Yanıldık Ey Halkım

Yanıldık Ey Halkım

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Cum Eyl 24, 2010 9:13

YANILDIK EY HALKIM
Bir ben mi yanıldım acaba?
Halkoylaması sonuçları üzerine yanılan çok diyorlar. Bir ben değilmișim yanılan o konuda.
Halkımızın ‘sağ’ mı ‘sol’ mu bilinmez ama bir ‘duyu’su vardır deniliyor. Ve bu ‘duyu’su ile algılıyor olacakları.
Nazım bile ‘O topraktan öğrenip kitapsız bilendir’ demiș ya; onun o ‘duyu’suna güvenmiș.
Halkımız en iyisi olmasa da, o gün için ‘en uygun’unu bulabiliyormuș böylece.
‘Duyu’su ile, iç duyusu ya da sezgisi ile de denilebilir.
Büyük bir çoğunlukla Menderes’in Demokrat Partisi’ni bulmadı mı? Buldu.
Halkımız ne eylerse güzel eylemez mi? Eyledi.
Demirel’in ‘Adalet Partisi’ni bulan kim? Halkımız. Eyi etmedi mi yani? Etti.
Demirel ile Özal arasında öyle ‘koalisyon’ bileșkeleri çıkardı ki, kitaplı bilenler bile bilmede us yetiremediler halkımıza.
Halkımız ‘en uygun’unu iç duyusu ile bulup bulup çıkarıyordu ortaya.
Seksen’den sonra örneğin, Özal’ın ‘Anavatan Partisi’ni buldu halkımız.
‘Millet’ Sunalp mi Calp mi diye beklerken halkımız Özal’ı buldu.
Neden Özal sevgili halkımız diyen olmadı.
Demirel’den kurtulmaksa amacın Özal onun memuru idi.
Askerden kurtulmaksa eğer, kapı gibi Calp yok mu idi?
Bir ‘duyu’ değil de bir ‘duygu’ mu egemen oldu halkımızın kararında?
DPT koridorlarından gelen ‘takunya sesleri’ mi yoksa?
Müslümanlık değil ama ‘politik islam’ falan.
Tek sözcükle din duygusu..
1980’den önce de halkımız müslümandı, Özal’dan önce de, Erbaka’dan önce de, Menderes’ten önce de..
Ama Özal’la birlikte halkımız ‘din duygusu’nu politik olarak iktidara getirmeye karar verdi.
Özal’ın yapacaklarını ‘sezmedi’ ya..
Sağ ‘duyu’su değil ama sağ ‘duygu’su baskın geldi demek ki.
Gelelim halkoylamasına.
Halkımızın o engin sağ ‘duyu’suyla ‘Evet’ diyebileceğini kimse kestiremiyordu..
Halkımız bir kez daha yanılttı herkesi.
Tam anlamıyla ‘iktidar’ olmak ‘duygusu’ ile ‘evet’ dedi.
‘İyi mi etti kötü mü kendisi bilir’ demiștim ya; bunu yașayarak göreceğiz.
Benim bir bașka yanılgım; Kılıçdaroğlu’nun bunu görebileceği üzerine idi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ‘Din Devleti’ olabilemezmiș..
Halkımız isterse de ‘olabilemez’ miymiș?
Halkoylamasında tereyağından kıl çeker gibi ‘evet’ çıkaran halkımız, ‘din devleti’ni de bal gibi kurabilir demektir.
Halkımız ‘duyu’ları ile değil ama ‘duygu’larıyla karar veriyor çünkü.
Sağ ‘duyu’ya güvenilen dönemler geride kaldı denilebilir.
Din ‘duygusu’nu devlet ișlerine bulaștırmanın zararını görmeden de değiștirmez kararını.
Halkımızdan sağ‘duyu’ bekleyenler ise daha çok bekleyecekler gibi.
Topraktan öğrenip kitapsız bilme dönemleri geride kaldı.
Ne öğrenilmek isteniyorsa o konudaki kitaplara bakılacak.
Bilimse bilim, dinse din.
Yanılgının da bir sonu olmalı, değil mi ama?
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1665
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Re: Yanıldık Ey Halkım

