gefallen yazdı:her kimsen yazdığım şeyi anlama sıkıntısı çektiğini düşünüyorum.. giden canlara sizden daha fazla üzüldüğüm kesin. . bunun tartışmasını yapmak yersiz..

bütün lafım yaşar nurinin kişiliğine ideolojisine falan filan..

Giden canlara bizden fazla üzüldüğün kesin ha!!
Doğrudur belki de, birşey diyemeyeceğim, çünkü benim elimde sende olan ölçü aleti yok, hani diyorsun ya "sizden daha fazla üzülüyorum", "en az sizin kadar Atatürkçüyüm" diye.. Sen kafanda oturtmuşsun zaten kendini en yukarılara, seni eleştirenler ise hakeza zillet..
O kadar can gitmiş, bunu eleştirmek, sebeplerini irdelemek dururken, senin yapmadığını yapan insanı, yani tekrar olmaması için sebepleri ortaya döken insanı eleştiriyorsun (hatırlamıyorsan eğer ne yazdığını yukarıya dönüp bakabilirsin). Ve bunu yapmaya da hala devam ediyorsun. İkinci mesajında da bir cümleyle es geçmişsin mevzuyu, kendini övmeye ayırmışsın satırlarını.
Falan filan diyerekte çok güzel anlatmışsın hislerini..
Tuba sünnet ve farz arasındaki farkı çok güzel anlatmış.
Cuma namazına gitmeyip, âdet haline getirdiği bayram namazını farzdan ileri tutan zihniyetin yazısıdır bu!!
Yaşar Nuri kimseye "kesinlikle sünneti yapmayın" demiyor, önceliği farzlara ayırın, sünneti de yaparsanız iyi olur diyor..
İzan meselesi işte..
Sonra da bilmeden insanlara çamur atma, inancın varsa iftiranın günah olduğuna da inanırsın sanırım.. Ben yazımda kimseye iftira atmadım, senin yazdıklarına da ekleme yapmadım, müfteri olan kimdir!!
Okumamı salık vermişsin bana, sen de bi zahmet.. O çocukları oraya kim tıkıştırdı, sen onu araştır önce.. Sünnet ve farz ayrımını okuyarak başlayabilirsin işe..

tuba yazdı:

her kimsen yazdığım şeyi anlama sıkıntısı çektiğini düşünüyorum.. giden canlara sizden daha fazla üzüldüğüm kesin. . bunun tartışmasını yapmak yersiz..

Hiç kusura bakma ama bizden daha fazla üzüldüğün yazının ciddiyetinden ve olaya yaklaşımından hiç belli olmuyor.....

bütün lafım yaşar nurinin kişiliğine ideolojisine falan filan..
yaşar nuri 5 vakit namazı tek seferde toptan kılabilirsin diyen
ve peygamberimizin sünnetini yapmasanızda olur diyen bi zihniyete sahip...
bu şahsın yorumlarına hak verecek birsi değilim..
yaşar nuri ve ahmet hakan gibi kişilerin kim olduğunu bilmek için araştırmak ve kitaplarını okumak gibi etkinliklerde bulunmak akıllıca olur....

Okumak yetmez, okuduğunu anlamak, düşünmek, sorgulamak da gerekir...
Sünnet adı üstünde "sünnet"tir...yani yapılması Müslüman için farz olmayan ama yapılırsa da güzel olandır...hangi gerekçe ile sünnet ve farzı bir tutabiliyorsun anlamış değilim...Sünnet, yapılması farz olan ise, farz nedir? sünnetten farkı nedir?

sizden az üzüldüm fazla üzüldüm tartışması bir sonuca varmaz.sadece sizin benim üzülmediğimi ima etmenizdir beni bu cevabı yazmaya iten..



''''''ve peygamberimizin sünnetini yapmasanızda olur diyen bi zihniyete sahip...''''''

derken farzla sünneti bir tuttuğumu nerden çıkardığınızı merak ettim.. ben farzla sünneti elbet ayırabiliyorum.ama yaşar nurinin kasdettiği kadar gereksiz değildir sünnet...ve de es geçmeyelim tek seferde bütün vakitler kılınamaz..bu sözleri söyleyen birisinin yıkılan yurt hakkındaki fikirleri her ne kadar doğru olmuş olsa bile yayınlanması bence hoş değildir..altını çiziyorum HER NE KADAR DOĞRU OLMUŞ OLSA BİLE ...BENCE..

ilk yazdığım yoruma bakarsanız olaya üzülmediğimi ima ettiğim tek bir kelime bile bulamazsınız..gülmüş olmam sadece yaşar nurinin yazısını koymuş olmanızdır..ben yaşar nuriye inanmadığım için yazıyı yayınlama mantığına güldüm..

