
Kendilerine aydın sıfatı yakıştıran bir grup, 1915te Ermenilerin şerrinden Türk milletini korumak için uygulanan tehcirden dolayı Özür Dileme kampanyası başlatmıştır.
Dış servislerin ve küresel güç odaklarının projeleri çerçevesinde ortaya konulduğu intibaını veren bu tavır, tarihe, gerçeklere ve Türk milletine ihanettir.
Bilindiği gibi Ermeniler ile Türklerin ilişkisi, Türklerin Anadoluya gelmesiyle, bin yıl önce başlamıştır. Türkler ve Ermeniler yüzlerce yıl bir arada ve birbiriyle kaynaşmış bir biçimde yaşamışlardır. Bu barış, Rusların açık denizlere inmeye, İngilizlerin de Mısır-Hindistan yolunu güvence altına almaya karar vermesiyle bozulmuştur.
Rusya, 1816da Moskovada Ermeni Şark Dilleri Enstitüsünü kurmuş, İran ile yaptığı savaş sonrası 1826 yılında imzaladığı Türkmençay Antlaşmasıyla elde ettiği Revan ve Nahcivan hanlıklarını birleştirerek Ermeni Vilayetini meydana getirmiştir. Açık denizlere inme stratejisi gereği olarak Ermeni halkını kullanmış ve kışkırtmıştır. İngiltere de, Cebeli Tarık, Mısır ve Hindistan yolunu koruyabilmek amacıyla Kıbrısa 1878de yerleşmiştir.
Ermenilerin büyük güçlerin emperyalist sopası haline gelmesi böyle başlamıştır.
Ruslar tarihe 93 Harbi olarak geçen savaşta Yeşilköy önlerine geldiklerinde, Ermeni Patriği Nerses Efendi tarafından ziyaret edilerek Rus Çarından işgal edilen topraklarda bağımsız bir Ermeni Devleti kurulması talebinde bulunulmuştur.
Ermeniler, istediklerini elde edemeyince önce kurmuş oldukları bütün terör örgütlerini Türklere karşı eylem yapmak üzere birleştirmişlerdir. Bu terör örgütlerinin, Türklere karşı gerçekleştirdiği sayısız eylemlerinden birkaçı şunlardır:
24 Ekim 1895te Zeytun (Süleymanlı) kasabasına saldıran 6 bin Ermeni, silahlarını aldıkları 50 subay ve 600 Türk askerini, ellerine balta, satır, kazma, kürek verdikleri Ermeni kadınlara öldürtmüştür.
Ermeniler 1895te Van, Kumkapı ve Sason olaylarını çıkartmıştır. Erzurum, Erzincan ve Karsta yüzbinlerce Türk, vahşice, acımasızca katledilmiştir. Bebekler, karınları süngülerle deşilen anneleriyle birlikte kazığa geçirilmiş, diri diri yakılmıştır.
26 Ağustos 1896da, Ermeni Taşnak Örgütü Osmanlı Bankasını basarak havaya uçurmuştur.
21 Temmuz 1905 Cuma günü Taşnaklar tarafından Sultan Abdülhamite karşı suikast yapılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun, 21 Temmuz 1914 yılında seferberlik ilan ederek 1. Dünya Savaşına girmesini de, Ermeniler tarihi bir fırsat olarak görmüşlerdir. Fırsattan istifade Doğuda bir Ermeni Devleti kurmak amacıyla Taşnak, Hınçak, Ramgavar ve Veragas Miyal adlı Ermeni örgütleri İstanbulda bir araya gelerek şu kararları alıp bütün teşkilatlarına ulaştırmışlardır: Rus ordusu huduttan ilerler ve Osmanlı ordusu çekilirse her tarafta birden eldeki vasıtalarla ayaklanılacaktır. Resmi müesseseler ve binalar bombalarla uçurulacak ve yakılacaktır. Hükümet kuvvetleri içerde meşgul edilecek ve levazım birlikleri vurulacaktır. Eğer Osmanlı ordusu ilerleyecek olursa Ermeni askerleri silahlarıyla birlikte Ruslara iltihak edecek, kıtalarından kaçıp çeteler kuracaktır.
