Tayyip Erdoğan, Seul’de ABD Başkanı ile görüştü. Obama, “Suriye konusunda ortak çalışmaya devam edeceğiz. İran’ın nükleer sorunu konusunda kesinlikle ilerleme kaydedilmeli. İran, yükümlülüklerini yerine getirmeli. Türkiye’de dini azınlıklar konusunu ele aldık. Ortak noktada olduğumuzu görmek beni son derece memnun etti” dedi.
Erdoğan da “Şu ana kadar ülkemize göç eden Suriyeli kardeşlerimizin sayısı 17 bin kişiyi aşmış durumda. Tabii bir taraftan ölüm hadiseleri var. Helikopterlerle bombalamak suretiyle de bugünlerde ölüm sayıları sürekli artıyor. Buna tabii seyirci kalmak, bunu beklemek, buna müdahale etmemek mümkün değil. İnsani bir görevimiz var. Suriye konusunda üzerimize düşeni yapacağız” ifadelerini kullandı.
Bilindiği gibi Beşşar Esad “Daha mülteciler gelmeden Türkiye Hatay’da çadır kent kurdu. Merak ediyorum, nasıl oldu da bildiler mülteci geleceğini?” diye sormuştu..
***
Onur Öymen “Başbakan Erdoğan ’Üzerimize düşeni yaparız’ demiş. Bu diplomatik bir laf değil. Üzerimize düşeni yaparız demek, başkalarının bizden beklediğini yaparız, birisi bize görev verecek biz o görevi yaparız demek. Bölge barışı için elimizden geleni yaparız demek başka bu başka” dedi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da, “Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Obama ile görüşmeden önce ne yapacağını CIA Başkanı ile yaptığı görüşmede öğrenmiş olmalı” diye konuştu.
MHP’li Oktay Vural da Başbakan’ın postacı gibi hareket ettiğini söyledi.
Peki halk nasıl görüyor Türkiye adına sürdürülen bu tavrı? Halkın ne düşündüğünü tarih boyunca en çok halk şairleri diye getirmiştir. İşte bir örneği:
- “BUTİK ÜLKE”
“Bitik Ülke” yapmak varken, Vatanı
“Butikle, mutikle” zaman öldürmem
Naramın üstüne nara atanı
İflah etmem; anlık bile güldürmem
Atatürk’e dayayamam ilkemi
Çünkü “Güneşiyle” siler gölgemi
“Emperyalist ülkelere” ülkemi
On parçadan daha fazla böldürmem
“Sömürge, yanaşma” diyenler desin
ABD’den güzel dönüyor sesim
Obama’sız asla çektirmem resim
Onayı olmadan dostluk sürdürmem
“Sıralı Şehidin” mezar taşına
Bakıp ABD’yi almam karşıma
Elleri bağlanmış asker başına
Çuval geçirtmeden asla dövdürmem
Emperyalistlerce her denen lafa
İtiraz istemem, yaptığım gafa
İşçi, çiftçi, emekliye, esnafa
Ben söverim; kimselere sövdürmem
“ABD de bizim, AB de bizim”
Kursunlar üç beş üs; gerekmez izin
“Gemiciğin” seyrettiği denizin
Fenerini söndürtemem, söndürmem
Dul ve yetim kalan “şehit yakını”
Korkup soramazlar “Baba Hakkını”
ABD ve AB ittifakını
“Üç beş şehit için ” geri döndürmem
“Ustayım” diyorsam; olmadan “Çırak”
Öteyi sakın ha sormayı bırak
Afganistan, Libya, Suriye, Irak
Feda olsun; ABD’yi küstürmem
Ali DAL-Antakya
***
Bugün dünyadaki büyük savaş, Türk ve İslâm Dünyası’nın elindeki enerji kaynakları üzerinde sürmektedir. AKP, ABD’nin Büyük Ortadoğu projesinin eş başkanlığını kabul ederek Türk-İslâm dünyasında bir Truva atı rolünü üslenmiştir. Büyük Ortadoğu projesi İngiltere’nin 100 yıl önce geliştirdiği, MOSSAD’ın güncellediği ve Bernard Lewis’in yeni bir şekil verdiği ”Büyük İsrail Projesi“nin kamuflajıdır.
Aslında bugünkü süreç Rand Corporation raporlarında ayrıntılı olarak yer almış, Türk basınında ilk defa İbrahim Karagül tarafından gündeme getirilmiştir. 2003 ve 2004 tarihli Rand Corporation raporlarında medeniyetler çatışmasından sonra ”medeniyet içi çatışma“ inceleniyor ve ”İslam kendi içinde çatışacak“ öngörüsünde bulunuluyordu! Buna planlama da diyebiliriz! Türkiye’deki iktidar ise, Suriye örneğinde açıkça görüldüğü gibi ABD’nin Truva atı olarak Şii-Sünni çatışmasına ön ayak oluyor.
Bir çeşit Haçlı seferi değil mi bu? Bu defa Haçlıların İslam dünyasında işbirlikçileri var... Vazifelendirilmiş devlet adamları da...
Arslan BULUT, 26 Mart 2012