KAYE sizden az üzüldüğüm fazla üzüldüğüm konusu bir sonuca varmaz.. belirttiğim gibi...

ben asla kendimi sizden yüksek görmedim görmüyorum görmem.. kafanızda oluşturduğunuz bir şeylere göre itham etmeyin.


ben kimseye iftira atmadım demişsin..

''''18 can gitmiş, sen kahkalarla gülüyorsun. '''''''

iftira bunun tam karşılığıdır..

ilk yorumumu tekrar okursan benim ölen kişiler hakında asla ve asla böyle bir düşüncede olmadığımı anlarsın..

yorumum giriş gelişme sonuç dahil yaşar nuri hakkındaydı ....


ölen ufacık kızlar hakkında ( allah hepsini affetsin ) en ufacık bişey yazmadım ki bu konuda ihmal gösterenler konusu bambaşka bir mevzu..ben o konuya değinmedim..

siz beni yanlış konuyla yargıladınız...

gefallen yazdı:ölen ufacık kızlar hakkında ( allah hepsini affetsin ) en ufacık bişey yazmadım ki bu konuda ihmal gösterenler konusu bambaşka bir mevzu..ben o konuya değinmedim..

İşte zaten sorun da burada: o alıntının, devam eden üye görüşlerinin hepsi de ölen kızlar ve neden öldükleriyle alakalı.
Bir tek senin ki hariç. İhmal gösterenler konusu başka değil, senin yorumun başka, anladın mı!!
Farkı farkedemiyor musun??

Sünnet konusuna gelince:
E ben de diyorum o zaman sana, bana ne diyeceksin bakalım!!
-"Farzları kesinlikle yapın, ama sünnetler sizin isteğinize kalmış...
Yaparsanız iyi olur ama yapmazsanız günah almazsınız..
Yine gün içerisinde namazlarınızı kılamadıysanız, kaza ederek müsait zamanınızda hepsini kılabilirsiniz"
Ne dersin gefallen, dinden çıktım mı ben de şimdi??

gefallen yazdı:ben kimseye iftira atmadım demişsin..

''''18 can gitmiş, sen kahkalarla gülüyorsun. '''''''

iftira bunun tam karşılığıdır..

ilk yorumumu tekrar okursan benim ölen kişiler hakında asla ve asla böyle bir düşüncede olmadığımı anlarsın..

Ben sana ölen kişilere mi gülüyorsun dedim!!
Bunu anlamak istemediğin için sana bir örnekle açıklayacağım..
Farzedelim bir taziye ziyareti için bir eve gittin, ev tıklım tıklım dolu, ağlayanlar, üzülenler, kahredenler vs. Sen de böyle bir durumda yanındaki arkadaşınla birşey konuştuktan sonra (veya kendi kendine) kahkalarla gülüyorsun veya gülümsüyorsun. Ama tabii ölen insan için gülmüyorsun!!
Sence ne kadar doğru, sana "ne gülüyorsun" diyene orada da ölene gülmüyorum mu diyeceksin??
Ya neyse boşver gitsin gefallen...


..

aslında hepimiz aynı şeyi söylüyoruz.


tek anlaşamdığımız nokta yaşar nuri konusu...
l
yaşar nuri sizin anlattığınız gibi konışmuyor.

lafı aynen şu

::efendim sünnetleri kılmak zor geliyosa kılmayıverin :::

yapsanız da güzel olur demiyor...

neyse tartışamaya gerek yok.. bu kadar uzaması da gerekmezdi zaten..

size ynü ye inanın veya inanmayın demek benim haddim değil tabiki ama


daha ince araştırmanızı tavsiye ederim.....

yanlış anlaşıldıysam veya herhangi birinizi bilmeyerk kırdıysam özür dilerim

sağlık ve esenlikle kalın....

gefallen, kırgınlık söz konusu değil elbet...ancak benim de son olarak söylemek istediğim bir iki şey var müsadenle...