Türkler Çanakkalede, Sarıkamışta, Galiçyada var olma, yok olma savaşı verirken cephe gerisinde düşmanın beşinci kolu gibi davranarak savunmasız köyleri basan, insanları katledenlerin savaş sona erinceye kadar geçici olarak yerleri değiştirilmiştir. Tehcir denilen olay, bu şartların ürünüdür.
Nihayetinde, ASALA adlı Ermeni terör örgütünce, kahpece şehit edilen Türk diplomatlarının kanları yerde kalmıştır. Katilleri bulunmuş değildir. Ermenistan, bu canileri kahraman payesiyle onurlandırmıştır.
Azerbaycan topraklarının beşte biri Ermenilerin işgali altındadır. Hocalıdaki katliam, bütün dehşet ve vahşetiyle orta yerde durmaktadır. Ermeni mezaliminden kaçamayan yaşlı ve çocuklar, bütün dünyanın gözleri önünde kafatasları parçalanarak katledilmiştir. Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD bu alçaklığa çanak tutmuştur.
Bu tarihi gerçeklere rağmen özür dileme kampanyaları düzenleyenler, sefilliğin de ötesinde vicdani ve ahlaki yönden sorunludur.
Tehcirden Ermenileri kışkırtan, silahlandıran ve yönetenlerle oyuna gelenler sorumludur.
Yaşadığı ülkeye ihanet edenlere dünyanın her yerinde uygulanan muamele aynıdır.
Emperyalizmin sözcülüğüne soyunmuş bu aydın taslaklarının başlattığı özür kampanyası, her şeyden önce Ermenilerin saldırıları sonucu hayatını kaybetmiş olan şehitlere en büyük saygısızlıktır.
Aslında kampanyayı düzenleyenlerin hangi millete aidiyet duydukları da bilinmediğinden kimden özür diledikleri de pek anlaşılamamıştır.
Kendi ülkesine ihanet eden işbirlikçiler, tarihi çarpıtanlar, emperyalizmin sözcülüğünü ve Ermeni dalkavukluğu yapanlar, özür dileyecekleri bir adres arıyorlarsa o da yüce Türk milletidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Ermenilerin vahşice katlettiği Türkler
YIL: 1918 KARS

BAHÇELİ:Onlardan utanıyorum
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Ermenicilerin girişimini değerlendirirken, Kampanyayı başlatan kişilerden utandığımı söylemek istiyorum dedi.
ARITMAN:Sözümün arkasındayım
CHP Milletvekili Canan Arıtman, Abdullah Gülün anne kökeninin Ermeni olduğunu ve bu gerçeğin Gülün dayısı tarafından dile getirildiğini ifade etti.

Ermenicilerin kampanya için kurduğu internet sitesinde adları kullanılan bir grup öğretmen Biz imza atmadık diye savcılığa suç duyurusunda bulundu. Kilis Milli Eğitim Müdürü Mehmet Emin Akkurt, bazı şube müdürleri ve okul müdürleri, sanal ortamdaki Ermenilerden özür dileme kampanyası na ilişkin sitede yer alan listede isimlerinin bilgileri ve istekleri dışında kullanıldığı iddiasıyla Kilis Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Kilis Milli Eğitim Müdürü Mehmet Emin Akkurt, adliye çıkışında yaptığı açıklamada, sözde aydınlar diye nitelendirdiği bir takım kişiler tarafından internette özür diliyorum kampanyası başlatıldığını ve kampanyaya katılım listeleri yayınlandığını anımsattı. İnternet sitesindeki listenin 90 ve 91. sayfasında kendisinin ve bazı arkadaşlarının isimlerininkendilerinden habersiz kullanıldığını ifade eden Akkurt, şöyle konuştu: Bilgimiz ve isteğimiz dışında adımızı kötüye kullanarak şahsımız ve temsil ettiğimiz devlet görevi şahsiyetimiz yıpratılmak istenmiştir. İlgililer hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikayetçi ve davacı olarak suç duyurusunda bulunduk. Adımızı isteğimiz ve bilgimiz dışında kötüye kullananları şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.

