YENİ HÜKÜMET İĞNELİ FIÇIDA…
Dr. Noyan UMRUK
Tüm çabalara rağmen dolar 3, avro 2.70 liradan aşağı indirilemiyor…
Lira RTE hamlesi ile %35 devalüe edilip, süratle değer kaybetmesine rağmen ihracat süratle düşerken, ithalat ve cari açık yükseliyor…
Büyüme % 2.2 ye düşmüş…
Sanayi ve hizmetler kesiminde gerileyen istihdam, tarım ve inşaat sektörlerindeki mevsimlik artış ile %11.2 den, %10.6 ‘a düştü diye seviniliyor… Oysa geçen senenin aynı ayına kıyasla yine yüksek, genç işsizliği de %18.6…
Kısa vadeli dış borç 250 milyar dolar civarında …
İsraf almış başını gitmiş… Kullanım süresi dolmuş bir muhterem “EUREKA” diye bağırıyor: “İsrafı durdursak, halktan vergi almamıza gerek yok…”
Güney sınırı kalbur misali... Her gün can havliyle tel örgülere kendilerini atan binlerce Arap, Türkmen… İŞİD dehşeti ve ABD hava bombardımanı kaçırıyor… Geride kalanları ise PYD boşaltıp, yerleşiyor…
Mutfak enflasyonu almış başını gitmiş… Bütün bunların faturası et, gıda, benzin, elektrik vb. halka çıkıyor…
Yeni hükümetin önündeki ekonomik tablo bu…
Üstelik bu tablo, tüm kurumların, etik değerlerin hoyratça içine atıldığı bir iğneli fıçı üzerinde sallanıyor…
Ama durun daha gitmeyin…“Dulcis in fundo..” yani “Tatlı en sonda…”
Evet, “durun daha gitmeyin karpuz keseceğdik…” dediler… Dedikleri gibi de karpuzu kestiler… Karpuz kan kırmızı… Bakın nasıl?
Seçim sürecinin yaşandığı ve piyasaların dövize sıkıştığı dönemde bir genelge ile hükümet yurda para girişini serbest bırakmıştı.
Ağır seçim yenilgisinin hemen ardından bu kez yurt dışına para çıkışındaki tüm sınırlamalar kaldırıldı. Ünlü Türk Parasının Kıymetinin Korunmasına ilişkin 32 sayılı kararda değişiklikler yapıldı. Babacan'a bağlı bakanlık tarafından hazırlandığı ileri sürülen, elektrik kesintisinin hemen ardından gündeme getirilen değişiklik, 14 Nisan'da imzalandı ve seçimin hemen ardından 11 Haziranda Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe sokuldu.
Daha önce yolcuların yanlarında en fazla 5 bin dolar götürmeleri mümkündü. Bu meblağın üzerindeki transferler bankalar aracılığı ile yapılabiliyordu. Ayrıca yolcuların yüklü miktarda TL götürebilmelerine ilişkin bir düzenleme de yoktu. Getirilen yeni düzenleme ile 25 bin TL ve 10 bin Euro kadar paranın yolcu beraberinde nakit olarak çıkarılması serbest hale getirildi. Bu tutarları aşan paraların götürülmesi ile ilgili olarak ise Ekonomi Bakanlığı aşağıdaki düzenlemeyi yaptı.
Yetki, devletin kontrolü dışına çıkarılarak, bankalardan özel şirketlere devredildi…
8 Haziran'da yürürlüğe sokulan Kıymetli Eşya Lojistiğine ilişkin genelge ile de bugüne kadar bankalar aracılığıyla yapılan nakit para ve kıymetli maden giriş-çıkışını özel şirketlerin yetkisine bırakıldı.
Düzenlemelere göre, Türkiye'de bulunan serbest bölgeler aracılığıyla yurtdışına nakit döviz, Türk Lirası, altın ve elmas gibi değerli eşyalar kayıt dışı yollarla çıkartılabilecek; Gümrük Bakanlığı ile Maliye'nin, bir başka deyişle devletin kontrolü dışında olacak. Bankacılık sistemi, yani Merkez Bankası devre dışı bırakıldığı için, çıkartılan para ve varlıkların nereye gittiği de takip edilemeyecek. Para ve değerli eşyalar kamyonlarla Türkiye'deki serbest bölgelere ulaştıktan sonra istenildiği zaman hiçbir bildirim yapılmaksızın yabancı bir ülke ya da kara para cenneti adalara gemiyle gönderilebilecek.
Serbest bölgedeki nakit ve kıymetli madenlerin tekrar Türkiye sokulması için Gümrük B.lığı'na haber verilmesi gerekirken, hükümet 15 Nisan'da yaptığı değişiklikle yurtdışından gelen her türlü paranın Türkiye'ye sokulmasında beyan zorunluluğunu kaldırdığı için bu konu da sorun olmaktan çıkacak.
Kısaca kazasız belasız “sok-çıkar” operasyonları artık çok rahat … Mebzul mikdarda serbest bölge de var nasıl olsa… 21 tane… Beğen beğen kullan…
Millet cambaza bakarken…
Bu konuda az sayıda tepkiden biri, 13 yıllık iktidar döneminde ülkeye giren kaynağı belirsiz “net” para miktarının 36,3, 2015’in ilk 4 ayında ise 7 milyar dolar olduğunu söyleyen eski Hazine Müsteşarı Sn. Öztrak’tan geldi: “Müstafi 62. Hükümet, tam da giderayak yurtdışına para transferleriyle ilgili sınırları neden gevşetmiştir? Yurtdışına dönük para hareketlerinde bankacılık sisteminin devreden çıkartılmaya çalışılıyorsa bunun nedeni nedir?
İlgili Bakanlık ise bu düzenlemeyi “doğrudan yatırım istatistikleri üretmek, İstanbul'u finans merkezi haline getirmek için yaptığını” falan söylemekte… Oysa bu düzenlemelerin fiziki para transferlerine rahatlık sağlamaya yönelik olduğu çok açık... Bu paraların nakit olarak, Batı ülkelerine hatta Avrupa'da kurulmuş olan şehir devletlerine bile sokulması, terör veya suç gelirleri olma olasılığına karşı, kara para ile amansız mücadele içinde oldukları için mümkün değil. Bu paralar, fırtına dinince sorgusuz sualsiz ülkeye sokulabileceği gibi, arzu edilince de başka bir ülkeye (Kara para cennetleri, Katar, Dubai, prenslikler vb.) nakledilebilmesi düzenlemenin daha akla yatkın nedeni…
Bu düzenlemenin, 17-25 Aralık’ı konu alan 200 milyar doları aşan meblağı ve sıfırlama operasyonlarını vb. akıllara getirirken, özellikle yolsuzluklar ve verilen ihalelerin sonucu ortaya çıkan yandaş sermayeyi güven altına almak için getirildiği konuşuluyor…
Sonuç:
Bu iğneli fıçıya oturacak yeni hükümetin işi gerçekten zor... “Lumpen diktatoryal” eğilimler taşıyan bir adamın denetimindeki bir partiyle dayanışarak iğneli fıçıdan çıkmanın oluru ise adeta hiç mi hiç yok…
AYDINLIK G; 21.06.2015