Yaşar Nuri Öztürk'ün "efendim sünnetleri kılmak zor geliyosa kılmayıverin" dediğini varsaysak bile bunda yanlış olan birşey göremiyorum.....yıllardır hocalık vasfı arkasında aslında dinimizde farz olmayan şeyler dinimize farz imiş gibi sokuldu...birçok insan da bu saçmalıklar yüzünden islam dininden soğudu...dinimizde neyin farz olduğunu, neyin sünnet olduğunu -yani kişinin arzusuna bırakıldığını- söylemenin ve sünnetler zor geliyorsa yapmayıverin demenin nesi yanlış anlamıyorum...bu bizim dinimizin değerini azaltmaz...bundan korkmaya gerek yok...hatta bunu bir hocanın söylemesine bile gerek yoktur....sünnet ve farzın arasındaki farkı bilen herkes, kendi kendine buna karar verebilir, vermelidir de....ama demek dinimiz ne kadar yanlış biliniyor ki Yaşar Nuri hoca, böylesi bir açıklama yapmak durumunda kalıyor....zaten durumun vehameti, bu açıklamaları yüzünden hocaya cephe alan insanların verdiği tepkilerden de belli....

En az bu konu kadar önemli bir diğer nokta da şu: Benden sana çok samimi bir tavsiye olarak kabul edersin umarım bu söyleyeceğimi...karşındaki insan her kim olursa olsun, bu şekilde sınırlı bir değerlendirme yapmamanı öneririm...yani sadece belli konudaki görüşleri sana ters geliyor diye bu kişinin söylediği herşey saçmalıktır, dinlenmemelidir demek çok yanıltır insanı...bunun tersi de geçerlidir tabii....günümüzde ak-kara, doğru-yanlış herşey birbirine girmiş durumda...herşeyi -önyargısız- okuyup, fakat gerçekler ışında süzgeçimizden geçirip daha sağlam sonuçlara varmalıyız kanımca....aksi halde sadece kendimizi doğrular dururuz...ki bu kolay yoldur...asıl zor olan çatışmaları yaşamak ve gerçekler ışığında bunlardan yeni sonuçlar çıkarmaktır...başka türlü gelişmekten söz etmek mümkün değil...

arkadaslar hem konu ici hemde bir bilgi vermek istiyorum. su anda skyturk te meclis klubu diye bir program izledim.o programda akp nin degistigi isitilarak vatandasa yedirilmeye calisildigi gibi ayrica abd de devlet okullarinda dini egitim verildigi gibi bir sacma bilgi geciyor bu kulliyen yalan. bize yutturulmaya calisilan bu yanlis bilgiyi size soyle duzelterek vereyim.devlet okullarinda kesinlikle din dersi verilemez ve boyle bir ayrim yapilamaz ve parasizdir...ancak bir aile dini egitimle cocuk yetistirmek isterse o zaman iste ozel okullar bu isi yapiyor. yani devlet okullarinda dil din cinsiyet milliyet renk ayrimlari yapmak yasak herkes esittir. yani bizlere verilen bu yalan bilgilerdense acip ingilizcesi olan arkadaslar okusunlar ve zavalli cahil halki kandirmasinlar artik...

Bilgilendirme için teşekkürler

tuba yazdı:karşındaki insan her kim olursa olsun, bu şekilde sınırlı bir değerlendirme yapmamanı öneririm...yani sadece belli konudaki görüşleri sana ters geliyor diye bu kişinin söylediği herşey saçmalıktır, dinlenmemelidir demek çok yanıltır insanı...bunun tersi de geçerlidir tabii....

Çok haklısın Tuba, ben de şunu ekleyeyim: Bir insanın müslimliğini tartışmak çok yanlıştır. Hele hele bir sürü baskı yapmış mealleri ve tefsirleri de varsa. Kimin ne olduğunu sadece Allah bilir. Hangimizin garantisi var cennete önce gireceğine dair, hatta "cennete gireceğine dair"..
Şimdi diyebilirmisin ki gefallen, sen Yaşar Nuri'den önce cennete gideceksin veya Allah katında sen daha makbulsün Yaşar Nuri'ye göre. Diyemezsin, eğer derim diyorsan şirke giriyorsun derim ben de..

tuba yazdı:ama demek dinimiz ne kadar yanlış biliniyor ki Yaşar Nuri hoca, böylesi bir açıklama yapmak durumunda kalıyor