Muğlanın Marmaris ilçesinde bir vatandaş, 1915 olaylarıyla ilgili olarak sanal ortamda başlatılan özür dileme kampanyasının sürdürüldüğü internet sitesinin kapatılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu. Özür Diliyoruz kampanyasının sürdürüldüğü internet sitesinin kapatılmasını isteyen Ahmet Yılmaz, Marmaris Adliyesine gelerek Cumhuriyet Savcısına suç duyurusu dilekçesini verdi. Yılmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, internet sitesi aracılığıyla tamamen gerçek dışı ve hiçbir belgeye dayandırılmadan halkın kin ve düşmanlığa yönlendirildiğini söyledi. Sitenin yayınının bir an önce durdurulması için suç duyurusunda bulunduğunu kaydeden Yılmaz, başvurusunun takipçisi olacağını kaydetti.
İşçi genç, savcılığa yaptığı başvurunun takipçisi olacağını söyledi.
İstanbul Barosu: Hukuktan yoksun
Kampanyaya İstanbul Barosu da tepki gösterdi. Barodan yapılan yazılı açıklamada bu kampanyanın gerçek amacının, Türk milletinin önüne altından kalkamayacak bir fatura koymak olduğu belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: Türk halkının duyarlılıklarını ve ulusal çıkarlarını önemsemeden, diaspora tezlerine ülke içinden katkı anlamına gelecek imza kampanyaları sonucu, ulusumuzun, bugüne kadar kararlılıkla sergilediği toplumsal direnç çökertilmek, güçsüzleştirilmek istenmektedir. Atılacak her imza, toprak ve tazminat istemlerinin dayanağı olarak Türkiyenin önüne konulmak istenen dayanaksız istemlere neden olacaktır. Bireysel tavır diye nitelenmesine karşın, ulusumuzun toptan suçlanmasına, yükümlülük altına sokulmasına yönelik kampanya, iyi niyetten, bilimsellikten, hakkaniyetten hukuksallıktan tümüyle yoksundur

Türk Eğitim-Sen Dörtyol Şubesi, bir grubun sanal ortamda başlattığı özür dileme kampanyasına karşı http://www.sizozurdileyin.com internet sitesini kurarak imza kampanyası başlattı. Türk Eğitim-Sen Dörtyol Şube Başkanı Yaşar Gürakan, Ermeni katliamlarından mağdur olanları desteklemek, Ermeni destekçilerini kınamak amacıyla faaliyete geçirdikleri siteyi kısa sürede çok sayıda kişinin ziyaret ederek kampanyalarına destek verdiğini söyledi. Gürakan, 1915 yılında camilere doldurulup yakılan Müslüman Türklerden, hunharca öldürülen Osmanlı Paşası Talat Paşadan, 1973-1984 yıllarında katledilen dış işleri görevlilerimizden, Hocalıda öldürülen masum Azeri vatandaşlarımızdan, Ermeni katiller adına siz özür dileyin diyerek seslerini duyurmak istediklerini anlattı. Gürakan, Türk milletinden destek bekliyoruz dedi.
http://www.sizozurdileyin.com internet sitesinden imza kampanyası başlatan Türk Eğitim-Sen, destek istedi.

1915 yılında Osmanlı toprakları içinde yaşanan olaylara değinilen kısa bir metnin imzaya açıldığı ve isimlerin http://www.ozurdiliyoruz.com internet adresinde yayınlandığı kampanyaya karşı, geçmişte Osmanlı insanlarının, Ermeniler tarafından maruz bırakıldıkları vahşetlerden ötürü özür bekleyen başka bir kampanya daha başlatıldı. Kampanyanın internet adresi ise http://www.ozurbekliyorum.com oldu. Özür bekleyenlerin kurduğu sitenin sayfa düzeni, renk ve yazı seçimi ve site kullanımı, tepki toplayan ilk özür kampanyası için tasarlanan sitenin aynısı olması ise dikkat çekti. Sitede, tepki sitesindeki gibi bir metin yer aldı. Metinde, Geçmişte Osmanlı insanlarının, Ermeniler tarafından maruz bırakıldıkları vahşetlerden ötürü, tüm Ermenilerin ve yandaşlarının özür dilemeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu vahşetlere göz yumamayacağımı belirtiyor, tüm Türk Dünyası ve Osmanlı torunları adına özür bekliyorum denildi. Sitede bir de Şubat 1992deki Karabağ Savaşı sırasında Dağlık Karabağ Bölgesinde bulunan Hocalı kasabasında Ermeniler tarafından öldürülen Türklerin fotoğrafı yer alıyor.
http://www.ozurdiliyoruz.com internet adresinde ise Ermenilerin öldürdüğü Türklerin fotoğrafı yer alırken, Asıl onlar özür dilesin dendi.
