalı!

Dijital Diktatörlük!

2020’de Facebook, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali’deki Fransız Ordusuyla bağlantılı hesapları Pentagon’unkiyle uyuşmayan bir kampanya yürüttüğü için kapattı.

Ukrayna’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakınlığıyla bilinen Rus yanlısı Muhalefet Platformu liderlerinden Viktor Mevedçuk’un “112 Ukrayna” adlı TV kanalı YouTube tarafından engellendi. (https://www.qha.com.tr/haber-arsivi/rus ... ndi-307644) Ukrayna’da Amerika karşıtı Rusya yanlısı yayın yapmak anlayacağınız kimsenin haddine değil!

Türkiye’de de Facebook’ta Rusya’ya ait haber kanallarından paylaşım yapıldığında; ‘bu yayın, Facebook’un tamamen veya kısmen Rus hükümetinin editoryal kontrolü altında olduğu’ uyarısında bulunuyor. Yani ‘bu uyarıya göre okumanı şekillendir!’ demek isteniliyor.

Dijital devlerin kontrolünde sosyal medya algoritmaları aracılığıyla toplanan verilere göre oluşturulan sahte haberler, hikâyeler, kurgular ile bir tür dijital kölelik çağına paranoyak olarak uyanıyoruz.

Yuval Noah Harari “21.Yüzyıl için 21 Ders” kitabındaki alıntıyla sonlandırırsak: “İnsanlar Google’dan rotolarını çizmesini istiyor. Bir kavşağa geldiklerinde iç sesleri “sola dön” dese de Google Maps “sağa dön” diyor. İlkin sola dönüyor ve trafiğe yakalanıp önemli bir toplantıyı kaçırınca bir sonraki sefer Google’ı dinleyip sağa dönerek gidecekleri yere zamanında varıyorlar. Google’a güvenmeyi tecrübe ederek öğreniyorlar. Bir iki sene geçince Google Maps’ın her dediğini körü körüne kabul ediyor ve akıllı telefonları çalışmadığında budala gibi ortada kalıyorlar.”

Gamze Köse, 20 Ekim 2024
Kullanıcı küçük betizi
gamze köse
Üye
Üye
 
İletiler: 49
Kayıt: Prş Oca 12, 2012 16:30

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x