YÖK'ten şok açıklama!

Güncel Meydan | Güncel Haberler Köşesi

YÖK'ten şok açıklama!

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Şub 25, 2008 15:51

YÖK "Cumhuriyetin nitelikleri özgürlükleri sınırlayamaz" şeklinde bir açıklama yaptı.

YÖK, tartışma yaratan, Anayasa değişikliği ile yeni bir düzenlemeye gerek olmadan üniversitedi türbanla eğitim yapılabileceğine ilişkin açıklamasına açıklık getirmek için yeni bir açıklama yaptı. YÖK açıklamasından, "Cumhuriyetin (ve dolayısıyla, Devletin) Anayasa’da belirlenen nitelikleri, temel hak ve hürriyetlerin korunmasının ve geliştirilmesinin teminatı olup, hiçbir biçimde kişi hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasının gerekçesi olarak kullanılamazlar" denildi.

YÖK'ten yapılan açıklamada, “Cumhuriyet'in ve dolayısıyla devletin Anayasa'da belirlenen nitelikleri, temel hak ve hürriyetlerin korunmasının ve geliştirilmesinin teminatı olup hiçbir biçimde kişi hak ve hürriyetlerinin sınırlandırılmasının gerekçesi olarak kullanılamazlar” denildi.

Açıklamada, YÖK Başkanlığının, dün rektörlüklere gönderdiği yazı içeriğine ilişkin “oluşturulmaya çalışılan tereddütlere açıklık getirmek” amacıyla yazılı bir açıklama yapılmasına gerek görüldüğü belirtildi.

Anayasa'nın 13. maddesine atıfta bulunulan açıklamada, “Cumhuriyetin (ve dolayısıyla devletin) anayasada belirlenen nitelikleri, temel hak ve hürriyetlerin korunmasının ve geliştirilmesinin teminatı olup hiçbir biçimde kişi hak ve hürriyetlerinin sınırlandırılmasının gerekçesi olarak kullanılamazlar” görüşüne yer verildi.

Anayasa'nın 42. maddesine eklenen 7. fıkraya göre, “kanunda açıkça gösterilmemiş bir sebebe dayanarak kişilerin süreli veya süresiz olarak yükseköğrenim hakkını kullanmaktan yoksun bırakılamayacakları” ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Anayasa'nın söz konusu hükmü, bu bakımdan doğrudan uygulanabilirliği olan bir hükümdür. Yükseköğrenim hakkının süreli veya süresiz olarak kısıtlanmasını gerektirecek disiplin yaptırımlarının hangi fiiller nedeniyle uygulanabileceği 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 54. maddesinde tasrih (açıkça belirtme) edilmiştir. Bu durum karşısında, Anayasa'nın söz konusu hükmünün uygulanabilirliğini sağlamak için ayrıca bir kanuni düzenleme yapılması gerektiği yönündeki açıklamalar, hukuki dayanaktan yoksundur.”

ÜAK: YASA DEĞİŞMEDEN TÜRBANLI ÖĞRENCİLER ALINMAYACAK

Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, ''Türkiye'nin anayasa hukukçuları ikiye bölünmüş, kamu hukukçuları ikiye bölünmüş, üniversiteleri şaşkın ne yapacağını bilemiyor Yüksek Öğretim Kurulu zorlanıyor'' dedi.

Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın dün rektörlere gönderdiği yazı üzerine olağanüstü toplandı.

Toplantıda, oy birliğiyle, kanuni bir düzenleme yapılıncaya kadar kılık-kıyafet konusunda mevcut uygulamanın sürdürüleceği kararının alındığı bildirildi.

Toplantı sonrası gazetecilere açıklama yapan Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve ÜAK Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, YÖK Başkanının gönderdiği yazıyla, Cumhurbaşkanınca onaylanan anayasa değişiklik metniyle ilgili genel kurul kararına bağlı olmaksızın kendi kişisel görüşlerini rektörlere aktardığını söyledi. Akaydın, ''Bu konuda kendi tavsiyeleri, başörtülü kızlarımızın üniversitelere girebilmeleri için gerekli hukuki ortamın doğduğu düşüncesidir'' dedi.