Ermeniler devamını bekliyor
ABDdeki Ermeni Asamblesi, işbirlikçilerin başlattığı kampanyadan memnun olduğunu açıkladı.
ABDde bulunan Amerika Ermeni Asamblesi (AAA) adlı kuruluş, Türkiyede bir grubun başlattığı 1915 olayları için Ermenilerden özür dileme kampanyasını, Türkiyenin Ermeni iddialarıyla yüzleşmesinin ilk adımı olduğunu ileri sürdü. AAAdan yapılan açıklamaya göre, kuruluşun icra direktörü Bryan Ardouny, Türkiyede geri dönülmez bir eğilim başladı. Bu özür, bu yönde bir ilk adım ve Türkiyenin, kaçınılmaz olarak soykırımgeçmişiyle yüzleşmesi sonucunu ortaya çıkaracak görüşünü savundu.
Kongredeki Ermeni lobisi
AAAnın açıklamasında, özür kampanyasına verilen desteğin dramatik şekilde artmayı sürdürdüğü savunuldu. Ardouny, ABD başkanlığına seçilen Barack Obama ve yardımcısı Joe Bidenin, Türkiyenin geçmişiyle uzlaşmasını desteklediğini söyledi. Obama, seçim kampanyası sırasında, başkan seçildiği takdirde, 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyacağını dile getirmişti.
Bu arada Kongrenin alt kanadı Temsilciler Meclisindeki Ermeni lobisinin Cumhuriyetçi kanadının eşbaşkanlığına Illinois eyaleti milletvekili Mark Kirk getirildi. Özellikle Temsilciler Meclisindeki Ermeni lobisinin, en kısa sürede benzer bir tasarıyı hazırlayıp sunması bekleniyor.

Malum takımın bildirisine yurdun dört bir tarafından tepki yağıyor. Akademisyenler, sivil toplum mensupları, vatandaşlar girişimi kınıyor.
İFTİRALARI KABUL ETME REZİLLİĞİNİ YAŞIYORUZ
Türk Ocakları Genel Başkanı Nurİ Gürgür:
Bu, Türkiye gibi bölgede çok kritik bir konumda olan bir ülkenin siyasal tezlerine darbe vurmaktır. Mesele tarihi bir meseledir. Tarihi perspektif içinde aydınlanması gerekirken, insanlar kesin hüküm vermeyi tercih ediyorlar. Doğrudan doğruya Türk milletini tahkir etmeyi ise insancıllık ve özgürlük olarak tanımlıyorlar. Biz, siyasal olarak bu açılımı kendi yönümüzde geliştirmek yerine Ermeni tezlerini kabullenmek gibi bir rezilliği yaşıyoruz.
GAFLET VE HİYANET İÇERİSİNDELER
Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Gündüz:
Bu kampanyada sözde aydın diye etiketlenenlerin önemli bir bölümü Türkiyenin Atatürkün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefinden rahatsız. Cumhuriyetin değerleri ulus devlet üzerine kuruludur. Liberal, ekonomik ya da düşünsel sisteme sadakatlerini emperyalist ülkelerin ülkemiz üzerinde oynamak istedikleri oyunlarla birleştirenler ya gaflet içerisindedirler ya da hıyanetle meşguldürler.
HİÇ KİMSEDEN ÖZÜR DİLEMİYORUZ
Türkiye Gençlik Federasyonu Genel Başkanı RIza Sümer:
1915 olaylarından hem Ermenistanın hem de Türkiyenin ders çıkarması gerekir. Bu derslerde kimse kendini sadece öğretmen veya sadece öğrenci olarak görmemelidir. Hepimiz hem öğrenci hem de öğretmen olmak durumundayız. İki komşu ülkenin bugünkü kuşakları, geçmişte bu topraklarda yaşanan çok acı olayların sorumlusu değildir. Bu nedenle biz, hiç kimseden özür dilemiyoruz. Hiç kimseye de adımıza özür dileme yetkisi vermiyoruz. Ayrıca, hiç kimseden de bizden özür dilemesini beklemiyoruz.
