Yandaş Sanatçıları Uyarıyoruz: Sakın AKP'nin İpine Güvenip de Kuyuya İnmeyin

Yandaş Sanatçıları Uyarıyoruz: Sakın AKP'nin İpine Güvenip de Kuyuya İnmeyin

İletigönderen İrfan Tuna » Cum Ağu 26, 2011 22:59

YANDAŞ SANATÇILARI UYARIYORUZ: SAKIN AKP’NİN İPİNE GÜVENİP DE KUYUYA İNMEYİN…

Yandaş gazeteci, yandaş savcı, yandaş yargıç, yandaş polis derken şimdi bir de karşımıza yandaş sanatçı çıktı.

Recep Tayyip Erdoğan, zaman zaman kendisine ve uyguladığı politikalara destekçi arama ihtiyacını duyar. Sanatçıları kahvaltılara çağırır. Geziler düzenler.

Kameraların önünde onlarla kucaklaşır, el sıkışır, söyleşiler yapar. Onların da kendisiyle beraber hareket ettiğini, kendisini desteklediklerini halka göstermek ister.

Sanatçılar, en güzel giysilerini giyip, en değerli mücevherlerini takarak, görkemli, son model arabaları ile şölene katılırlar. Gelişlerinde ve gidişlerinde çok mutludurlar. Toplantı sonunda büyük işler başarmış insanların sevinci ve huzuru içerisinde evlerine dönerler.

İşin ilginç yanı bunların arasında, toplumda “sol görüşlü” olarak bilinen ve ekmek paralarını da yine sol içerikli şarkılar, türküler söyleyerek kazanan kişiler de vardır.

Şimdi burada onların adlarını sıralamaya kalksam, küçük dilinizi yutarsınız.

Bazen kendi kendime soruyorum: “ Bu sanatçılar işin bilincindeler mi? Bilerek mi hareket ediyorlar?”

“Yani ben bu iktidarın her yaptığını, her işini onaylıyorum ve destek vermek için Recep Tayyip’in ziyafetlerine, gezilerine katılıyorum, onun için buraya geldim…” mi diyorlar?

Hapishaneler suçunu bilmeden yatan yurtseverlerle dolduruldu, tutuklamalar cezaya dönüştürüldü. Her gün bir gazeteci ya da bir general içeriye atılmakta; televizyonlar, gazeteler basılmaktadır,

“Oh olsun! AKP’nin eline, yüreğine sağlık, daha fazlasını yapmalıdır… “ mı demek istiyorlar.

Komşumuz ırakta Amerikalılar milyonlarca suçsuz günahsız insanın ölümüne neden oldu, kadınların kızların ırzına geçti, işkenceler yaptı, yer altı ve yerüstü zenginliklerini talan etti… AKP onu destekliyor, ona arka çıkıyor…

Sanatçılarımız bu toplantılara katılmakla “Aferin, iyi yapıyor, Suriye’de de ABD’nin yanında olmalıdır, Başkan Beşer Esad’ın dersini vermeli, Suriye’yi de Irak gibi yapmalı, Türk askerini oraya gönderip, taş taş üstünde bırakmamalıdır…” mı demek istiyorlar?

Yani onlar bile bile mi bu ziyafetlere, gezilere katılıyorlar? Bile bile mi lades diyorlar tüm yolsuzluklara, Deniz Fenerlerine. Türkiye’nin nereye gittiğini görmüyorlar mı? İşsiz, güçsüz milyonlarca insanı, maaş kuyruklarında can veren emeklileri, PKK saldırılarında şehit olan fidanları görmüyorlar mı?

Hiç tarih okumadı mı bunlar? Damat Ferit’lerin, Ali Kemal’lerin adını duymadılar mı? Öykülerini dinlemediler mi? Emperyalizm diye bir olgunun varlığından haberleri yok mu? İngiliz emperyalizminin Osmanlıyı “hasta adam” ilan ederek ülkemizi nasıl parsel parsel işgal ettiğini okumadılar mı?

Bugünkü Amerika’nın o zamanki İngiltere’den, bugünkü işbirlikçilerin, yani Recep Tayyip’lerin, Fethullah Gülen’lerin o günkü mandacılardan, yani Damat Feritlerden, Ali Kemal’lerden ne farkı var?

Sevr ya da Lozan’ın ne anlama geldiğini bilmiyorlar mı? Atatürk’ü tanımıyorlar mı? Anneleri, babaları, öğretmenleri o yüce adamdan hiç söz etmedi mi onlara?

Mustafa Kemal, emperyalizme karşı bu kadar zorlu bir mücadeleyi ulusumuzla birlikte Recep Tayyip’ler, Abdullah Gül’ler gelsin, sevgili yurdumuzu ABD’ye, AB’ye, üç beş terörist bozuntusuna ve çağdışı bir cemaate peşkeş çeksin, teslim etsin diye mi gerçekleştirdi? Bu kadar kan ve gözyaşı boşuna mı aktı? Bu kadar şehit boşuna mı verildi?

Atatürk, dünyanın hayran olduğu o ilerlemeleri, sanayileşmeyi, fabrikaları, AKP gelsin, altından girip üstünden çıksın, yok pahasına satsın diye mi o kadar kısa zamanda kurdu, geliştirdi, Türk ulusuna armağan etti?

Başbakana övgüler dizen sanatçılar, onun, ABD emperyalizminin BOP eşbaşkanı olduğunu bilmiyorlar mı?

Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi haritalarını görmediler mi? Parça parça, lime lime edilmiş bir Türkiye var orada. Güneydoğunun, Doğunun üstüne Kürdistan diye yazmışlar. Bir başka yerde Ermenistan, bir başka yerde Pontus Rum Devleti… Say sayabildiğin kadar, böl bölebildiğin kadar…

Türkiye, parça parça bölünüp, lime lime edilerek, eyaletlere ayrılırken Recep Tayyip Erdoğan’ın o ziyafet lokmaları sizin boğazınızdan nasıl geçiyor? Hiç düşündünüz mü bunları?

Hiç düşündünüz mü, bu türden ziyafetlere, toplantılara, gezilere Müjdat Gezen’ler, Tarık Akan’lar, Edip Akbayram’lar, Levent Kırca’lar, Rutkay Aziz’ler, Yıldız Kenter’ler niçin katılmazlar.

Bir düşünün isterseniz bunları, bir kafa patlatın…

Patlatılmış bir kafa boş, güdümlü, tamtakır, yandaş bir kafadan bin kez iyidir.

Sonra şunu da düşünün:

AKP’nin ipi ile kuyuya inilmez.

Sakın onun ipine güvenip de kuyuya inmeyin. Sonra kör karanlıklarda kalırsınız.

Bakın bir zamanlar kardeş, dost, hümanist olan kaddafi nasıl bir gecede Frankeştayn’a döndü? Canavarlaştı. Onun elinden alınan “insan hakları” ödülleri bir gecede “tu kaka” oldu.

Bir zamanlar kardeş, dost olan Suriye ve Suriye Devlet Başkanı bir gecede en azılı bir düşman olup çıktı.

Fenerbahçe’leri, Aziz Yıldırım’ları, Rauf Denktaş’ları sakın aklınızdan çıkarmayın.

AKP bu, yarın ne yapacağı belli olmaz…

Bir de ondan önce gelen Çiller’leri, Özal’ları, Evren’leri düşünüp, AKP’nin dünyaya direk kalmayacağını, kalamayacağını aklınızdan hiç çıkarmayın…

Ali Eralp - 26 Ağustos 2011 - Güncel Meydan
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Şu dizine dön: Ali ERALP

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x