ÜAK Başkanı sıfatıyla dün akşam saat 20.00'den itibaren sabaha kadar rektörlerle irtibat kurarak durumu değerlendirdiklerini ve üniversitenin yönetim kurulunu da olağanüstü topladıklarını anlatan Akaydın, ''Şu anda yeni bir uygulamaya gerek olmadığına, yani başörtülü olarak öğrencilerimizi kampüse almayacağımıza karar verdik'' diye konuştu.

Anayasa hükümlerinin özellikle yasa yapıcıları bağladığını, üniversite ve diğer kamu kurumlarının yöneticilerinin ise yasa hükümleriyle bağlı olduklarını savunan Akaydın, ''Anayasa'nın 42. maddesinde yapılan değişikliğin son cümlesinde de, bu konuda yeni bir mevzuat çıkartılması gerekliliğinin önerildiğini'' kaydetti.

Akaydın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de değişiklikleri onaylamasına rağmen ''Yeni bir yasal çerçeveyle ayrıntıların belirlenmesi gerektiğine atıfta bulunduğunu'' belirterek, ''Dolayısıyla biz şu anda 2547 sayılı YÖK Kanunu'nun hükümlerini uygulamakla yükümlüyüz. Eğer Anayasa'daki değişiklik çerçevesinde 2547'de yasa yapıcı organ bir değişikliğe giderse, onun gereği yeniden tartışılır'' dedi.

Akaydın, ''Konuyla ilgili yasal değişiklikler yapılırsa bunu uygulamakla yükümlüyüz. Ama şu anda ortada kendi adımıza hukuksuz bir durum olduğu düşüncesinde değiliz'' diye konuştu.

''YÖK Başkanı ile üniversiteler arasında görüş ayrılığı mı var? Bunu nasıl değerlendireceksiniz'' sorusu üzerine de Akaydın, ''Var. Bu net olarak belli. Neyi değerlendireyim'' dedi.

''FİKİR AYRILIĞI VAR''


Prof. Dr. Akaydın, ''YÖK Başkanı'nın mektubuyla bir gerginlik mi yaratılıyor?'' sorusu üzerine de, ''Kaos budur. Yani Türkiye'nin anayasa hukukçuları ikiye bölünmüş, kamu hukukçuları ikiye bölünmüş, üniversiteleri şaşkın ne yapacağını bilemiyor, Yüksek Öğretim Kurulu zorlanıyor... Böyle bir durum yaşıyoruz. Bunun adı kaostur'' dedi.

YÖK Genel Kurulunun 9 üyesinin YÖK Başkanından çok net ve farklı bir görüş ortaya koyduğuna dikkati çeken Akaydın, ''Dolayısıyla ortada bir fikir ayrılığı var'' diye konuştu.



Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen pekerella 5 » Pzt Şub 25, 2008 17:37

Arkadaşlar haber çarpıtılmış bi haber konuyla ilgili yök ün yapmış olduğu açıklama aşağıda bakın başlıkla alakası varmı siz değerlewndirin.Cumhuriyete aykırı olamaz diyor.Yapmayın özgürlüklerin önünü böyle çarpıtarak tıkayamazsınız.yök e de karşı biri olarak özgürlük adına yaptıkları için,kurum olarak ömürlerinde ilk defa doğru bişi yaptıkları için kutluyorum.. Başkanlığımızın 24.2.2008 tarih ve 225 sayı ile Rektörlüklere gönderdiği yazı içeriğine ilişkin olarak oluşturulmaya çalışılan tereddütlere açıklık getirmek amacıyla kamuoyuna aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek görülmüştür.
I. Anayasamızın 13. maddesine göre,
“Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” ..http://www.yok.gov.tr/duyuru/rektor_aci ... t_2008.pdf ..(ilgili resmi açıklama)
Kullanıcı küçük betizi
pekerella 5
Üye
Üye
 
İletiler: 30
Kayıt: Cmt Şub 23, 2008 0:14

İletigönderen Türk-Kan » Sal Şub 26, 2008 10:03

Yine sebeklik yapiyor AKP'nin YÖK Baskani...