TARİHİ BELGELERİ GÖRMEZDEN GELİYORLAR
Elazığ Veteriner Hekimleri Oda Başkanı Doç. Dr. Orhan Özbey:
Kampanyayı şiddetle kınıyorum. Erivanın avukatlığını yaparak lobi oluşturmaya çalışan sözde aydın, aslında aydınlanma özürlü çevrelerin başlattıkları kampanya bu sözde aydınların amacını ortaya çıkarmıştır. Ermeni hayranı olan bu sözde aydınların Erzurum, Van gibi Doğu Anadolu illerinde, Ermeni mezaliminin kol gezdiği diyarlarda yapılan araştırmalara bakması gerekir. Her ne kadar bu isimler aydınlanma özürlü olsalar da fazla zahmete girmeden Atatürkün kurduğu Türk Tarih Kurumundan istedikleri bilgileri, belgeleri alabilirler. Ermenilerin neler yaptıkları hususunda yörede hâlâ bulunan kalıntıları ve tarihi belgeleri görmezlikten gelmek gaflet ve delalettir, diye düşünüyorum.
SOYKIRIMI YALANININ KABULÜ İÇİN UĞRAŞILIYOR
1. Dünya Harbinde Ermeni Çetelerin Katliamlarına Uğramış Mağdurlar Derneği:
Yönetim kurulu olarak Ermeni diasporasına ve radikal Ermeni gruplarına cesaret veren, Türklerin acılarını yok sayan, Vanlıları derinden yaralayan, taraflı Özür Diliyorum kampanyasına öncülük eden marjinal grubu, destekleyenleri ve imza atanları kınıyor ve protesto ediyoruz. Bu, asılsız iddiaların ülkemizce kabul ettirilmesine yönelik kampanyanın bir parçasıdır. Yargısız infazdır.
GELSİNLER DE TOPLU MEZARLARI GÖRSÜNLER
Atatürk Üniversitesi Türk Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erol KürkçüoĞlu:
1. Dünya Savaşı sırasında ve savaştan sonra asıl mağdur olan taraf, Türkler olmuştur. Başlatılan özür kampanyasıyla insanların kafası karıştırılmak isteniyor. Tarihimizde soykırım ve katliamın olmadığı belgelerle ortadadır. Bu meseleyi en iyi biz biliyoruz. Bunun aksini iddia eden gelip toplu mezarlarda yaptığımız çalışmaları görsün.
BİZ SUÇLU DEĞİLİZ SUÇLULAR DÜŞÜNSÜN
Koru Beldesi Belediye Başkanı Recep Başan:
Kampanyada adım gözüküyor. Şahsım ve milletim adına Ermenilerden özür dilemiyorum. Özür dileyecek biri var ise bu biz değiliz. Adım listeye kötü niyetli kişiler tarafından eklenmiş. Tarihini bilen bir Türk evladı olarak, Ermenilerden neden özür dileyelim? Bu olaylarda suçlu biz miyiz? Şahsım ve milletim adına Ermenilerden özür dilemiyorum. Özür dileyecek biri var ise bu biz değiliz.
VİCDANIMIZ KALDIRMIYOR
Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Erzurum Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Süleyman ÇİĞdem:
Kampanya tarihi gerçekler bilinmeden, araştırılmadan, tamamen hissi ve taraflı bir değerlendirme sonucu başlatıldı. Kampanyayı düzenleyenler tarihi gerçekleri görmezden geldi. 1915 öncesini bilmeden olayları ele almak hem milletimizi rencide eder hem de tarihi gerçeklerin reddini ortaya koyar. Bu gibi olaylarla ilgili bir çalışma yapılırken önce araştırılmalı, sonra kamuoyu önüne çıkılmalıdır. Bizim de vicdanımız bu yapılanı kaldırmıyor ve çeşitli illerde katledilen aziz şehitlerimizden özür diliyoruz. Çünkü bu topraklarda Müslüman Türk olarak yaşarken bunun bedelini canlarıyla ödeyen şehitlerimizin masumiyetini ne içerde ne de dışarda anlatabildik.
Ermeni zulmüne maruz kalanların yakınları tarafından kurulan dernekler ise sözde aydınları bölgeye gelip asıl gerçeklerle yüzleşmeye çağırıyor.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslarla işbirliği yapıp Doğu ve Güneydoğuda terör estiren Ermenilerin katliam izleri hâlâ canlılığını koruyor.

TBMM Dışişleri Komisyonu toplantısında gündem dışı söz alarak özür dileme kampanyasına destek veren Cumhurbaşkanı Abdullah Güle yüklenen CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman sözlerinin arkasında olduğunu söyledi. Toplantıda kullandığı Abdullah Gül, cumhurun, yani Türk milletinin cumhurbaşkanlığını yapsın, etnik kökeninin değil. Cumhurbaşkanının anne tarafından etnik kökenini araştırın görürsünüz ifadeleri tekrarlayan Arıtman Gerçekleri söylemeye devam edeceğim dedi.
Dayısı doğruladı
Ermeni işbirlikçilerinin başlattığı özür diliyorum kampanyasına imza atan sözde aydınları vatan hainliği ile suçlayan Arıtman, Gülün annesinin Ermeni olduğunu ve bu gerçeğin bizzat Gülün dayısı tarafından dile getirildiğini ifade etti. Arıtman şunları kaydetti: Sayın Gülün dayısı İzmir Atatürk Eğitim Hastanesinde Nöroloji uzmanı Dr. Ahmet Satoğludur. Kendisi Ermeni kökenli olduğunu söylüyor. Kendisine de sorulabilir. Dindar bir insandır. Doğruyu söyleyecektir. Biz, hiçbir zaman insanların etnik kökenlerini sorgulamadık. Bizim için bunun önemi yoktur. Hangi etnik kökenden olursa olsun insana saygı duyarız. Biz, başından beri Gülün annesinin Ermeni kökenli olduğunu biliyoruz. Ama, biz bunu, dindar Cumhurbaşkanıpropagandası yaptıkları dönemde de biliyorduk, hiç gündeme getirmedik. Ama, şimdi durum farklı. Cumhurbaşkanıdır ve Türk Milletinin hakkını, çıkarını koruma sorumluluğu vardır.
Devletin politikası yok mu?
Sözlerinin arkasında olduğunu ve bir durum tespiti yaptığını söyleyen Arıtman, Türk milletine hakaret eden bir güruh aymazın, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı tarafından hoş görüldüğünü ve bir anlamda onaylandığını belirterek Düşünce özgürlüğü adı altında yapılan bu hareket Türk milletine hakarettir. Cumhurun başkanı kalkıp bunu ifade etmeli ve devletin politikasını ortaya koymalıdır dedi.
Gül benim Cumhurbaşkanım değil...
Bir güruh aymaz tarafından milletimize hakaret ediliyor. soykırım iftirası üzerimize atılıyor. Bunun için de özür dileniyor. diyen Arıtman, böyle bir şeyin kabul edilemeyeceğini söyledi. Arıtman şöyle devam etti: Bu konuda bir devlet politikası var. Türk milletinin hakkını hukukunu korumak ve tarihsel, siyasal tezini ortaya koymak Cumhurbaşkanının görevidir. Özür dilenecek bir şey yoktur. Cumhurun başkanı ise kalkıp bunu söylemesi gerekir. Devletin görüşü budur. Bizim tezimiz budur. Sayın Gülün, bu teze aykırı söylemlerin yanlış, sakıncalı olduğunu söylemesi gerekirken bir anlamda dolaylı destek vermesi, Hepimiz Ermeniyizdemektir. Bunun başka anlamı var mı? Biz ırkçı değiliz. Kafatasçı değiliz. Biz Türk milletiyiz. Hangi etnik kökenden gelirsek gelelim Cumhurbaşkanı da bu kavramı kabul etmek durumundadır. Türk milletinin hakkını hukukunu korumak zorundadır. Korumuyorsa benim cumhurbaşkanım değildir. Arıtman, Türkiyede Türk milleti adına konuşan herkesin suçlandığını söyledi.
