Yeni anayasayı kim, neden istiyor? / Arslan BULUT

Yeni anayasayı kim, neden istiyor? / Arslan BULUT

İletigönderen Balasagun » Cmt Haz 25, 2016 10:44

Yeni anayasayı kim, neden istiyor?


Resim
Hatırlarsanız, 17 Aralık 2015 tarihinde “Milletin tapusunda gözleri var” başlıklı yazımda AKP Şanlıurfa Milletvekili Kemalettin Yılmaztekin’in “Milletin tapusu hükmünde olacak anayasaya bizler imza atmalıyız” dediğine dikkat çekmiş ve “Yoksa Yeni Anayasa ile hedeflenen, milletin tapusuna yeni ortaklar ilave etmek midir? Bu sorunun cevabı, 64. Hükümet Programı’nda veriliyor zaten! Programda, ‘Başkanlık sistemi ile birlikte toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı, ademimerkeziyetçi bir idare sisteminin güçlendirildiği, karar alma süreçlerinin hızlandığı yeni bir siyasal sisteme geçebiliriz’ deniliyor! Toplumsal farklılıklar, yani etnik farklılıklar Anayasa’da belirtilsin isteniyor. PKK da bunun için 30 yıldır kan döküyor! Dolayısıyla CHP ve MHP’nin bu tuzağa düşmemesi gerekir!” ifadelerini kullanmıştım.

* * *

Tabii daha eski yazılarımda, dünyadaki küreselleşmenin aslında bir tapu değiştirme operasyonu olduğunu çok inceledim. Her vesileyle, Suat İlhan’ın “Atatürk devriminden yani 1920’den önce, bugün Batı dediğimiz medeniyetin elindeki topraklar, 25.5 milyon mil kare idi. 1993’te bu rakam 12.7 milyon mil kareye, yani yarısına düşmüştür. İslam dünyası ise 1920’de 1. 8 milyon mil kare üzerinde egemenlik sahibiydi. 1993’te İslam dünyasının sahip olduğu topraklar 11 milyon mil kareye yükselmiştir” tespitini gündeme getirdim.

“İşte, mücadeleyi, kimin kazandığı bu rakamlarla ortadadır. Avrupalılar, Amerikalılar, Atatürk adını duyunca, bu yüzden ifrit kesiliyor. Çünkü İslâm dünyasını ayağa kaldıran güç, Atatürk modelidir! Bu yüzden, cumhuriyetin kuruluş felsefesini etnik yapıya dayalı bir devlet yapısı ile yıkarlarsa, kısa zamanda Türkiye’nin hakkından geleceklerine inanıyorlar” uyarısında bulundum.

* * *

Yaşar Canca, dünyada neler olup bittiğini çok iyi bilen bir iş adamı dostum. Elbette sık sık kıtalararası seyahatler yapmasının bunda rolü var. Meselâ, Obama’nın ABD Başkanı seçileceğini aylar öncesinden bir İngiliz iş adamından duyum olarak bize nakleden oydu. Obama’nın ikinci defa seçileceğini bildiren de...

Erdoğan Aslıyüce’nin başkanı olduğu Yesevi Vakfı’nın iftar davetinde görüştüğümüz Canca, Türkiye’nin ve dünyanın tapusu ile ilgili eski yazılarımı hatırlattıktan sonra konu üzerinde epey kafa yorduğunu, dünyada dönüp dolaşan paranın dünyanın tapusunu elde etmek için kullanıldığına dair verilere dayalı yazılar yazıp bana da gönderdiğini söyledi. Yazıların gelmediğini söyledim, bunun üzerine şu bilgileri verdi:

Halen dünyada banka parası ile borç vererek 2016 yılı Mart ayı itibari ile dakikada 4.4 milyon dolar faiz geliri elde edilmektedir. Yani her yıl Fransa ekonomisinin milli geliri (2.34 trilyon dolar) kadar gelir, sadece faiz yoluyla elde edilmektedir. Bu para çok önemlidir. Böyle Allah’ın zamanını satarak elde edilmiş bir parayla rekabet etmek nerdeyse imkânsızdır. Çünkü her devlet milli gelirinin yüzde 90’ı borçlanmış durumdadır.

Bu borçları insanlar çalışıp ödemek isterler ama çalıştıkları iş yerleri de artık özelleştirme adı altında bu egemenlerin eline teslim edilmiştir. Bu geliri ödeyebilmelerinin tek yolu doğal kaynaklardan elde edecekleri gelirle ödemeleridir.

* * *

Şimdi savaş, dünyanın tapusunu ele geçirmek için sürüyor. Bunun için küresel güçlerin elindeki para kullanılıyor. Türkiye’deki anayasa tartışmalarına bakıp üzülüyorum. Ulus veya milli devletlerin küresel güçlerin hedef tahtasında olmaları tesadüf değildir.