Fistik atmak isteyen siraya girsin:

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen pekerella 5 » Sal Şub 26, 2008 17:22

sanırım türban konusu 20 yıla yakın tartışılıor ülkemizde ve üstüne söylenmedik bir söz,cümle,sıfat,kelime grubu kaldımı bilmiorum.. ama Özgürlük adına bir sorun öyle veya böyle,zamanlama açısından yanlış olabilir,vakıflar yasası kaynamıştır araya ama çö zül müş tür (Halk iradesiyle akp+mhp+dtp)çözülmüştür..bi şebek kadar olamamışlar ya şimdiye kadar gelenler biz ona yanalım..buradan başörtülü öğrencileri almayan rektörleride kınıyorum,kanunları uygulasınlar,şov yapmasınlar,Halka yamuk yapmasınlar.O üniversiteler onlar makamlarında otursun diye yapılmadı bu ülkede,öğrenciler okusun bilgilensin diye yapıldı,bölücülük ayrımcılık yapmasınlar..saygılar
Kullanıcı küçük betizi
pekerella 5
Üye
Üye
 
İletiler: 30
Kayıt: Cmt Şub 23, 2008 0:14

İletigönderen Türk-Kan » Sal Şub 26, 2008 18:57

pekerella 5, ben de seni zirvalarindan dolayi kiniyorum.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen ihsanerden » Sal Şub 26, 2008 23:43

bolucu ve cumhuriyetin temeline karsi davranan bu yok baskani hapse tikilmalidir
Kullanıcı küçük betizi
ihsanerden
Üye
Üye
 
İletiler: 113
Kayıt: Pzt Ara 31, 2007 5:39

İletigönderen Panzehir » Çrş Şub 27, 2008 0:45

Türban tartışmaları Süleyman Demirel dönemi ile başlamış ve onun sayesinde bu noktalara kadar gelmiştir. Bu meseleyi çözsün diyerekten de iktidara gelip milletin anasını ağlatmıştır. Halk, önce sağ - sol davasında gümbürtüye gitmiştir ama o kadar saldırıya rağmen bölünmemiş... O olmadı, yakın günümüzde Milliyet gazetesi başta olmak üzere ülkenin ne kadarı Kürt, ne kadarı Çerkez, ne kadarı Ermeni, ne kadarı Türk gibi soruları sorarak gündemi meşgul eden çıban başlarının varlığı ile iç ve dış düşmanların operasyonu devam etmiştir. Fakat, ondan da nasibini alamayan dış ve iç mihraklar bu sefer de türbana veya başörtüsüne yönelip ülkeyi daha büyük bir kaosa götürmenin sevdası içine girmiştir. Görünen o ki, başardıklarını ve ülkeyi bölebileceklerini düşünmeye başladılar. Bunda da elimizden gelen bütün imkânları sağlayarak adamların ekmeğine yağ sürmekten başka birşey yapmıyoruz. Ben inanıyorumki, bu mevzu bitse dahi başka bir konu muhakkak bulunacaktır. Önemli olanın, sivilce ortaya çıktıktan sonra patlatmaya çalışmak değil, sivilce çıkmadan ilaçları dikkatli bir şekilde kullanmak gerektiğini savunuyorum.

Şahsen, her iki kesim diye nitelendirilen ama bana son derece abes gelen bu ifade kapsamında kesimin biri okula giriyorsa diğer kesimin de okula girmeye hakkı olduğunu düşünüyorum. Daha açık bir ifadeyle; başı açık bir kız girebiliyorsa ve bu hak ona tanınmışsa başı kapalı bir kıza da bu hakkın verilmesi gerektiğinden yanayım. Yasa çıkmış, Cumhurbaşkanı onaylamış - ki zamanlaması son derece sinsice -. Prosödür yerine gelsin diye yapılan şeylere de bir anlam verememekle kalmıyorum, birsüre bu kanunun çıkmasını bekleyip yasal olarak tamamlanmadığı düşünülen bir hak hususunda acele davrananların acele davranmalarında bir mantık göremiyorum. Bu bağlamda, yarayı kaşımak yarayı kanatır, acı verir. Biraz daha beklenilip ona göre hareket edilmesinden yanayım. Üniversite rektörleri de ellerinde bulunan hakları kullanmak istiyor, hakkı vardır, kullanacaktır ama bu hak durumu değiştirmeyecek. Bugün okulda "Örtülü Gündem" adı altında panel mi ne yapılmış... Yapılmasındaki amaç o kadar belliki; halkı galeyane getirip birbirine düşürmek... Oraya gidip konuşma yapan da, konuşmacıya soru soran da seçilmiş kişilerdir. Yapılan şey onların işine gelir, biz anca tartışıp, birbirimizi kırıp, birbirimize kurşun atıp dururuz ama kaltabanlar verdikleri roller karşısında ellerinde patlamış mısırlarını alıp keyifle izlerler. Gündem o kadar sıcakki, yarayı kaşayan kaşayana, tek derdimiz türban veya başörtüsü olmuş - oldurulmuş. Neyazıkki buna olanak sağlayan da yine halktır. Fakat ben inanıyorumki, halk bunu da atlatabilecek takate sahiptir.
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen ihsanerden » Çrş Şub 27, 2008 7:07

taviz vere vere bu hale gelindi bence hemen akp ve bu densizlere dersi vermelidir.sana katilmiyorum mehmet.onlar kiliclarini cekti savasiyorlar sende simdi bunada izin sunada izin aman bolunmeyelim..zaten bolmusler vakiflar yasasi onaylandi bu is bitti.sende uyumaya devam diyorsun.akp yalanci satici ve bizi borcun batagina sokmus bir hukumettir..acil degismesi gerekir..yakin tarihi daha cok karistir sirf turban meselesi degil bu..
Kullanıcı küçük betizi
ihsanerden
Üye
Üye
 
İletiler: 113
Kayıt: Pzt Ara 31, 2007 5:39

İletigönderen MedceziR » Cum Şub 29, 2008 17:57

Mehmet.., katılıyorum sana, türban yüzünden ülke bölünecek diyenler asıl bölücülüğü yapıyorlar...
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Ram » Cum Şub 29, 2008 18:30

Şahsen, her iki kesim diye nitelendirilen ama bana son derece abes gelen bu ifade kapsamında kesimin biri okula giriyorsa diğer kesimin de okula girmeye hakkı olduğunu düşünüyorum.


Bu hâl ve şartlarda bunun imkânsız olduğunu bilmen gerekir. Türban takan neden takar¿? Önce bunu iyi irdelemek gerekir.

Daha açık bir ifadeyle; başı açık bir kız girebiliyorsa ve bu hak ona tanınmışsa başı kapalı bir kıza da bu hakkın verilmesi gerektiğinden yanayım.


Bu basitçe ve doğru bir yaklaşımdır. Hemen basitliğine binaen, ben de basit bir örnek vereyim: Bikinili kız neden üniversiteye giremez¿? Yahut yine aynı mantıkla ve (sözüm ona) "türbanın din için takıldığını" göz önüne alırsak; mini etekli kız neden camiye giremez¿? ya da, Hristiyan Papaz kavuğuyla, Yahudi kipasıyla neden üniversiteye giremez¿? sorularını da sormak gerekir. Benim böyle saçma düşüncelerim yoktur. Amma velâkin, mantığın götürdüğü yerlere dikkatini çekmek isterim MHM. Kaldıki, bu sorular, "türbanın din için takıldığı" söylemlerine binaen sorduğum sorulardır. Din için değilse, ne içindir¿? O zaman da çok daha başka sorularım var. Türbanın altındaki gerçekleri görememek bu kadar zor olmasa gerek...