Ben zaten bunu hiç anlamam, bazı kesimler ellerinden geldiğince dini zorlaştırmaya, öcü gibi göstermeye çalışırlar; öyle değil diyenlere de dinsiz yaftası yapıştırırlar.. Batı bugün islamiyete nasıl bakıyor: kadını saklama, kafa kesme, taşlayarak öldürme dini. Bunda suç kimin; evvela müslümanların tabii ki.. Çünkü dini böyle gösterenler de yine müslümanlar.. Peki biz hıristiyanlığı nasıl görüyoruz: akşamları hep beraber güle oynaya yemek yendikten sonra dua yapılan; pazar günleri şıkır şıkır giyinilip ailece kiliseye gidilen ve komşularla kaynaşılan; insana kadın-erkek olarak değil, insan gibi bakılan; kadına şeytan-öcü-haram değil, anne-yar-nezaket olarak bakılan bir din olarak görüyoruz. Bizden biri de:
-Hayır, hayır; bizim dinimiz islamiyet şeyh-hoca dini değil, Allah'la kul arasında bir bağ; şiddeti-küfrü-nefreti değil, sevgiyi-saygıyı-hoşgörüyü emreden; kadını şeytan veya mal değil, anne addeden, zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı din
dediğinde, hemen höyt-hüyt; kapa çeneni, otur oturduğun yere, işbirlikçi, deccal, taş olursun, cehenneme odun olursun, öyle basit-güzel din mi olur!! deyiveriyoruz..
Aslında böyle mübarek, böyle kolay, böyle sevgi dolu, tek gerçek dine en büyük kötülüğü biz yapıyoruz...

..

Beni "yeni" diye yargilayabilirsiniz ama uzun süredir bu forumuu takip ediyorum.

Yasar Nurinin ne deyip ne demedigine deginmek istiyorum. Yasar Nurinin sözleri "dini kolaylastirici, eksik veya kosullara göre degistirilmis degildir. O sadece yanlisi inkar eder ve geldigi makamiyla, adiyla ve itibariyla söylemekten cekinmez.

Mesela bunu bir cocuklarin dini egitimi icin yapilmis sitede buldum:

Sabah Namazı dört rekattır; iki rekat sünnet ve sonra iki rekat farz ile eda edilir.

Öğle Namazı on rekattır, dört rekat ilk sünnet, dört rekat farz ve iki rekat son sünnet

İkindi Namazı sekiz rekattır, dört rekat sünnet ve dört rekat farz

Akşam Namazı beş rekattır, üç rekat farz ve iki rekat sünnet

Yatsı Namazı onüç rekattır, dört rekat ilk sünnet, dört rekat farz, iki rekat son sünnet veen sonunda üç rekat vitir namazı.

Yasar Nurinin elestirdigi de budur. Orda "Sabah namazi iki rekat farz kilinir ve ayrica iki rekat sünnet kilinabilir" yazmiyor. Sabah namazi dört rekattir diyor. Bu yanlisdir! Her kim hayatinda bir kez olsun hayatinda camiye gitti ise sabah namazi dört rekat diye ögrenmisdir ve rekatlarin ikisi farz ikisi sünnet oldugunu algilamaz bile. Algilamaz demek de "o iki rekat sünneti kilmasam namaz olmaz" düsüncesidir. Kim gelip de "yok yanlisin var" diyebilir Yasar Nuriye simdi?

DonErro yazdı:Yasar Nurinin sözleri "dini kolaylastirici, eksik veya kosullara göre degistirilmis degildir. O sadece yanlisi inkar eder ve geldigi makamiyla, adiyla ve itibariyla söylemekten cekinmez

