Yeminim yemin olsun dişlerim demir olsun!
Çocukken, büyüklerimiz, alttan yenisi gelince sallanan dişlerimizi iplik bağlayıp çekerdi. Biz de elimize aldığımız dişi, “Yeminim yemin olsun, Dişlerim demir olsun, Köpeğin dişi gibi kavi, (kuvvetli) Koyunun dişi gibi beyaz olsun” diyerek dama atardık!
1 Kasım vekilleri, “Büyük Türk Milleti” önünde namus ve şerefleri üzerine Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağına yemin etti!
AKP, daha Meclis açılmadan “Yeni Anayasa” demeye başladı! Üstelik çoğuna göre Türklük, milletin tamamının adı değil etnik gruplardan biridir! Zaten bu yönde beyanları ve Anayasa önerileri de var. Üstelik içlerinden biri “AKP sayesinde hepimiz Türk olmaktan kurtulduk” demişti.
Dolayısıyla AKP’li vekillerin ve Türkiye halkının tamamını Türk Milleti olarak tanımayan HDP’li vekillerin yeminleri, “Büyük Türk Milleti” açısından geçerli değildir!
* * *
AKP’li Bursa milletvekili Bennur Karaburun, yemine Besmele ile başladı! Oysa namaz kılarken bile besmele ve sureler sessiz okunur. Kur’an’da “Allah, size şah damarınızdan yakındır” deniliyor! Sadece camide, imam, birliği sağlamak için sureleri sesli okur. Dini kavramları, siyasi ortamlarda kullanmak, kendisinin din temsilcisi olduğunu iddia etmek anlamına gelir ki bu bir siyasi gösteridir. Siz milletin vekili seçildiniz dinin vekili değil! Dindar iseniz bunu siyasi ortamlarda göstermek zorunda değilsiniz. Kendiniz bilin yeter!
Meclis geçici başkanı Deniz Baykal, AKP’li vekili uyarmadı ama metni okumadan önce Kürtçe sözler söyleyen, “Türk Milleti” yerine “Türkiye Milleti” diye kendi ideolojisini yansıtan HDP’i Leyla Zana’nın yeminini geçersiz saydı.
* * *
Özetle, yemin edenlerin büyük bir kısmı yeminlerini tutmayacağını önceden açıklamış durumdadır. Yemin ederken böyle bir çıkmaza giren milletvekillerinden hayırlı bir iş beklenir mi?
Bana sorarsanız, milletvekili olmayı engellese bile insan inanmadığı yemini etmemelidir.
İnanmadığı yemini etmek zorunda kalan kişilerin çoğunluğu oluşturduğu bir topluluktan Türk Milleti’nin hayrına bir iş çıkmaz!
Uluslararası ikiyüzlülük!
Antalya’daki G20 zirvesinde ise uluslararası ikiyüzlülük festivali yaşandı.
ABD Başkanı Obama, “Bu piçlerin hakkından niye gelmiyoruz” yolunda bir soru soran Amerikalı gazeteciye, “Amerikan ordusu istese Musul, Rakka ya da Ramadi’ye kadar girer ama geçmişteki tecrübelerin tekrarlanmasından endişe ediyoruz” diye cevap verdi.
Obama, IŞİD’e koalisyon güçleri olarak 8 bin hava saldırısı yapıldığını belirterek savunma yaptı.
Oysa IŞİD’in bölgede 25 yıl kalacağını öngören ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’dir. İngiltere Başbakanı David Cameron da “Radikal İslamcı tehditlerle mücadele için beş yıllık yeni bir plan” yaptıklarını açıklamıştı!
* * *
Yani IŞİD’i kullanmaya daha uzun süre devam edecekler. ABD öncülüğündeki Uluslararası koalisyon sözcüsü Steve Warren de “Geçtiğimiz yıldan bu yana DAEŞ’e ait petrol taşıyan 116 tankeri hedef aldık. DAEŞ’in ekonomi damarını parçalamaya çalışıyoruz” diye savunma yaptı ama Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “IŞİD, 40 ülkeden finansal destek alıyor. Bu ülkeler arasında G20 üyeleri de var. Uzaydan çekilen fotoğraflardaki petrol yüklü konvoyların uzunluğu onlarca kilometreyi buluyor” diye gerçek durumu anlattı.
CIA Başkanı John Brennan ise Paris’teki terör saldırılarını değerlendirirken “Bu saldırılar bir defaya mahsus değil. IŞİD’in hazırladığı tek operasyonun bu olmadığını düşünüyorum” dedi! Yani ABD ve İngiltere, IŞİD’i, Rusya’ya Fransa’ya, Almanya’ya Türkiye’ye ve İslam dünyasına karşı kullanmaya devam edecek!
Dünya, bu ikiyüzlülüğe daha ne kadar tahammül edebilir?
Arslan BULUT, 18 Kasım 2015
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr