Ye Haramı, Söyle Yalanı, Sonra 5 Vakit Yat Yat Kalk… ALİ ERALP

Ye Haramı, Söyle Yalanı, Sonra 5 Vakit Yat Yat Kalk… ALİ ERALP

İletigönderen Gamze Okur » Pzt Eki 12, 2020 13:42

“Ye Haramı, Söyle Yalanı, Sonra 5 Vakit Yat Yat Kalk…”


Önce şunu vurgulayalım:

Bu ülkede herkes istediği gibi ibadet eder, istediği gibi tanrısına, peygamberine inanır, duasını yapar.

Bu alanda herkes özgürdür, hürdür, serbesttir.

Kimse kimseye karışamaz. Kimse kimseyi engelleyemez. Kimse kimseye yasak getiremez.

Bu gelenek Osmanlıdan bu yana, yıllardan beri süregelmektedir. “Din elden gidiyor, dinimize sahip çıkalım” lafları bir avuç gerici mollanın kuru gürültüsüdür.

Bu konuda Mustafa Kemal Atatürk de 1930 yılında şunları söylemişti:

“Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes Allah'a istediği gibi ibadet eder. Hiç kimseye dini fikirlerinden dolayı bir şey yapılmaz…”

Atamızın sözünü ettiği “Laik düşüncenin” temeli, 1840’lardan sonra ve 1. Dünya savaşı yıllarında atılmaya başlanmıştı.

Aydın düşünceli adamların ortaya çıkması ile birlikte yavaş yavaş, Osmanlı, “Din devleti” olmaktan uzaklaşıyordu.

Mektebi Mülkiye, Mektebi Harbiye, Mektebi Tıbbiye, Mektebi Hukuk ve Darülfünun (Üniversite) gibi yeni okullar da “akılcı ” ve “bilimsel” eğitimleriyle laikliğe toplumsal zemin hazırlıyorlardı.

1917'de Şeyhülislam, hükümet üyesi olmaktan çıkarıldı. İlkokullar, Şeriat Mahkemelerinden alınıp Eğitim Bakanlığı'na, Şeriat Mahkemeleri de Şeyhülislamlıktan alınıp Adalet Bakanlığı'na bağlandı.

Bu girişimler Cumhuriyetin ilanından önce gerçekleşiyordu.

Atatürk zamanında da dinle devlet işleri ayrılıp “laik düzen” kuruldu. İslam, devletin resmi dini olmaktan çıkartılıp, gönüllere, vicdanlara yerleşti. 1920’de “Meclisin üstünde hiçbir güç ve kuvvetin bulunmadığı, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu” vurgulandı.

Ama AKP’nin bugünkü Türkiye ortamında ülkemiz, Meşrutiyet döneminin, 1840’ların ve 1917’lerin de gerisine düştü. Tüm devlet kurumları, okullar, yargı, dinin ve tarikatların egemenliği altına girdi.

Milletin ve meclisin söz hakkı kalmadı.

Bugün ülkemizde bir milyonun üstünde çocuk bu tarikat okullarında eğitim görmekte; sorgulamayan, yargılamayan robotlar olarak yetiştirilmektedirler.

Daha da kötüsü din ile devlet işleri birleşti. Bazı çevreler, mollalar, şeyhler, şıhlar için din, ticarete, ticaret kaynağına dönüştü.

Ondan para kazanmaya, mal mülk edinmeye, servet yapmaya başladılar…

İşte bizim karşı çıktığımız nokta burasıdır. Yani “Dinin bir geçim aracı, bir gelir kapısı” olarak kullanılması ve iktidarın da bu din tüccarlarına destek vermesidir.

Bu nedenle, ülkemize laikliği, demokrasiyi, bilimsel düşünceyi getiren Atatürk’e ders kitaplarında artık yer yoktur.

Din tüccarları devlet adamları, bakanlarla birlikte açılışlara, toplantılara katılıyorlar. Diz dize, kol kola yan yana oturup, mutlu görüntüler sergiliyorlar…

Hedef, bu yol ve yöntemle halka daha şirin görünüp oy toplamak… 18 yıldan bu yana politikacılar ve mollalar tarikat desteği ile iktidarda kalıp; günlerini gün ettiler, servetlerine servet kattılar.

Bu politikacıların çoğu, ilkokul diploması bile olmayan bu mollaların yönettiği tarikatlara üyedirler. Hem de aralarında cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar da var.

Atatürk şöyle diyordu:

“Dinden menfaat temin eden kimseler iğrenç kimselerdir. İşte biz bu vaziyete karşıyız ve buna müsaade etmiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin asıl mücadele ettiğimiz bu kimselerdir…”

Bugün ülkemiz, işte bu “Dinden menfaat temin eden, din ticareti yapan insanlarla” doldu. Ve günden güne bir çekirge sürüsü gibi çoğalıyorlar, devletin her kurumunu ele geçirdiler.

Ve “Saf, masum halkımızı aldatmaya” devam ediyorlar…

Bu görevlerini hakkıyla yapabilmek için kendilerinden önce düzenlenen, değiştirilen hadisleri kullanıyorlar, yeni yorumlar ekliyorlar.

Örnek verecek olursak:

Bazı hadis kitaplarında, yani Kuran’a paralel görüşler getirmeye çalışılan, sahte yorumlarda deniliyor ki “Bir günde 5 vakit namaz kılan kişinin o günkü tüm günahları affolur.”

Ama günde 5 vakit namaz kılmazsa ya da buna imkân bulamazsa, işte o zaman Cuma namazına gider, tüm günahlarını affettirir.