Zirvede özür çatlağı!
Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan arasına bu kez de özür konusu girdi. Bir grup sözde aydının başlattığı Özür Diliyoruz kampanyası Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki çatlak iddialarını daha da güçlendirdi. Malum takımın internetten imza attığı bildiriye Başbakan Erdoğan sert tepki gösterirken Cumhurbaşkanı Gül yeşil ışık yakmıştı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül önceki gün yaptığı açıklamada, Türkiyede her türlü görüşün açıkça tartışılabilmesinin devlet politikası olduğunu belirterek, Özür Diliyoruz kampanyasına itirazının olmadığını ima etmişti. Başbakan Erdoğan ise girimi mantıksız bulduğunu belirtmişti. Erdoğan şunları kaydetmişti: Herhalde onlar böyle bir soykırımı işlemiş olacaklar ki özür diliyorlar. Türkiye Cumhuriyetinin böyle bir sorunu yok.
Mantıksız buluyorum
Yani eğer ortada böyle bir suç varsa suç işleyen özür dileyebilir. Ama ne benim ne ülkemin ne milletimin böyle bir sorunu yok. Ben şahsen başlattıkları o kampanyayı kabul etmiyorum, desteklemiyorum ve onun içinde de yer almam. Çünkü suç işlemedim ki özür dileyeyim. Suç işlersem özür dilerim. Böyle bir şey yok ortada. Böyle bir özür dileme olayına girmeyi ben mantıksız buluyorum, kusura bakmasınlar.
Dışişleri de Gülü destekledi
Dışişleri Bakanlığı ise kabinenin başındaki Başbakan Erdoğana değil, Cumhurbaşkanı Güle destek verdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, emekli büyükelçilerin girişimi hakkında yeni bilgi sahibi olduklarını belirterek, Ne tarafımızdan bir yönlendirme olmuştur, ne de bir tepki vermeyi doğru buluyoruz dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Özür diliyorum kampanyasıyla ilgili olarak, Kampanyayı başlatan kişilerden utandığımı söylemek istiyorum dedi. Bahçeli, Sheraton Otelde yaptığı basınla sohbet toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir süre önce başlatılan 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına ilişkin Özür diliyorum kampanyasına yönelik soru üzerine Bahçeli, iddiaların Türk devletini uzun süredir meşgul ettiğini söyledi.
Bahçeli, Türk devletinin her zaman bu iddialara karşı duruş sergilediğini, ancak bütün bunlara rağmen Ermeni diasporasının özellikle ABD ve Fransada gayretlerini sürdürdüğünü belirtti. Sözde bazı aydınlarımız sözde Ermeni soykırımı iddialarına sanki bir cevap verilmesi gerekiyormuş gibi özür dileme kampanyası başlattılar diyen Bahçeli, kampanyanın yersiz olduğunu ve vazgeçilmesi gerektiğini daha önce de söylediğini dile getirdi. Toplumun her kesiminde bu kampanyaya karşı milli ruh sergileme gibi bir davranış geliştiğini ifade eden Bahçeli, bunun ülke için sevindirici olduğunu söyledi. Bahçeli, Kampanyayı başlatan kişilerden, samimiyetle söylemek istiyorum, utandığımı söylemek istiyorum. Bu kampanyayı yapanlardan Türk milleti olarak utanmamız gerektiğini söylüyorum diye konuştu.
MHP karşı bildiriyi imzaya açtı
MHP, 1915 olaylarına ilişkin başlatılan Özür diliyorum kampanyasına karşı bir bildiriyi imzaya açtı. MHP Grup Başkanvekilleri Mehmet Şandır, Oktay Vural ve MHP genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya, TBMMde düzenledikleri basın toplantısıyla bildiriyi kamuoyuna duyurdu. Şandırın okuduğu bildiride şöyle denildi:
İlk imza Bahçeliden
Yüce Türk Milletine; Bir grup sözde aydının başlattığı ve Türkiyenin tarihini karalamaya yönelik özür kampanyasını kınıyoruz. Türk milletinin şerefli tarihinde utanacağı bir sayfa bulunmamaktadır. Tarihi saptırarak ecdadımızı karalamak hiçkimsenin hakkı ve haddi değildir. Türkiyeyi en ağır insanlık suçu işlemekle mahkum etmeye çalışan ve soykırım yalanının sözcülüğünü yapanlara bu gerçekleri hatırlatmak isteriz. MHPli Şandır, bildiriye ilk imzayı Devlet Bahçelinin koyduğunu da söyledi. Oktay Vural ise konuyla ilgili metnin CHP ve AKP grup Başkanvekillerine iletildiğini söyledi.
