YANIT VER, EY NAZLI!



Ekranların ‘demokrasi bülbülü’ gibi Nazlı Hanım… Şakıyor da şakıyor… Falanca televizyon kanalını açıyorsunuz karşınızda o… Filanca televizyon kanalını açıyorsunuz karşınızda o… Rahat tavırlarıyla, sinsi gülüşüyle herkese ‘demokrasi’ dersi veriyor… O tarafa dönüyor ‘darbeci’ diyor, bu tarafa dönüyor ’’Çıkan silahların, bombaların, darbe planlarınızın hesabını verin’’ diyor… 27 Mayıs’tan giriyor, 27 Nisan’dan çıkıyor… ’’Ama…’’ diye yanıt vermeye kalkışanın sözünü ağzına tıkıyor…

Üstelik sadece konuşmuyor, Sabah gazetesinde de köşesi var, yazıyor da yazıyor…

Geçmişte yazdıklarını bilmesek ’demokratlığına’ tapacağız… Geçmişte Amerikancı faşist darbecilere ne övgüler dizdiğini bilmesek onu ‘özgürlük tanrıçamız’ ilan edeceğiz…

***

Nazlı Hanım’ın, Nazlı Ilıcak olduğunu anladınız değil mi?

1980 yılından sonra doğanlar ne bilsin, bizim Nazlı Hanım’ın 70’li yıllarda 12 Mart Amerikancı faşizmine ne övgüler dizdiğini… Ziverbey Köşkü’nde siviliyle, askeriyle ABD karşıtı yurtseverleri işkenceden geçiren Faik Türün’e faşist diyenleri yazılarında nasıl haşladığını… Yurdumuzun bağımsızlığını savunmaktan başka hiçbir ‘suçu’ olmayan 3 gencecik fidanımız darağacına yollanırken nasıl keyiflendiğini… ABD derin devletinin ülkemizde kardeşi kardeşe kırdıran uzantısı Kontr-Gerilla’ya söz söyleyenin ağzına o yıllarda nasıl biber sürdüğünü… 12 Eylül’den önce, askerlere ’’Sıkıyönetim ilan etmek için daha ne bekliyorsunuz?’’ diyerek nasıl davetiye çıkardığını… 12 Eylül darbesi olduğunda faşist cuntaya, ’’27 Mayıs’a karşıydık ama, 12 Eylül’le aynı anlayıştayız’’ yazılarıyla nasıl selam çaktığını…

Ne bilsin garipler, 1980 yılındaki 12 Eylül Amerikancı faşist darbesinin, ABD patentli 24 Ocak Kararları’nı ülkemize yerleştirmek için yapıldığını… Nazlı Hanım’ın, ne 12 Eylül sopasıyla ve Amerikancı Turgut Özal aracılığıyla uygulamaya konup, günümüze kadar kesintisiz biçimde uygulanan bu neoliberal politikalarla; ne de, bu neoliberal politikaları ülkemize dayatan ABD ile hiçbir sorunu olmadığını…

Ne bilsin 1980 yılında doğan gençler, Nazlı Ilıcak ve benzerlerinin, şimdilerde koro halinde ’’Darbe Anayasası’’ dedikleri 1982 Anayasası’nın, 24 Ocak Kararları’nı ülkemize yerleştirmenin hukuksal koşullarını oluşturmak için düzenlendiğini… O ’’Darbe Anayasası’’nı hazırlayan Anayasa Komisyonu’nun başındaki Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı’nın, aynı zamanda, o tarihlerde Ilıcak ailesinin sahibi olduğu Tercüman gazetesinin yüksek maaşlı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olduğunu…

***

Sahi dostlar, bu ‘demokrat’, bu ‘özgürlükçü’, bu ‘amansız darbe karşıtı’ bayana şu soruyu sorsak, lütfedip bize yanıt verir mi acaba?

Ey Nazlı Hanım, elinizi Kur’an’a basarak, gözlerimizin içine bakarak yanıt verin lütfen, bugün ‘Darbe Anayasası’ dediğiniz 1982 Anayasası’nın oylandığı, Kasım 1982’deki referandumda, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcınız Orhan Aldıkaçtı başkanlığındaki komisyon tarafından hazırlanan o ’’Darbe Anayasası’’na ’’Evet’’ oyu mu verdiniz, ’’Hayır’’ oyu mu verdiniz?

Evet, Nazlı Hanım ve hatta beraberindeki tüm ‘demokrat’ saz arkadaşları, yanıtınızı merakla bekliyoruz…

İrfan Tuna – 2 Mart 2011 – Güncel Meydan