Başka bir hadiste ise 1 ay oruç tutanın 1 yıllık günahlarının bağışlandığı söyleniyor.

O zaman şöyle düşünmez mi bir Müslüman: “Ben namazımı kılayım, orucumu tutayım, ondan sonra her suçu işleyeyim. Nasıl olsa oruç tutunca, namaz kılınca af olacaktır…”

İşte bu nedenle bu hacıların, hocaların arasından, bacak kadar çocukları taciz edenler, kamu malını yağmalayanlar ve kısa zamanda servet sahibi olanlar çıkmaktadır.

Sevgili Bergüzar Korel’in dediği gibi, “Kuran’ın Türkçesi zorunlu ders olsun, ülkede ne hırsız, ne sapık kalır ne de cemaat, tarikat…"

(alieralp37@gmail.com)
Kullanıcı küçük betizi
Gamze Okur
Üye
Üye
 
İletiler: 470
Kayıt: Cmt Tem 07, 2018 10:48

Re: Ye Haramı, Söyle Yalanı, Sonra 5 Vakit Yat Yat Kalk… ALİ ERALP

İletigönderen Gamze Okur » Pzt Eki 12, 2020 16:45

Mollalar önce günah işliyorlar, sonra bu günahlarını çeşitli ibadetlerle affettiriyorlar. Örneğin 5 vakit namaz kılan bir Müslümanın 1 günlük suçları, 1 ay oruç tutan bir müminin 1 aylık günahları siliniyor…

Yani bu anlayışa göre işle önce suçu, isonra ibadetini yap, suçlarından kurtul.
Bunlar Müslümanların kitabı Kuran’a paralel yazılan Hadis kitaplarında vardır ve gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçek Müslümanlar önce bu anlayışla mücadele etmelidirler.

Yoksa toplumumuzda ne suç eksilir ne suçlu.
Kullanıcı küçük betizi
Gamze Okur
Üye
Üye
 
İletiler: 470
Kayıt: Cmt Tem 07, 2018 10:48

Re: Ye Haramı, Söyle Yalanı, Sonra 5 Vakit Yat Yat Kalk… ALİ ERALP

İletigönderen Gönül Pınar Atacı » Sal Eki 13, 2020 10:15

Yaşamsal düzeyde GÜNCEL, tümüyle SOMUT, tamamen NESNEL, gerçek KEMALİST YURTSEVER, derin BİLİMSEL, baştan sona MÜKEMMEL bir teşhis, saptama, irdeleme, genelleme, teşhir, kınama ve sonuç. Çok değerli ve sevgili Ali’ye en içten tebrikler, teşekkürler, selamlar, sevgiler, saygılar, yeni utkular, en iyi dilekler ve sorunla ilgili özel ve benzer bir ithaf :

BU EN DİNSİZ DİNCİ MELANETİ VE HİYANETİ YERLEBİR ETMEK

Allah’ı, Kitab’ı, Muhammed’i ve Ali’yi istismar eden bu Muaviye’ciliği,
Bütün İslam’ı ve imanı tahrif edip insanları deizme iten bu takiyeciliği,

Haram kara,haksız ranta,tefeci faize,kara paraya,yalana tapan bu yobazlığı,
Milyonlarca yeşil parayı rüşvet veren o adamın önüne yatan bu hokkabazlığı,

Yurdun üstüne bir karabasan gibi çöken bu dinsiz imansız zübüklüğü,
Bütün ulusu kamplara ve kutuplara bölen ve bölüşen bu üfürükcülüğü,

Bebeyi,çocuğu, anneyı, lohusayı,gebeyi bile hapseden bu kudurmuşluğu,
Din, iman, hak, hukuk, ahlak tecimi yapan bu BOP’culuğu ve Kol’culuğu,

Tek sözle
Ve özetle:

Bu en dinsiz dinci melaneti
Ve açık ve en gizli hiyaneti

Yenmek ve yerlebir etmek ve hortlamış olduğu o deliklere süpürmek,
En ilahi ve insani, vatani ve milli, hukuki ve ahlaki bir görev demek.

Bu ulu görevi yapmanın ve yıllarca özlenen zafere ulaşmanın yöntemi,
Tüm muhalif güçlerin tek ve en geniş bir Hak, Vatan Ve Halk Cephesi.

Gönül Pınar Atacı, 13.Ekim.2020
Kullanıcı küçük betizi
Gönül Pınar Atacı
Üye
Üye
 
İletiler: 1285
Kayıt: Sal Ara 01, 2015 9:02

Re: Ye Haramı, Söyle Yalanı, Sonra 5 Vakit Yat Yat Kalk… ALİ ERALP

İletigönderen Ali Eralp » Sal Eki 13, 2020 17:50

Teşekkürler sevgili gönül. Senin de yüreğine, kalemine sağlık. İşte can alıcı dizeler:

"Tek sözle
Ve özetle:

Bu en dinsiz dinci melaneti
Ve açık ve en gizli hiyaneti

Yenmek ve yerlebir etmek ve hortlamış olduğu o deliklere süpürmek,
En ilahi ve insani, vatani ve milli, hukuki ve ahlaki bir görev demek.

Bu ulu görevi yapmanın ve yıllarca özlenen zafere ulaşmanın yöntemi,
Tüm muhalif güçlerin tek ve en geniş bir Hak, Vatan Ve Halk Cephesi."
Kullanıcı küçük betizi
Ali Eralp
Üye
Üye
 
İletiler: 313
Kayıt: Prş Ağu 16, 2018 18:02


Şu dizine dön: Ali ERALP

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x