YÖK "Cumhuriyetin nitelikleri özgürlükleri sınırlayamaz" şeklinde bir açıklama yaptı.
YÖK, tartışma yaratan, Anayasa değişikliği ile yeni bir düzenlemeye gerek olmadan üniversitedi türbanla eğitim yapılabileceğine ilişkin açıklamasına açıklık getirmek için yeni bir açıklama yaptı. YÖK açıklamasından, "Cumhuriyetin (ve dolayısıyla, Devletin) Anayasada belirlenen nitelikleri, temel hak ve hürriyetlerin korunmasının ve geliştirilmesinin teminatı olup, hiçbir biçimde kişi hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasının gerekçesi olarak kullanılamazlar" denildi.
YÖK'ten yapılan açıklamada, Cumhuriyet'in ve dolayısıyla devletin Anayasa'da belirlenen nitelikleri, temel hak ve hürriyetlerin korunmasının ve geliştirilmesinin teminatı olup hiçbir biçimde kişi hak ve hürriyetlerinin sınırlandırılmasının gerekçesi olarak kullanılamazlar denildi.
Açıklamada, YÖK Başkanlığının, dün rektörlüklere gönderdiği yazı içeriğine ilişkin oluşturulmaya çalışılan tereddütlere açıklık getirmek amacıyla yazılı bir açıklama yapılmasına gerek görüldüğü belirtildi.
Anayasa'nın 13. maddesine atıfta bulunulan açıklamada, Cumhuriyetin (ve dolayısıyla devletin) anayasada belirlenen nitelikleri, temel hak ve hürriyetlerin korunmasının ve geliştirilmesinin teminatı olup hiçbir biçimde kişi hak ve hürriyetlerinin sınırlandırılmasının gerekçesi olarak kullanılamazlar görüşüne yer verildi.
Anayasa'nın 42. maddesine eklenen 7. fıkraya göre, kanunda açıkça gösterilmemiş bir sebebe dayanarak kişilerin süreli veya süresiz olarak yükseköğrenim hakkını kullanmaktan yoksun bırakılamayacakları ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
Anayasa'nın söz konusu hükmü, bu bakımdan doğrudan uygulanabilirliği olan bir hükümdür. Yükseköğrenim hakkının süreli veya süresiz olarak kısıtlanmasını gerektirecek disiplin yaptırımlarının hangi fiiller nedeniyle uygulanabileceği 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 54. maddesinde tasrih (açıkça belirtme) edilmiştir. Bu durum karşısında, Anayasa'nın söz konusu hükmünün uygulanabilirliğini sağlamak için ayrıca bir kanuni düzenleme yapılması gerektiği yönündeki açıklamalar, hukuki dayanaktan yoksundur.
ÜAK: YASA DEĞİŞMEDEN TÜRBANLI ÖĞRENCİLER ALINMAYACAK
Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, ''Türkiye'nin anayasa hukukçuları ikiye bölünmüş, kamu hukukçuları ikiye bölünmüş, üniversiteleri şaşkın ne yapacağını bilemiyor Yüksek Öğretim Kurulu zorlanıyor'' dedi.
Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın dün rektörlere gönderdiği yazı üzerine olağanüstü toplandı.
Toplantıda, oy birliğiyle, kanuni bir düzenleme yapılıncaya kadar kılık-kıyafet konusunda mevcut uygulamanın sürdürüleceği kararının alındığı bildirildi.
Toplantı sonrası gazetecilere açıklama yapan Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve ÜAK Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, YÖK Başkanının gönderdiği yazıyla, Cumhurbaşkanınca onaylanan anayasa değişiklik metniyle ilgili genel kurul kararına bağlı olmaksızın kendi kişisel görüşlerini rektörlere aktardığını söyledi. Akaydın, ''Bu konuda kendi tavsiyeleri, başörtülü kızlarımızın üniversitelere girebilmeleri için gerekli hukuki ortamın doğduğu düşüncesidir'' dedi.
ÜAK Başkanı sıfatıyla dün akşam saat 20.00'den itibaren sabaha kadar rektörlerle irtibat kurarak durumu değerlendirdiklerini ve üniversitenin yönetim kurulunu da olağanüstü topladıklarını anlatan Akaydın, ''Şu anda yeni bir uygulamaya gerek olmadığına, yani başörtülü olarak öğrencilerimizi kampüse almayacağımıza karar verdik'' diye konuştu.
Anayasa hükümlerinin özellikle yasa yapıcıları bağladığını, üniversite ve diğer kamu kurumlarının yöneticilerinin ise yasa hükümleriyle bağlı olduklarını savunan Akaydın, ''Anayasa'nın 42. maddesinde yapılan değişikliğin son cümlesinde de, bu konuda yeni bir mevzuat çıkartılması gerekliliğinin önerildiğini'' kaydetti.
Akaydın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de değişiklikleri onaylamasına rağmen ''Yeni bir yasal çerçeveyle ayrıntıların belirlenmesi gerektiğine atıfta bulunduğunu'' belirterek, ''Dolayısıyla biz şu anda 2547 sayılı YÖK Kanunu'nun hükümlerini uygulamakla yükümlüyüz. Eğer Anayasa'daki değişiklik çerçevesinde 2547'de yasa yapıcı organ bir değişikliğe giderse, onun gereği yeniden tartışılır'' dedi.
Akaydın, ''Konuyla ilgili yasal değişiklikler yapılırsa bunu uygulamakla yükümlüyüz. Ama şu anda ortada kendi adımıza hukuksuz bir durum olduğu düşüncesinde değiliz'' diye konuştu.
''YÖK Başkanı ile üniversiteler arasında görüş ayrılığı mı var? Bunu nasıl değerlendireceksiniz'' sorusu üzerine de Akaydın, ''Var. Bu net olarak belli. Neyi değerlendireyim'' dedi.
''FİKİR AYRILIĞI VAR''
Prof. Dr. Akaydın, ''YÖK Başkanı'nın mektubuyla bir gerginlik mi yaratılıyor?'' sorusu üzerine de, ''Kaos budur. Yani Türkiye'nin anayasa hukukçuları ikiye bölünmüş, kamu hukukçuları ikiye bölünmüş, üniversiteleri şaşkın ne yapacağını bilemiyor, Yüksek Öğretim Kurulu zorlanıyor... Böyle bir durum yaşıyoruz. Bunun adı kaostur'' dedi.
YÖK Genel Kurulunun 9 üyesinin YÖK Başkanından çok net ve farklı bir görüş ortaya koyduğuna dikkati çeken Akaydın, ''Dolayısıyla ortada bir fikir ayrılığı var'' diye konuştu.