MedceziR yazdı:Mehmet.., katılıyorum sana, türban yüzünden ülke bölünecek diyenler asıl bölücülüğü yapıyorlar...


Türban yüzünden ülke bölünmedi mi¿? Yahut, ben de birçok kişi gibi, türban yüzünden ülkenin bölüneceğini söyledim. Şimdi sen bana bölücü mü diyorsun¿?
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Panzehir » Cum Şub 29, 2008 19:18

Ram yazdı:Bu hâl ve şartlarda bunun imkânsız olduğunu bilmen gerekir. Türban takan neden takar¿? Önce bunu iyi irdelemek gerekir.


Elbette, gerginlikten faydalanmak isteyenler veya aile baskısı ile giyenenler veya inançları gereği giyenler vardır. Fakat insanın niyetini Allah'tan başka kimse bilemez, en azından ben öyle düşünüyorum ( Fişlenenler hariç ). Fişlenmiş kişilerde hemfikir olduğumuzu biliyorsun.

Ram yazdı:Bu basitçe ve doğru bir yaklaşımdır. Hemen basitliğine binaen, ben de basit bir örnek vereyim: Bikinili kız neden üniversiteye giremez¿? Yahut yine aynı mantıkla ve (sözüm ona) "türbanın din için takıldığını" göz önüne alırsak; mini etekli kız neden camiye giremez¿? ya da, Hristiyan Papaz kavuğuyla, Yahudi kipasıyla neden üniversiteye giremez¿? sorularını da sormak gerekir. Benim böyle saçma düşüncelerim yoktur. Amma velâkin, mantığın götürdüğü yerlere dikkatini çekmek isterim MHM. Kaldıki, bu sorular, "türbanın din için takıldığı" söylemlerine binaen sorduğum sorulardır. Din için değilse, ne içindir¿? O zaman da çok daha başka sorularım var. Türbanın altındaki gerçekleri görememek bu kadar zor olmasa gerek...


Şimdi şunu baştan söyliyeyim, ki kendin de söylemişsin, o sorulara girmenin pek mantıklı olduğunu düşünmüyorum. :) Fakat şunu söyleyebilirimki; birçok doğru yoktur, tek doğru vardır. Ama isteyen uyar isteyen uymaz, irade ile yoğrulmuşuz sonuçta. Bizim meselemiz kişisel doğrular üretmek değil, doğruyu bulmak olmalı aslında. Başıacık bir kız, devlete vergi veriyor, anası & babası & kardeşi vergi veriyor ( -ki kaçıran da muhakkak vardır. ) da başıkapalı olan bir kızın kendisi, annesi & babası & kardeşi de vergi veriyor. ( -ki bu kesimde de kaçıran muhakkak vardır. ) Ben de üniversite okuyorum, geçenlerde sınıfımda başıkapalı kız gördüm, doğrusunu söylemek gerekirse memnun da kaldım, gelsin kardeşim. Ama giysisini kullananlara da prim vermeyecek bir şekilde hareket etsin. Bu durumun kimlerin işine geldiğini de biliyorum. Ancak, buna imkân vermeyecek olanlar da yine bu hakka sahip olanlardır.
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen Ram » Cum Şub 29, 2008 19:44

Mehmet.. yazdı:
Ram yazdı:Bu hâl ve şartlarda bunun imkânsız olduğunu bilmen gerekir. Türban takan neden takar¿? Önce bunu iyi irdelemek gerekir.


Elbette, gerginlikten faydalanmak isteyenler veya aile baskısı ile giyenenler veya inançları gereği giyenler vardır. Fakat insanın niyetini Allah'tan başka kimse bilemez, en azından ben öyle düşünüyorum ( Fişlenenler hariç ). Fişlenmiş kişilerde hemfikir olduğumuzu biliyorsun.


Biliyorum bilmesine de MHM, şimdi de fişlenenler giremesin-fişlenmeyenler girsin tartışmasını mı yapcağız¿? :)

Ram yazdı:Bu basitçe ve doğru bir yaklaşımdır. Hemen basitliğine binaen, ben de basit bir örnek vereyim: Bikinili kız neden üniversiteye giremez¿? Yahut yine aynı mantıkla ve (sözüm ona) "türbanın din için takıldığını" göz önüne alırsak; mini etekli kız neden camiye giremez¿? ya da, Hristiyan Papaz kavuğuyla, Yahudi kipasıyla neden üniversiteye giremez¿? sorularını da sormak gerekir. Benim böyle saçma düşüncelerim yoktur. Amma velâkin, mantığın götürdüğü yerlere dikkatini çekmek isterim MHM. Kaldıki, bu sorular, "türbanın din için takıldığı" söylemlerine binaen sorduğum sorulardır. Din için değilse, ne içindir¿? O zaman da çok daha başka sorularım var. Türbanın altındaki gerçekleri görememek bu kadar zor olmasa gerek...


Ben de üniversite okuyorum, geçenlerde sınıfımda başıkapalı kız gördüm, doğrusunu söylemek gerekirse memnun da kaldım, gelsin kardeşim. Ama giysisini kullananlara da prim vermeyecek bir şekilde hareket etsin. Bu durumun kimlerin işine geldiğini de biliyorum. Ancak, buna imkân vermeyecek olanlar da yine bu hakka sahip olanlardır.


Cevabının alıntılamadığım yerleri, beni yine üstte sorduğum saçma sorulara yönlendirir nitelikte. Bikinili kızlar da vergi veriyor yahut kaçırıyor. Neyse mevzu bu değil. :)

Alıntıladığım yere cevabım, yine üstte yazılıdır:

"Bu hâl ve şartlarda bunun imkânsız olduğunu bilmen gerekir. Türban takan neden takar¿? Önce bunu iyi irdelemek gerekir."

İşte tam da bu nedenlerde ötürü bunu söylüyorum. Bu hâl ve şartlar; giysiyi kullanan kimselerin hakim olduğu şartlar, giysisini kullanana prim verilen hâller bütünüdür.

Çözüm bellidir, serbestlik. Amma velâkin çzömü tek başına bu değildir. Önce çözümsülüğü yaratanları ortadan kaldıracaksın. Bizim için çözüm: Tarikatlar-cemaatler ve zararlı tüm haşeratların temizlenmesinin ve bunun dinde olmadığının kesinlikle insanlara anlatılmasıdır. Bu kertede, devlete ve Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda hareket eden dindarlarımıza iş düşmektedir. Bütün sıkıntılar kaltığında, bu tercihi kadınlarımıza bırakmak gerekir. Takana ses çıkarılmayacağı gibi, kaç kişinin takacağı da meçhûldür...

Devleti yönetenler kimlerdir peki¿? Bellidir. Yahut, bahsi geçen dindarlarımız bu ülkede ne kadar çoktur¿? Yok denecek kadar az.

Karşı tarafın çözümü ise: Yukarıdaki söylemlerimin ve kullandığım kelimelerin tamamen zıttı yahut karşı düşüncelerden oluşur.

Hâl ve şartlar böyledir. Türban bir puttur. İnancı gereği bunu taktığını düşünenler, çok büyük yanılgıdadır ve bu türbanın put olmadığını göstermez. Türbanı çıkarıp üniversiteye giren ve çıkışta tekrar takan kızlarımızı yine de tenzih ediyorum, en azından bir kısmını. Sadece bunu takva olarak görüp türbanı da beğendiği bir şekil olarak benimseyip takmışlardır bu tenzih ettiğim bir kısım öğrenci. Bazıları da yok değil hani, üniversitede çıkarıp-sonra takan fakat bunu bir put gibi görmeye çalışan zavallılar...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Haberler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x