Yes, Ce Ha Pes...
ÖNDER Savın dolanırken iki kelimeyi aralıksız tekrarladığını tahmin ediyorum:
"Yes" ve "no"yu...
"No" yapsaydı iyi olurdu.
Ama "no" yerine "yes"e basması da fena değildi.
Ce Ha Pesin bir genel sekreteri olduğunu duydu halk.
Onun bir telefonu olduğunu...
Telefonun çaldığını...
Parmağını uzattığını...
Ah işte tam orada "no" yerine "yes"e basmasaydı... Ama bunu da başaramayıp "yes" ile açtığı telefonu kulağına götürmesi gerekiyordu, başka yere koydu ya.
*
Genel Başkanın söylemleri dışında ilk kez Ce Ha Pesin bir eylemini konuşuyor millet; telefonun yanlış tuşuna basma eylemini.
Böyle mi olur bu zamanda "Anamuhalefet Partisi" sizce?..
Kurultay öncesi delegelerin ve yürekten sosyal demokratların sırtındaki "vebali" hatırlattık boşuna.
Ama durumdan memnun olmalı ki hem Baykal hem delegeler, aynı tasla aynı hamamı seçtiler.
İşte:
Sıradan insanlar dizlerine vururken, ortalıkta yok Atatürkün partisi:
Anadoluda yok...
Kentlerde yok...
Sokakta yok...
Köyde yok...
Üniversitede yok..
Meydanlarda yok...
Gençliği yok...
Kadını yok...
Slogan yok, açılım yok, tasarı yok...
Eylemde de yoktu ya...
Neyse ki telefonun "no" tuşu yerine "yes" tuşuna basma eylemi ile gündeme geliverdi.
*
AKPnin varlığı kadar sorundur, Ce Ha Pesin yokluğu.
Çünkü demokrasilerde iktidarların kötü olması felaket değildir... Ama insanların iktidarın yerine koyacak bir şey bulamamaları felakettir.
İşte o yok...
Ce Ha Pes...
Ce Ha Pes...
Bekir COŞKUN, 04.06.08
bcoskun@hurriyet.com.tr