Yaşar Nuri, dinin kurallarını (bazılarının dediği gibi) olduğundan daha basit, anlamsız, tezat göstermeye çalışmıyor. Olması gerekeni söylüyor.. Bu yüzden haklısın DonErro, senin söyleşin tarzın doğru olur.
Fakat kelime olarak zorlaştırmak fiilinin kullanılması tasvir, zorlaştırmak fiilinin karşısında kolaylaştırmak fiilinin kullanılması tabir, kolaylaştırmak fiilini de doğruyu yapmak şeklinde anlamak veya anlamamak izan işidir..
Senin mantığınla olaya bakılırsa o zaman zorlaştırmak kelimesi de seçilmemelidir, bunun yerine mesela yanlışı yapmak denebilir ama bir insan illa sünnetleri de yapmakta ısrar ediyorsa, işi sadece farzları yapanlara göre daha fazladır, yaptığı yanlış değildir. Aynı şekilde bir insan sadece farzları yapıyorsa asıl doğru budur da denemez..
"Zorlaştırmak ve Kolaylaştırmak" kelimeleri konunun iyi anlaşılması için (aşağıda da bahsedeceğim bir hadisten) seçilmiştir tarafımdan..
Ayrıca forumları, katılmasan bile uzun süredir takip ettiğini söylüyorsun. Bizim nelerle uğraştığımızı da görüyorsundur o zaman. Türkçe dersi, kelime bilgisi de vermeye kalksak halimiz harap demektir..
Daha iyi anlaşılması için bir hadis vereceğim. Hadisler, ayetler gibi güvenilirliği kesin olmasa da insanları güzel şeylere yönlendirebiliyorlar.

Soru: "zorlaştırmayınız kolaylaştırınız" hadisi şerifi bir arkadşım ders çalışırken bu hadisi şerifi söyledim yanımda bulunan bir başka arkadaşım ise bunu bu konuda değil evlenecek kişilerin işleri için kullanılabilir dedi aramızda bir muaraza oldu bu hadis başka yerlerde kullanamaz mıyız?
Cevap:Değerli Kardeşimiz;

Hadisin vürud sebebi:

Peygamberimiz (s.a.v.) Yemen'in Cened vâliliğine tayin ettiği Muaz bin Cebel’e şu tavsiyelerde bulunmuştur:

"Sen Ehli Kitap bir kavmin yanına gidiyorsun. Onları, bir olan Allah'a îmân ve benim de Resûlullah olduğuma şehâdete dâvet et."

"Eğer bunu kabul ederlerse, onlara, Allah'ın her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir."

"Eğer bunu da kabul ederlerse, Allah'ın kendilerine, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek zekâtı farz kıldığını bildir. Eğer, bunu kabul ederlerse, sakın mallarının en kıymetlilerini alma!"

"Mazlumun duâsından sakın! Çünkü, bu duâ ile Allah Taâlâ arasında bir perde yoktur."1

Bu sırada Muaz bin Cebel Hazretleri de Efendimizden bazı tavsiyelerde bulunmasını istedi, "Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerde bulun" diye ricada bulundu.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Her ne halde ve nerede olursan ol, Allah'tan kork!" buyurdu.

Hz. Muaz, " Yâ Resûlallah! Bana biraz daha tavsiyelerde bulun" dedi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sefer, "Günahın arkasından hemen iyilik ve hayır yetiştir ki, onu yok etsin!"

Hz. Muaz, "Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerini arttır" diye dileğini tekrarladı.

Peygamber Efendimiz, "İnsanlara, güzel ahlâk ile muâmelede bulun!" buyurdu.2

Resûl-i Ekrem Efendimizin, Hz. Muaz ile beraberinde gönderdiği Ebû Mûsa el-Eşarî'yi uğurlarken de son tavsiyesi şu oldu:

"Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!"3

1. Müsned, 1:233; Buharî, 3:73; Müslim, 1:150; Tirmizî, 3:21.
2. İbn-i Kesîr, Sîre, 4:194-195.
3. Buharî, 3:72.
(Salih Suruç)

Hadisleri söyleniş amacına ters olmayacak şekilde, kıyas yoluyla farklı konularda da kullanabilirsiniz. İllaki söylendiği makam dışında kullanılamaz diye bir kayıtlama yoktur.

Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu:

"Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin." Bir rivayette de:"...Isındırın, nefret ettirmeyin..." buyrulmuştur. Buhârî, İlm 12, Edeb 80; Müslim, Cihad 6, 7, (1732-1733).

3. (1047)- Ebu Mûsa (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ashâbından birini herhangi bir iş için gönderince şu tenbihte bulunurdu; "Müjdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylaştırın zorlaştırmayın." [Müslim, Cihâd, (1732).>

Bu hadis, Buhârî ve Müslim'de muhtelif tariklerden rivâyet edilmiştir. Diğer rivâyetlerin bir kısmında farklı ziyâdeler mevcuttur: "Uyumlu olun, ihtilâf etmeyin, teskin edin, nefret ettirmeyin" gibi.

Örnek hadis için kaynak