YENİ YILA ÖLÜMLERLE GİRMEK…
Dr. Noyan UMRUK
Sözümüz, tüm Kürt kökenli yurttaşlarımıza, gençlerimize…
Tabii, eğer sürüklendiğiniz korkunç girdabın ne kadarının özgür irade ile, ne kadarının çaresizlikten, ne kadarının silahların gölgesinde olduğu tartışmalı…
Neredeeen Nereye?
Samimi ve dürüst olalım. Haksızlıklar, büyük hatalar yapılmadı mı, hala yapılmıyor mu? Yapılmaz olur mu? Ama diğer güçsüz toplum kesimlerine yapılanlardan ne eksik, ne fazla… Özellikle 70’li, 80’li yıllarda büyük ölçüde emperyalizm’in de kışkırttığı sağ-sol çatışması ve darbe ortamında, sadece kürt kökenli yurttaşlarımız değil, o günlerde onların da kısmen içinde yer aldıkları sol kesim, sağdan soldan tüm yurtsever aydınlar, emekçiler, aleviler vb. kesimler ciddi haksızlıklara maruz kaldılar, büyük acılar çektiler…Hala çekmekteler...
Günümüzde büyüyerek devam eden yargı bağımsızlığı ve yargı önünde eşitlik, demokratik, kültürel, inançsal, sosyoekonomik hak ve özgürlükler, sosyal adalet. hakça bölüşüm vb. sorunların çözüme kavuşturulması geniş toplum kesimlerinin hayati ve samimi talebi.
Ne var ki; bu yöndeki talep ve gelişmelerin bir çoğunun önünü tıkayan adeta bir tarikatlar ve çıkarlar koalisyonu olan emperyalizmin işbirlikçisi siyasi erk gerçekleşmesi mümkün olamayacak umutlar yaratarak, ustaca manipülasyon, seçim oyunları ile ülkeyi de, sizleri de kurban ederek iktidarını sürdürmekte… Yarattıkları ortam sonucu ülkenin güneydoğusundaki yangın tüm vicdan sahibi vatandaşların yüreğini yakmıyor mu zannediyorsunuz?
Hafız Hakkı Paşanın Hayal Planları(1) ve Günümüzün Stratejik Dehaları!:
Emperyalistler XXI. Yy. a doğru Yugoslavya’dan başlayarak tüm dünyanın başına, insanlık için “ADALET-EŞİTLİK-DAYANIŞMA” yerine etnik ve dinsel çatışmaları bela ederek melanetlerini kolaylaştırdılar… Bu oyuna gelmeyecek nadir ülkelerden biri de “''Bizi milletçe yok etmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı milletçe mücadeleyi uygun gören bir doktrini takip eden insanlarız.'' M.K.ATATÜRK 1 ARALIK 1921 (Meclis Konuşmasından)” diyen kurucu önderi ile Türkiye…
Emperyalizmin kulaklarına üfledikleriyle kendilerini stratejik deha sanan eşbaşkan ve küçük yamağına, yakın tarihimizde bazı hayal planların nasıl hüsrana uğradığını idrak edebilmeleri için, İbrahim Refik’in Destansı Hüzün kitabını ibretle okumalarını salık veririm.
Evet, “Irak’ın kuzeyindeki G. Kürdistan’a, Suriye sınırı boyunca Batı Kürdistan koridorunun, Türkiye’den K. Kürdistan’ın ve İran’dan Doğu Kürdistan’ın eklemlenmesi” hayal planları için ateş hattına, cepheye sürülecek olan on binlerce Kürt kökenli genç, çıkarları için emperyalist kurgu içinde rol üslenen lider kadrolarınca devre arasında PYD ve sonra PEJAK’a transfer edilecek ya da kiralanacaklar…
Emperyalizmin doymak bilmez iştahını gidermek için…
İsrail’in güvenliği için…
Büyük hayal de, Anadolu ve Mezopotamya federe devletlerinden oluşacak Ortadoğu federasyonu… Başına da bir neo padişah…Tabii emperyalizmin protektorası (himayesi) altında…
Sanki bu süreçte İran, Irak, Suriye, Rusya ve Çin’in elleri armut toplayacak … Zaten toplamadı da…Ne rüya ama, birilerinin bir yerleri açıkta kalmış herhal…
Sonuç:
Bakın, emperyalizme direnişin canlı anıtı Castro yıllarca önce, daha 1994’de neler diyor, Kürt kökenli gençler ve dostlar…
"Türkiye'deki olayları yakından izliyorum. Umarım ve dilerim ki, sizin
oradaki Kürt Hareketi, Yanki'nin (ABD'nin) petrol bekçisi olmaz.
Ancak, gördüğüm kadarıyla bunlar ABD'ye bağımlı, tamamen ABD'nin kontrolünde hareket ediyorlar. Kürtlerin hareketi bağımsızlık değil, ABD'ye
bağımlılıktır.”
Henüz Irak işgal edilmeden söylenen bu sözler, gerçekten Castro’ya haklılık kazandırıyor.
Emperyalizmin düş dünyasında Suriye’den sonra, sıra Türkiye ve İran da…Ama bu kez oyun boylarını aşacak derecede büyük… Ve kadim oyuncular eski formlarında değiller… Ve de rakip oyuncular da sahada artık…
Unutmayın, aynı geminin içerisindeyiz. aklımızı başımıza almaz, bu hengamede gemiyi batırırsak , felaketlerini yaşamakta olan komşu ülkeler gibi birlikte batacağız… Birlikte batacağız çünkü yaşadığımız karanlık günlerde bölgeden göç eden insanlarımızdan hiç biri K. Irak’a değil yine bu güzel ülkenin güvenli gördükleri bölgelerine göç ediyorlar… Gayet tabii...Bu güzel ülke hepimizin ülkesi...
Ama inadına batmayacağız. Çünkü Atatürk ve arkadaşları, Tito’nun yaptığı tarihi hataya düşmeyerek, Türkiye’de, milletinin vaz geçemeyeceği çok güçlü bir Cumhuriyet kurdu…Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi başkaaaaa… Bu tezgah başka…
Basiret fakirleri ortalıkta kuru sıkı atarken, O’nun eşsiz dehası ve ışığı bir kez daha çağları aşarak hepimizi yeniden aydınlatmalı, canlandırmalı… Bu güzelim ülke, hakça paylaşan, özgür ve bağımsız bir ülke mücadelesinde hepimizi bekliyor… Evet PKK’nın eline düşmüş gençler bu kez bu hayasız savaştan çekilen siz olun; ellerindeki "haklı nedeni" alın; yeni yıl güzel bir toplumsal mücadele yılı olsun… Çok mu iyi niyetliyiz? Bilemiyoruz....
(1)İbrahim REFİK; Destansı Hüzün, Albatros Yayınları, 2008