Bu sebeple ülkemizdeki ideolojik yaklaşımların gözden geçirilmesine çok acil ihtiyaç vardır. Çünkü milli-muhafazakâr yapının neyi koruduğunu bilmesi lazım. Bunu yapamaz isek içinde yaşadığımız coğrafyadaki dağları, ovaları, göl ve nehirleri elimizden alırlar. Coğrafya elimizden gittiğinde yaşayacak yer aramaya başlarız. (Devam edeceğiz)

Arslan BULUT, 25 Haziran 2016
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Re: Yeni anayasayı kim, neden istiyor? / Arslan BULUT

İletigönderen Balasagun » Sal Haz 28, 2016 10:17

Ormanları nasıl sahiplenecekler?


Resim
Yaşar Canca, “Şimdi savaş, dünyanın tapusunu ele geçirmek için sürüyor. Bunun için küresel güçlerin elindeki para kullanılıyor” dedi ve ekledi:

Cumhuriyet döneminde, 1924 anayasasından itibaren 1937, 1945 ve 1956 yıllarında orman kanunları çıkarılarak boş ve sahipsiz bölgeler devlete mal edilmiştir. Bu durum 1961 ve 1982 anayasalarında da çok bağlayıcı hükümlerle korunmuştur. İşte bu yüzden “yeni anayasa” diye tutturuyorlar?

* * *

Peki ne diyor doğal kaynakları koruyan Anayasa’daki maddeler?

Madde 35: Herkes mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla sınırlanabilir. Mülkiyet haklarının kullanılması kamu yararına aykırı olamaz.

Madde 43: Kıyılar devletin hükmü ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyıları ile deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada özellikle kamu yararı gözetilir.

Madde 168: Tabii servetler ve kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzel kişilere devredebilir.

Madde 169: Devlet ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zaman aşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifa hakkına konu olamaz.

“Yeni anayasa” adı altında ilk hedeflenen, bu maddeler olup, bu maddeler değişmedikçe emperyalizmin sömürge sisteminin, doğal kaynaklarımıza ulaşması zordur.

* * *

Ülkemizdeki, doğal kaynaklar önce bir yerlere adreslenecek, sonra da Anayasa değişikliği ile birlikte işletenlere tapulanacak! İster “imtiyaz sözleşmesi” ister “üst kullanım hakkı” deyin, bir kere verin, bakalım bir daha alabilecek misiniz?

İznik’teki Cargill şirketi, kiraladığı 20 hektar tarım arazisine sahip olmaya çalışıyor. Bunun için üç ABD Başkanı ülkemize geldiğinde masaya bu konuyu getirdi! Günümüzde en büyük savaş, bu sahibi belli olmayan alanlar için verilmektedir... Egemen güçler, o bölgelerde kimin siyasi otorite olduğuna bakmaz, kaynakların kendilerine akıp akmadığına bakarlar.

Yeni Anayasa çalışmaları hep ideolojik düzeyde sürdürülüyor. Bu sayede gerçekler saklanıyor. Korkarım ki iktidar, bu tavizi vermiştir. Yoksa Anayasa dayatmasının başka bir anlamı yoktur.

Orman alanlarında maden arama ruhsatı başta olmak üzere, şimdiden birçok yer ve amaç için ruhsatlar alınmaya başlanmıştır. Denizciliğimiz ise adeta engellenmektedir.

Eğer bu değişiklikler planlandığı gibi gerçekleşirse gecekonduların yasalaşmasına benzer deniz ve göl kıyılarındaki tesisler, limanlar, turizm bölgeleri, hidro elektrik santrallerinin su toplama havzaları, şu anda kullananların olacaktır. Hatırlatmak isterim ki; 1854 Tanzimat Fermanı sonrasında daha önce kullanım için verilen araziler, birileri tarafından gerek gasp gerekse üst sahiplik hakkı nedeni ile tapulanmıştır. Aynı tehlike bizleri de beklemektedir.

Günümüzde, dünyanın en güzel boğazlarından biri olan İstanbul Boğazı’nın iki yakasında halkın kullanabileceği ne kadar az bir yer kaldığına bir bakarsanız, ne demek istediğim daha iyi anlaşılır!

* * *

Yaşar Canca, bunları anlatırken, 1991 yılında gündeme getirdiğim; Chester imtiyazı ile Lozan sırasında Amerikalılara verilen, Doğu Karadeniz, Tunceli ve İstanbul-Bağdat demir yolunun sağında ve solundaki 20’şerden 40 kilometrelik şeritteki bütün maden arama imtiyazlarının da şimdi yerli şirketler üzerinden elde edilmek istendiğini söyledi ve “Doğu Karadeniz’de maden arama imtiyazı alanlara dikkat” dedi...

Arslan BULUT, 27 Haziran 2016
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18


Şu dizine dön: Arslan BULUT

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x