Ankara başka şey konuşmuyor
Ermenicilerin girişimi muhalefet kanadından sert tepkiler alırken, iktidar üyeleri biraz daha temkinli
Ülkenin onurunu koruyamadı
CHP Genel Başkan Yardımcısı ONUR ÖYMEN:
TBMM söz konusu 1915te cereyan eden olayların tarihçiler tarafından araştırılmasına karar vermiştir. Bir taraftan bu konu araştırılsın diyeceksiniz, diğer taraftan sanki araştırma sonuçlanmış gibi özür dileyeceksiniz. Bunu çok yanlış isabetsiz görüyoruz. Özür dilemesi gereken taraf vardır. Bunların başında Ermenistan gelir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün Özür diliyoruz kampanyasını fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirmesi doğrudur, ama başka doğru da vardır. O da Cumhurbaşkanının görevlerinden biri de ülkelerinin onurunu korumaktır. Siz geçmişinizi suçlayanları korumakla, ülkenin onurunu korumuş olmazsınız.
Durup dururken nereden çıktı
CHP Grup Başkanvekili KEMAL ANADOL:
Sayın Cumhurbaşkanı, durup dururken, hiçbir ön koşul aramaksızın, Erivana maça giderek, bu tür girişimlerin önünü açmış oldu. 1915te olan bitenleri tarihçilere havale etmek istiyoruz, aydınlarımızın büyük çoğunluğu da böyle düşünüyor. TBMMnin 22. Dönemde aldığı bir karar var. Milletvekillerinin avam kamarasına yazdığı mektup var. Geçen dönem bu tartışma bitti. Bu kampanya, durup dururken neden ortaya çıktı. Buna neden gerek duyuldu. Anlamak mümkün değil. Katılmak da mümkün değil.
Ben devletimden yanayım
Adalet Bakanı MEHMET ALİ ŞAHİN:
Bu konuda devletin görüşü neyse, benim görüşüm de o. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Ermeni soykırımı iddialarına karşı nasıl bir düşünce, tavır ve politika içindeyse; aynı politikanın devamından yanayım.Dolayısıyla bir takım sivil toplum örgütleri, farklı bir tavır içerisine girebilirler, o kendi takdirleridir. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, bu konudaki yaklaşımı, değerlendirmesi ve politikası benim için önemlidir.
En güzel cevabı elçiler verdi
Başbakan Yardımcısı CEMİL ÇİÇEK:
Buna aslında en güzel cevabı emekli diplomatlar verdi. Bu olaylar sebebiyle hayatını kaybetmiş birçok Türk kökenli insan vardır. Bir işe bakacaksak bütün yanlarıyla bakmak lazım. Meselenin iki yönüne de bakmak lazım. Bir tarihi olay incelenecekse bu şart. Aksi halde başka anlamlar çıkar.
Meselenin gündemden çıkacağını sanmıyorum
Kültür ve Turizm Bakanı ERTUĞRUL GÜNAYDIN:
Bu, uzun yıllardır Türkiyede tartışılır. Böyle anlık birtakım kampanyalarla ya da karşı kampanyalarla bu meselenin gündemden çıkarılabileceğini sanmıyorum.
Emperyalist oyunu
İP Genel Başkan Vekili M. BEDRİ GÜLTEKİN:
Kampanya, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin soykırımlar üzerine kurulmuş gayrimeşru bir devlet olduğu yönünde kamuoyu oluşturmayı amaçlıyor Kampanyanın arkasında doğrudan emperyalistler var.
ASALA'nın şehit ettiği TÜRKLER

