GÜNDEM
MUSTAFA BALBAY
Yoksulluğun Yerleşmesi İçin Mücadele!
Rakamlara göre Türk ekonomisi sürekli iyiye doğru giderken, ramazan çadırlarına, yardım paketlerine muhtaç insan sayısı da artıyor! Deniz Feneri olayını irdelerken, konunun paralel devlet yaratma yanına vurgu yaptık. Yani, klasik devlet yapısının yanında hükümetin kendi kurumlarını güçlendirip, bir anlamda devlet çarkında kalıcı olma arayışı...
AKPnin bu tutumu kimi küresel hedeflerle de örtüşünce ortaya tam bir ikili kuşatma çıkıyor.
Bugün bir başka açıdan yaklaşalım... Başlık yadırgatıcı; ne demek yoksulluğun yerleşmesi için mücadele? Herkes yoksullara yardım için çaba harcarken, bu konuda iyi niyetli pek çok kuruluş elinden geleni yaparken, açlığı yerleştirmenin mücadelesi mi olur?
Olur...
Bu da sadece ülkemizde uygulanmıyor, küresel bir politika!
Yoksulluk yerleşmeli ki, insanlar bununla baş etmeye çalışırken başka bir şey düşünmemeli... Karnını doyurma kaygısındaki insan; ülkem, dünya nereye gidiyor, sorusunu sorabilir mi?
Soramaz...
Bu durumda küresel aktörler için dünya, daha kolay yönetilebilir hale gelmez mi?
Gelir...
Buna küreselleşme denmez; dense dense kürede selleşme, denir!
***
Türkiyede ailelerin gerçek anlamda ekonomik durumunu ortaya koyan iki gösterge var:
Gazetelerin 3. safya haberleri ve AKPnin kontrol edemediği kurumların araştırmaları...
Gazetelerde son dönemde kredi kartı borcunu ödeyemeyen ya da işyerini kapatmak durumunda kaldığı için mali krize giren aile reislerinin cinnet haberleri yer alıyor.
Türkiyede en güçlü sigorta aile sigortasıdır. Aile bireyleri içinde zor durumda olana öteki kol kanat gerer. Sözünü ettiğimiz haberlerin içeriği aile sigortasında da erozyon olduğunu gösteriyor.
Eskiden devletin güvenilir istatistik kurumları vardı. Enflasyon, hayat pahalılığı 3 haneli rakamlara vursa bile, hükümetler müdahale etmezdi. Bugün öyle mi ya? AKP, ekonomiyi değil, rakamları yönetiyor! Bunun için de ilgili kurumların tümünün başına kolay kontrol edebileceği kişileri getiriyor.
Bu yöntemle ne Türk ekonomisinin sırtı yere gelir ne ailesinin!
***
Bir örnek:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bir kişi günde 2.1 YTL ile doyar dedi... Yani bir insan ayda 60-65 YTL ile karnını doyurabilir.
Bunu kim söylüyor?
Tek işi istatistik tutmak olan kurum...
Diyanet İşleri Başkanlığı ise fitre rakamlarını belirlemek için bir çalışma yapıyor; şu rakamı buluyor:
Bir kişi günde en az 6 YTL ile doyar. Fitrenizi ona göre verin!
TÜİKin 3 katı...
Diyanet bile TÜİKten daha iyi hesap yapıyor.
Demek ki, çoğumuzun çözülmeyen işleri Allaha havale etmesi boşuna değil!
Kamu Emekçileri Sendikasının (KESK) son çalışmasına göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 730 YTL. Türkiyede bu durumda yaşamını sürdürmeye çalışanların oranı, nüfusun üçte birini buluyor.
Böyle bir toplumu en iyi yönetme yolu şu:
Bırak açlık sınırındakiler orada kalsın; bir düzen kur, onların karnını doyur. Kendi dönem zenginlerinle durumunu sağlamlaştır. Devlet olanaklarını hükümet olanağına çevir... Medyanı da kurdun mu, her seçim senin, istediğin kadar çam devir!
Devir bu devir...
ankcum@cumhuriyet.com.trKaynak:Cumhuriyet Gazetesi..