İletigönderen musto » Cmt Eyl 25, 2010 0:12

Bence yanılıyorsunuz. Sayın ERDEM bey; neden mi ? Türk halkının dini hassasiyetleri vardır ancak Türk halkının geneli bağnaz dindar değildir. Münferit olayları (31 Mart, Kubilay OLayı ve Madımak) dini başkaldırmalar olarak algılamak bence yanlıştır. Bu olayların arka planlarını irdelediğinizde altında başka siyasi olayların olduğunu görebilirsiniz.
Bir diğer hususta Türk Milletinin dini inanç yapısıyla ilgilidir. Türkler tarih boyunca çeşitli dinlere inanmışlardır. Ancak bu inandıkları dinlerde de çok ısrarcı olmamışlar hatta bazılarını kendi menfaatleri için uygulamışlardır. Örneğin Hazarlar. Hazarların tarihte yahudiliği benimsedikleri söylenir aslında Hazarların yahudiliği benimsemelerindeki en önemli sebep ülkelerine gelen yahudi tüccarları kendilerine bağlama isteğidir.Bir başka sebepte o bölgenin jeopolitik dengelerdir. Ayrıca Hazarlarda dini hoşgörü ileri seviyededir. Halk arasında dininden dolayı kimse dışlanmamıştır. Herkes kendi inancında özgürdür.
Gelelim Osmanlıya, hep ders kitaplarımızda anlatıldığı gibi şeriat devleti filan değildir. Dini hükümler vardır. Ancak şeriat devleti oldu söylenemez. Osmanlı hem örfii kurallarla hem dini kuralların berber yürütüldüğü bir hukuk sistemine sahip kendine özgü bir yönetim şekli olan bir devlettir. 16. yy'da İstanbulu gezen bir seyyah seyehatnamesinde İstanbulda kolu hırsızlık için kesilmiş bir insana rastlamadığını söyler. Osmanlı Devleti çeşitli dönemlerde bağnazlığa düşmemiş midir? düşmüştür. Ancak bu dönemlerde incelendiğinde Osmanlı Devletinin her alanda gerilediği cehaletin halk arasında yükseldiği dönemlerdir.
Gelelim Türkiye Cumhuriyetine; yani sizin şimdi yukardaki tespitlerinize gülüyorum. Türkiyenin büyük şehirlerini gezin bakalım. Siz gerçekten bu ülkeye dini kuralların geleceğine inanıyor musunuz? Ben inanmıyorum. Çünkü Türkiye'nin %99'u müslüman dahi olsa, sürekli namaz kılan oruç tutan kesimin % 5'i geçmediğini görürsünüz. Halkımız muhafakardır. ona bir şey demiyorum. Muhafazakarlık sofilik anlamı taşımaz. Halk arasında araştırma yapılsa % 1 in bile dini kuralların ülkede hakim olmasını isteyeceğini düşünmüyorum.
Sonuç olarak insanlara yıllarca "şeriat gelecek! irtica hortladı!" sloganlarıyla bu halk hep düşman görülmüş. Bu korkularla gerçekten dinini yaşamak isteyenler horlanmış küçük düşürülmüştür. Ben Kılıçdaroğlu'nun gerçek bir aydın olduğuna inanıyorum. Bu düşüncesiyle dinini gerçekten yaşayan insanların ona daha da güveneceğine iananıyorum. Siz inanmayabilirsiniz.LÜtfen kendi korkularınızla insanları yalan yanlış yönlendirmeyelim. Bu millet bugünde geçmişte olduğu gibi hem dindardır hem de dini hoşgörüye sahiptir. Yeter ki insanları kutuplaştırmayalım. Birbirimize karşı kışkırtmayalım.
Kullanıcı küçük betizi
musto
Üye
Üye
 
İletiler: 11
Kayıt: Sal Eyl 21, 2010 21:38


Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 18 konuk

x